Korhanlar ||tamamlandı

By gaamzeyyy

3.4M 213K 142K

Ufak bir hata... Sadece minicik bir hata benim çocukluğumun katili oldu. Doğduğum gün yapılan o hata, benim 1... More

Karakter Tanıtımı
1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8. Bölüm
9. Bölüm
10. Bölüm
11. Bölüm
12. Bölüm
İnstagram Bölümü
13. Bölüm
15. Bölüm
16. Bölüm
İnstagram Bölümü
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm
İnstagram Bölümü
21. Bölüm
22. Bölüm
23. Bölüm
24. Bölüm +instagram bölümü
25. Bölüm
26. Bölüm
İnstagram Bölümü
27. Bölüm
28. Bölüm
29. Bölüm
30. Bölüm
31. Bölüm (×2)
32. Bölüm
33. Bölüm
34. Bölüm
35. Bölüm (×2)
İnstagram Bölümü
36. Bölüm
37. Bölüm| wp
38. Bölüm |××|
39. Bölüm
tanıtım2
40. Bölüm
41. Bölüm
42. Bölüm
43. Bölüm
İnstagram Bölümü
44. Bölüm
45. Bölüm
1 Milyon!
46. Bölüm
47. Bölüm
48. Bölüm
49. Bölüm
50. Bölüm
51. Bölüm
52. Bölüm
final
finalden sonra

14. Bölüm

66.7K 3.9K 3.4K
By gaamzeyyy

Medyada Adar ve Beren var ;)

*BERENDEN*

"Laan köleler! İçecekleri de taşıyın!" diye tüm gücüyle bağırdı Yamaç abi.

"Az yede uşak tut amına koyayım!" diye aşağıdan Adarın sesi geldi.

"Ya anne o da küfür etti ama!" diye bağırma sesi geldi sonrada. Heralde Yasemin teyze küfür ettiği için kızmıştı.

Şu an Yamaç abi, Ayaz abi ve ben en üst katta oturuyorduk. Diğerleri de aşağıdan yiyecekleri getiriyordu. Yamaç abilerde aşağıya inip söylemeye üşendikleri için  4 kat aşağıya bağırıyorlardı.

Evet ayı gibi...

Sonunda diğerleri de gelince bizde ayağa kalktık ve ortada duran büyük sehpanın üstüne her şeyi ayarladık.

"Ee ne yapıyoruz?" diye sordu Yalın. Ona da abi demeli miydim?

"Film izliyelim?" diye sordu Yağız.

"O en son iş aşko. Enerjimiz varken oyun filan oynayalım." dedi Adar. Hafif güldüm. Aşko demesi aklıma Mikayı getiriyordu.

"Tamam o zaman PES atalım mı?" dedi Ayaz abi. Koca gibi koca bee!

Hepimiz onu onaylayınca Yalın ve Ayaz abi televizyonu ayarladılar. Ardından da grupları ayarladılar.

Yamaç abi- Yağız
Ayaz abi- Yalın
Ben ve Adar

Anladığım kadarıyla en iyi Adar ve Yalın oynuyormuş. Ve ben bilerek Adarı istemiştim. Çünkü neden olmasın.

Yamaç abi ve Yağızın eli baya küfürlü geçmişti. Hemde baya baya. Yağız başlamadan önce kazanacağına dair çok fazla laf söylemişti. Ve Yamaç abi kazanmıştı. Kazanıncada Yağıza öyle bir kapak işareti yapmıştı ki ses katta yankılanmıştı.

Ayaz abi ve Yalının eli ise Ayaz abinin küfürleriyle geçmişti. Yalın sadece oyuna odaklanmıştı ve kazanmıştı. Ayaz abi ise kaybedince 'kol bozuk' diye o klişe yalanı söylemişti. Zaten hep kaybedenin kolu bozuk olur...

Adar ise her dakikamızı videoya alıp paylaşıyordu. Aslında güzel bir şeydi yaptığı.

Sıra ben ve Adara geldiğinde, Yağız videoya çekmeye başladı. Ben kaybedeceğimi biliyordum. Çünkü Adar baya baya iyi oynuyor demişlerdi. Diğerlerinden iyi oynuyordu. Bu büyük bir gerçekti. Ama benden iyi oynamıyordu...

"Oha! OHA!" diye bağırdı Adar elinde ki kolu atarken. Evet ben yendim. Puahahah!

"Brems Bey en iyi siz oynuyorsunuz." dedim ve göz kırptım Adara. Önce kaşları çatılsa da sonra gülümsedi.

"Allahım bu kız bana çekmiş diyorum! Kudurun köpekler!" dedi, son cümlesini diğerlerine bakarak söylemişti.

"Puşt." dedi Yamaç abi gözlerini kısarak.

Adar bizi çeken Yağızından videoyu isteyip 'Anacım oğlun bi gavura vuruldu' yazıp paylaşmıştı. Bende 'dikkate ette o gavur sana gavura vurur gibi vurmasın' diye yorum atmıştım.

"Evet şimdi ne yapıyoruz?" dedi Yalın araya girerek. Ne yapsak ki?

"Buldum!" diye bağırdı Adar. Hepimiz ona döndük.

"Yemek yiyelim!" dedi büyük bir heyecanla.

Yuh! Midesiz herif!

"Midende kara delik mi var amına koyayım? 2 dakika ağzın boş durmuyor." dedi Yamaç abi. Sonra da Adarın kafasına şaplak attı.

"Of susuyorum o zaman ben. Ne haliniz varsa görün. Küstüm." dedi Adar trip atarcasına.

2 dakika sonra lafa atlamazsa bende Beren değilim...

"Ya bence film faslına geçelim. Oyunu sonra oynarız. İstemezsekte bi kaç film daha patlatırız. Gece bizim zaten." dedi Ayaz abi.

"Tamam o zaman film izliyeliim!" diye lafa atladı Adar.

Bari 2 dakika sabretseydin Adar...

"Ne izliyelim? En sevdiğin film ne?" diye bana soru yöneltti Yalın.

Bana bu soruyu sorduğunuz için bir tık alındım ama daha beni tam tanımıyorsunuz. O yüzden sizi affettim.

Onların haberi olmadan içimden onlara küsüp barışmamı bir kenara bırakıp Yalına döndüm.

"Sormadınız farz ediyorum... Call Me By Your Name." dedim hülyalı hülyalı.

Aşığım bu filme.

Aslında çok büyük Johnny Depp fanıyımdır ve bütün filmelerine aşığım ama bu filmi onun filmlerinden bile çok seviyordum.

Bu film çok ayrıydı. Mükemmeldi. Harikaydı. Eşsiz ve benzersizdi...

"İzlemedik." dedi Yağız.

"O zaman onu izliyelim. Böyle mükemmel bir şeyden eksik kalmanızı istemem." dedim.

Her ne kadar replikleri ezbere de bilsem kusana kadar izliyebilirdim. Lütfen herkes izlesin şu filmi. Lütfen. Bütün dünya izlesin. Herkes kusana kadar izlesin...

"Açıyorum o zaman." diyip ayağa kalktı Yamaç abi. Bizde sehpanın etrafına geçtik. Yerde oturuyorduk. Çünkü yiyeceklerin hepsi sehpadaydı.

Herkes yerine oturunca o şaheseri izlemeye başladık. Onların yorumlarını da merak ediyordum.

.
.
.

Is it better to speak or to die?” 

"Çok iyiydi." dedi Ayaz abi.

"Fazla iyiydi." dedi Yamaç abide. Diğerleri de beğendiklerini belli ederken gülümsedim.

Film bitmişti. Benim içimde yine ilk izlediğimde olan o his oluşmuştu. Aşığım bu filme...

"Bir daha izliyelim. Hadi kalkın." dedi Adar. Güldüm. Benlik bir sıkıntı yoktu ama ilk izleyen birisi daha ilk izlemesinin şokundan çıkamadan ikinciyi izleyemezdi. Yani o tarzda bir film değildi.

"Bence önce bir nefes al. Başka zaman yine izleriz. Başka bir şey izliyelim şimdi." dedim.

"Söz ver yine izlicez." dedi Adar. Güldüm yine. Demek ki sevmişti.

"Walla söz." dedim. Kafasıyla onayladı beni.

"Başka ne izliyelim?" diye sordu Ayaz abi. Aklıma gelen fikirle onlara döndüm.

"Sabaha kadar 50 tane farklı film izlemek yerine 1 sezonluk bir dizi izlemek daha mantıklı bence." dedim.

"Karımı seçerken zekasına tutulduğumu söylemiş miydim?" dedi Ayaz abi. Hepimiz güldük bu dediğine.

"Hangi diziyi izliyoruz?" diye sordu Yağız.

"Tepedeki Ev? Zaten izleyecektik. Beren korkmazsa izliyelim." dedi Yalın. Ben mi korkacaktım? Hadi canım!

"Ben korkmam." dedim. Bana inanmadıklarını belli eden bakışlar attılar ama bir şey demediler.

Tabi ki de inden cinden korkmuyordum. Korkularım çok farklıydı benim...

"Tamam o zaman açıyorum. Eminsiniz değil mi? Başlarsak bitene kadar hiç birinizi kaldırmam." dedi Ayaz abi. Hepimiz onayladık.

Ayaz abi netflixten diziyi açınca yerimde yayıldım. Gram uykum yoktu.

.
.
.

"Ananın eli yüzü kara!" diye bağıran Adar ile elimdeki yastığı ona attım.

"Sus artık." dedim. Sabahtan beri sürekli küfür olmayan cümleleri küfür gibi havaya savuşturuyordu.

Korkuyordu...

"Nasıl susayım Beren? Lan bi tek ben mi izliyorum? Siz nasıl dayanıyorsunuz anasını satayım?" dedi ciddi bir şekilde. Onu ilk defa bizim yanımızdayken ciddi görüyordum. Okulda filan da ciddiydi ama şu an garibime gitmişti.

"Korktuğun şeyin bir dizi olduğunu söylememe gerek yoktur umarım." dedim derin bir nefes alırken. Sonra kafamı cama çevirdim.

Baya güzel diziydi. Ve şu an hava aydınlanıyordu. Saat sabah 07.15'di. Uyumamıştık ve sabaha kadar bir şeyler yiyip dizi izlemiştik.

Şahsen ben baya eğlenmiştim. Hem onlara da ciddi anlamda alıştığımı farkettim.

Galiba bana karşı bu kadar iyi ve yakın olmasalardı şu an yanlarında bile oturacak kadar samimi hissetmezdim kendimi. Ama bana kendilerini baya alıştırmışlardı. Sanırım seviyordum onları.

"Bitti." dedi Yamaç abi ayağa kalkarken. Ona döndüm.

"Güzeldi." dedik hepimiz aynı anda. Sonra bu halimize güldük.

"Korkunçtu!" dedi Adar. Gözlerimi devirdim. Korkması gayet doğaldı. Ama ne bileyim garipti işte onların korkması.

"Saat 07.30. Uyuyacak mıyız?" diye sordu Yağız. Ne uyuması ya? Zaten yarım saat sonra kalkıcaz.

"Gidin üstünüzü giyinin. Aşağıya inelim. Uyursak bile dalamadan kalkıcaz zaten." dedi Yamaç abi.

Uykum var. Ama haklıydı. Uyursam uyanamazdım.

"Tamamdır." dedi Ayaz abi ve hepimiz ayağa kalkıp aşağıya indik.

"Hızlı olun. Ayrıca Yalın sakın uyuma. Uyanamasın. Walla acımadan atarım seni aşağıya." dedi Yamaç abi.

Anladığım kadarıyla Yalın uykuya aşıktı. Bu her fırsatta uyumasından anlaşılıyordu.

Odama girip hemen telefonumu şarja taktım ve ardından banyoya girdim. Bari uykum açılsın...

Kısa bir duşun ardından saçımı tarayıp hemen giyinme odasına girdim. Uykum vardı ve uykum varken hep üşüyordum. Kalın giyinsem iyi olurdu.

Altıma gri bir jogger, üstüme Lakers bana 4 beden büyük olan bir sweat giydim. Ayakkabı olarakta beyaz Nike Air Force giyecektim.

Okula gitmem zerre umrumda değildi. Şu an uykum vardı ve asla pantolon giyip kendimi sıkamazdım. Kimsenin düşüncesi umrumda değil.

Çantamı da omuzuma atıp şarjda olan telefonumu alıp odadan çıktım. Diğerleri de buradaydı. Galiba beni bekliyorlardı.

Üstlerine bir bakış attım. Gördüklerime gülümsememe engel olamadım.

Hepimiz anlaşmış gibi gri eşofman giymiştik ve hepimizin üstünde sweat vardı. Bilerek ve isteyerek yapsaydık bile böyle denk geleceğini düşünmüyordum.

Gri eşofman giyen erkekler... Evlenmemiz gereken konular var...

"Okulda pijama partisi var. Yehuu!" dedi Adar. Dediği şeye güldüm.

Demek ki hepsi benim gibi rahatına düşkündü.

"Hadi inelim." dedi Yamaç abi ve asansöre yürümeye başladı. Bizde peşinden gidip bindik.

Galiba uykusuzken onlar kendileri değildi. Çünkü Adar hariç hepsi her an birisine dalabilir gibi duruyorlardı.

Asansörden inip yemek yedikleri odaya girdik. Burası oturma odası gibi bir şeydi. Masa ve bir tane kocaman L koltuk vardı.

"Günaydın." dedi bizim içeri girdiğimizi gören büyükler.

"Sizede." dedik aynı anda. Oha! Günaydın demeye üşendiğim için sizede demiştim ve onlarda benimle aynı şeyi söylemişti. Ne oluyor lan bize?

"Ne oldu size? Hepinizin yüzünden düşen bin parça?" dedi babam.

"Uyumadık." dedi Yalın esnerken. Hepimiz masaya oturduk uyuşuk adımlarla. Cidden uykum var.

"Hayırdır? Niye uyumadınız?" diye sordu Mehmet amca.

"Dizi vardırmıştı bir tane. Biz onu izlemek." dedim gözlerimi açmaya zorlarken.

Dokanmayın bana! Uykum var!

"Devreler karışmış iyice." dedi Mehmet amca ve güldü. Bende gülmeye çalıştım ama olmadı. Yüz kaslarım bile uyku diye ağlıyordu resmen.

"Niye sabaha kadar oturdunuz ki? Uykusuz kalmışsınız. Gün boyu böyle mi gezeceksiniz?" diye sordu annem.

"Okula gitmeyelim değil mi anne?" dedi Yalın. Uyumamak için büyük çaba harcadığı belliydi.

"Ne münasebet canım? Gidilecek okula." dedi annem ve Yasemin teyze aynı anda. Bu evde ki herkes neden aynı anda konuşuyor? Daha doğrusu nasıl?

"Öğlen gelsinler bari eve. Şu kızın haline bak." diyerek dik tuttuğu çatala alnını yaslamış olan beni gösterdi babam.

Hiç sarhoş olmamıştım ama neden sarhoşmuşum gibi hissediyordum? Ne alaka?

"Ne dersin Yasemin?" dedi annem. Heralde acımıştı bize. Ama yine de vicdanını rahatlatmak için Yasemin teyzeye soruyordu.

"İyi tamam. Öğlene kadar girsinler bari derse." dedi Yasemin teyze de. Şu an ne kadar sevinmişte olsam uykum daha ağır bastığı için bir yorumda bulunmadım.

"Ben bir şey yemeyeceğim." dedi Adar.

Ne?! Kafamı hızla ona çevirdim. Herkes benim gibi şaşkındı. Adar ve yemek yememek?

"Ben yemiyorsam sizde yemezsiniz zaten. Uykulu uykulu yemek mi yenir ayrıca. Kalkında gidelim okula." dedi ayağa kalkarken.

Haklıydı ama onun yemek yememesi çok garipti.

Hepimiz ayağa kalkınca babamda kalktı.

"Ben bırakırım sizi. Sürmeyin bu halde araba." dedi ve annemi öpüp önden çıktı. Bizde peşinden uyuşuk uyuşuk çıktık.

Kısa bir araba yolculuğundan sonra arabadan indik.

"İyi dersler. Dikkatli olun." dedi ve yanımızdan ayrıldı babam.

Yarı uyuyor olduğum için her şey çok hızlı oluyormuş gibi hissediyordum.

"Yürüyün hadi." dedi Yamaç abi. Hepsi yürümeye başlayınca bende yarım açık gözlerimle yürümeye başladım. Diğerlerinin de benden geri kalan bir yanı yoktu.

Birden ayağımın bir şeye yakılmasıyla öne doğru sendeledim. Tam düşecekken Yamaç abi kolumdan tuttu.

"İyi misin?" dedi acaleyle. Kafamla onu onayladım.

Eğer düşseydim benim için sorun olmazdı. Büyük ihtimalle yerde uyumaya devam ederdim. Keşke düşseydim...

"Gir koluma. Düşüp bir yerlerini yaralayacaksın." dedi. Suratına baktım. Gözleri kıpkırmızıydı ama uykusuz olduğu belli olmuyordu.

Kolunu uzattı. O an bir şey farkettim...

Düşündüğüm şeye gülümseyip koluna girdim. Diğerleri önden gidiyordu bizde peşlerinden. Herkes yine bize bakıyordu. Hem kıyafetlerimize hem de hâlâ benim kim olduğumu bilmedikleri için bakışlarıyla bizi sorguya çekiyorlardı resmen.

Bok var zaten di mi?

Asansöre binip direkt sınıflarımıza çıktık. Yağızla direkt sıramıza oturduk.

"Hocalara söyleyin uydurmasınlar." dedi Yağız sınıfa. Sonra ikimizde aynı anda kafamızı sıraya koyduk.

"İyi uykular."

.
.
.

"Beren hadi uyan abicim. Bereen. Hadii!" diyen Yağızın sesiyle gözlerim açıldı.

Huh! Uykumu az da olsa aldım bee!

Kafamı sıradan kaldırdım. Sınıf bomboştu. Sadace Yağız ve ben vardık.

"Öğlen arası. Eve geçicez." dedi. Kafamla onayladım. Çantamı omuzuma takıp ayağa kalktım. O da kalkınca sınıftan çıktık.

"Sen in aşağıya. Ben elimi yüzümü yıkayıp geliyorum." dedim.

"Bende gelirim seninle." dedi.

"Abartma." dedim ve lavaboya doğru yürümeye başladım. Bakıcım değillerdi.

Lavaboya girip elimi yüzümü yıkadım hemen. Sonra telefonumu çıkarıp bildirimlere baktım. Hepsi instagramdandı. Galiba Ayaz abiler beni takip ettiği ve Adarın yaptığı paylaşımlar sayesinde bulmuşlardı okuldakiler hesabımı.

İsteklere bakarken gözüm bir isime takıldı. '@00' . Bu kim be? Ayrıca bu nicki nasıl aldı?

Bunları boşverip aynadan kendime baktım. Yeni uyandığım içi gözlerim ve dudaklarım şişti. Mal gibi duruyordum.

Öğlen arasındaydık. Ve galiba herkes yemek yediği için hem sınıflar hem de lavabo boştu. Yüzümü bir defa daha yıkayıp lavabodan çıktım.

"Vaayy." duyduğum sesle arkamı döndüm.

Ve ne göreyim? Klozetten çıkmış bir bok!!

"Sen hayırdır?" dedim tek kaşımı kaldırarak. Buraya nasıl girmişti?

"Seni görmeye geldim." dedi sinir bozucu bir şekilde.

Hani ilkokulda sinir bozucu sınıf arkadaşlarımız olurdu ya, sürekli bizi gıcık eder, bizi çileden çıkarıp kendi çaplarında eğlenen tipler. Sonra bunlar biraz büyüyünce olgunlaşırlardı.

Ama galiba bu Selim daha olgunlaşma evresine girememişti...

"Beni görmek istedin? Neden? Bir şerefsiz olduğunu yüzüne vurmam için mi?" dedim sakince. Sırıttı.

"Kimsin sen?" dedi bir anda ciddileşerek. Derin bir nefes aldım.

"Vaktini karga boklarıyla harcamak istemeyen birisiyim. Şimdi ikile." dedim. Yeter.

"Hangisinin sevgilisisin?" diye sordu.

"Sanane amına koyayım? Siktir git!" diye patladım sonunda.

Hem bana hesap soruyordu hemde geçen gün olan kavgadan önce söylediği şeyler sinir kat sayımı arttırıyordu.

"Sakin ol! Kim olduğunu sordum sana!" diye sinirle bağırdı kolumu tutmaya çalışırken.

Sinirle göğüsünden ittim.

Puşt herif...

"Bana. Sesini. Yükseltme." dedim üstüne adımlarken. Her kelimeye baskı uygulamıştım.

"Bir kadınla konuşurken hem seviyeni hem de ses tonunu ayarla önce! Hiçten bir sebepten dolayı da olsa, şaka yoluyla da olsa bir kadına ne sesini yükselebilirsin ne de izni olmadan dokunabilirsin!" diye bağırdım.

Bazı ufak şeyler karşısında da susmamamız gerekiyordu. Çünkü kadınları yine kadınlardan başka düşünüp koruyan yoktu...

Malesef...

"Sen kim oluyorsunda bana ahkam kesiyorsun?" dedi. Derin bir nefes aldım.

"Eben!" dedim ve hızla asansöre bindim.

Şu an onunla uğraşmak istemiyordum. Gerek yoktu. Salak pezevenk!

Asansör alt kata gelince hemen indim. Sinirlendiğim için nefes nefese kalmıştım. Öksürmeye başlamadan ilacımı içmek için elimi çantamın ön kısmına soktum hemen. Ama bilin bakalım ne oldu?

Evet doğru tahmin!

Lanet olsun astım...

Gözümle etrafı tararken Yamaç abileri görmemle o tarafa yürüdüm. İlacım onlarda vardı. Öyle demişlerdi.

"İlaç." dedim yanlarına gidince ve direkt öksürmeye başladım.

Nefret ediyorum şundan!

"Ne oluyor?" dedi Ayaz abi talaşla. Yamaç abi de hemen ağzıma ilacı verdi. Onun elinden alıp kendim sıktım.

Rahatlayınca derin bir nefes alıp ilacı cebime koydum. Artık yanımda yedek ilaçla gezmem gerekiyordu sanırım.

"Ne oldu? Bir yerinde bir şey var mı?" dedi hemen Yalın. Hepsi talaşlı görünüyordu.

"Bir şey yok. Aniden oldu." dedim. Selim gereksizini söyleyip kavga çıkmasını sağlamaya gerek yoktu. Zaten onlar kavga edecek bir şey buluyorlardı. Malzeme vermeye hiç gerek yok.

"Emin misin?" dedi Yağız. Kafamla onayladım.

"Eve gidelim dinlen biraz." dedi Yamaç abi. Hepimiz bahçeye çıktık. Kapıdan çıkacağımız zaman duyduğumuz sesle arkamızı döndük.

"Saat 15.00' da Loca Kafenin orda ara sokakta bekliyoruz." dedi Selim sinir edici bir tonda. Dediğini herkes duymuştu. Bütün okul.

Sonra bizimkilerin bir şey demesine izin vermeden okuldan seri adımlarla çıkıp uzaklaştı.

"Soktuğumun piçi! Kesin boş gelmeyecekler!" dedi Ayaz abi sinirle.

"Gidecek miyiz?" dedi Adar.

"Heralde gideceğiz amına koyayım!" dedi Yalın sinirle. Diğerleri de onu onayladı. Yamaç abi hariç.

O ise gözlerini kısarak bana bakıyordu. Ne oluyor ya?

"Selim içerde yanına geldi değil mi?" dedi. Ama sanki cavabını biliyor gibiydi.

Nasıl anladı?

Ben bir şey demeyince o devam etti. İstediği cevabı almış gibiydi.

"Arayın Berkleri. Hazırlansınlar. Gidiyoruz." dedi Yamaç abi.

.
.
.

"Bakın uyarıyorum onlar kesici alet kullanmadığı sürece siz bir şey kullanmıyorsunuz!" diye uyardı Ayaz abi hepsini. Yamaç abi ise sinirle ayağını sallıyordu.

"Tamam abi. Anladık!" dedi Yağız bıkkınlıkla.

Ne kadar istemeselerde onları ispiyonlamakla tehdit edip gelmiştim. Asla ispiyonlamazdım, bunu onlarda biliyorlardı, büyük ihtimalle çenmden bıraktıkları için kabul etmişlerdi.

"Beren her ne olursa olsun girmiyorsun kavgaya. Tamam mı? Söz ver." dedi Yamaç abi. Sesi sertti. Bana ilk defa bu tonda bir şey söylemişti.

"Tutamayacağım sözler vermem. Ama girmeyeceğim diyebilirim sanırım. Evet kavgaya girmeyeceğim." dedim. Kaşları çatıldı hepsinin.

Tam bir şey diyecekleri sırada çağırdıkları yaklaşık 10 kişiden adı Berk olan konuştu.

"Abi geldiler. Ama..." dedi ve sustu. Bizde onun baktığı tarafa çevirdik bakışlarımızı.

Yaklaşık 40- 45 kişi vardı. Bizimkiler ise 15-16 kişiydi.

Ne büyük eşitlik!

"Burda kal. Bir yere ayrılma." dedi Yamaç abi ve önden yürümeye başladı. Diğerleri de peşinden.

Neredeyse bütün okul buradaydı. Herkes gelmişti. Ne bok yemeye geldilerse. Salaklar.

"Ooo bu ne cesaret Korhan? Bu kadar az gelmişsiniz." dedi Selim alayla.

Şerefsiz herif!

"Ooo bu ne korkaklık Karga? Bu kadar fazla gelmişsiniz." dedi Yamaç abi de onun gibi sinir edici bir tonda.

Aslanım be!

Selimin bozulduğu yüzünden belli oluyordu. Ama belli etmemeye çalışıp gülümsedi.

"Kolay gelsin o zaman." dedi ve yumruğunu kaldırdı. Ama o vuramadan Yamaç abi kolunu tuttu ve ters çevirdi.

"Bir daha Beren asla yaklaşma Karga!" diye bağırdı.

"Neden? Sizi bırakmasından mı korkuyorsunuz?" dedi Selim.

Onun bu dediğiyle Yamaç abi, onu yakasından kaldırıp yumruğu çaktı.

Ve böylece kavga başlamış oldu...

.
.
.

Yaklaşık 7 dakika olmuştu ve herkes birbirine vuruyordu. Onlar her ne kadar sayıca fazla da olsalar bizimkiler baya iyi dövüşüyordu.

O an gördüğüm şeyle gözlerim sonuna kadar açıldı. Yamaç abi Selime vuruyordu. Arkasında ise birisi elinde çakıyla ona yaklaşıyordu. Görmemişti onu.

"Siktir!" diye bağırdım ve koşmaya başladım. Şu an hiç bir bok umrumda değildi.

Okuldaki insanlar beni farketmişti ve bana tuhaf tuhaf bakıyorlardı. Ama bizimkiler görmemişti beni. 

Kavganın içine girince bir kac kişi bana çarpsada umursamadım ve Yamaç abinin oraya koştum.

Tam çocuk çakıyı kaldırdığı sırada Yamaç abinin beline atladım.

"Abi!" diye bağırmamla koluma bir sızı girmesi bir oldu...

Hassiktir!

.

.

.

.

.

Sellaammkeee

Nasılsınızzz

Bu bölüm içime sinmedi :(

Siz nasıl buldunuz bölümü??

Dizi- film izlemeleri? (yazacak bir sey bulamayan masum bne...)

Kavga?

Diğer bölümde ne görmek istersinizz?

Kendinize iyi bakıınn

Görüşürüzzzz





Continue Reading

You'll Also Like

231K 12.2K 37
Şanlıurfa ☞ Muğla 0546****; Fotoğraf* 0546****; Belli ki bu yoldan yürümüşsün... 0546****; Yoksa etraf böyle çiçeklenmezdi. İlsu; Var öyle marifet...
3.6K 213 4
Seungmin:hocam erkeklerde hamile kalır mı? bangchan:öğlen arası yanıma gel görürsün çocuğum smut, küfür, argo vb. olabilir rahatsız olan okumasın lü...
326K 20.6K 21
17 yıl önce bir kötülük yapıldı, bu kötülük herkesin ruhunda unutulmayacak yaralar bıraktı. Yara alanlar, asıl yaralıya yeni yaralar açmayı umursama...
684K 31.8K 26
Not: Kitapta +18 unsurlar mevcuttur.. ........................................ ~ZS~....................................... Kına yakmak kendini adama...