HERMAFRODIT ⧗ MINSUNG

Od rredswindler

355K 30.4K 30.1K

Sapık: Merak ediyorum da o çirkin sülük seni nasıl tatmin edebiliyor?Benim göğüslerim daha iri. ... Více

1⚜️
2⚜️
3⚜️
4⚜️
5⚜️
6⚜️
7⚜️
8⚜️
9⚜️
10⚜️
11⚜️
12⚜️
13⚜️
14⚜️
15⚜️
16⚜️
17⚜️
18⚜️
19⚜️
20⚜️
21⚜️
22⚜️
23⚜️
24⚜️
25⚜️
26⚜️
27⚜️
28⚜️
29⚜️
31⚜️
32⚜️
33⚜️
34⚜️
35⚜️
36⚜️
37⚜️
38⚜️
39⚜️
40⚜️
41⚜️
42⚜️
43⚜️
44⚜️
45⚜️
46⚜️
47⚜️
48⚜️
49⚜️
50⚜️
51⚜️
52⚜️
53⚜️
54⚜️
55⚜️FİNAL⚜️
🔱ÖZEL BÖLÜM~1🔱
🔱ÖZEL BÖLÜM~2 🔱
🔱ÖZEL BÖLÜM~3🔱

30⚜️

6.2K 575 551
Od rredswindler

🔱

Hızla inip kalkan göğsü ve sık nefesleri arasında gözlerini kırpıştırdı.

"Duvara vuruyordum aptal!"

Ardından tekrar el frenini indirdi ve sürmeye başladı.
Jisung sırıttı.

"Bu kadar hoşuna gideceğini düşünmemiştim."

"Neydi bu?"

Jisung sahte bir hareketle düşünürmüş gibi yaptı.
"Sadece bir ipucu."

Minho gözlerini yoldan ayırmadı.

"Kılık değiştirdin?"

Jisung, onun vitesteki eline elini koydu.

"Tebrikler Komiser."

Jisung'un dokunuşuyla vücuduna sıçrayan kıvılcım, büyük bir yangını başlatırken, evine vardığında yaşanabilecek senaryoları kurguladı.

Sırıtan Jisung,çantasından spor ayakkabılarını bulup çıkarttı. Ayağındaki topukluları sporlarda değiştirdiğinde çoktan eve gelmişlerdi.

Aynı anda arabadan indiklerinde Minho, parmaklarıyla Jisung'un burun kemiklerini sıkıştırdı.

Jisung, dudaklarından bir kıkırtı kaçırdı ve burnunu kırıştırdı. Kendini Minho'nun parmaklarından kurtardı. Gözlerini bir noktaya odakladı.

"Minji'nin şu an Polis Merkezi'nde olması gerekmiyor mu?"

Minho, müstakil iki katlı evinin kapısında dururken anahtarını arıyordu. Jisung'a bakmadan başını salladı.

"O halde neden arabanın yanına arabasını parkediyor?"

Minho, hızlıca o tarafa baktıktan sonra Jisung'u bileğinden yakaladı ve açtığı kapıdan içeri itti. Kendisi de girdikten sonra kapıyı aceleyle kapattı.

"Çoktan bizi gördü.Birazdan damlayacak."

Minho omzunu silkti.

"Evde yokuz."

Jisung zaferle sırıttı ve havaya kaldırdığı işaret parmağını onun göğsüne bastırdı.

"Ayrılmış olmalısınız."

Minho ondan uzaklaştı ve koltuğa kendini bıraktı.

"Tam olarak değil."

Jisung da onun yanına oturdu.

"Uzun zamandır görüşmüyoruz sadece."

Jisung bir şey demedi ve onu dinlemeye devam etti.

"O ses kayıt cihazını bende unuttuğun günden beri telefonlarına cevap vermiyorum. İlk başlarda o da umursamıyordu. Son birkaç gündür sinek gibi peşimde dolanıyor."

"Ona hala aşık mısın?"

Minho derin bir nefes aldı ve kendini topladı.

"Bak, o büyükbabamın ölüm davasındaki şüphelilerden biri. Aşk, şu an onunla ilgili düşüneceğim en son şey bile değil."

"Ya katilse?"

Minho istifini bozmadı.

"Kim olursa olsun en ağır cezayı alacak.Seungmin'e yardım edeceğim."

Cümlesini bitirir bitirmez evde yankılanan zil sesiyle ayağa kalktı ve kapıyı açtı.

Bir hışımla içeri dalan Minji, ardında bıraktığı Minho'ya bakmadan salona girdi.

Ardından Minho da peşinden salona girdiğinde koltuğa oturmadı ve ayakta kollarını bağladı. İlacın etkisinden kaynaklanan sakin bir mizacı vardı.

"Günlerdir neden telefonlarım açılmıyor? O lanet iş arkadaşların beni apar topar karakola götürdüler ve sen yoktun. Neler oluyor Minho?"

Jisung gözlerini devirdi.

"Kapat çeneni dolgulu sütyen. Onun kaybı var, biraz anlayış gösteremez misin?"

Minji, Jisung'un orada olduğunu farketti ve elini alnına vurdu.

"Bu, bu çocuğun burada ne işi var? Yokluğumu onunla mı değerlendiriyorsun?"

Kız ses tonunu yükselttiğinde Jisung, kulaklarını tıkadı ve yüzünü buruşturdu.

"Sorgun ne çabuk bitti."

Dalga geçti ve ellerini cebine koydu.
İfadesiz bir bakış attı.

"Bu çocuğun burada ne işi var dedim,dediklerimi duymuyo-"

Minho sözünü kesmişti.

"Jisung'u bu işe karıştırma. Bir daha uyarmayacağım."

"Ben..ben ne olduğunu anlamıyorum. Neden böyle davranıyorsun bana, neden böyle diyorsun ben-"

Minho öfkeden arınmış sakin yüzüyle sırıttı.

"Ne dememi bekliyorsun? Sevgilim, büyükbabamın ölüm davasında şüpheli koltuğunda ifade veriyor. Kutlama seksi mi yapacaktım seninle?"

Minji suç bastırırcasına sesini yükseltti.

"Günlerdir telefonlarıma cevap vermiyorsun, büyükbaban ölüyor haber vermiyorsun, defalarca evine geliyorum beni reddediyorsun şimdi de büyükbabanın katili olmakla mı suçluyorsun?"

"Evet, suçluyorum. Seni, lanet babanı, alkolik anneni, halamı, kuzenimi."

Minho son kelimesini söylediğinde Minji ürpermişti.

"Dediklerinden hiçbir şey anlamıyorum." Dedi ve bunun üzerine Minho,kollarını açtı ve ellerini çırptı.

"Bulmaca oyunu gibi bu biliyor musun? Ya da hırsız polis. Aslına bakarsan katil kim oyunu gibi."

Minji'nin yanına yaklaştı ve burnunun dibinde bitti.

"Sence kim o katil sevgilim ha, bir sürü tahmin hakkın var."

Kızın siyah saçlarını parmaklarına doladı ve yavaşça asıldı.

"Hapiste ölümlerden ölüm beğenecek olan o şanslı kişinin bulunması için sabırsızlanıyorum."

Ardından parmağına doladığı saç buklesini çözdü ve kendinden itti. Minji dolu gözleriyle sertçe yutkunmuştu.

Minho'nun önünde diz çöktü ve aşağıdan ona köpek bakışlarını yolladı.

"Sevgilim, inan bana aileme bir komplo kuruldu. Etrafımızda casuslar var. Sahte ses kayıtlarıyla bize iftira atılıyor. Belki de büyükbabanı öldürenler de aynı kişiler."

Jisung, öfkeyle yumruğunu sıktı.

Kız, başını Minho'nun kasığına yasladı ve kollarıyla onun bacaklarına sarıldı.

"Bu süre zarfında birbirimize çok fazla ihtiyacımız var hem seni, çok özledim."

Minho'nun ifadesi değişmemişti.

Jisung,gergince uyluğunu yumrukladı.

"Tanrım...iğrençsin. Onu emerek kendini affettireceğini sanıyorsan yanılıyorsun."

Minji ani bir hışımla Jisung'a döndü.

"Bu evden gidip bizi rahat bırakacaksan eğer şu an buna başlayabilirim."

Jisung, hareketlendi ve Minji'ye doğru yürüdü.

"O kirteşmiş saçlarını yolmam için mükemmel bir bahane olur."

"Sevgilime aşıksın değil mi seni iğrenç gay? O yüzden sürekli peşinde dolanıyorsun, hem o artık zengin diye iyice peşinden ayrılmazsın."

Tek kaşını kaldırdı ve küstahça çocuğu süzdü.

"Seninle takılıyor olabilir. Fakat aklına sokmalısın ki onun için bir delikten fazlası olamayacaksın."

Jisung, derin nefes aldı ve sinirden seğiren damarlarını görmezden geldi.

"Sen zavallısın Minji.Hayatımda gördüğüm en büyük sürtüksün."

"Yeter bu kadar."

Minho'nun otoriter sesiyle ikisi de ona döndüler.

"Minji ayağa kalk ve bir daha sakın bana dokunma!" Dediğinde kız oldukça şaşırmıştı.

"Her şeyi biliyorum. Arkamdan konuştuklarınızı, kurduğunuz planları, büyükbabam hakkındaki planlarınızı,beni birkaç yıldır kuzenimle aldattığını da biliyorum!"

Kız büyüttüğü gözlerini Minho'ya diktiğinde ellerini gergince saçlarından geçirdi. Dudaklarından bir hah nidası yükseldi ve alay eder gibi adamın üzerine yürüdü.

"Saçmalık, bunların hepsi asılsız. Seni aldattığım yok ve bunu kanıtlayamazsın!"

Cebinden çıkardığı ses kayıt cihazında, Jisung'un ilk kayıt ettiği sesi oynattı.

Kaydedilenler sessizlik içinde bir bir çalarken Minji dolu gözlerinden yaşlar bırakmıştı.

"Sana bunu diyordum işte! Bu kayıtlar gerçek değil. Kumpas kuruldu bize, bunlar montaj!"

"Bu da mı montaj Minji!"

Başka bir kayıt oynattığında Minji ve annesinin, Minho'nun büyükbabası hakkında konuştukları evin salonunda yankılandı.

"Yaşlı adamın ortadan kalkmasının iyi olduğunu düşünüyormuş sevgili annen!"

"Büyükbabanın bize neler söylediğini duysaydın keşke! Annem sinirle bunları söylemiş olabilir. Bu bizi katil yapmaz."

Minho hiçbir şey söylemedi ve başka bir kayıt oynattığında Minji, eğildi ve az önce yere fırlattığı çantasını aldı.

"Bu kadar saçmalık yeter! Ben senin evlenmek üzere olduğun kadınım. Sekiz senemi sana verdim Minho! Beni bu şekilde aşağılayamazsın! Beni bu iğrenç şeylerle suçlayamazsın!"

Arkasını döndü ve birkaç adım attı.

Minho kızı bileğinden yakaladığında gözlerinden ateş fışkırıyordu.

"Hiçbir yere gitmiyorsun! Eğer biraz onurun kaldıysa büyükbabama kimin ne yaptığını itiraf edersin ve hayatımdan çıkarsın!"

Kız dehşete düşerek gözbebeklerini büyüttü ve kolunu çekiştirerek Minho'dan kurtardı. Yüzüne acınası bir ifade yerleştirdiğinde Jisung yüzünü buruşturdu.

"Ben masumum! Ama sen şahsıma yağdırdığın hakaretler ve suçlamalar yüzünden pişman olacaksın! Tek dileğim seninle mutlu bir yuva kurmaktı, ama sen ne yapıyorsun hayatının her alanında beni suçladığın gibi yaşlı büyükbabanın ölümünde de beni suçluyorsun! Hiçbir zaman sosyal biri olmamı istemedin hastasın Minho! Beni kendi kuzeninden kıskanacak kadar ve aptal teoriler üretecek kadar hastasın!" dediğinde Jisung, sahte gözyaşları akıtan kızın yanında yaklaştı ve parmağıyla gözyaşlarını sildi.

"Oh ağlama tatlım." Parmağına bulaşan siyah rimeli ıslak avuçlarının içinde dağıttı.

Deri ceketini çıkarttı ve mobilyanın üstüne bıraktı. Ardından kızın dağılmış saçlarını düzeltti.

"Minho seni böyle beğenmez ama."

"Çek elini üstümden!"

Tersledi ve Jisung'un elini ittiğinde Jisung dudaklarını yaladı.

"Ah bu arada hasta demişken."

Elini siyah dar kotunun cebine attı. Ortaya çıkardığı ses kayıt cihazına odaklandı ve gülümsedi.

Minho onunla göz göze geldi ve uzun süre bakıştıklarında Jisung, parmağını düğme üzerinde gezdirdi.

"Bir show da ben yapmak istiyorum. İkiniz arasında sönük kaldım."

Salonda yankılanan konuşma sesleri ile Minji'nin yüzü bembeyaz olurken Jisung, zaferle sırıttı.

"...Minho'yla evleneceğim."

"Nasıl yani?"

"O beş parasız it ile ömür geçirmeyeceğim anne."

"Minji neler oluyor?"

"Babamla da konuş.Minho'yla evleneceğim. Kararım bu."

"Minji aptallık yapmayı kes! Ya Seojoon her şeyi anlatırsa? Ne halt edeceğiz o zaman?"

"Bir dinle anne,lanet olsun o aptal Seojoon'a kalacak bir çöp tanesi bile yok!Bay Lee vasiyetini hazırlayıp çoktan sundu. Değiştirmek imkansız. O ortadan kalktıktan sonra her şey Minho'nun olacak. Ben de onunla evleneceğim. Babam buna hayır diyemez."

"Ya evlendikten sonra ne olacak? Seojoon peşinizi bırakacak mı? Ya peki ne zamana kadar hasta numarası yapmaya devam edeceksin? Minji kes şunu. Kendini ve bizi tehlikeye atacak planlar yapma. Söyle Seojoon'a, büyükbabasından biraz pay istesin."

"Sen ne zannediyorsun anne ha,o kadar kolay mı o yaşlı adamdan bir şey istemek? Yıllar önce ruh sağlığı bozuk kızı,kendi babasını öldürmeye kalkmış yine para için. O yaşlı bunak bunları yer mi? Peki ya benim durumum? Olmadığım bir insanmış gibi davranmak, sevmediğim bir adamı annemin uydurduğu sahte hastalığa inandırmak kolay mı sanıyorsun! Şirket batmak üzere ve tek güvencemizin Minho olduğunu biliyorsun. Onunla evlenmem Seojoon'a olan sevgime engel olmayacak."

"Ver şunları! Demek o pislik sensin!"

Minji, ses kayıt cihazını eline aldığında Jisung'un sırıtan yüzü hala değişmemişti.

"O cihazı eline geçirerek hiçbir şey elde edemezsin."

Jisung kendinden emin konuştuğunda öfkeyle merdivenlerden yukarı çıkan Minho'yu farketti.

"Minho?"

Minho, odasından bir poşet eşyayla çıktıktan sonra salona geri döndü ve elindeki poşeti yere fırlattı.

"İleride bütün gerçekler açığa çıktığı zaman o sürtük seni de suçlamaya kalktığında suratına bakarak 'Kimse masum değildir canım.'demeni duymak için sabırsızlanıyorum."

Beyninde, Jisung'un ona söylediği cümleler dolanıyordu. O gün bugündü işte. Her şey açığa çıkmıştı.

"Ne kadar canın yanar bilemiyorum ama açıkçası umrumda da değil artık! Beni aptal yerine koydun ama aptal yerine koyulan sadece ben değilim."

Tükürürcesine konuştuğunda Minji şaşkınlıkla büyük poşetten salonun ortasına dağılan kendi eşyalarına bakıyordu.

"N-ne ne demek bu? Ne yapıyorsun, bunları neden indirdin?"

"Şu demek, hayatımdan defol! Artık senin oyuncağın olmak istemiyorum demek!"

Minji yaklaştı ve yakarırcasına ona sarılmak istediğinde Minho, onu kendinden itti.

"Sakın. Dokunma."

Yutkundu.

"Beni aptal yerine koyarken kendin de aptal durumuna düştün."

Dişlerini sıktı ve bir adım yaklaştı.

"Ben de seni aldattım. Aynı senin bana yaptığın gibi. Çünkü senin gibilere böyle ders verilir."

"S-sen biliyor muydun, nasıl!"

"Evet biliyordum!"

Kız,ellerini saçlarının arasından geçirdi.

"Kimse masum değildir canım. En yakınındaki aptal bile."

Kızın elindeki ses kayıt cihazını aldı.

"Şimdi şu eşyalarını al ve defol git hayatımdan!"

Çalan telefon melodisi evde yankılandığında Minho, apar topar yanıtladı.

"Sun Minji adresinde değil. Sorgu sırası gelmeden Polis Merkezi'nden ayrılmış seninle mi?"

Seungmin'in sesine eşlik eden bir gerginlik vardı.

"Yanımda.Muhtemelen adımı vererek ayrılmıştır."

"Oh pekala, sorgu için evine ekip yolluyorum."

Minho, eşyalarını toplamakla ve sahte gözyaşı dökmekle meşgul olan kıza baktı.

"Gerek yok Seungmin. Onu getireceğim."

"Sen bu soruşturmadan muafsın Lee Know. Lütfen evinde kal ve dinlen."

"Seungmin onunla uğraşamazsınız.Direnecektir. Bir talihsizlik çıkmasını istemiyorum."

Karşıdan gelen sesle tatmin oldu.

"Pekala." Ardından komiser cümlesine devam etti.

"Dinle,açılan davada mahkeme, ulaştırdığın ses kayıtlarının montaj olmadığını doğruladı. Jisung'un en son getirdiği kayıtlar da dahil."

"Ne? Siz...Tanrım."

"Jisung'a teşekkür etmemiz gereken bir mesele var Lee Know. Şimdi sakin ol ve Minji'yi getir."

"Geliyoruz Seungmin. Kapatıyorum."

"Hayır hiçbir yere gitmiyorum! Nefret ediyorum hepinizden!"

"Minji, beni zor kullanmak zorunda bırakma. Yasal olarak sorgu süreci içinde dışarıda böyle dolanamazsın. Yemin ederim seni korumayacağım!"

"Seninle hiçbir yere gitmiyorum!"

"Buna mecbursun."

Minho, kelepçelerini kaptı ve Minji'ye takarken bir taraftan da Jisung'a bir yemek dükkanı kartı fırlattı.

"Sevdiğin yemeklerden sipariş et. Kısa zamanda burada olacağım."

🔱

Pokračovat ve čtení

Mohlo by se ti líbit

2.4K 348 84
Soobin sürekli Taehyun'u öpmek istiyor. Mini bölümler. 01.08.2023 #taebin_2 22.08.2023 #taebin_1 10.11.2023 #tomorrowbytogether_1
6.5K 1K 22
5 Savaşçı Irkı Birleştirme Projesi; Vampirler Kurtlar Cadılar Elfler Periler Yıllardır süregelen bir savaşı bitirmeyi amaçlayan kraliyet üyeleri topl...
135K 5.6K 33
ʜᴇʀ şᴇʏ ꜱᴀʟᴀᴋ ᴋᴀʀᴅᴇşɪᴍɪɴ ʏᴀʟᴀɴıʏʟᴀ ʙᴀşʟᴀᴅı... ꜱɪᴢ: ᴅᴇʟɪᴋᴀɴʟıʏꜱᴀɴ ᴋᴏɴᴜᴍ ᴀᴛᴀʀꜱıɴ!
2.5K 350 7
"Bu çiçekler senin için hyung!" "Kai bekle, bunları nereden aldın?" Huening Kai'ın karşılıksız aşkı nihayet göğsünde çiçeklenmişti. © luvly-holy_vko...