MSK

By GamzeeShn

59.1K 4.9K 7.3K

Üç farklı hayat, tek hikaye... Sıla; müdür yardımcısı olduğu şirkette sert tavırları ve kıvrak zekasıyla herk... More

~Tanıtım~
1 / 👸🏼👸🏻👸🏼
2 / 👸🏼👸🏻👸🏼
3 / 👸🏼👸🏻👸🏼
4 / 👸🏼👸🏻👸🏼
👸🏼🤴🏻💛👸🏻🤴🏼🖤👸🏼🤴🏼
5 / 👸🏼👸🏻👸🏼
6 / 👸🏼👸🏻👸🏼
7 / 👸🏼👸🏻👸🏼
8 / 👸🏼👸🏻👸🏼
9 / 👸🏼👸🏻👸🏼
10 / 👸🏼👸🏻👸🏼
11 / 👸🏼👸🏻👸🏼
12 / 👸🏼👸🏻👸🏼
🤴🏼🤴🏼🤴🏼🤴🏻🤴🏻🤴🏻
13 / 👸🏼👸🏻👸🏼
14 / 👸🏼👸🏻👸🏼
15 / 👸🏼👸🏻👸🏼
16 / 👸🏼👸🏻👸🏼
17 / 👸🏼👸🏻👸🏼
18 / 👸🏼👸🏻👸🏼
19 / 👸🏼👸🏻👸🏼
21 / 👸🏼👸🏻👸🏼
22 / 👸🏼👸🏻👸🏼
👸🏼👸🏻👸🏼
23 / 👸🏼👸🏻👸🏼
Kesit
24 / 🤴🏼🤴🏻🤴🏼

20 / 👸🏼👸🏻👸🏼

1.5K 190 167
By GamzeeShn

Mehir'den:

Siyah mini elbisesinin eteğini çekiştire çekiştire zaman kazanmaya çalışan arkadaşımın boşa uğraşının bitmesini sabırla bekliyordum beş dakikadır.

Benim gibi bir dedikodu canavarı için bu bekleyiş inanır mısınız hiç normal değil.

"Şimdi şöyle oldu."

"Yarabbi şükür! Evet."

Sıla derin bir nefes alıp başını arkasında ki koltuğa yasladı ve beyaz tavana bakmaya başladı. Sanki orada yaşadığı şeyler canlanıyordu.

"Şirketin balosu var biliyorsun sürekli olur. Herkes de katılır. Bedava yemek, içki, parti niye katılmasınlar ki zaten? Biz de o parti için konuşuyorduk ama Eray katılamayacağını söyledi."

"Neden katılamayacakmış?"

"Annesi izin vermiyormuş."

Birkaç saniye Eray'ın bunu Sıla'ya söylediği ilk anda Sıla da oluşan yüz ifadesini hayal etmeye çalıştım ve aklıma gelenlerle püskürerek gülmemek için elimi sıkıca ağzıma kapattım.

Eray'ın annesinin izin vermemesi bence gayet normaldi ama Sıla böyle şeylere alışık değildi. Biz Antalya'lı olduğumuz için ailelerimiz bir tehlike görmezdi ve çocukluğumuzdan beri gece - gündüz fark etmez istediğimiz yere rahatça giderdik. Bir zaman sonra izin alma alışkanlığımız bile kaybolmuştu hatta.

İlkokulda falan...

Yanlış bilmiyorsam Eray, Sıla ile aynı yaştaydı ve annesinden izin alıyor olması Sıla için fazlasıyla garipti.

Zaten büyük ihtimalle Sıla'nın Eray ile bu kadar uğraşma sebebi de buydu. Benim tanıdığım Sıla öyle beceriksiz ve sakar birini bir gün bile yanında tutmazdı ama şimdiye kadar iyi idare etmişti. Yaptığı şeyleri görmezden geliyor, ona devamlı şans tanıyarak özgüven aşılamaya çalışıyordu. Sıla'nın sert mizacı yüzünden büyük ihtimalle Eray bunu fark edemiyordu ama Sıla onun için uğraşıyordu.

Büyük ihtimalle yaptığı şeylerle Eray'ın gözünde sinirli, aksi, agresif, despot, aşırı disiplinli, burnu havada, mükemmeliyetçi gibi sıfatları olan, çalışanlarına eziyet etmekten zevk alan bir patroniçeydi.

Bunlar da böyle bir çift, napalım...

"Sonra ben de Eray'ın annesi ile bir anlaşma yaptım."

"Oğlunuzun peşini bırakmak için ne kadar istiyorsunuz diye mi sordun yoksa? Ne dediler? Üç bin dolar falan deseydin en fazla Sıla. Daha fazlasını karşılayamayız. Zaten benim cüzdanımda dur bakayım."

Hızlıca ayağa kalkıp girişe bıraktığım çantamın içinden cüzdanımı çıkardım.

" Şimdi 56 bini sen ve Kumru ortaklaşa çıksanız geriye kalan 546 lirayı ben halledebiliyorum. 40 kuruşum yok ama bulurum onu, kesin odanın bir köşesine bozuk para düşmüştür. "

Sıla arkaya yasladığı başını kaldırmadan gözlerini çevirerek bana bakıyorken ne kadar da Samara gibi gözüktüğünün farkında mıydı acaba?

Az mı gelmişti para? Ne yapabilirdim ki ben onlardan daha az kazanıyordum. Ama çok lazımsa bütün cesaretimi toplayıp o yerli hulk Gür'den zam isteyebilirdim. Arkadaşımın asistanının saadeti için küçük bir bedeldi bu.

"Ben onun altın gününe gittim o da Eray'ı baloya gönderdi."

"Ona altın mı teklif ettin? Dur bakıyorum çeyrek altın ne kadar."

Telefonumu alıp hızlıca arama motoruna yazdım ve ilk çıkan siteye girdim.

"1862 TL. Bu durumda ona 30 tane çeyrek altın alabilirsin. Hatta benim parama da ihtiyacın kalmaz. Oh! Rahatladım. Bunun dışında hiç param yoktu biliyor musun Sıla?"

(Birkaç yıl sonra bu satıra gelip karşılaştırma yaparız artık ksksksk)

"Beni delirtmek mi istiyorsun sen Mehir? Altın günü diyorum. Senin sürekli eciş bücüş buruşuk kadınlarla yaptığın vizyonsuz aktivite."

"Emine teyzelere öyle diyeme- ne?"

Ben doğru mu duymuştum?

Sıla altın gününe gitmekten mi bahsediyordu?

Hayır ben kesinlikle delirdim.

"Sıla, bir eve gidip yaşlı yöneticiler ile altın piyasası konuşmak altın günü sayılmıyor."

"Mehir!"

Yanında ki yastığı üstün nişancılık yeteneği hiç acımadan kafama fırlattığında sarsıntı geçiren beyin hücrelerim kendime gelmemi sağladı.

Ciddi ciddi altın gününe girmişti!

"Sıla sen altın günlerinden nefret edersin. Benim mahallede ki teyzelerle konuşmamı yasaklamamış mıydın sen? Bir kere güne katıldım diye annemleri arayıp harçlığımı kestirdin de altın alamadığım için güne devam edemedim. Pardon ama sen nasıl gitmeyi kabul ettin? Kadın başına silah mı dayadı? Gerçi sen o silahı alır onun kafasında kırarsın. Ne yaptı? Eğer altın gününe gelmezsen günde topladığım altınlar ile şirketin tüm hisselerini alırım ve seni de müdür yardımcısı yerine fotokopici yaparım diye tehdit mi etti Eray'ın annesi seni? "

"Keşke öyle olsaydı. En azından mantıklı bir bahanem olurdu. "

Sıla ağlarmış gibi sızlanırken ilk defa onun bu hallerine şahit olmanın dehşetini yaşıyordum.

Sıla istemediği şeyi yapmaz, yaparken bahane aramaz, yaptıktan sonra pişman olmazdı.

Biri bu kızın çok pis devrelerini takmıştı.

"Ben cidden anlayamıyorum. Neden böyle bir şey yaptın?"

"Bilmiyorum. Gaza geldim. Sinir etti o kadın beni. Hem alt tarafı altın günü diye düşündüm. Yani üstesinden gelemeyeceğim bir şey değildi sonuçta. Onun istediği gibi kendimi rezil falan etmeyecek, onu o güne beni çağırdığına pişman edecek, ve yüz ifadelerinden keyif alarak baloda keyifle içkimi yudumlayacaktım. "

" Peki, kabul edilebilir. Eray'ın annesi ile aranda bir soğuk savaş var ve sen de böyle şeylerle uğraşmayı sevmediğin için sorunu kökünden çözmek istemişsin. Tamam. Eray sadece bahanen olmuş. Yani durduk yere, sırf asistanın gönül rahatlığı ile baloya gelsin de onunla orda birlikte eğlenin vakit geçirin falan diye, kendinden ödün verip uğraşmamışsın. Tamamen egosal bir durum. Oh! Bir an aşık falan oldun sanmıştım. Ödüm koptu Sıla!"

Sıla yutkunarak garip bir ifade ile bana döndüğünde ilk defa denk geldiğim bu bakışların anlamını çözememiştim.

Neyi neden yaptığını anlamıştık işte rahat olması gerekmez miydi?

" Sana telefonda ne dediğimi hatırlıyor musun Mehir? "

Bir süre iki saat falan önce ki telefon konuşmamızı düşündüm. Ne demişti?

Ne demişti?

Ne demişti?!

Ben sana Eray ile öpüştüm diyorum sen bana patronum ile uyudum diyorsun bu hızla gidiyorsak Kumru da bir yerlerde şu an çocuk yapıyordur...

Çocuk.

Hayır bu değil.

Öpüşmek!

Eray ile!

Asistanı ile!

"Sıla!"

"Ağğğh!"

Kafama attığı yastığı alıp ağzına bastırarak çığlık atmaya başladığında kocaman açık gözlerim ile olayı idrak etmeye çalışıyordum.

Asistanı ile öpüşmesinin ne gibi bir açıklaması olabilirdi ki?

"Sıla, yanaktan değil dimi dudak dud-"

"Kes sesini! Hatırlatma!"

"Of iyi be."

"Neden yaptım bilmiyorum Mehir. Zaten hiçbir şey istediğim gibi gitmedi. Günde çok sinir oldum. Kızın birine gereksiz yere kin besledim. Sonra o sinirle hazırlanıp baloya gittim. Nedenini bilmediğim bir gerginlik vardı üzerimde. Çekiştirip durduğum için elbisem bile yırtıldı zaten! Sonra ben onun için uğraşmışken Eray'ın şirkette ki kızlara rahat rahat gülüşüp konuştuğunu gördüm. Hani utangaç, masum bir şeydi bu? Çekingen tavırları bir tek banaymış sanırım. İnsan yiyorum sanki ben! Karşımda kekelemeden iki kelimeyi bir araya getirip cümle kuramayan adam elin kızları ile muhabbeti ilerletebiliyor. Gidip bir de çikolata soslu kek falan yapıyor Esra'ya mutluluk hormonu salgılasın diye. "

" Esra kim? "

" Günde ki muhasebe mezunu kız. "

" Ne? "

Anlattığı hiçbir şeyi anlamıyor olmam normal miydi yoksa çok uykum geldiği için algım mı kapanmıştı? O kadar hızlı ve sinirli konuşuyordu ki tek yaptığım boş boş suratına bakmaktı.

"Ufff! Naptım ben ya?!"

Sıla ağlarmış gibi tekrar sızlanıp ayaklarını yere vura vura tepindiğinde, alt komşunun kapıya gelmemesi için, bacaklarını sabitleyerek açılan elbisesini çekiştirip onu koltukta düzgün oturması için doğrultmaya çalıştım.

Sahi bu elbiseyi cart diye nasıl ikiye ayırmıştı az önce ya?

"Eray başka kızlarla konulduğu ya da Esra'ya kek yaptığı için mi onu öptün?"

"Ne münasebet? Hem kek yapmadı kekin sosunu yaptı. Zaten tüm tencereyi ben yedim vermedim Esra'ya."

"Ne?"

"Sarhoştum hatırlamıyorum!"

"Sıla az düzgün anlat beynim çorba oldu ya!"

"Biz Eray ile dans ediyorduk."

"Ne ara dans etmeye başladınız?"

"Bir ara işte! Sus! Bir daha anlatamam bu rezilliğimi."

Elimle ağzıma fermuar çekiyormuş gibi bir hareket yapıp devam etmesi için başımı salladım.

"Sonra biz kavga etmeye başladık. Ben beni sinirlendirmesinin hesabını sormaya çalışırken beni sürekli alttan alarak geçiştirdi! Beni ya beni! Patronuyum ben onun."

"Balım acaba tam da bu sebepten seni alttan almış olabilir mi? Patronuyla kavga mı etseydi çocuk?"

"Sussana sen! Savunma bana o sarı saçlı, mavi gözlü civciv kılıklı herifi!"

"Onunla dans ederken sarhoş muydun?"

"Fazlasıyla. Kendime sinirimden sürekli içip durdum. Kolay kolay etkilemez beni normalde etkiledi işte."

"Ve sen de o kafayla Eray'ı öptün."

"Herkesin içinde Mehir. Tüm şirket çalışanlarının ortasında! Ben b-benim imajım, kariyerim, otoritem ben ben bunu nasıl yaptım? Ne düşünüyorlardır hakkımda kim bilir?"

Sıla'nın büyük ihtimalle sinirden gözleri dolduğunda bu konuyu şimdilik daha fazla deşmemem gerektiğine karar verdim. İlla ki konuşacaktık ama şuan olay tazeydi.

Sadece merak ettiğim son bir şey vardı.

" Eray ne tepki verdi? "

" Eray - "

"Aç lan artık şunu!"

Sıla'nın konuşması dışarıdan gelen bağırış ile kesildiğinde ikimiz de bir anda yerimizden sıçrayıverdik.

Birkaç dakikadır takır tukur kapıya vurma ve konuşma sesleri geliyordu ama umursamamıştık. Fakat konu artık umursanmayacak gibi değildi çünkü birazdan muhtemelen bina yıkılacaktı.

"Kim bu ya? Ne yapıyor, kolonları falan mı söküyor güm güm?!"

"Birileri kavga mı ediyor acaba? Hiç bulaşmasak mı Sıla?"

"Niyeymiş o? Dağ başımı burası? Bu ne terbiyesizlik!"

Sıla gözünü maskarasını dağıtacak olmasını umursamadan hızla silip yerinden kalktığında ben de peşine takıldım.

Maskarası dağılmamıştı.

Zengin olduğu için herhalde.

Benim zaten maskaram yoktu ama bazen Kumru'nunkini sürüyordum ve o böyle durumlarda akıyordu.

Sıla önce kapı deliğinden baktı ve yüzünü garip bir şaşkınlık kapladı. Tam geri çekilmişken tekrar büyük bir ses duyulduğunda hemen kolu indirip dışarı fırladı.

Bu esnada karşı evin kapısı da açılmıştı.

"Ne var birader?"

Kapıyı açan kişi Ekin'di ve karşısında da asker üniformalı birisi duruyordu. Ekin'in rahat tavrına karşı asker beyin sinirden kasım kasım kasıldığı buradan bile anlaşılıyordu.

"Kumru nerde?"

Dişlerinin arasından zorla bu cümle çıktığında Ekin'in dudakları iki yana kıvrıldı.

"İçerde. Bir sorun mu var? Zaten tüm akşam rahatsız edip durdun bizi."

"Çağır Kumru'yu."

"Çağırmıyorum. Hem sen hayırdır ya? Ne bu tavırlar? Abisi misin sen bu kızın? Rahatsız olduk senden diyorum. Mesaj atıp durma, kapımızın önünden de defol git diyorum. "

" Kumru'yu çağırıyor musun yoksa ben önce seni iyice bir rahatsız edip sonra da içeri mi gireyim? "

" Kumru gelemez. Müsait değil. Anlarsın ya. "

Göz kırparak sırıttığında şaşkınlıkla Sıla'ya baktım.

Doğru mu söylüyordu?

Sıla çattığı kaşlarıyla bir pişkin pişkin gülen Ekin'e bir de bozguna uğramış yüzüyle kalakalan askere baktıktan sonra karşı evin kapısına doğru birkaç adım attı.

"Saatlerdir arıyoruz neden açmadı telefonlarını?"

"İşimiz vardı duymamışız."

Elini dudağının kenarına götürerek konuşurken hala rahatlığı üzerinden gitmiş değildi.

"Bu kadar gürültüde bile bölünmedi yani işiniz? Açmasaydın adam kapıyı kıracaktı. Çekil şuradan arkadaşıma bakacağım."

Sıla, hiçbirimiz ne olduğunu anlamadan Ekin'i itip eve girdiğinde Ekin'in ifadesi ilk kez değişti ancak ne hissettiğini anlayamadan Sıla'nın bağırışı ulaştı kulaklarımıza.

Asker ve ben aynı anda koşup kapıdan içeri girdik ve sesin nerden geldiğini anlamaya çalıştık.

"Kumru! İyi misin güzelim?"

Asker bir odaya ilerlemeye başlayınca hemen ben de peşine takıldım. Birlikte arka arkaya odaya girdiğimizde yerde ağlayarak oturan Kumru, yanında onu sakinleştirmeye çalışan Sıla ilk dikkatimizi çeken şeylerdi.

Tüm odayı kaplayan Kumru'nun resimleri ve bilgisayar ekranından gözüken boş evimiz ise sonrasında hepimizin odak noktası oluvermişti.


🌠🌠

Huh bu bölüm de bittiğine göre çok şükür Allah'ım bismillah normale dönebiliriz 🤧

Arkadaşlar kenara köşeye çeyrek falan atın değerlenir 💅

Bölüm hakkında soru sormadan hemen diğer bölümü yazmaya gidiyorum ✋🏻❤️❤️❤️

Continue Reading

You'll Also Like

22.1M 899K 116
İşte oradaydı... Muhtaç olduğum kadın korkuyla bana bakıyordu. Ona biraz daha dokunmazsam sanki ölecektim. Bu hastalıklı duygular beni resmen ele geç...
240K 1.4K 20
Hikayede sık sık +18 ve şiddete yer verilecektir! Yaş sınırını göz önünde bulunduralım.
46K 1.9K 21
UYARI: Kitap içerisinde nude gönderme gibi olaylar var, etik kurallarınıza uymuyorsa okumanızı tavsiye etmem. Şahsıma edilen en ufak hakarette engell...
1.8M 78.1K 63
Aile problemleri yüzünden evden kaçmış ve kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan, aynı zamanda sinir hastası olan Pare, ucuza gelsin diye ikinci el...