YAN KARAKTER | Texting

By Fesatrice

1.8M 173K 108K

Ulaş: Hani sen bana ilk mesajında demiştin ya Ulaş: Dizi, film ve kitaplarda herkesin sevdiği yan karakterler... More

Yan Karakter -1-
Yan Karakter -2-
Yan Karakter -3-
Yan Karakter -4-
Yan Karakter -5-
Yan Karakter -6-
Yan Karakter -7-
Yan Karakter -8-
Yan Karakter -9-
Yan Karakter -10-
Yan Karakter -11-
Yan Karakter -12-
Yan Karakter -13-
Yan Karakter -14-
Yan Karakter -15-
Yan Karakter -16-
Yan Karakter -17-
Yan Karakter -18-
Yan Karakter -19-
Yan Karakter -20-
Yan Karakter -21-
Yan Karakter -22-
Yan Karakter -23-
Yan Karakter -24-
Yan Karakter -25-
Yan Karakter -26-
Yan Karakter -27-
Yan Karakter -28-
Yan Karakter -29-
Yan Karakter -30-
Yan Karakter -31-
Yan Karakter -32-
Yan Karakter -33-
Yan Karakter -34-
Yan Karakter -35-
Yan Karakter -36-
Yan Karakter -37-
Yan Karakter -38-
Yan Karakter -39-
Yan Karakter -40-
Yan Karakter -41-
Yan Karakter -42-
Yan Karakter -43-
Yan Karakter -44-
Yan Karakter -45-
Yan Karakter -46-
Yan Karakter -47-
Yan Karakter -48-
Yan Karakter -49-
Yan Karakter -50-
Yan Karakter -51-
Yan Karakter -52-
Yan Karakter -53-
Yan Karakter -54-
Yan Karakter -55-
FİNAL
Özel Bölüm
Özel Bölüm 3
Özel Bölüm 4

Özel Bölüm 2

19.8K 1.8K 1.3K
By Fesatrice

Fotoğrafta Sayina ve Furkan var.

Yaşlı Amca - Yıldızlara Bak

İyi okumalar...

sayinapamuk: I love you more than free wifi

4 yorum

@furkangoktas: Tipini yiyebilir miyim? Ne olur yiyeyim

@asenapamuk: @furkangoktas YİYEBİLİRSİN TABİİ O SENİN SEVGİLİN

@sayinapamuk: @asenapamuk Sana sormadı ki HAİN

@asenapamuk: @sayinapamuk Ama... Ama...

***

furkangoktas: Ctrl+c, ctrl+v

7 yorum

@asenapamuk: Apayrı iki insansınız gözümde o kadar benzemiyorsunuz ki

@furkangoktas: @asenapamuk O yüzden Gürkan'a ilk sarılışın onu ben zannettiğin içindi

@asenapamuk: @furkangoktas Ama... Ama...

@ulasates: Sizin nasıl insanlar olduğunuzu sorsalar bu fotoğrafı gösteririm

@furkangoktas: @ulasates Meymenetsiz olan Gürkan, tatlı mı tatlı olan da Furkan diye tanıtırsın artık

@ddurubulut: Ben şeytansam senin gülüşün ne oluyor?

@furkangoktas: @ddurubulut Sen şeytansan ben de senin sağ kolunum kankacığım, kapıyorum senden bir şeyler

***

Sayina

Sonunda Furkan'la Asena'ya verdiğimiz 3 haftalık cezanın süresi dolmuştu. Asena, 3 hafta bittiği gibi odama damlamış ve beni uzun bir sorguya çekmişti. Birkaç saat benden haber alamayan Furkan'ı da endişelendirmişti haliyle. Bu 3 haftanın onun için ne kadar zor geçtiğini görebiliyordum. Ama benim için ve Furkan için ayrı zordu. Çünkü Asena, ikimizin de her şeyimizi anlattığımız kişiydi.

"Avuç içinden öpmüş resmen. Eridim..." Asena, yanımda bilmem kaçıncı kez iç geçirirken rimelimi sürmeye ara verip ona döndüm ve güldüm. Her şeyi anlattığım günden beri sürekli yanıma geliyor, bu konuları açıyordu. İlişkimiz ona anlattığım gün başlamış gibi hissediyordum. Her şey zaten çok yeniydi.

"Ben de Gürkan'ın seni mutfakta sıkıştırıp öpmesine erimiştim." dediğimde Asena'nın yüzü, saçlarıyla aynı renk olma yoluna girmişti. Yeniden önüme döndüm ve küçük makyaj aynasından kendime bakarak rimelimi sürmeyi bitirdim.

Birazdan Furkan ve Gürkan buraya geleceklerdi. Biz Furkan'la dışarıya çıkacaktık, Asena da Gürkan'la burada takılacaktı.

"Yalnız ben bir şey fark ettim. Eğer işler yolunda giderse ve ben Gürkan'la, sen de Furkan'la evlenirsen biz ne oluyoruz?"

"Elti oluyoruz galiba." diye mırıldandım. Akrabalık konularında kafam çok karışıyordu. "Çocuğunuz olursa hem yengesi hem de teyzesi olacağım."

Asena'yla birbirimize bakıp gülmeye başladık. Şu ana dek fark etmemiştim ama içinde bulunduğumuz durum sayesinde çok fonksiyonlu akraba oluyorduk resmen. Hem kardeş, hem elti...

"Sence çocuklarımız da birbirlerine benzer mi?"

"Bence benzerler."

"Ay sen Gürkan ve Furkan'ın çocukluk fotoğraflarını gördün mü hiç? Gürkan'dan devamlı çocukluk fotoğraflarını dileniyorum."

"Hayır, görmedim." dedikten sonra hevesle yerimden kalkmış, yatakta oturan Asena'nın yanına geçmiştim. Galerisine girip bir fotoğraf açtığında istemsizce dudaklarım büzülmüştü.

"Ya tiplere bak! Yerim."

"Hangisi Furkan ayırabiliyor musun?" dediğinde gözlerimi kısarak fotoğrafı inceledim. Beşik içinde iki tane bebek vardı. Biri ayağa kalkıp beşiğin korkuluklarına tutunmuş, ağlıyordu. Diğeri ise sakin sakin oturuyordu.

"Şu ayaktaki Furkan, değil mi?"

"Aynen öyle."

"O zamanlardan belliymiş." deyip güldüğümde Asena da gülmüştü. Bir süre daha fotoğraflara baktığımızda Furkan'ın bir kızla olan fotoğrafını görmüştüm.

"Bu kim? Akrabaları mı?"

Asena, telefonun ekranını kapatıp ifadesiz bir şekilde bana baktı. Bu bakışların ne anlama geldiğini biliyordum elbette. "Sevgilisi miydi?"

"Gibi gibi, flörtleşiyorlardı."

"Anladım." diye mırıldandım yalnızca. Bir sürü soru sorup da olayın detaylarını öğrenmemin bir manası yoktu. Sonuçta eskide kalmıştı, şu an ben vardım hayatında. Furkan'ın çapkın olduğunu zaten biliyordum. Asena, ara sıra çapkınlığı yüzünden başına açtığı belalardan yakınıyordu. Ama bunlar benim için önemli değildi.

Zil çaldığında Asena, yataktan hızlıca kalkıp kapıya doğru koşturmuştu. Gülüp arkasından sakince kalktım. Yolun yarısında hızlı kalktığı için gözleri kararan Asena, elini koridorun duvarına yaslamıştı. Onun yanından geçip kapıyı açtığımda Furkan ve Gürkan karşımdaydı.

Gürkan, arkamda kalan Asena'ya baktığında direkt ayakkabılarını çıkarıp ona doğru ilerlemişti. Yanına vardığında aniden kalkmasıyla ilgili onu azarlamaya başlamıştı. "İlla aniden düşüp şu kafanı kırman mı gerekiyor? Hiç akıllanmayacak mısın kızım sen?"

Furkan'ı yüzündeki gülümsemeyle ikisini izlerken gördüğümde ben de gülümsemiştim. İlk başta çok şaşırmıştı ama o da Gürkan ve Asena'nın birlikte ne kadar mükemmel göründüklerini fark etmişti.

"Sen gelmiyor musun içeriye?"

"Geleyim mi?"

"Biraz birlikte oturup öyle çıkarız diye düşündüm."

"Ne güzel düşünmüşsün, aferin sana." dedikten sonra içeriye girip kafamı kendisine doğru çekti ve saçlarıma derin bir öpücük bıraktı. Ben olduğum yerde kalakalırken Furkan, ıslık çala çala içeriye girmişti. Yüzümdeki aptal gülümsemeyle kapıyı kapattım ve peşinden ilerledim.

Oturma odasına geçtiğimde Gürkan, çoktan Asena'yı azarlamayı bitirmişti. Şimdi onu kolunun altına almış, oldukça önemli bir konudan konuşuyorlardı. Konu ise Asena'yla bu sabah şakalaştığımız akrabalık konusuydu.

"Düşünsene, Furkan ve Sayina'nın bir çocuğu olsa hem teyzeleri hem de yengeleri olacağım. Harika bir şey. Furkan'la çok yakın olduğumuzdan belki halaları bile olabilirim." Asena, hevesle ellerini çırptığında ben de Furkan'ın yanına geçip oturmuştum. Gürkan pek bir şey söylememişti. Yalnızca gülümseyerek Asena'nın konuşmasını izliyordu. Herhalde Asena'nın ileriye dönük bu konuşmaları çok hoşuna gitmişti.

"Senle ben yakın mıydık, hain? Belki Duru çocuklarımın halası olabilir. Ama sen sadece yengeleri ve teyzeleri olabilirsin, o kadar."

Asena'nın dudakları aşağıya doğru sarktığında Gürkan'a döndü. Gürkan, kafasını iki yana sallayıp transtan çıkarken az önce söylenenlerin hiçbirini dinlemediği açıkça ortadaydı.

"Demesene kardeşime öyle. 3 hafta ne işkenceler çektirdin kıza zaten, yazık günah."

"Haklısın, Saniye."

Furkan'a sert bir bakış attığımda sırıttı. O böyle sırıtırken sinirli kalmak epey zordu. İnsanların duvarlarını yıkmayı nereden öğrenmişti bilmiyordum ama bu işte kesinlikle çok iyiydi.

"Furkan, çok üzüyorsun beni ama."

"Tamam ya, şaka yaptım. Sen benim ikicik kankamsın, canım benim."

"İkicik?"

"Artık biricik değilsin."

"Siz gitsenize." diyerek araya giren Gürkan'a aralanmış dudaklarımla baktım. "Ben şimdi kendi evimden mi kovuluyorum? Yok öyle, kalacağım burada." dedikten sonra kollarımı göğsümde birleştirdim. Gürkan, hafifçe sırıttı.

"Seni nasıl devre dışı bırakacağımı iyi biliyorum. O yüzden bana oynama bence."

"Allah Allah, nasıl devre dışı bırakacaksın beni?"

Gürkan, kafasını hafifçe sola doğru yatırdı. Biraz daha, biraz daha... Başı Asena'nın omzuna yaslanana kadar gözünü hiç kırpmadan yatırmıştı. Sonunda onun başını kardeşimin omzunda gördüğümde söylediklerinde haklı olduğunu fark ettim. Beni devre dışı bırakmıştı.

"Sayina?" Furkan, elini gözlerimin önünde sallayarak beni kendime getirdiğinde gözlerimi ona çevirdim. Göz göze geldiğimizde gülümseyip burnumu sıktı. O sırada karşı koltukta oturan Asena'dan hafif bir cırlama sesi yükselmişti.

O an ikimizin de sağlığı için bu ortamdan ayrılmamız gerektiğini fark etmiştik.

"Biz çıkalım o halde."

"Çıkalım tabii, işimiz ne?" Furkan'la ayağa kalktığımızda kolunu omzuma atmıştı. Birlikte oturma odasından çıkarken arkamda nasıl bir Asena bıraktığımı az çok tahmin edebiliyordum. Evden dışarıya çıktığımızda asansörü es geçip merdivenlerden inmeye başladık. Aslında asansör de bizim kattaydı, neden merdivenleri kullandığımızı bilmiyordum. Furkan merdivenlere yönelince ben de onu takip etmiştim.

Furkan'ın adımları durduğunda ona toslamıştım. Ne olduğunu soracağım anda işaret parmağını dudaklarına götürmüş, sessiz olmamı işaret etmişti. Kaşlarımı çatarak onu incelerken ikimiz de hareketsiz kaldığımız için sensörlü lamba sönmüştü.

Yeniden aydınlansın diye hareket edeceğim sırada dudaklarıma kapanan dudaklarla donakalmıştım.

Furkan, dudaklarımın üzerine kısa bir öpücük bıraktıktan sonra geriye doğru çekilmiş, yüzümdeki donmuş ifadeye sırıtarak bakmıştı. Çenemi sıkıp konuştu. "Çok tatlı geldin gözüme, içeride öpersem Asena'nın kalp krizinden gitme ihtimali vardı. En fazla buraya kadar dayanabildim, ne yapayım?" dedikten sonra ellerini iki yana açıp dudağını büzdü.

Söyleyecek bir şeyin dahi aklıma gelmediği bu durum, Furkan tarafından komik bulunmuş olacaktı ki gülmeye başlamıştı. Yeniden kolunu omzuma attığında omzumdaki elini tuttum. Parmaklarımızı anında kenetlemişti.

"Ee, nereye gidiyoruz?"

***

"Beni tenha köşelere getirdin ama zorbalığına göz yumacağımı sanma, Saniye Hanım. Beni kullanamayacaksın!"

Furkan, ellerini üzerine kapatarak bana dehşet dolu (!) bakışlarından atarken kafamı onaylamazca iki yana salladım. "Sana hâlâ bir doğum günü hediyesi borçluyum, unuttun mu?"

"Cidden mi? Ben o hediyeyi çoktan aldığımı sanıyordum." dedikten sonra sırıtıp dudaklarıma kısa bir bakış attı. "Edepsiz." diye homurdanıp bakışlarımı kaçırdım.

Doğum gününde, Furkan elini tutmak istersem ona verebileceğim en iyi hediyenin bu olduğunu söylemişti ve ben o eli tuttuğumda aramızda oldukça duygusal, biraz da sıcak, bir hava oluşmuştu. Günün ilerleyen saatlerinde Furkan, 'oha, yıllardır beklediğim şeyi sonunda yapabilirim' gibi bir şey söylemiş, ardından oracıkta beni öpmüştü.

Bu anılar düşündükçe midemi havalandıran, beni heyecanlandıran anılardı. Elbette bir insana verilebilecek en büyük hediye etrafında onu düşünen, onu seven, ona değer veren insanların olmasıydı. Ama bu hayatın insanlara verebileceği hediyelerdendi. Benim ona hâlâ bir hediye almam gerekiyordu.

"Düşündüm, taşındım, yaptırdım. İçime sindi, gerçekten özel bir hediye olduğunu düşünüyorum."

"Yaptırdım?" diye sorarcasına konuştuğunda sırt çantama attığım poşeti çıkarmış, ona uzatmıştım. Furkan, merakla bir poşete bir de bana baktı. Herhalde yüz ifademden nasıl bir hediye olduğunu anlamaya çalışıyordu.

Özenle paketlediğim hediyesini nasıl hunharca yırtmak istediğini görebiliyordum çünkü sabırsızdı. Ama bana kıyamamış olacaktı ki yavaş yavaş paketini açmaya başlamıştı. Onun kadar ben de onun vereceği tepki konusunda sabırsızdım. Bu yüzden Furkan daha paketi yeni açmaya başlamışken elinden alıp hunharca yırtmıştım.

"Haşin seni." dedikten sonra hediyeyi paketinden çıkardığında yüz ifadesindeki değişimleri keyifle izliyordum. Önce yaşadığı şaşkınlığı, ardından gözlerindeki parlamayı ve neredeyse tüm yüzünü kaplayan gülüşünü...

Ona ejderha desenli tulum pijama almıştım. Benim istediğim ejderha desenini hiçbir yerde bulamadığım için özel yaptırmıştım. Furkan'ın küçükken ejderhalara ne kadar hayran olduğunu biliyordum. Ve bizde kalmaya geldiği bir gün ejderhalı pijama altlığı benim yüzümden çıkmayacak bir lekeyle kirlenmişti.

"Ne diyeceğimi inan ki bilemiyorum." Tulum pijamayı tekrar paketine koydu. Furkan'ın bunu giymesini sabırsızlıkla bekliyordum. Arkasında kuyruğu da vardı. Harika bir şeydi.

"Harikasın, çok teşekkür ederim." dedikten sonra eğilmiş ve yanağımı öpmüştü. Gülümsediğimde kaşlarını hafifçe çatıp sordu. "Asena bu yüzden mi Gürkan'ın ölçülerini almıştı? Ben de onların iyice kafayı yediğini düşünüyordum."

Kafamı onaylarcasına salladığımda gülümsedi. Bir süre gülen gözleriyle yüzümü inceledikten sonra aklına bir şey gelmiş olacaktı ki kendi çantasını önüne çekip içinden bir defter çıkardı.

"Annem tüm defterlerimizi saklamış, geçen hangisi lazım hangisi değil diye karıştırırken bunu buldum. Bak." dediğinde defteri elime almış, ilk sayfasını açmıştım. Furkan'ın 7. sınıfta kullandığı defterdi.

"En arkasını açsana."

Defterin en arkasını açtığımda karşıma Furkan'ın kendi soyismini benim ismimin yanına koyduğu bir yazı çıkmıştı. Aynı zamanda benim soyismimi de kendi isminin yanına koymuştu.

"O zamanlar iki insan evlenince soyadlarını birbirlerine veriyor sanıyordum."

"Nasıl?" diye sordum gülerek. En basitinden annesinin soyismine bakması bile yeterliydi aslında.

"Ne bileyim, biraz salaktım."

Furkan'ın yazısı sır gibiydi, kimi zaman kendisinden başka kimse okuyamazdı. Ama 'Sayina Göktaş' ve 'Furkan Pamuk' yazdığı yerleri öyle bir özenle yazmıştı ki... O an yanında olamasam da bunu görebiliyordum.

"Asena fotoğraf olayından bahsetti. Duyduğuma göre çocukluk fotoğraflarıma bakarken karşına tatsız bir fotoğraf çıkmış."

"Yuh." diye mırıldandım. "Ne ara söyledi? Olay bu sabah oldu ve siz hiç yalnız konuşma fırsatı bulamadınız."

"Sorduğun soruya bak. Sen kardeşini hiç tanımıyor musun?"

"O da doğru." diyerek Furkan'ı onayladım. Asena kaşla göz arasında her şeyi yapabilirdi.

"Bunu görmeni istemezdim."

"Rahatsız olmadım." diye itiraf ettim. Gerçekten de rahatsız olmamıştım. "Geçmişte hangi kızlarla takıldığın beni ilgilendirmiyor. Çapkın olduğunu zaten Asena'nın yakınmalarından biliyordum."

"İşin kötü yanı çapkın değildim. Öyle davranıyordum, kafamı dağıtmaya çalışıyordum. Ve hiç gurur duymayacağım şeyler yaptım. Sevmediğim kızlarla flörtleştim, içten içe onları sevemeyeceğimi de biliyordum üstelik."

Bir şey söylemeyip onu dinlemeye devam ettim. Belli ki bunları benimle konuşmaya, bana açıklamaya ihtiyacı vardı. "Seni hâlâ deli gibi sevdiğimi kabullendiğimde bir kızla birlikteydim, o fotoğrafını gördüğün kız işte. Kıza durumu çok detaylarına inmeden anlatıp özür diledim."

Furkan, gözlerini bana çevirip pişmanlıkla baktı. "Sana tertemiz gelemediğim için çok özür dilerim."

"Bunun için özür dilemene gerek yok. Biraz tuhaf geliyor ama aslında bu beni rahatlatıyor bile. Çünkü benim de sevgilim oldu."

"Aynı şey değil, Sayina. Sen gerçekten hoşlandığın kişilerle flörtleştin. Bense hiçbirini sevmeyeceğimi bile bile, sırf seni aklımdan uzak tutmak için yaptım bunu."

"Ne önemi var ki? Sonuçta pişman olup kızdan özür dilemişsin ve er geç doğru yolu bulmuşsun. Canını bunlarla sıkma." dedikten sonra bu kasvetli havayı dağıtmak için yanağına hafifçe vurup alayla konuştum. "Büyük sözü dinle."

"Sayina? Neredesin? Seni duyamıyorum." Furkan, sahte bir korkuyla konuşurken bir elini alnına yaslamış, güya etrafta beni arıyordu. Karnına hafifçe vurduğumda gözleri beni buldu ve rahatlamışçasına konuştu. "İşte, buradasın."

Elleri sıkıca belimi sardığında nefesimi kesmişti. Üzerimdeki bu etkisinden oldukça memnun olduğunu belirtir şekilde gülümsedi. "Sen bana büyüklük mü taslıyorsun?"

Eğildi, eğildi, eğildi... Burunlarımızın ucu birbirine değene kadar eğilmişti.

"Sen 30'una geldiğinde ve ben hâlâ 20'lerimde bir delikanlı olduğumda da böyle dalga geçebilecek misin acaba?"

"Muhtemelen hayır." diye itiraf ettim. Furkan, hafifçe gülümseyip önce burnumun ucuna ufak bir öpücük kondurmuştu. Ardından geriye çekilip gözlerime kısa bir şekilde bakmış, konuşmuştu.

"O günleri merakla bekliyorum."

Gülümsedim, gülümsedi. Kafamı aşağıya yukarıya sallayıp "Ben de." dediğimde Furkan, yeniden yüzüme eğilmişti.

Dudaklarımız buluştuğunda Furkan'ın belimdeki elleri sıkılaşmış ve beni kendisine yapıştırmıştı. Aramızda kalan ellerimi omuzlarına çıkardığımda içime dolan huzurun bir tanımı veya başka bir benzeri yoktu.

Farklıydı. Farklı bakıyor, farklı seviyor, farklı hissettiriyordu.

Bir bakışında bile sevgisinin derinliğini gösterebilen Furkan, bir öpüşünde çok daha fazlasını yapıyordu. Ona baktığım, ona sarıldığım, onu öptüğüm, onu özlediğim her saniyede onu daha fazla sevmemi sağlıyordu.

Hayal bile edemeyeceğim bir aşkın içine düşmüştüm. 'Başıma gelmez' dediğim ama hep imrendiğim şekilde seviliyor, 'ben böyle hissedemem' dediğim her şeyi hissediyordum. İlk kez hissettiğim ve yeni yeni tanıdığım bunca hissin arasında emin olduğum bir şey vardı.

Furkan'a sırılsıklam aşıktım.

***

sayinapamuk: 🖤

5 yorum

@ddurubulut: İyi misin? @asenapamuk

@asenapamuk: @ddurubulut ÇOK İYİYİÖ

@ulasates: Size soyadımı takdim ediyorum 🔥

@furkangoktas: Saniye Hanım yine tüm ışığı almışsınız üzerinize

@furkangoktas: AH KALBİMMM

Bunlar çok tatlı :")

Bir sonraki özel bölümümüz Asena ve Gürkan çiftini ele alacak. 300K olduğumuzda atmayı düşünüyorum ama duruma göre sarkabilir kdfkmdl

İyi günler, 'gü'lerim! ❤

Continue Reading

You'll Also Like

1.4K 84 5
42.3K 2.6K 55
Rüzgar saçlarında dans ederken gözlerimi onun gözlerinden alamıyordum. Çok garipti, sanki daha az önce ondan nefret ediyormuş gibi hissediyordum ama...
yirmi By ilayda

Short Story

683K 51.3K 67
hazar biraz duyarsız, biraz da sinir bozucu birisi boyxboy ve texting
52.2K 4.5K 45
0532* : videonu izledim. 0532* : şu özgün-tatil şarkısıyla yaptığın video. 0532* : baya büyükten bir tektaş takabilirim. 0532 : eğer sevgilim olursan...