'Draco! Noluyor?' Dedi Harry. 'Bir haftadır benden kaçıyorsun, benimle konuşmuyorsun bile.'
'Birşey olduğu yok.' Diye mırıldandı draco.
'Ya sen benimle dalga mı geçiyorsun !?' Dedi Harry, sesinin tınısı oldukça yüksek çıkmıştı.
'Dalga geçtiğim yok Harry, bana bağırma.' Dedi draco.
'Bağırttırma öyleyse! Şimdi bana sorunun ne olduğunu anlat.' Dedi Harry.
'Sanane Harry?' Dedi draco, o da sinirleniyordu anlaşılan.
'Lan ne demek sanane!? Benimle konuşmuyorsun, sebebini söyle bari.' Dedi Harry.
'Benden sakladığın birşey var mı?' Dedi draco.
'Ne?' Dedi Harry.
'Cevap ver bana.' Dedi draco. 'Alt tarafı bir soru sordum.'
'Hayır.' Dedi Harry.
'Emin misin ?' Dedi draco.
'Draco sana ne zaman yalan söyledim ben ?' Dedi Harry. 'Hayır senden hiçbir şey saklamıyorum.'
'Bana yalan söylemeseydin keşke..' dedi draco. 'Cedric ile sevgili olduğunuzu biliyorum Harry. Ama bunu onun bunun ağzından değil de senin ağzından duymak isterdim.'
Harry'nin ağzı bir karış açılmış, boş gözlerle draco'ya bakıyordu.
'Mutluluklar.' Dedi draco ve salondan çıkmış bulundu.
Harry ise hala boş boş bakıyordu.. Draco'ya yalan söylemezdi ki Harry. Hızla salonda doğruldu ve draco'nun peşinden, odasına girdi.
'Draco, beni biraz dinler misin?' Dedi Harry.
'Harry emin ol seni dinlemek bile istemiyorum. Çıkar mısın odamdan?' Dedi draco.
'Yanlış anlıyorsun.' Dedi Harry.
'Benim hiçbir şeyi yanlış anladığım yok.' Dedi draco. ' Ben seni yargılamadığımı en başından beri söylüyorum. Keşke bana güvenseydin.'
'Bak ne anladıysan çok yanlış anlamışsın çünkü öyle birşey yok.' Dedi Harry.
'Hala bana güvenmiyorsun..' dedi draco. Hemen sonrasında draco'nun telefonunun melodisi gelmişti kulaklarına.
Astoriaa'm 🦋' arıyor
'Müsaadenle.' Dedi draco ve Harry'e eliyle kapıyı gösterdi.
Harry dolan gözlerini saklamaya çalışarak çıktı odadan..
Harry koridorun sonunda ki kendi odasına geçiş yaptığı zaman, göz yaşları çoktan akmaya başlamıştı bile.. Odasında ki lavabosuna ulaştı ve hızla üzerinde ki kıyafetleri çıkartarak duşakabinin içine girdi.
Sıcak su tenine temas ederken diğer yandan gözlerinde ki sıcak yaşlar akıyordu..
Harry gel annem silicem yaşlarını..
Harry kendi kendine mırıldanmaya başladı..
'Kollarında olmak istiyorum anne..'
'Sevilmeyecek bir insan mıyım ben?'
'Gitmek istiyorum artık.. herkesten, herşeyden.'
Harry gözyaşları dinene kadar sıcak suyun altında mayıştı.. hemen sonrasında üstünü giyip, kendisini yatağına attı. Telefonundan açtığı şarkı eşliğinde uykunun kolları arasına girdi.
Harry styles ~ sign of the times
~~~
'Bana bir açıklama yapmadı bile!' Dedi draco, telefonda pansy ile görüşüyorlardı.
'Onu dinlemediğini söyledin draco.' Dedi pansy. 'Ben olsam bende açıklama yapmazdım.'
'Git başımdan pansy.' Dedi draco.
'Hey dur! Tamam kapatma telefonu. Ama o haklı, kusura bakma.' Dedi pansy. 'Sen demedin mi yanlış anladın dedi, diye. Anlatmasına izin verseydin.'
'Sinirliydim!' Dedi draco.
'Dinleseydin çocuğu!.' Dedi pansy. Aslında daha çok çemkiriyordu.
'Ya napıyım!? Sinirliydim diyorum.' Dedi draco.
'Siktir git, gönlünü al!' Dedi pansy.
'Alıyım dimi ? Haklısın.' Dedi draco ve telefonu pansy'nin yüzüne kapatmış bulundu.
~~~
'Harry.. girebilir miyim ?' Dedi draco, kapıyı çalarak.
'Gel.' Dedi Harry.
Draco kapıyı açtı ve yavaş adımlarla içeri girdi. Hazırlanan harry'i görünce duraksadı.
'Bir yere mi gidiyorsun ?' Dedi draco.
'Evet.' Dedi Harry.
'Nereye ? Kimle? ' Diye sordu draco.
'Sen bana hesap mı soruyorsun ? Bana mı öyle geliyor ?' Dedi Harry ve kıkırdadı. 'Abicilik oynaman için o yaşımızı çoktan geçtik.'
'Nereye gidiyorsun Harry?' Dedi draco, sesinde bastırmak istediği bir sinir vardı.
'Akşam geç gelirim, görüşürüz.' Dedi Harry ve odadan çıktı.
Draco ise giden Harry'nin arkasından.. trenin öküze baktığı gibi bakıyordu, ciddi anlamda.
Camdan gelen araba sesi ile Harry'nin odasında ki cama yaklaştı ve dışarıya baktı. Harry kendi arabasını otoparktan çıkarmış, gidiyordu.
Sen bu kafayla çok bakacaksın trenin öküze baktığı gibi draco, haberin olsun.
Kes
Yürü git
Ben trenin öküze baktığı gibi bakmıyorum
Bakıyorsun
Bakmıyorum
Yazar benim köpek! Ben mi bileceğim sen mi bileceksin ?
Siktir git, yazarcım
Ayıp
Draco hayal kırıklığı ile odasına ilerledi. Hemen sonrasında telefonuna bir mesaj düştü.
Pansy; Draco! Sen Harry'den hoşlanıyorsun!!!
Draco; siktir git.
Kim buna bu kadar yüz veriyor ? Hem bana hem pansy aşkıma küfür etme hakkını buna kim verdi !?
Sen verdin ya Mia, sen yazıyorsun hani bunları
Siktir git
Harry giderken içinde de büyük bir vicdan azabı vardı. 'İyi mi yapmıştı?'
Nereden bilelim biz? Her boku ye sonra yazarın üzerine at.
Harry belki de aylardır kendini hiç bu kadar değersiz hissetmemişti.. Draco'ya nereye gittiğini söylememişti belki ama.. açıkça gittiği yer anne ve babasının mezarıydı. Onları özlemişti..
~~~
Draco şuan pansy'nin sözleri ile uğraşamayacağı kanaatine vardı ve hızla üzerini değiştirip, kendini dışarıya attı.
Motorsikletine bindi ve Harry'nin peşinden gitti. Nereye gittiğini oldukça merak ediyordu..
Merhaba..
Nasılsınız ?
Bölümü beğendiniz mi ?
Maça kızını okuyan var mı hiç ? Ah ciğerim yanıyor..
Ve iyi geceler ❤️
^^💚