Müdür masasında ellerini göğsünde bağlamış ve gözlerini bana dikmişti.
Göz ucuyla yanımda oturan kıza baktım. Çok gergin görünüyordu. Dokunsan ağlayacak gibiydi.
Müdür boğazını temizlediğinde gözlerimi kızdan çekip ona çevirdim.
"Açıklamanızı alabilir miyim Taehyung öğretmenim?"
İç çekip gözlerimi masadaki aşk mektubuna diktim.
"Tam olarak neyi duymak istiyorsunuz?"
Müdür ellerini masanın üzerinde birleştirdi ve öne doğru eğildi.
"Aranızdakini."
Ağzımı aralayıp birşey diyecekken kız benden önce davranmıştı.
"Aramızda hiçbir şey yok müdür bey."
Müdür iç çekip masadaki aşk mektubunu eline aldı.
"O zaman bu ne?"
Yanımdaki kızın yüzü kızarırken başını hızla yere eğdi. Sanırım konuşmayı benim devralma zamanım geldi.
"Ha Ni'nin bir suçu yok müdür bey. O sadece hoşlandığı birine aşk mektubu yazmak istedi."
Müdür kaşlarını çatıp araya girdi.
"Ama o kişi öğretmeni."
Müdürün dediğini görmezden gelip devam ettim.
"Hepsi benim suçum. Mektubu kabul etmemem gerekirdi. Kuralları biliyordum."
Müdür iç çekip arkasına yaslandığında oturduğum yerde dikleştim.
"Ama aramızda birşey olmadığından emin olabilirsiniz."
Müdür kafasını sallayıp gözlüğünü düzeltti.
"Aranızda birşey olmadığını biliyordum zaten. Ama bu mektup doğru değil. Bu yüzden size ceza vermek zorundayım."
Kafamı salladığımda müdür gözlerini Ha Ni'ye çevirdi.
"Ha Ni'nin son senesi ve bu sene çok önemli. O yüzden cezayı size vermek durumundayım Taehyung öğretmenim."
Ha Ni kafasını itiraz etmek için kaldırdığında ona izin vermeden araya girdim.
"Peki müdür bey."
Müdür önündeki kağıda birşeyler yazdı.
"Bir hafta uzaklaştırma alacaksınız Taehyung öğretmenim. Eğer bu tekrarlarsa ceza ağırlaştırılacak."
Kafamı salladığımda müdür devam etti.
"Sizin yokluğunuzda derslerinizi Kimya öğretmeni devralacak."
Kafamı salladığımda müdür elindeki kalemi bırakıp gözlerini bize çevirdi.
"Şimdi çıkabilirsiniz."
Ha Ni müdürün önünde eğilip önden odadan çıktığında ayağa kalkıp müdüre baktım.
"Peki şu kulüp etkinliğine katılabilir miyim?"
Merakla konuştuğumda müdür gülüp başıyla beni onayladı.
"Tabiki."
Gülümseyip müdüre selam verdim ve kapıya ilerledim.
"Taehyung öğretmenim."
Duraksayıp arkamı döndüğümde müdür üzgünce elindeki mektubu bana uzattı.
"Böyle olmasını istemezdim."
Kafamı iki yana sallayıp gülümsedim ve mektubu müdürden aldım.
"Sorun değil müdür bey. 1 hafta tatil yapmış olacağım. Buna ihtiyacım vardı."
Müdür kafasıyla beni onayladığında selam verip odadan çıktım.
Öğretmenler odasına giderken adımın seslenmesiyle duraksadım.
"Üzgünüm Bay Kim, hepsi benim suçum."
Ha Ni başını yere eğip ağlarken onun bu durumuna üzülmüştüm.
"Sorun değil Ha Ni, senin tek yaptığın birini sevmekti. Sevdiğin kişinin kim olduğunu seçemiyorsun maalesef."
Ha Ni elleriyle göz yaşlarını silerken elimdeki mektubu ona uzattım.
"Üzgünüm ama aşkını kabul edemem. Bunun nedeni öğretmenin olmam değil, kalbimi çoktan başka birine kaptırmış olmam."
Ha Ni elimdeki mektubu alıp gözlerini bana çevirdi ve burukça gülümsedi.
"Anlıyorum. Teşekkür ederim Bay Kim. Beni kırmamak için uğraştığınız için. Sizin yerinizde başkası olsa böyle yapmazdı."
Kafamı önemli değil anlamında iki yana salladım.
"O zaman ben gidiyorum. Eğer kendini hala kötü hissediyorsan güzel bir üniversite tutturarak kendini affettirebilirsin."
Ha Ni gülümseyip başıyla beni onayladı.
"Elimden geleni yapacağım Bay Kim."
Kafamı sallayıp arkamı döndüm ve Ha Ni'nin yanından uzaklaşıp öğretmenler odasına gittim.
Odada kimse olmadığından rahatça eşyalarımı toparladım.
Zil çaldığında ağır olan çantamı elime aldım ve öğretmenler odasının çıkışına ilerledim. Odadan çıkacakken Namjoon hyungla karşılaştım.
"Taehyung, iyi misin?"
Namjoon hyung endişeyle bana baktığında kafamı olumlu anlamda salladım.
"1 hafta tatil hakkı kazandım. Neden iyi olmayayım ki?"
Namjoon hyung omuz silkti.
"Maaşından 1 haftanın ücreti kesilecek."
Bu sefer ben omuz silktim.
"Parayı dert etmiyorum."
Namjoon hyung iç çektiğinde elimi omzuna koydum.
"Bana olan şey yüzünden sakın saçma birşey yapma hyung."
Hyung başını yere eğdiğinde hyungun omzunu sıktım.
"Doğru olanı yapacağını biliyorum."
Namjoon hyung başıyla beni onayladığında gülümsedim ve elimi omzundan çekip kapıya ilerledim.
"Bensiz 1 haftanın keyfini çıkar hyung."
Hyung güldüğünde odadan çıktım ve koridorda ilerledim. Bütün öğrenciler aralarında konuşarak bana bakıyorlardı.
İleride gördüğüm Jimin'le gözlerimi kaçırdım ve yanından geçip bahçeye çıktım.
Birkaç öğrenci beni görünce koşarak yanıma gelmişti.
"Bay Kim, okuldan mı atıldınız? Yani dedikodu doğru mu?"
Kaşlarımı çatıp konuşan öğrenciye baktım.
"Hayır tabiki, uzaklaştırma aldım sadece. Dedikodu da doğru değil."
Öğrenciler rahat nefes alırken güldüm.
"Bu bir hafta güzelce dinlenin. Gelince sizi sınırlarınıza kadar zorlayacağım."
Öğrencilerin gözleri korkuyla büyürken onların bu haline gülüp bahçeden çıktım ve arabama ilerledim.
~~~~~~~~~~~
"Hyung."
Bedenim sarsıldığında arkamı döndüm ve yastığıma sıkıca sarıldım.
"Hyung uyan artık."
Elimle arkamda kalan Kook'a vurmaya çalıştım.
"Kook rahat bırak beni. Uykum var."
Kook iç çekip sarıldığım yastığı hızla kendisine çektiğinde kaşlarımı çatıp ona baktım.
"Misafirimiz var."
Kook gözlerini kapıya çevirdiğinde arkamı dönüp merakla kapıya baktım.
"Jimin?"
Şaşkınca konuşup hızla yattığım yerde doğrulup saçlarımı düzelttim.
"Burada ne arıyorsun?"
Jimin gözlerini Kook'a çevirdiğinde bende Kook'a baktım. Kook başını eğip gülümsedi ve odadan çıktı.
Jimin Kook'un arkasından kapıyı kapatıp yanıma geldi ve yatağın ucuna oturdu.
"Seni görmeye geldim."
Başımı yere eğip mahcupça yere baktım.
"Üzgünüm. Seni gereksiz yere endişelendirdim."
Jimin birşey demediğinde sırtımı yatağın başlığına yasladım.
"Şey, o mektup-"
Jimin hızla sözümü kesti.
"Mektubu kafama takmıyorum Taehyung. Yakışıklısın ve doğal olarak herkesin ilgisini çekiyorsun. Aşk mektubu alman normal."
Diyecek birşey bulamadığımdan sessizliğimi korudum.
"Benim dert ettiğim okuldan 1 hafta uzaklaştırma alman."
Sahte bir şekilde güldüm.
"Bende onu dert etmiyorum. 1 hafta tatil-"
Jimin yine hızla sözümü kesti ve üzgünce bana baktı.
"Çok bencilsin Taehyung."
Bunu beklemediğimden afallamıştım.
Jimin bedenini bana döndürüp üzgünce bana bakmaya devam etti. Bu kendimi kötü hissetmeme neden olmuştu.
"Sen 1 hafta tatil yapacaksın. Peki ya ben? Sensiz ben 1 hafta ne yapacağım?"
Doğru. Ben neden o kısmı hiç düşünmedim?
Ama bir yandan bu iyi olmaz mı? Yeni edindiği arkadaşıyla daha da yakınlaşabilir.
Gülümseyip bana üzgün bakan Jimin'in saçlarını okşadım.
"Bu daha iyi değil mi? Arkadaşınla daha da yakınlaşma şansı edinmiş oldun."
Jimin'in kaşları çatıldı.
"Ne saçmalıyorsun Taehyung?"
Bu çocuk...Son zamanlarda bana karşı çok saygısız olmaya başladı.
İç çekip elimi Jimin'in saçlarından çektim.
"Saçmalamıyorum. Jimin en başından beri amacım sana arkadaş bulmaktı. Sonunda bir arkadaşın oldu. Onunla daha yakın olmanız için bu bir şans."
Jimin eliyle saçlarını karıştırıp geriye doğru uzandı.
"Aptalsın Taehyung."
Kaşlarımı çatıp sinirle Jimin'e baktım.
"Sende son zamanlarda amma saygısız olmaya başladın. Senden büyük olduğumu hatırlatayım istersen."
Jimin omuz silktiğinde başımı geriye doğru yasladım.
"Duygularını dile getirmeyi bilmiyorsun Taehyung."
İç çektim.
"Beni daha ne kadar gömeceksin Jimin?"
Jimin kaşlarını çattı.
"Doğru söylüyorum ama."
Birşey demediğimde Jimin kafasını bana doğru çevirdi ve bana baktı.
"Beni kıskanıyor musun?"
Dediği şeyle kaşlarımı çattım.
"Seni neden kıskanıyım?"
Jimin yan dönüp elini kafasının altına koydu.
"Kıskanıyorsun işte kabul et."
Kafamı iki yana salladım.
"Kıskanmıyorum."
Jimin gülüp yattığı yerde doğruldu.
"Yani o kızla yakın olsam kıskanmazsın?"
Kafamla Jimin'i onayladım.
"Onunla, seninle görüştüğümden daha sık görüşsem de mi kıskanmazsın?"
Jimin her soruda bana daha da yaklaşırken yutkundum.
"Niye kıskanayım? Arkadaşsınız sonuçta."
Jimin bana iyice yaklaştığında gözlerimi kaçırdım.
"Peki onunla arkadaştan öte-"
Elimi dibimdeki Jimin'in dudaklarının üzerine koyup kaşlarımı çattım.
"O kadar da değil."
Jimin gülüp geri çekildi ve tekrardan yatağa uzandı. Bu da yatağımı iyice belledi.
"Ben kıskanırım. Kıskanmam için çok yakın olmanıza gerek yok. Konuşmanız bile yeter."
Omuz silktim ve kollarımı göğsümde bağladım.
"Her insan aynı değildir."
Jimin onaylar mırıltılar çıkardı.
"Değil mi?"
Kafamı salladığımda Jimin gözlerini yumdu.
"Çok yorgunum. Biraz uyumama izin verirsin değil mi Taehyung?"
Jimin gözlerini aralayıp bana baktığında başımla onu onayladım. Jimin gülümseyip gözlerini kapattığında bende başımı arkaya yaslandım ve gözlerimi tavana diktim.
Söylesene Jimin, yorgunluğunun sebebi ben miyim? Seni daha iyi yapacağım derken daha kötü yapmıyorum değil mi?
Bir sonraki bölüm final~~
Nasıl hissediyorsunuz? Final geliyor. Ben biraz mutlu biraz da üzgün hissediyorum. Bir evladım daha yuvadan ayrılıyor :'(
Oy verip yorum yapmayı unutmayın ponçiklerim~
Sizce final iyi mi yoksa kötü mü olacak?