Küçük Kadınım

madam_yazar द्वारा

6.7M 240K 80.2K

Ellerini yavaş ve sakince belime yerleştirdi. Vücudumdaki hissettiğim titreme nasıl bir tehlikede olduğumun... अधिक

-2.Bölüm -
-3. Bölüm-
-4. Bölüm-
-5. Bölüm -
-6. Bölüm-
-7. Bölüm-
-8. Bölüm -
-9. Bölüm-
-10.Bölüm-
-11. Bölüm-
12.Bölüm-
-13. Bölüm-
14. Bölüm
15. Bölüm
16. Bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm
21.Bölüm
22. Bölüm
23. Bölüm
24. Bölüm
25.Bölüm" sezon finali "
özel bölüm.
26. Bölüm
27. Bölüm
28.Bölüm
29.Bölüm
30. Bölüm
31. Bölüm
32.Bölüm
33.Bölüm
34. Bölüm.
35. Bölüm. "sezon finali 2 "
36. Bölüm
37. Bölüm
38. Bölüm
39. Bölüm
40. Bölüm
41. Bölüm
42. Bölüm
43. Bölüm
44. Bölüm.
45. Bölüm-FİNAL
Özel Bölüm prt1
Özel Bölüm prt2
Özel bölüm prt 3 SON

-1. Bölüm -

525K 9.9K 5.5K
madam_yazar द्वारा

Selam arkadaşlar...
Bu benim ilk kitabım değil daha önce birçok kitap yazmayı denedim . Bazı dememelerim başarısız olduğu  için bırakmıştım, ama şimdi en baştan tekrar başlayacağım. Sizde desteklerinizi esirgemezseniz sevinirim.

BÖLÜMLERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMIŞTIR!

Keyifli okumalar.

"ADALETSİZ HAYAT" BÖLÜM BİR...

Sabah ayazı burnumu yakmaya başlamıştı . Ellerimi soğuk ceketimin cebine koyup ısıtmaya çalışıyordum. Kolumdaki saate baktığımda saat beş buçuğa geliyordu. Bu saatte başlıyordu işte benim günüm. Gidip çalıştığım dükkanı açmam gerekiyordu. Hızlı adımlarla otobüs durağına yürümeye başladım. Geç kalmak istemiyorum. Eğer geç kalırsam 2 kilometre yürümemem gerekecekti.

Çantamdan çıkardığım parayı şoföre  uzattım ve arka taraflarda bir koltuğa geçtim.

Uykumu alamadığım için gözlerim o kadar yanıyordu ki, surekli gözlerimi ovuyordum.  Sonuçta herkes annesinin karnından zengin doğmuyordu, yada ailesini seçemiyordu değil mi....

Ben Mısra Tufan

On yaşından beri ailesine bakan evin küçük kızıyım. Üç abimin olup ikisinin  boş  olmasına rağmen benim çalışmam adil değildi .  Akın burada değildi o okumak için başka şehre gitmişti, ona kızmaya hakkım yokken iki tane eşşek gibi abim; gayet sağlıklı annem ve babam vardı.

Sadece adil olmayan bu değil, evin en küçüğü olarak benim  eğitim hayatımı bitirip zorla bu hayatı yaşatmaları da adil değildi.

Sürekli içki içen bir baba... para düşkünü bir anne... ve sürekli at yarışına para yatıran abilerim.
En acısıda bu parayı benim kazanmam ve onların savurmasıydı. Eğer bir hastalıkları olsaydı onlara benim bakmam görevim olurdu ama sapasağlam olmalarına rağmen kimsenin çalışmak gibi bir niyetleri yoktu.

Beni evlendirme fikri sunmuştu birkaç komşumuz ama sırf çalışıyorum diye bu konuyu bile açmıyorlardı. Galiba bana yaptıkları tek iyilik buydu.

İyilik denirse buna tabiki.

Kafamı camdan kaldırdım ve aşağıya indim. Üniversite sınavımı vereli birkaç gün olmuştu. Kararımı vermiştim. Neresi olursa olsun gidecektim ve kurtaracaktım kendimi. Tek başıma başaracaktım. Artık yaşamak benimde hakkımdı. Evliliğe ya da bir aileye ihtiyacım olmadan yaşayabileceğimi biliyordum.

"Mısra kızım günaydın" Hatice teyzenin sesini duyunca daldığım hayallerden çıktım ona gülümsedim.

"Günaydın teyze" kilidi açıp içeriye girdim. Gelen kutuları içeri taşıyıp market raflarına dizip rafların tozunu aldım. Ailemden habersiz burada ders çalısıyordum. Liseyi gizlice bitip üniverste sınavına girmiştim. Buranın sahibi Mustafa abi sağolsun bana çok destek olmuştu. Babamın arkadaşıydı Mustafa abi bana babamdan fazla babalık yapmıştı, okumamda en büyük destekçi oydu. Eğitim hayatım benim için önemliydi.

"Günaydın Mısracığım" Mustafa abiye gülümseyip "günaydın abi" dedim ve  diğer eşyaları düzenledim.

"Mısracığım senin sınavın ne zaman açıklanacak " diye sordu, kartonları üst üste koydum "ayın yirmi ikisinde abi "dedim.


Test kitaplarımı alıp arka taraftaki çay ocağının önündeki eski masaya oturdum ve birkaç soru çözmeye başladım. Sınavlar geçmişti, sadece zaman geçirmek için çözüyordum.

"Mısracığım gelir misin?" Mustafa abinin sesine doğru gittiğimde abimin geldiğin gördüm. Para isteyecekti kesin yine. Abimin beni görmeden içeri girip çantamdaki parayı kitabımın arasına gizledim ve nefesimi düzenleyip içeri girdim.

"Biz artık bir aileyiz Ahmetciğim al şu parayı işini gör" dedi Mustafa abi ve sırtını sıvazladı Ahmet'in.

"Sağol en-" beni görünce abim aldığı parayı cebine geri koydu. Kaşlarım çatık bir şekilde abime gözümü diktim.

"Neden aldın o pararyı?!" umursamadan raftan bir gofret aldı ve dışarı çıktı. "Buda senden olsun Mustafa abi" diye devam etti arsızca.

"Neden para veriyorsun ona abi" diye sordum. Yavaş yavaş yanıma geldi yüzündeki ifade içime ufak bir tedirginlik ve korku bırakırken kendimi bir iki adım geri attım.
Parmakları ile saçlarımını geriye attırınca hızlıca eline vurup geri ittim.

"Ne yapıyorsun sen be!" Etrafına baktı ve ağzımı kapattı. "Sus, sus yoksa boğazını keserim!"

Beni içerdeki çay ocağına sokmaya çalışırken elinini ısırdım. Korkudan ne yapacağımı bilemeyecek haldeydim. Tüm gücümü toplayıp bağırmaya başladım.

"İMDATTT!!!"

Tekrar ve tekrar bağırdım, ama kimse oralı olmuyordu. "Sana o kadar para saydım ben malımızı kullanmayalım mı!!" Üzerimdekileri çıkarmaya çalışıyordu, şu lanet yerde bana yardım edecek kimse yok muydu?!

  Ne kadar itmeye çalışsamda nafileydi. Artık tükenmek üzereydim . Masanın üzerinde bulduğum boş rakı şişesini elime aldım ve kafasına geçirdim. Anlık yere yığılırken çantamı alıp Koşarak marketten çıktım.

"İmdat" nefesim tükenmişti artık kendimi nasıl dışarı attığımı bile anlamamıştım. Dizlerimin üzerine çöktüm. Mustafa kafası kan içinde içerden çıktı.

"Eyvahlar olsun Mısra ne oldu kızım!" Hatice teyze telaşla içeriden çıktı ve beni  kaldırdı. "Teyze. Yardım . Et" korkudan elim ayağım titriyordu .Çetin Amca ve Hatice Teyze koluma girip beni kendi dükkanlarına götürdüler. Elime verdikleri su bardağı elimde o kadar titriyordu ki içindeki sular tamamen dökülüyordu.

"Ahh be güzel kızım ne oldu böyle" elindeki suyu zar zor içtip nefesimi düzenlemeye çalıştım. Olmuyordu, sakinleşemiyordum  iğrenç herif bana nasıl yapabilirdi!?

"Bana, saldırdı " bunu söylemek bile o kadar zordu ki benim için. Bu adam babamdan bile büyüktü. Ben onu babam gibi görürken yaptığı rezil ve iğrenç şey midemi bulandırıyordu. Onca para saydım ne demekti.

"Şerefsiz herif , hanım vurayım mı şimdi bu azgın herifi!" Dedi Çetin amca sinirle .

"Yok amca başına ben diye bela alma polis,polis halleder!" Dedim nefesimi hala kontrol edememiştim

"Mısra, oruspu gel lan buraya!" Mustafa nın sesini duyunca korku ile irkildim. Hatice Teyze bana sarıldı ve sırtımı sıvazlamaya başladı. " aradık kızım biz polisi korkma."

"Gelsin! Gelsinde vurayım o pezevengi!" Diye söylendi Çetin Amca.

Polis sirenini duyunca hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Bana yaptığı iğrençliğin cezasını çekecekti, çekmek zorundaydı. Bunu bana nasıl yapmaya kalkar hala aklım almıyor ben onun kızı yaşındayım. Utanmaz herif !

"Mısra hanım siz misiniz?" Polis memuruna kafa salladım konuşacak durumda değildim.

"Peki. Bizimle karakola kadar gelir misiniz?"

"Gelmesem, gerçekten iyi değilim" şoka girmiş gibiyim kalbim tekliyordu hala olanları aklım almıyor sindiremiyordum

"Peki. Olay nedir?" 

"Kıza saldırmış komser oğlum" Hatice teyze benden önce davranıp konuştu "anladım. Şikayetci misiniz?"

Sadece kafamı salladım . Etrafıma insanlar toplanmıştı , hepsi halimi görüyor ve bana acıyordu bu durumdan nefret ediyorum. Bu durumda olmayı ben seçmemiştim.

"Ahh kızım geçmiş olsun" Gelenlere tek kelime etmeden sadece kafa salladım. Çeşitli imalar yapıyordu çevremdeki insanlar, onların ağzına lafı tıkardım aslında ama şu an o durumda değildim.

"Ama biz anan olacak o karıya dedik o adamın gözü göz değil diye" bende bazen fark ediyordum ama belkide durumumun farkında çocuğu olmadığı için beni kendi evladı gibi görüyor sanıyordum.

Onun niyeti başkaymış!

"Birde dedi anası, çok zengin diye aaaa! Üstüme iyilik sağlık" kadının söylediği ile masadan çantamı alıp çalıştığım yere girdim. O şerefsizi polisler götürmüştü defterimin arasına koyduğum parayı alıp çıktım bunun hesabını onlara soracaktım. Ben onların öz evladıyım bana bunu nasıl yaparlardı!

Bu bardağı taşıran son damlaydı.

×××××

"Baba!" İçeri bir hışımla girdim.

"Kız sus baban yatıyor!" Annem mutfaktan çıktı ve susmam için bir kaç hareket yaptı. Pekte umurumda değildi, ben oları bugünden ihtibaren tamamen hayatımdan kaldırmıştım.

"Ne yatması be! Başıma gelenleri duydunuz ve burada hiçbir şey olmamış gibi yatıyor musunuz!" Dedim bağırarak. Bunlar benim gerçek annem babamlar mıydı gerçekten.

Kabul etmiyordum!

"Ne geldi başına ilerde kocan olacaktı zaten! Hem adamın kafasında şişe kırmakda ne oluyor! Dua et affetsin bizi! " Yaşadıklarımın şokunu atlatamazken birde annemin dedikleri...

Kabus olmalıydı, bu yaşananlar kabus olmalıydı, bir anne baba bu kadar kötü olmamalı!

Babam gözlerini ovarak çıktı odadan.
"

Ne oluyor ne bu ses ne bu tavır !" Rahatlığı pes dedirtecek  cinstendi. Bir de ne bu ses diyordu.


"Baba sen bari bir şeyler de ne evlenmesi adam elli yaşında senden bile büyük!"

"Ne var onca para verdi, parayıda harcadık kim ödeyecek o kadar parayı?" Dedi, saşırmamalıydım artık.

"Ne parası ya! On yaşımdan beri çalışıyorum, on be!
Eşşek gibi iki tane oğlun var girseler işe köşeyi dönersin ! Akşama kadar biri karı kız peşinde diğeri beygir peşinde koşuyor! Bunu bana borçlusunuz o kadar çalıştım ya . Okuyordum ben be bir ay  sonra sınav sonucum açıklanacak !"

Gözüm pencereye takıldı. Resmen tüm mahalle bizi izliyordu.

"Sen ne biçim konuşuyorsun lan benimle!" Dediğinde yüzüme seet bir tokat geçirdi. Vurduğu tokatla kendimi yerde buldum. Saçımdan  çekiştirip arka arkaya birkaç kez daha vurduğunda kendimi savunmak için kollarımı kafama sardım. Ağlamamalıydım o kadar güçsüz değilim. Ben nelere dayandım asla pes etmiyeceğim.


"Götür bunu odasına kitle üzerine kapıyı su bile içmeyecek dışarı çıktığını görürsem senide boğarım!" Diye tembihlerken annemi annem ağzındaki sakızı kenara attı. Babamın tehtidi üzerine annem kolumdan tuttup kaldırdıp odama kadar gördü ve yatağa  oturttu.


"Akılsız kızım biraz mantıklı düşün adamın tüm parası sana kalacak bir de çocuk yapa-"

"Ne diyorsun anne!!!" Dedim sinirle bağırarak  "NE YİYİP NE İÇİYORSUNUZ BU EVDE SİZ!"

"Ne halin varsa gör be!" Dedi kapıyı çarptı ve çıktı. "Bu kız salak yemin ediyorum" dedi hala söyleniyordu.

Ben burada kalamazdım gece on iki den sonra çıkacaktım evden ve ben nereye olursa olsun gidecektim. Gidemezsem ya kendimi öldürecektim ya da öldürecektim asla o yaşlı adamla evlenemeyecektim! Ben bunu hak etmiyordum

Vote vermeyi unutmayın aşklar <3♡♡♡♡

Lütfen Çember, Soğuk Sıcak ve Kor kitabımada bir şans verin

पढ़ना जारी रखें

आपको ये भी पसंदे आएँगी

DİLHUN Zalim Ağa zalim_yazar द्वारा

सामान्य साहित्य

4.8M 228K 52
"Ulan bari Polat de." dedi. Sesi yalvarır gibi çıkmış gözleri beklentiyle doluydu. "Mirza demiyorsan deme ama en azından Polat de." "Sen yengeye Eli...
4.7K 146 5
Tek bölümlük Ilcey balo sahneleri içerir.
10.7K 462 34
iki inatçı ve aşk istemeyen genç.. Aralarında engeller varken, Ne olacağını kim bilir? +18 şiddet, küfür, argo, cinsellik içerir.
SARKAÇ Maral Atmaca द्वारा

सामान्य साहित्य

1.3M 84.4K 7
"Delilerin sevdası hoyrat bir fırtına gibidir. Günün başında seni sarsan fırtına, gecenin şafağında ılık bir esintiye dönüşüp kaburgalarının arasına...