5. KAT

By alaimisemao

879 95 108

Bir milyon dolar karşılığında; aylarca tanımadığınız insanlarla, bütün teknolojik aletlerden uzak, dışarı çı... More

1) OYUN BAŞLASIN

320 95 108
By alaimisemao

Selam .d

İyi okumalar ve bol yorumlar 💛

*******************************

"Bir milyon dolar  karşılığında; aylarca tanımadığınız insanlarla, bütün teknolojik aletlerden uzak, dışarı çıkmama şartı ile aynı evde kalır mıydınız?"

Konuşan Sevgi'ye bakıp göz devirdim ve sosyal medya da gezmeye devam ettim.

"Özgür teknoloji bağımlısısın, bunu azaltmak için sen de katılsana. Hem bir milyon dolar  vereceklermiş!"

Oflayıp telefonumu kapattım ve tamamı ile ona döndüm.

"Ne istiyorsun?" dedim onu dinlemediğimi belli edercesine.

"Sen insanı delirtirsin!" deyip kafama vurduğunda göz devirdim.

"Ne yapmamı bekliyorsun Sevgi? Katılmamı mı?" dedim dikleşerek.

"Evet, en azından şu asosyal halinden çıkarsın." dediğinde ofladım.

"Ben telefonum ile mutluyum!"

Göz devirip "aşkım, bebeğim, güzelim, canım kankam. Seni döverim!" dedi.

Evet, Sevgi beni çok seviyor.

"Ya kanka salak mısın? Aylarca tanımadığım birileri ile kalacağım. Ya ölürsem?" sitemkar sesimle konuştuğumda düşünür gibi oldu.

"Onu da düşünmüşlerdir kanka. Ayrıca sen zaten odadan çıkmıyorsun, bence kolayca o bir milyon doları alır gelirsin." dediğinde göz devirdim.

"Telefonum da gelecekse neden olmasın?" dedim.

Fikir biraz cazip gelmişti aslında.

"Telefon da bir teknoloji!"

Hayır o benim bebeğim.

"Beni evden mi atmak istiyorsun sen?" dedim. "Bu arada tek kaşımı havada bil."

Gülüp "yok kanka estağfurullah. Zaten odadan çıktığın yok, varlığınla yokluğunda bir." dedi. "Hem parayı alırsan bu evden kurtuluruz, zengin oluruz kanka bir düşünsene. Hem bir sürü cici bebe alırsın kendine!"

"Beni cici bebe ile kandıramazsın." dedim.

Aslında çoktan kanmıştım.

Belki katılırsam hem teknolojiden uzak dururum, hem yeni kankalar edinirim, hem de para kazanırım.

Hadi ama, herkes oturduğu yerden para kazanmak ister!

"Kandırdın tamam." dedim konuşmasına izin vermeden.

"İnatçı biri olmadığını biliyordum." dediğinde ayağımı kaldırıp kafasına vurdum. "Cici bebeye kimse hayır diyemez!"

Kafa sallayıp "detaylı anlatmamı ister misin?" dediğinde kafa salladım.

Telefonunu alıp konuşmaya başladığında pür dikkat onu dinlemeye başladım. "Her şeyden uzakta, bir bina da sadece evin içindeki kişilerle muhattap olup tüm teknolojik aletlerden, dışarıdan bağımsız bir şekilde yaşamak isteyen gençler aranıyor. Beş aylık süren bu yarışmada sadece pes etmeyen kişiler bir milyon doların sahibi olacak."

Kafa sallayıp "nasıl başvuru yapacağız peki?" dedim.

"Onu yazmamışlar ama adres ve başvurunun olacağı günü yazmışlar. Ve bil bakalım başvuru ne Zaman?" dediğinde omuz silktim.

"Yarın mı?"

Kafasını iki yana sallayıp "Yo bugün " dedi.

Kolumdan tutup kaldırmasıyla kaşlarımı çattım. "Hazırlan, gidiyoruz."

Oflayıp "ya kanka beni özlersin ama sen." dedim.

Odadan çıkmadan önce "özlemem, hazırlan ve gel." deyip çıktı.

Göz devirip üstümdeki pijamaya baktım.

Pijama ile gitsem 'bu kız zaten dünden hazır kalmaya, kabul edelim' derler.

Hayır Özgür kendine gel, oraya gidecek ve kabul edilmeden geri geleceksin.

Hızla üstümü değiştirip sırt çantamı da alıp odadan çıktım. Sevgi de odasından çıktığında güldüm. "kanka hazır gitmişken sen de başvursana, aynı odada falan kalırız. Güzel olur."

Düşünür gibi yapıp "mantıklı aslında." dedi.

Tabii mantıklı olacak, benim fikrim sonuçta.

"Ama olmaz, birinin çalışıp evin kirasını ödemesi lazım."

Dudaklarımı ısırıp "ben de çalışmaya başlayabilirim." dedim.

Kafasını olumsuz anlamda sallayıp "ayrıca sevgilimi özlerim ben, senin sevgilin dâhi yok!" dedi.

Sevgilimin olmamasının başıma bu işleri açacağını bilseydim sevgili yapardım!

"Ben anladım, sen beni sevmiyorsun!"

"Saçmalama kanka, tabii ki seviyorum." hiç düşünmeden cevap vermesi çok hoşuma gitmişti.

"Dua et çabuk pes etmemem için." dedim kabullenmiş bir şekilde.

Birkaç güne pes edeceğime yemin edebilirdim ama bu manyak kıza kanıtlayamazdım!

Pes etsem kanıtlardım ama bu sefer parayı alamadım diye öldürürdü beni.

Ne zaman geldiğimizi dâhi bilmediğim yere baktığımda kaşlarımı çattım.

Tüm İstanbul gelmiş gibiydi resmen!

Kalabalığın arasına karıştığımızda etrafa bakıyordum. "Özgür, birini durdurup bilgi alsak mı?"

Kafa sallayıp önümden geçen bir kızı durdurdum. "Pardon, biz bilgi almak istiyoruz da." dediğimde kaşlarını çattı.

Sevgi koluma vurup "gerizekalı." diye mırıldandı.

Bu kıza da bir şeyi beğendiremiyoruz!

"Yarışma hakkında bilgi almak istiyoruz, başvurular başladı mı? Nasıl başvuru yapmamız gerekiyor acaba?" dediğinde kafa salladım.

Detaya inmişti sadece. Ne gerek vardı ki?

"Daha başlamadı, birazdan bilgi verecekler. Ben de bekliyorum daha." heyecanla konuşmasına şaşırdım.

Telefondan uzak kalacağız, ne bu heyecan Allah aşkına!

"Çok heyecanlı duruyorsun?" dedim kollarımı göğsümde birkeştirirken. Böyle de hesap soruyormuşum gibi olmuştu.

"Evet, bu paraya ihtiyacım var. Tatil hayallerim var ve bu benim için bir şans! Umarım kazanırım."

Dedikleri ile gülmeye başladım. "gezmeyi sever misin?"

"Evet, sürekli gezerim. Yeni yerler keşfederim. Şu an hayalim yurt dışı, bu yüzden bu paraya ihtiyacım var!"

Hiç düşünmeden cevap vermesine karşılık derin nefes aldım. "O zaman kaybedeceksin."

Dediğim şey ile kaşlarını çatmış bir şekilde bana bakıyordu. "Nereden biliyorsun?"

Güldüm.

"Çok fazla gezdiğini söyledin. Daha önce evde bir hafta durdun mu? Ya da evine uğradın mı?"

Kışkırtıyordum. Rakip azaltmaya başlamak gerek canım.

"Durmadım ama bu duramayacağım anlamına gelmiyor. Sanki sen durmuşsun gibi konuşma!"

"Durdum, ben senelerdir evdeyim. Beş ay, dayanabilecek misin?"

Hey, sadece canım sıkılıyor ve birazcık eğlenceden bir şey gelmezdi.

"Dayanırım tabii! Bu arada senelerdir evde misin?" şaşkınlıkla sorduğu soru ile omuz silktim.

"Sadece dalga geçiyorum."

Göz devirip "Gamze ben." dediğinde kafa salladım. "Özgür ben de."

"Erkek ismi?"

"Evet erkek ismi, cinsiyetçilik mi yapacaksın?" dediğim şeyle kafasını iki yana salladı. "Hayır şaşırdım. O halde çok özgür bir insan olmalısın. İnsanların isimlerini taşıdığını düşünüyorum." deyip güldü.

Çıkan gamzesi ile güldüm. Gerçekten ismini taşıyordu.

"Özgür bir insanım ama bunun dışarı çıkma ile ilgili hiçbir alakası yok. Sadece istediğimi yapabiliyorum." dedim.

Bana karışan bir ailem bile yoktu, elbette ki özgür olacaktım. İsmim gibi.

Ama ben, evde pineklemeyi daha çok seviyorum. Çünkü hiçbir şey yapmayınca da özgür olabiliyorduk.

"Baya güzel, keşke herkesin ailesi senin ailen gibi olsaydı!" dediğinde kafamı başka tarafa çevirdim.

Derin nefes alıp verdim. "Benim bir ailem yok. Belki de bu yüzden bu kadar özgürüm."

Elini koluma koyduğunda ona döndüm. "Üzülme, seninle arkadaş olabiliriz."

Cevap vereceğim sırada sevgi konuşmaya başladı. "Uzak dur kankamdan o benim."

Onun bu haline gülüp etrafa baktım.

Yüzlerce insan vardı. Hepsinin mi paraya ihtiyacı vardı?

Arkadaşlar, bir milyon az para değil yani. Onun için Sevgiyi bile satarım.

Duymasın sakın, aramızda.

"Merhaba arkadaşlar! Bu kadar insanın geleceğini biz kurucular olarak asla tahmin etmemiştik! Şu an şoklar içindeyiz ve heyecanlıyız, her birinize katkıda bulunmak isterdik ama üzgünüz ki bize sadece 25 kişi lazım. Bu sebeple kura çekeceğiz. Birazdan görevli arkadaşlarımın yanına gidip torbadan bir kağıt seçeceksiniz. İçinde, kalacağınız katın numaraları yazıyor olacak, eğer boş bir kağıt seçerseniz üzgünüz ki kaybetmiş olacaksınız. Hepinize bol şanslar!"

Elinde mikrofonu olan, dövmeli ve yakışıklı bir adam konuşup gelenlere baktı gülerek. Mutlu ve heyecanlı duruyordu.

Ulan, ben dışında herkes mutlu ve heyecanlıydı!

"Ay Özgür, senin şansın yok ki! Kesin sana sayısız çıkar. Yerine ben çekeceğim." dediğinde ağlamaklı gözlerle ona baktım. "Bari buna karışma be, resmen ölmemi istiyorsun!"

"Evin içinde de ölmezsin be Özgür!"

"Para için adam bile öldürürler. Ben minnoş bir kızım, tırnağım kırılsa ağlarım bir kere!"

"Tırnağını bile uzatmıyorsun salak! Ayrıca silaha kafa tuttuğunu da hatırlatırım sana!"

Bu kızla başa çıkılmaz.

"Onu nasıl hatırlıyorsun ya?" dedim pes ederek. "Mükemmel Sevgi, hiçbir şeyi unutmaz." dediğinde göz devirdim.

"Hayatıma çok karışıyorsun!" dedim sitemkar bir sesle.

En nefret ettiğim şeydi.

"Karışmazsam başını belaya alıyorsun!"

"Belayı çekiyor olmam benim suçum mu?" dedim kaşlarımı çatarak.

"Çekme lütfen artık. Bana da yazık!"

"Sen benden kurtulmak mı istiyorsun?" dedim ciddi halime bürünürken.

Boş boş bana baktığında kaşlarımı daha çok çattım. "Sorun olduğumu bilmiyordum." deyip hızlı hızlı yürümeye başladım.

"Özgür bekle!"

Onu dinlemeyip kura çekilen yere geçip sıraya girdim.

"Ben öyle demek istemedim!" dediğinde ona gülerek baktım.

"Git, herkes bize bakıyor." dedim sakin sesimle.

"Tamam, gel katılma. Eve gidelim vazgeçtim." omuz silkip sırayı inceledim. "Git."

"Özgür, çocukluk yapıyorsun!"

Hah, başladı yine!

"Özgür ne yapsa çocukluk yapmış oluyor değil mi? Öyle olsun, çocuğum ben ve defol git. Çünkü çocukluk yapmaya devam edeceğim."

Derin bir nefes alıp pes etmiş gibi omuzlarını indirip kaldırdı. "Tamam, kartı seç beraber dönelim." dediğinde göz devirdim.

Cevap vermediğimi gördüğünde pes edip gitti.

Dakikalar sonra önümdeki kıza sıra geldiğinde heyecan yapmaya başlamıştım.

Normal miydi bu?

Kız bir kağıt çekip açtı ve üzgün bir surat ile kağıda baktı. "Boş çıktı." diye mırıldandığını duydum.

Allahım, yüzüme gül ve bu kızınki gibi boş kağıt çektir bana. Amin.

Sıra bana gelince elimi büyük kavanoza sokup bir tane aldım.

Bismillah!

Kağıdı açıp yazılana baktım.

"Tebrikler, kalacağınız kat 5"

"Ya ben ne şansız bir kızım!"

Sitemkar sesimle arkamdaki çocuk konuştu. "Boş mu çıktı sana da?"

Omuz silkip "yo, dolu." dedim.

Kenara geçip elimdeki kağıdı defalarca okudum.

5. Kat!

Bir kere benim yükseklik korkum vardı!

Sakin ol Özgür, aşağıya istesen de bakamayacaksın zaten. Sakin ol, bir oyun ne kadar tehlikeli olur ki?

Bir evin içinde nasıl zarar görebilirsin ki?

Saçma.

Saatler sonra herkes kağıt seçmiş bekliyordu.

Yakışıklı ve dövmeli adam elindeki mikrofon ile tekrar konuşmaya başladı. "Herkese tekrardan merhaba. Umarım ihtiyacı olan kişilere çıkmıştır. Şimdi sizlerden istediğim şey, kağıdında yazı olan kişiler yanıma gelebilir mi?" dediğinde oflaya puflaya adamın yanına gittim.

Adamla göz göze gelince gülümsedim. O da güldüğünde çıkan gamzesine kaydı gözlerim.

Acaba bu yakışıklı adamı kafalayıp eve telefon soksam mı?

Çok salaksın Özgür!

O da bir tercihti.

Yanımdaki yirmi dört kişiye göz attığımda çoğunun kız olduğunu gördüm. Ben herkesi incelerken bizler dışındakilerin gittiğini gördüm.

Adam bizlere dönüp "şanslı kişiler sizlersiniz demek! Ben Araf, kurucuları benim. Kuralları bildiğinizi düşünüyorum ama tekrardan üstünden geçmekte fayda var." dedi. Derin nefes alıp gülerek konuşmaya başladı. "Beş ay, sadece beş ay kağıdınızda yazan kattaki evin içinde kalacaksınız. Dondurulmuş yemekler, oyunlar her şey olacak. Teknolojik aletler dışında. Evin içinde birbirinizi öldürmek dışında her şeyi yapabilirsiniz buna karışmıyoruz. Evin içi hariç, her katta kameralar olacak. Kapı dışarıdan kilitli olacak ve pencereler tahta ile kapatılmış olacaktır. Hiçbir şekilde dışarı çıkamayacak ve birbirinizden başka kişiler ile konuşamayacaksınız. Pes etmek istediğiniz zaman kapıya vursanız görevli bir arkadaşımız sizi duyacak ve serbest bırakacaktır. Beş ayın sonunda, pes etmeyen bir milyon doların sahibi olacak. Bu oyuna var mısınız?"

Öyle güzel anlattı ki, istemesem bile kabul ettim. "Varım!"

Adam gülüp gamzelerini ortaya çıkardığında bakışlarım istemsizce oraya kaydı. Kulağının altında ve bileğinde bir 'bıçak' dövmesi vardı ve bu çok hoş duruyordu. Kasları giydiği gömlekte bile belli oluyordu. Fazla kas'ı yoktu ve ona rağmen herkesi etkileyecek bir vücuda sahipti. Dalgalı saçları dağınık bir şekilde alnına dökülmüş ve kahve gözleri parlıyordu. Hafif uzun olsa da yüzüne oranla güzel bir burna sahipti. Alt dudağı kalın, üst dudağı biraz daha inceydi. Buna rağmen kusursuz duruyordu.

Gözlerimiz kesiştikten sonra gülerek baktı ve diğerlerine dönüp heyecanlı bir şekilde bağırdı.

"Öyleyse, oyun başlasın!"

*****************************

Koala 🐨

Continue Reading

You'll Also Like

898K 62.7K 37
Peyda, bir Gerçek Aile/Kaçırılmış Çocuk klasiğidir. "Şimdi, on yedi yıl sonra annem ve babam karşımda dikiliyorlardı. Onları görüyor, onlarla aynı m...
1.3K 999 50
Fantastik bir evrende yaşayan Kerkes hayatını kökünden değiştirecek olaylar zincirini başlatır. Ve bunun sonucunda masum ve arkadaş canlısı olan kerk...
3.8K 287 33
Nabzını boşlukta sayan bir gece... (N.H.Han.) Annemi ve babamı küçük yaşta kaybetmenin verdiği acıyla kavrulan bedenim, gece kimsesizliğin verdiği gü...
2.7M 86.7K 60
İtalyan bir mafya... Başka açıklamaya gerek var mı?