Teacher ➳ Vmin

De Vminlover48

40.5K 3.5K 4.1K

Seme: Taehyung Uke: Jimin 17.02.2021: # 1 -vmin 13.06.2021: # 3 -vmin -Sana bir arkadaş bulalım, ne dersin... Mais

0.0~Konuşmamız gerek~
0.1~Onunla arkadaş olarak~
0.2~Anlaştık mı? ~
0.3~Duydun değil mi?~
0.4~Yeni arkadaş~
0.5~Resimler~
0.6~Dedikodu~
0.7~Aşk itirafı~
0.8~Sahil~
0.9~Yanlış anlama~
1.0~Sevgili~
1.1~Kıskançlık~
1.2~Acı~
1.3~Huzur~
1.4~Gerçekler~
1.5~İlk Tanışma~
1.6~Yalan~
1.7~Davetsiz misafir~
1.8~İlk Buluşma~
1.9~Woo aptalı~
2.1~Pembe Zarf~
2.2~1 Hafta Tatil~
2.3~Final~
2.4~Özel Bölüm~

2.0~Doğru Yol~

911 95 78
De Vminlover48

Zil çaldığında gözlerimi Jimin'den çekip ayağa kalktım.

"Hadi seni sınıfına bırakayım."

Jimin başını sallayıp ayağa kalktı ve resim defteriyle kalemlerini eline aldı.
Jimin'le birlikte onun sınıfına doğru ilerledik. Jimin'in sınıfının önüne gelince Jimin duraksayıp gülümseyerek bana baktı.

"Dün için teşekkürler Taehyung."

Kafamı sallayıp elimi uzattıp ve Jimin'in saçlarını okşadım.

"Önemli değil Jiminie. Hadi şimdi sınıfına gir."

Jimin başını sallayıp arkasını döndü ve sınıfına girdi. Bende adımlarımı öğretmenler odasına yönlendirdim.

Jimin'le okulda yakınlaşmaktan korkmuyorum. Jimin'le eskiden de böyle yakın olduğumuzdan insanların yanlış anlayacaklarını düşünmüyorum.

Öğretmenler odasına girdiğimde etrafı çok kötü bir aura'nın kapladığını hissettim.

Ürperip kendi masama doğru giderken bu kötü auranın kimden geldiğini anlamıştım.

Elimdeki çantayı masaya bırakıp korkak adımlarla Namjoon hyungun masasına ilerledim.

Tereddütle elimi başını masaya gömmüş olan Namjoon hyungun omzuna koydum.

"Hyun-"

Cümlemi tamamlayamadan sesimi duyan Namjoon hyungun aniden başını masadan kaldırmsıyla geriye doğru sıçradım.

"Ödüm koptu."

Elimi kalbime koyup adrenalinden hızlanmış kalbimi sakinleştirmeye çalıştım.

Hyung boş bakışlarıyla bana bakarken bu hali gerçekten korkutucuydu.

"Şey, benim şimdi derse gitmem gerek."

Hızla masama ilerleyip kitaplarımı elime aldım ve kapıya ilerledim fakat hyung beni ensemden yakalayıp durdurdu.

Korkarak göz ucuyla hyunga baktığımda hyung hala boş bakışlarıyla bana bakıyordu.

"Konuşmalıyız Taehyung."

Hyung birşey dememe izin vermeden beni kapıya doğru ilerletti ve beraber kantine gittik. Kendime çikolatalı süt, hyunga da kahve alıp bahçeye ilerledik ve bir banka oturduk.

"Pekala hyung, şanslısın ki ilk ders boşum. Yani bana içini dökebilirsin."

Sırıtıp hyunga baktığımda hyung başıyla beni onayladı.

"Herşey senin 'yoksa cafeye mi gideceksiniz?' lafınla başladı."

Yutkunup gözlerimi kaçırdım.

"Devam et."

Hyung iç çekip kahvesinden bir yudum aldı ve bakışlarını yere çevirdi.

"Senin yüzünden Seokjin'in ısrarıyla çıkışta cafeye gittik. Amacım bir kahve içip eve geri dönmekti fakat Seokjin kolumdan tutup beni sahile götürdü. Ona engel olamadım. Sanki bütün kontrolü kendi ellerine almış gibiydi."

Hyung duraksayıp kahvesinden bir yudum daha aldığında bende çikolatalı sütümü açıp içmeye başladım.

"Bir süre sahilde boş boş dolandıktan sonra Seokjin'le bir banka oturduk. Seokjin benden dondurma almamı istedi. Ona havaların soğuduğunu ve dondurma yemenin sağlıklı olmadığını söyledim ama beni dinlemedi. Israrlarına daha fazla dayanamadım ve gidip dondurmayı aldım."

Hyung duraksadığında gözlerimi saatime çevirdim.

"Hyung biraz acele mi etsen?"

Hyung göz ucuyla bana baktığında başımı yere eğdim.

"Tamam, birşey demedim."

Hyung şuan gerçekten çok korkutucu görünüyordu. Onun böyle olmasına neden olan şeyi gerçekten çok merak ediyorum.

"Dondurmayı aldıktan sonra Seokjin'in yanına gittim ve dondurmanın birini ona verdim. Kendiminkini yemeye başladığım sırada Seokjin beni durdurdu."

Hyung gözlerini yumduğunda şaşkınca ona baktım.

"Seokjin bana dudağıma dondurma bulaştırdığımı söyledi. Bunun bir klişe olduğunu tabiki biliyordum. O yüzden peçetemle bütün yüzümü silmeye karar verdim fakat-"

Hyung duraksadığında merakla yüzüne baktım.

"Fakat?"

Hyung gözlerini yavaşça araladı ve yere baktı.

"Fakat Seokjin bunu yapmama fırsat tanımadan beni öptü."

Gözlerim duyduğum şeyin şaşkınlığıyla açılırken hızla oturduğum yerden kalktım.

"Ne?!"

Şaşkınca konuştuğumda hyungun omuzları çöktü.

"Duydun işte. Beni benden izin almadan öptü!"

Hyung üzgünce konuştuğunda gülümsedim ve oturup elimi hyungun omzuna koydum.

"Buna neden üzüldün ki hyung? Bu çok güzel birşey."

Hyung göz ucuyla bana baktığında az önce söylediğim şey için çoktan pişman olmuştum.

"Güzel mi? Sen ne anlarsın ki?"

Hyungun dediğine güldüm ve çikolatalı sütümü kenara koyup kollarımı göğsümde birleştirdim.

"Hyung ben daha çook küçükken bir erkeği öptüm."

Hyung şaşkınca bana baktığında gülümsedim.

"Seokjin senden gerçekten hoşlanıyor. Bir kez olsun ona öğrenci gözüyle bakmasan olmaz mı?"

Hyung başını yere eğdi.

"Bunu yapabileceğimi sanmıyorum."

Başımı sallayıp dirseğimi dizime yasladım ve yanağımı da elime yasladım.

"Haklısın, kolay birşey değil. Ama istersen yaparsın hyung. Bak mesela ben yaptım."

Hyungun gözleri şaşkınca bana döndüğünde gülümsedim.

"Cidden mi? Sevgili misiniz?"

Kafamı sallayıp geriye yaslandım ve yan tarafa bıraktığım çikolatalı sütümü elime aldım.

"Evet. Onu seviyorum ve o da beni seviyor. Neden sevgili olmayalım ki?"

Hyung tereddütle bana baktı.

"Ama sen onun-"

Hızla sözünü kestim.

"Öğretmeniyim değil mi? Bunu zaten biliyorum. Ama hyung öğretmeni olmam onu sevemeyeceğim anlamına gelmez ki. Aramızda fazla yaş farkı da yok."

Hyung birşey demediğinde ayağa kalktım.

"Hyung, sana diğer şeyleri bir süreliğine rafa kaldırıp Seokjin'e olan hislerini düşünmeni öneririm."

Hyunga cesaret vermek için omzunu patpatlayıp arkamı döndüm ve okula ilerledim.

Ellerimi cebime koyup koridorda ilerledim.

Hyunga hak veriyorum. Öğretmen olması Seokjin'e olan hislerinin önüne geçebilir. Bu bir engel. Bende böyle hissetmiştim. Hatta hala hissettiğimi söyleyebilirim. Ama bazen bazı şeyleri görmezden gelmek gerekir. Düşünerek değil de anı yaşamak gerekir.

Elimi saçlarımdan geçirdim ve öğretmenler odasına girdim.

~~~~~~~~~~~~

Tenefüs zili çaldığında okuduğum kitabı kapatıp ayağa kalktım.

Öğretmenler odasından çıkıp koridorda ilerlerken bütün öğrencilerin bir telaş içinde olduğunu gördüm.

Merakla etrafıma bakınırken omzuma çarpan kişiyle geriye doğru sendeledim.

"Üzgünüm Bay Kim."

Gördüğüm kişiyle gülümsedim.

"Sorun değil Seokjin."

Seokjin gülümsediğinde elinde gördüğüm kutularla kaşlarım çatıldı.

"Bunlar ne?"

Merakla kutulara baktığımda Seokjin'de kutulara bakmıştı.

"Ah, birkaç gün sonra kulüp aktiviteleri olacakmış. Onun için hazırlanıyoruz."

Sahi bunu unutmuşum. Bizim zamanımızda pek yapılmazdı böyle şeyler.

"Ah pekala. Yardıma ihtiyacın var mı? "

Seokjin başını iki yana sallayıp gülümsediğinde onun eskisi gibi gülmediğini fark ettim. Sanırım Namjoon hyungla aralarında olan şey yüzünden böyleydi.

Seokjin gitmek için hareketlendiğinde elimi omzuna koyup onu durdurdum. Seokjin merakla gözlerini bana çevirdiğinde gülümsedim.

"Ona biraz zaman tanı. Eminim doğru yolu bulacaktır."

Seokjin başıyla beni onaylayıp yanımdan ayrıldığında iç çektim. Birilerinin üzgün olmasından hoşlanmıyorum.

Aklıma gelen şeyle duraksadım. Sahi Kook nerede? Sabahtan beri onu görmedim.

Omuz silkip koridorda ilerledim. Kook çocuk değildi. Onun peşinden koşmama gerek yok.

Jimin'in sınıfına geldiğimde içeri girdim ve gözlerimi Jimin'in sırasına çevirdim fakat Jimin orada yoktu. Kaşlarımı çatıp merakla etrafa balındım. Jimin nerede?

Bugün herkes ortadan kayboluyordu. Önce Kook şimdi Jimin.

İç çekip sınıftan birkaç kişiyi durdurup Jimin'in nerede olduğunu sordum fakat kimse bilmediğini söylüyordu.

Koridora çıkıp bahçeye doğru ilerledim. Bahçeye çıkıp her zamanki bankımıza baktığımızda Jimin orada da yoktu.

Belki de tuvalete gitmiştir.

Arkamı dönüp okula gidecekken kenarda gördüğüm Jimin'le duraksadım.

Ona doğru ilerleyecekken yanına gelen kızla duraksadım. Kız gülümseyerek Jimin'e birşeyler anlatıyordu.

Çatık kaşlarımla Jimin'lere bakarken yanıma gelen kişiyle gözlerimi Jimin'lerden çektim.

"İstediğiniz şey oluyor gibi görünüyor Bay Kim."

Yoongi ifadesiz yüzüyle Jimin'lere bakıyordu.

"Mutlu musunuz?"

Yoongi gözlerini bana çevirdiğinde gözlerimi kaçırdım. Bakışlarımı yere çevirip düşündüm.

Mutlu muyum? En başından beri amacım Jimin'e arkadaş bulmaktı. Sonunda Jimin'in arkadaşı olmuştu. O zaman mutlu olmam gerekmiyor mu?

"Yoongi, doğru yol bu değil mi?"

Gülümseyip gözlerimi Yoongi'ye çevirdiğimde Yoongi merakla bana bakıyordu.

"Doğru yol bu. O zaman mutluyum."

Yoongi'nin kaşları şaşkınca çatıldığında arkamı dönüp okula ilerledim.

Finale son 3 bölüm~~

Uhuuu yoksa Vmin'in araları açılacak mı hm?

Oy verip yorum yapmayı unutmayın ponçiklerim~~♡♡

Continue lendo

Você também vai gostar

5.4K 531 27
"Sonsuza kadar çektiğim en güzel fotoğraf olacaksın." Joshua x Dokyeom Hikaye Seokmin adında bir gencin ve annesinin çaresizce hiç bilmedikleri kosko...
514K 33.1K 40
Park Jimin,Jeon Jungkook'un evine bakıcı olarak gelir.
161K 16.9K 53
Jungkook, erzağının bitmesiyle kendine yiyecek birşeyler ararken, Taehyung'un liderlik yaptığı bir küçük bir şehirle karşılaşır. Jungkook, açlığını d...
137K 5.8K 83
Soft bölümlerin yanı sıra cinsel görsellerde barındırmaktadır. #fanart - 6 ❍ 2021