Vişne | Texting

By okyanusun_begi

581K 47.9K 15.5K

Gülşah: Hayırlı Günler. Gülşah: Ben Medine ipeği gri şalınızı almak istiyordum ve sitede sizin numaranız var... More

🍒1🍒
🍒2🍒
🍒3🍒
🍒4🍒
🍒5🍒
🍒6🍒
🍒7🍒
🍒8🍒
🍒9🍒
🍒10🍒
🍒11🍒
🍒12🍒
🍒13🍒
🍒14🍒
🍒15🍒
🍒16🍒
🍒17🍒
🍒18🍒
🍒19🍒
🍒20🍒
🍒21🍒
🍒22🍒
🍒23🍒
🍒24🍒
🍒25🍒
🍒26🍒
🍒27🍒
🍒28🍒
🍒29🍒
🍒30🍒
🍒31🍒
🍒32🍒
🍒33🍒
🍒34🍒
🍒35🍒
🍒36🍒
🍒38🍒
🍒39🍒
🍒40🍒
🍒41🍒
🍒42🍒
🍒43🍒
🍒44🍒
🍒45🍒
🍒46🍒
🍒47🍒
🍒48🍒
🍒49🍒
🍒50🍒
🍒51🍒
🍒52🍒
🍒53🍒
🍒54🍒
🍒55🍒
🍒56🍒
🍒57🍒
🍒58🍒
🍒59🍒
🍒60 - Final🍒
🍒Final - 2🍒
🍒Özel Bölüm - 1🍒
🍒Özel Bölüm - 2🍒
🍒Özel Bölüm - 3🍒
🍒Özel Bölüm - 4🍒
🍒Özel Bölüm - 5🍒
🍒Özel Bölüm - 6🍒

🍒37🍒

8K 709 483
By okyanusun_begi

3 hafta sonra

"Onur. Sana bir sorum var."

"Nedir?"

"Bu salonda neden bu kadar çok masa var?"

"Benim davetlilerim gelecek o yüzden Vişne'm."

"Ama davetli listesinde bu kadar çok kişi yoktu."

"Ekleme yaptım güzelim. Sonra da burayı tuttuk."

"Babam da mı biliyor?"

"Evet."

"Dini nikahtan sonra baya kaynaştınız siz."

Onur gülümsediğinde ona doğru döndüm.

Önüne geçip yakasını düzelttiğimde daha da geniş bir şekilde gülümsedi.

"Hâlâ inanamıyorum Vişne. Sen şuan benim eşimsin."

Başımla onayladığımda aslında ben de hâlâ inanamıyordum.

Birkaç saat önce dini nikahımızdan sonra devlet önünde de eşim olmuştu Onur.

Artık ona bakarken gözlerimi kaçırmıyordum.

Şimdi de düğün için tutulan salondaydık. Hazırlıklara bakarken bir yandan da konuşuyorduk.

Bu davetlilerin kim olduğunu bilmesem de fazla takılmadım. Geldiklerinde görürdüm şimdi sık boğaz etmeme gerek yoktu.

Gelinliğin eteklerini kaldırıp gelin odasına giderken beyaz sporlarıma teşekkür ediyordum. Çünkü üstümdeki ağır gelinliğin yanında bir de topuklu ile uğraşamazdım ve sevmiyordum zaten.

Odaya girdiğimde aynanın karşısına geçtim. Kendime bakarken konuştum.

"Her şey rüya gibi."

Onur arkamda belirdi. Omuzlarımdan tutup kendine çektiğinde sarılmıştı bana.

"Ben hayatımda böyle gerçek rüya görmedim. Bu ilk oluyor Vişne Hanım."

"Benim de öyle Onur Bey."

Aklıma gelen düşünce ile arkamı döndüm.

"Benim karnım pastayla doymaz ki."

"Benim için de aynı şey geçerli olduğundan merak etme bir fikrim var."

"Hadi benimle de paylaş."

"Olmaz."

"Onur lütfen söyle."

"Vişne. Lütfen öyle bakma söylemeyeceğim."

Kaşlarını kaldırarak kurduğu cümleye somurttum.

"Kayısı suyu işte ne olacak."

"Sen bir daha somurtma. Ya da somurt ama dışarıda yapma."

"Neden?"

"Çok tatlı oluyorsun kızım. Her halinle tam bir vişnesin."

Yanaklarıma doğru gelen sıcaklığı hissettiğimde boğazımı temizledim.

"Hadi sen dışarı çık."

"Niye dışarı çıkıyorum? Utanınca vişneye dönen yanaklarını izlemek çok keyifli."

"Onur."

Son hecesini uzatarak konuştuğumda o da bana uydu.

"Vişne."

"Onur. Hadi çık bak bakayım ben dışarıda mıyım."

Gözlerini kısıp bir süre baktıktan sonra sırıtıp konuştu.

"Bakayım bakayım. Dışarıda senin tarafından birkaç kız vardı. Onlara bir hoşgeldin diyeyim ben."

Gözlerimi büyütüp kolundan tuttuğumda cevap verdim.

"Otur bakayım şuraya."

"Güzelim küçük iki tatlı kızdan da kıskanmazsın ama."

"Fatıma ve Erva mı?"

Başını onaylarcasına salladığında güldüm.

"Cidden bak eğer senin hazırlıkların varsa ben dışarı çıkabilirim."

"Yok her şey hazır."

"Madem işin yok, o zaman ben sana bir şey sormak istiyorum."

"Sor."

Ellerimden tutup yanına oturttuğunda yönünü bana doğru döndü.

"Hani senin bana yolladığın uyarlama vardı ya."

"Evet?"

"O uyarlamanın sonu gerçekten öyle mi bitiyor?"

"Sana bir şey demiştim hatırlıyor musun?"

"Senin uyarlamalarının sonu kötü bitmez."

Başımı salladığımda gülümsemiştim.

"Onun ikinci uyarlaması da var. Sonu kötü bitmiyor merak etme."

O da gülümsediğinde omuzlarımdan tutup kendine çektiğinde arkasına yaslandı. Birbirimize sarılmış bir şekilde orada oturduğumuz süre boyunca bugün hissettiğim en çok hissettiğim huzuru yine hissediyordum. Limanını bulmuş bir gemiydim artık.

"Vişne?"

"Efendim?"

"Sana bir şey söylemem gerek."

Kalkmaya çalıştığımda amacım ona dönmekti ama o buna izin vermeden sıkıca sarıldı.

"Hiç bozma şu anı. Böyle de söyleyebilirim."

Başımı göğsüne yasladığımda konuşmaya devam etti.

"Sana benimsin demeyeceğim. Sen de bana benimsin deme lütfen. Biz birbirimize emanetiz ve Allah'a aitiz. Emanete en güzel şekilde bakılır. Allah izin verdikçe de yanındayım bunu unutma olur mu Vişne?"

Ses çıkarmadığımda başını eğip bana baktı.

"Güzelim ağlama ama."

Ellerini yanaklarıma koyduğunda başımı kaldırdı.

"Akıtma incilerini lütfen. Senin tek bir gözyaşın benim içimde başlayan bir yangın lütfen yapma."

"Sen nasıl bir adamsın Onur? Ben çok şanslıyım. Rabbime şükürler olsun ki senin gibi birini çıkardı karşıma."

"Esas senin gibi birini benim karşıma çıkaran Rabbime şükürler olsun."

Sağ gözünden düşen küçük gözyaşını düşmeden yakaladım ve elimle kuruladım.

"İyice sulu göz olduk."

Karşılıklı güldüğümüzde kapı çalındı.

Ayağa kalkıp açtığımda karşımda Umay vardı.

"Davetliler geldi."

"Tamam geliyoruz."

Birlikte odadan çıktığımızda girişe doğru ilerledik.

Kalabalık bir grup vardı. Hepsi de kız idi.

Arkamı dönüp Onur'a baktığımda gülümsedi ve annemlerin yanına ilerledi.

Ben de o gruba doğru yürüdüm. Abimlerin düğününde görüp tanıştığım Okyanus'u tanıdım. Diğerleri ile konuşuyordu.

Bir kız beni görünce Okyanus'un kolunu dürttü gülümseyerek.

Hepsi bana döndüğünde ben de yanlarına varmıştım.

"Hoşgeldiniz."

Hepsi birden çok gürültülü olmayacak şekilde hoşbulduk dediğinde Okyanus konuştu.

"Biz yine iki tarafın da davetlisiyiz ama Onur çağırdı bu sefer."

Gülümseyerek konuştuğunda ben de aynı şekilde cevap verdim.

"Kusura bakma ben sana nasıl ulaşacağımı bilmiyordum bir de şu hazırlıklar yüzünden biraz başım yoğundu ama Onur çağırmış sizi, çok mutlu oldum."

"Olur mu öyle şey. Hiç sorun değil. Şey bu arada bu kızlar Vişneler oluyor. Sana verdiğim zarfın üzerinde yazan Vişneler bu kişiler."

Başımı salladığımda yengem gelmişti yanımıza.

O da hoşgeldiniz dediğinde masalara oturmuştu bütün kızlar. Demek bu yüzden bu kadar çok boş masa vardı.

Gelmelerine çok sevinmiştim.

Biraz sonra Onur ve ben bir masaya oturduğumuzda kürsüye bir adam çıktı.

"Hayırlı geceler. Çiftimiz için çok güzel bir gece olur İnşaAllah. Tekrardan mutluluklar. Ney dinletisine geçmeden önce birisinin konuşma yapacağı söylenmişti bana ama?"

Yan masamızdaki Okyanus, yanında oturan Elif Ablaya dönüp konuştu.

"Medine nerede kaldı? Haberin var mı o yapacaktı konuşmayı."

O sıra girişten hızlı adımlarla bir kız girdi içeri. Bir yandan bol gri elbisenin eteklerini tutup diğer yandan da omzuna taktığı çantasını düzeltmeye çalışıyordu.

Elif Abla'nın yanına gittiğinde omzundaki çantasını çıkarıp ona verdiğinde nefes nefese konuşuyordu.

"Çok trafik vardı o yüzden geç kaldım kusura bakmayın çıkıyorum hemen."

İkisi de başını salladığında sahneye doğru ilerlerken bana bakıp küçük bir şekilde gülümsedi.

Kürsüye çıktığında mikrofona bir iki kere parmağının ucuyla vurdu ve konuşmaya başladı.

"Öncelikle söylemek isterim ki burada bütün Vişneler adına bulunuyorum. Biraz geç kaldım kusuruma bakmayın lütfen. Sizin adınıza çok mutluyuz. Onur Vişnesine kavuştu ve biz bunu uzun zamandır bekliyorduk. Bizim için tarif edilemez bir duygu. Şu görüntüyü görmek için neleri aştık. Şimdi gerçekten de öyle, çok trafik vardı. Kimimiz, misal ben, otobüslerde nefessizliği aştım da geldim. Konuyu dağıtmadan devam ediyorum. Bizler yine sizin yanınızda olmaya devam edeceğiz İnşaAllah. Güzel anlarınızda olsun, hüzünlü, üzgün zamanlarınızda olsun her zaman yanınızda olduğumuzu unutmayın. Tekrardan söyleyeyim. Çok mutlu olun İnşaAllah. Sizi çok seviyoruz."

Çok güzel bir konuşma olmuştu. Gülümseyerek dinlemiştik hepimiz. Kürsüden indiğinde alkışlar başladı. Bir süre sonra da ney dinletisi. O sıralarda Vişneler ile tanışmıştım.

Bu kızlara büyük bir teşekkür borcum vardı. Yanımızda oldukları için.

Erkeklerin dışarı çıkmasını rica ettiğimizde biz kızlar olarak kendi aramızda eğlenmeye başlamıştık.

Mavi Abla bilgisayarın başındayken yolladığı şarkı ile herkesi güldürmüştü.

Salonda yankılanan sese biz de kendi sesimizle eşlik ediyorduk. Salonda sadece kız hizmetliler olduğu ve de sesimizin dışarı çıkmayacağını bildiğimizden rahattık.

Benimki geliyor
O da biliyor
Kalbimi yerden yere vuruyor

Ah bi gülüyor
Of bi bakıyor
Aklımı başımdan hemen alıyor

🍒🍒🍒

Eğlenceli geçen zamanlardan sonra artık dağılma zamanıydı. Herkes iyi dileklerini söyledikten sonra yavaş yavaş evlerine doğru yola çıkmıştı.

En sona annemler ve biz kaldığımızda onlarla da sarıldık. Arabalarına binip gittiklerinde abimlere döndük.

Yaklaşıp sıkı sıkı sarıldığında burnunu çekmişti.

"Ağlıyor musunuz Arsan Bey?"

"Evet."

"Ama ağlama. Bak ben de üzülürüm."

"Kızım ben üzüntüden mi ağlıyorum. Mutluluktan hep."

"Öyle olsun."

Ellerini yanaklarıma koyduğunda konuşmaya başladı.

"Allahın izniyle hep mutlu olun fıstığım. Önce Allah'a sonra Onur'a emanetsin."

Başımı salladığımda alnıma bir öpücük bıraktı. Ondan sonra yengemle sarıldık.

Bu ikili de arabasına bindiğinde sadece ikimiz kalmıştık.

"Sevgili eşim. İzninizle sizi bir yere götürmek isterim."

"İzin sizin Onur Bey."

Arabaya bindiğimizde yağmur başladı.

Yağmurlu havaları çok severdim. Ve şimdi de mutluluğuma mutluluk katmıştı bu hava.

"Nereye gidiyoruz?"

"Kaçırıyorum seni."

Güldüğümde cevap vermeyeceğini anlamıştım. Başımı koltuğa yasladığımda bir süre gözlerimi kapadım.

🍒🍒🍒

"Onur bu harika bir şey."

Başını salladığında ben de ekmek arası köfteme geri dönmüştüm.

Vişneli pasta yemiştik, güzeldi de ama tam olarak doymamıştım. Belli ki Onur da benim gibiydi.

Deniz kenarında, karavanda köfte ekmek satan bir yere gelmiştik. Küçük taburelerde oturmuş ekmek arası yiyorduk. Üstümüzü değiştirmeyi düşünmeden yemeye geldiğimiz için de herkes bize tuhaf bir şekilde bakıyordu.

Ne var kardeşim hiç mi gelinlikle ve damatlıkla ekmek arası yemeye gelen çift görmediniz?

Yemeğimiz bitince hesabı ödedik ve tekrar arabaya bindik. Yağmur biz inince hafif bir şekilde çiselemeye başlamıştı ama arabaya bindikten bir süre sonra etkisini artırmıştı.

Radyoyu açtığımda gelen şarkı ile gülümsedim. Onur'a baktığımda o da gülümsüyordu.

Yağmurlu hava bir yandan çalan şarkı bir yandan zaten güzel olan bu günü daha da güzelleştiriyordu.

Var bi hayalimiz
Senle biz ikimiz
Yağmur altında dans etmeliyiz

Var bi hayalimiz
Senle çok güzeliz
Yağmur altında dans etmeliyiz

Arabayı sağa çektiğinde başımı ona çevirdim.

"Var bi hayalimiz Vişne. Hadi in."

Gülerken başımı salladım. Kapıyı açıp indiğimde Onur ceketini çıkarıyordu.

"Hayır çıkarma. Şal var mı?"

Bir süre düşündükten sonra başını salladı. Bagaja ilerleyip açtığında yün bir şal çıkardı.

"Ama üşürsün Vişne."

"Üşümem. Asıl sen ceketini çıkarırsan üşürsün. Ben şala sarınırım zaten ince değil üstümdeki."

Başını salladığında elindeki şalı verdi bana. Omuzlarıma aldığım şalı ayarladığımda Onur geldi önüme ve elini uzattı. Elini tuttuğumda tamamen boş olan yola bakıp kenara çekili duran arabanın önüne geçtik.

"Müzik?"

"Ben söyleyeceğim."

Elinin birini belime sardığında diğer eli ile de elimi avucuna almıştı. Boştaki elimi omzuna götürdüğümde kısık sesi ile söylemeye başladı.

Yatarken düşlediğim masallar gibisin
Geri gelmesen bile beklerim bilirsin
Yalnız kaldığımda susmuyor hislerim
Beni duymasan bile bilmeni isterim

Acıtıyor hislerim
Yorgun argın

Seni beklerim
Seni beklerim

Üstünü kapat artık bütün yanıkların
Bu şarkıyı dinliyorsan ben hep yanındayım

Yanındayım
Yanındayım

Yanındayım
Yanındayım

Tek yaptığımız iki yana sallanmak da olsa çok güzeldi.

Başımı kaldırıp tebessüm ettiğimde onun da yüzünde büyük bir tebessüm asılıydı.

Bugün çok güzel bir gündü.

Her zamanki gibi her şeye Elhamdülillah diyordum bu gece de.
____________________________________

-bölüm sonu

Selamunaleyküüm

Nasılsınız? Ben iyiyim Elhamdülillah.

Bölümümüz nasıldı?

Düğün?

Onur? 💚

Vişne? ♥️

Dansları?

Oy sınırı koyacağım bu bölüme.

#50 oy#

Allah'a emanet olun Vişnelerim 🍒♥️

~vişnelermutlu

Continue Reading

You'll Also Like

408K 21.7K 33
"Ne bağırıp duruyorsun? Konağı ayağa kaldırdın!" Karşımda dikilen adama yumruğumu gerçirmemek için içimde verdiğim mücadeleden söz bile edemezdim. E...
5.7K 407 16
Eylül: Kimsin sen 05*: Zevcin olacak kişi Eylül adlı kişi tarafından engellendiniz
417K 32.9K 74
-Bana bak peçeli... -Gelirsem oraya çok fena olur. Ne olur? -Aşk olur.
519K 37.7K 35
Antep'in ihtişamlı konaklarından birinde, aşk acısını sır gibi saklayan Üsteğmen Zeyd ve sevdiği adamı ölmeden yüreğindeki mezara gömen Katre'nin hik...