KIRMIZI ODA

Autorstwa yazarlola

131K 7.3K 4.7K

*Laris adında bir kız tesadüf sonucu yanlış girdiği linkle oyuna benzeyen bir siteye girer. Normal bir oyunda... Więcej

Oyun
Parti
Kırmızı Oda
Karanlık
Kutu
Kesit
Avcına "Merhaba"de!
Bir Yere Mi Gidiyorsun?
Siyah Atlı Kahraman
Gerçeklik Algısı
Okula Dönüş
Veliaht
Beni özledin mi?
Kırmızı Not
00.00
İddia
Kumsal
Çarpışma
Kaos
Azrail
Fırtına Öncesi Sessizlik
Birilerinin Canı Fena Yanacak
Sipariş
Siz tanışıyor musunuz?
Şef
Elektrik Kesintisi
Kaza
Süperwoman
Yeni Yıl Kutlaması
Yangın Alarmı
Davetsiz Misafir
Ajan

Dilek

487 49 108
Autorstwa yazarlola

🍭 BÖLÜM SONU YAZISINI MUTLAKA OKUYUN!

Kendimi geri çektim gözlerim hala kapalıydı. Yavaşça açtım ve Arez'e baktım. Onun da gözleri hala kapalıydı. Buruk bir tebessümle bir adım ondan uzaklaştığım esnada eş zamanlı olarak Arez de gözlerini açtı. Beni belimden tutup kendine çekti.

"Neden?" diye fısıldadı kulağıma doğru. Dudaklarımı araladım ama diyecek bir şeyim olmadığı için tekrar kapadım.

"Bölüyor muyum?" Ilım'ın sesini duymamla kendimi Arez'in kollarından çıkararak bir iki adım uzaklaştım.

"Bir şey mi oldu?" diyebildim.

"Yat ile açılmaya karar vermiştik, sıra ona geldi. Ben de size haber vermek için geldim." dedi Arez ve beni kaçamak bakışlarla süzerken.

"Güzel." diyerek grubun olduğu kısıma yürümeye başladım Ilım ile. Arez de birkaç saniyelik duraksamasının ardından bizi takip etti.

"İyi misin?" Uraz kısık gözlerle bana baktığında gülümseye zorladım kendimi.

"Evet, iyiyim." Sesim ne denli inandırıcı çıkmıştı bilmiyorum ama üstelememişti. Kısa bir hazırlığın ardından yata bindik ve açılmaya başladık. Etraf karanlık olsa da nereden çıktığını bilmediğim disko topu gibi olan alet yaydığı renkli ışıklarla ortamı fazlasıyla aydınlatıyor, coşturuyordu.

Herkes kaldığı yerden eğlencesine devam ediyor, eğleniyordu. Yat iki katlıydı bunu fırsat görerek oradan ayrılarak bir alt kısma geçtim. Gözüme çarpan pikeyi elime alarak bir yer seçip oturdum. Pikeyi bir şal gibi omuzlarıma atarak kendimi onunla sarmaladım. Ay ışığının sudaki yansımasına kaydı bakışlarım ardından hafiften başımı geriye doğru atarak aya bakmaya başladım. Biraz önceki Arez ile olan yakınlaşmamız geldi aklıma.

Neden geri çekilmiştim?

Doğrusu bunun sebebini tam olarak ben de bilmiyordum. İçimdeki duygu seli mantıklı veya mantıksız herhangi bir şeyi düşünmemi engelliyordu. Aydan bakışlarımı ayırıp denizin dalgasına odaklandığımda onları kıskanırken buldum kendimi. Bu denli dertsiz tasasız ilerleyişlerini imrenerek izledim. Keşke ben de sadece bir dalgadan ibaret olabilseydim.

"Dalmışsın." Dikkatim dağılsa da sesin sahibine bakmadım. Sessizliğimi korudum konuşmak yerine. Konuşmayacak olduğumu anlamış olacak ki yine o konuştu cevabımı beklemeden.

"Eğer olur da biriyle konuşmaya ihtiyaç duyarsan senin için burada olacağımı bilmeni isterim."

Pars.

Onca zamanın ardından aniden bizim okula gelmesi bir yana yakın arkadaşım olan hatta tek arkadaşım olan Deniz ile onunda zamamla yakın olması... Tüm bunlar o kadar hızlı olmuştu ki, sonuç olarak çoğu zaman aynı ortamda oluyorduk ister istemez.
Ona karşı bir nefretim yoktu. Kötü bir düşüncem de yoktu aslında sadece beni geçmişte hayal kırıklığına uğratmıştı ve bu kolay hazmedebileceğim bir şey değildi. Bu sebeple olabildiğince onunla sohbet edip diyolağa girmekten kaçınıyordum ama bu sefer tüm bunları bir kenara bırakarak konuşmayı tercih ettim.

"Küçükken her şey daha kolaydı." diyerek sessizliğimi bozdum.

"Evet, belki o zamanlarda da her şey mükemmel değildi ama en azından her şey daha netti." ben kendimle konuşuyormuş gibi bir havadayken o da beni dikkatle izliyor ve sözlerimi pür dikkat dinliyordu.

"Ama şu an..." Derin bir nefes aldım ardından tuttuğum nefesimi usulca geri vererek cümleme devam ettim.

"Her şey o kadar karışık ki... Tıpkı bir labirent gibi." dedim. Birkaç saniye duraksadıktan sonra son cümlemi sessizce mırıldanarak söylemiştim.

"Ve ben çoğu zaman bu labirentte kendimi kaybolmuş hâlde buluyorum." Ne bir şey söyledi ne de bir tepki verdi. Hoş ne bir tepki vermesi ne de bir şey demesini beklememiştim zaten. Kafamı yatın soğuk demirene yaslayarak dalgaları izlemeye kaldığım yerden devam ettim. Üzerime çöken ağırlıkla göz kapaklarım ağırlaşmıştı. Kendiliğinden usulca kapanmaya başladığında engel olmadım ve uykumun beni sarmalamsına izin verdim.

×

"Ne yapacağız şimdi?" Uğultu şeklinde kulağıma dolan sesleri az çok duyup anlamaya çalışırken uykum yerini ayılmaya bırakıyordu. Huysuzlanarak etrafıma bakındım. Kimse yoktu omuzlarıma sardığım pike dışında biri bir pike daha sermişti üzerime. Üzerimdeki pikelerden kurtularak ayaklandım. Ne olduğunu anlamak adına diğerlerinin yanına gitmeye karar vererek merdivenlere yöneldim.

"Neler oluyor?" dedim yeni uyandığım ses tonuma da yansıdığı için biraz sessiz çıkmıştı sesim. Boğazımı temizleyip tekrar konuştum.

"Hey! Bir sakin olun. Biri bana da ne olduğunu açıklayacak mı?" dediğimde sonunda dikkatler bana döndü.

"Yatın benzini bitti. Ve bil bakalım hangi zeki insan yedek bezin şişesini almayı ihmal etmiş?" İdil'in cümlesini kavramaya çalışırken Deniz lafa atladı.

"Zack sana her ihtimale karşı almanı söylemiştim!" diyerek suçu Zack'e attığında o da hemen kendini savundu.

"Ben pizza söylemekle meşguldüm. Bu yüzden Ilım'dan rica ettim." Bütün bakışlar Ilım'da toplandığında gergin yüz ifadesiyle bize baktı.

"Unutkanlık var bende üzgünüm tamamen aklımdan çıkmış." dediğinde Zack ile Deniz suçu yine birbirlerine atarak tartışıyordu.

"Tamam, susun. Böyle didiştiğinizde bir yere varmıyoruz. Bu yüzden bu konuyu geride bırakıp çözüme odaklanmalıyız. Telefonlar çekiyor mu?" dediğimde herkes sessizce beni dinlerken cevap olarak Zack kafasını olumsuz anlamda salladı. Etrafıma bakındığımda yakında ada olduğunu düşündüğüm bir kara parçası gördüm.

"El feneri var mı peki?"

"Olması gerekiyor." dedi Deniz.

"Tamam o halde el fenerlerini alıp şuraya bir bakalım belki işe yarayacak şeyler bulabiliriz." dedim sesli düşünüp adayı işaret ederek.

"Bundan emin misin?" dedi Ilım.

"Daha iyi bir fikri olan?" herkes birbirine kaçamak bakışlar attı ama kimseden ses çıkmadı.

"Gelmek istemeyeni zorlamıyorum tabii ki isteyen burada bekleyebilir."

"Bana uyar." dedi Pars ve Uraz aynı anda.

Arez'e baktığımda onay almak istercesine omuz silkmek ile yetindi. Diğerleri de onayladığında Deniz gidip el fenerlerini getirdi. Kıyıya çekip yatı bağladıktan sonra fenerlerle yürümeye başladık.

"Herkes yan yana dursun ve çok açılmasın. Kimsenin kaybolmasını istemiyorum." dediğimde herkes onayladı. Etrafta sık ve uzun ağaçlar vardı bu yüzden ileriyi görmek ilerlemeden imkansızdı. Ara ara diğerlerine bakarak herkesin yan yana olduğundan emin oluyordum. Çalıların arasında bir ses duyduğumuzda duraksadık.

"O ses neydi, duydunuz mu sizde? Deniz'in sorusu ile daha dikkatli dinledim etrafı.

"Yoksa bir yırtıcı hayvan mı?" Zack korktuğunu sesini yansıtarak belli ederken ben ise sesin hangi yönden geldiğini anlamaya çalışıyordum.

"Şu taraftan ışık mı geliyor sanki?" Belinay'ın dediği yöne bakamadan kendimi kaosun ortasında buldum.

"Canını seven kaçsın!" Zack bağırarak koşmaya başladığında ortama yayılan hızlı adrenalinle herkes onun peşinden çığlıklar eşliğinde koşmaya başladı.

"Hey, durun! Sakin olun." desem de dinleyen yoktu. Çoktan beni arkada bırakmışlardı.

"Yürü biz de gidelim yoksa mesafe iyice açılacak." Arez'in kurduğu cümleyi başımla onaylarken yürümeye başladık. Durgunluğu üzerindeydi. Benimle konuşmak bir yana hatta mümkün olduğuca yüzüme bile bakmamaya özen gösteriyor gibiydi. Derin bir nefes alıp verdim. Bugün daha ne kadar garipleşebilirdi. Tam bir kaostu resmen. Az ileriden bize doğru gelen renkli ışıklar dikkatimi çekti.

"Işık mı şu?" diyerek Arez'e baktığımda yine omuz silkmekle yetindi. Ah! Kesinlikle şu an hiç çekilmiyordu! Ağaçlar seyrekleşmeye başladığında görüş açım da genişlemişti. Herkes ileride toplanmış gülümseyerek yakınlaşmamızı bekliyor gibiydi.

"Hey! Sizin neyiniz var böyle?" dedim anlamaya çalışarak. Hemen arkalarında duran masa olduğunu tahmin ettiğim şeyin önünden aynı anda çekilmeye başladıklarında hep bir ağızdan bağırdılar.

"Sürpriz!"

Bunu beklemediğimi eminim şu an her halimden belli ediyordum. Önce hazırlanmış ve tam ortada pasta bulunan masaya baktım ardından diğerlerine. Ben algılamakta zorluk çekerken onlar o lanet şarkıyı söylemeye başladı.

"İyiki doğdun Laris!" Yüzümü ekşitmemek için zor tutarken gülümsemeye zorladım kendimi.

"Hadi gel ve pastandaki mumları üfle." Uraz'a baktım sonra da diğerlerine hepsi benim için uğraşmış ve benim adıma o kadar heyecanlı görünüyorlardı ki.

Kıyamadım.

Bu yüzden ne kadar geri geri gidip karanlık ormanda kaybolmak istesem de kendimi zorlayarak onlara yaklaştım. Pastanın tam önüne geldiğimde durdum. Mumları üfleyeceğim esnada Zack beni durdurdu.

"Önce dilek dile şapşal." Ah! Tabi ya dilek. Dilek dilemek en kilit noktadır doğum gününde değil mi? Oysa ne de nefret ederim ben bundan... Gözlerimi kapatmamla yine o güne döndüm, küçüklüğüme.

"Baba şimdi dilek dilediğimizde her istediğimiz gerçek oluyor mu?" Babam seveceğim bir tavırla yanağımı okşadı.

"Evet benim güzel kızım." Büyük bir heyecanla el çırpıp gözlerimi kapamış ve dileğimi dilemiştim.

Dileğim.

"Annemin gelmesini istiyorum."

Gözümden süzülen gözyaşımı fark ettiğimde kimseye çaktırmamaya çalışarak sildim ve dilek dilemeyi es geçip sadece mumları üflemekle yetindim. Dileklere inanmayı bırakalı çok olmuştu.

Tüm yaş günlerimde dilediğim tek bir dilek vardı o da hiç gerçek olmamıştı.

Bölüm sonu.

Bölüm için yorumlarınızı heyecanla okumayı bekliyor olacağım tatlılarım. Bölüm atmam biraz uzun olabiliyor ama Kırmızı Oda için kurduğum Instagram hesabında aktif olarak storylerde beni takip eden Kırmızı Oda okuyucuları ile konuşuyoruz bu yüzden lütfen sen de gel ve bize katıl.

Instagram: Wattpadyazarquiinzel nickiyle bana ulaşabilirsiniz.

Yorumlarda buluşalım hepinizi özledim 🤗🍭

Czytaj Dalej

To Też Polubisz

4.3M 122K 41
054* ***: benim seninle sevişme 054* ***: pardon antrenman yapma ihtimalim nedir? - : kapak tasarımı için @gokbuttired 'a çok teşekkür ederim.<3 :
1.1M 31K 17
"Bana cehennemi yaşatmana rağmen, sen benim cennetimsin Meira." Fantastik değildir, karanlık aşk türündedir. DİKKAT! Bu kitapta cinayet, psikolojik...
1.1M 40.2K 58
alev:OĞUZ BEN ASIK OLDUM!!! oğuz:YİNE KİME AMK????!! alev:acar'a oğuz: siktir!
141K 4.1K 15
Sırf kuzeni için 18 yaşında Mardin'in acımasız ağasına gelin giden Larin... Annesi için berdeli kabul eden Baran ağa...