YAN KARAKTER | Texting

By Fesatrice

1.8M 173K 108K

Ulaş: Hani sen bana ilk mesajında demiştin ya Ulaş: Dizi, film ve kitaplarda herkesin sevdiği yan karakterler... More

Yan Karakter -1-
Yan Karakter -2-
Yan Karakter -3-
Yan Karakter -4-
Yan Karakter -5-
Yan Karakter -6-
Yan Karakter -7-
Yan Karakter -8-
Yan Karakter -9-
Yan Karakter -10-
Yan Karakter -11-
Yan Karakter -12-
Yan Karakter -13-
Yan Karakter -14-
Yan Karakter -15-
Yan Karakter -16-
Yan Karakter -17-
Yan Karakter -18-
Yan Karakter -19-
Yan Karakter -20-
Yan Karakter -21-
Yan Karakter -22-
Yan Karakter -23-
Yan Karakter -24-
Yan Karakter -25-
Yan Karakter -26-
Yan Karakter -27-
Yan Karakter -28-
Yan Karakter -29-
Yan Karakter -30-
Yan Karakter -31-
Yan Karakter -32-
Yan Karakter -34-
Yan Karakter -35-
Yan Karakter -36-
Yan Karakter -37-
Yan Karakter -38-
Yan Karakter -39-
Yan Karakter -40-
Yan Karakter -41-
Yan Karakter -42-
Yan Karakter -43-
Yan Karakter -44-
Yan Karakter -45-
Yan Karakter -46-
Yan Karakter -47-
Yan Karakter -48-
Yan Karakter -49-
Yan Karakter -50-
Yan Karakter -51-
Yan Karakter -52-
Yan Karakter -53-
Yan Karakter -54-
Yan Karakter -55-
FİNAL
Özel Bölüm
Özel Bölüm 2
Özel Bölüm 3
Özel Bölüm 4

Yan Karakter -33-

27.6K 2.9K 2.3K
By Fesatrice

Fotoğrafta Ulaş, Duru, Furkan, Gürkan ve Asena var. 

İyi okumalar... 

Asena, "Meziyetsizler" olan konuyu "Pis Ulaş" olarak değiştirdi.

Ulaş: Ne oluyor lan?

Asena: No oloyor lon

Asena: Ne demek ne oluyor?

Asena: Sen anlatacaksın ne oluyor diye

Gürkan: Acaba bir gün Asena ikinizden birine kızdığı için değil de hal hatır sormak için gruba yazar mı?

Asena: Sana sorarım

Asena: Nasılsın Gürkan?

Gürkan: İyiyim, sen nasılsın?

Asena: İyiyim

Asena: Bak bu iki oldu

Asena: Konuşma gerçekleşirken aktifsin

Gürkan: Boş zamanlarıma denk getiriyorsun

Furkan: Ben ne yaptım da bana hal hatır sorulmadı?

Asena: Aslında bir şey yapmadın

Asena: Ama kesin yaparsın

Furkan: Doğru

Furkan: Peki Ulaş ne yaptı?

Asena: Henüz bilmiyorum

Ulaş: Bilmiyorsan neden yazdın gruba?

Ulaş: Ya bir şey yapmadıysam?

Asena: Analık böyle bir şey, Ulaş

Asena: Hissediyorum işte

Asena: Bir de Duru'yla telefonda konuştum az önce

Ulaş: Öyle mi?

Ulaş: Ne konuştunuz?

Asena: Ailevi meseleler falan

Asena: Şimdi burada konuşamam 

Asena: Neyse ben tabii ki duramadığım için konuyu sana getirdim

Asena: Ve öğrendim ki artık konuşmayacakmışsınız

Asena: Bu ne demek oluyor şimdi?

Ulaş: Öyle gerekti kanka

Furkan: Nasıl öyle gerekti?

Furkan: Zor erkeği falan mı oynuyorsun?

Gürkan: Bunu yapacağını sanmıyorum

Ulaş: Tolga var işin içinde

Asena: Tolga ne alaka?

Ulaş: Onu da Duru anlatsın sana, ben anlatamam

Ulaş: Biraz hassas bir konu

Asena: Tüm bu hassas konuları sana anlatmasına rağmen kızı neden bıraktığını öğrenebilir miyim?

Ulaş: Düşün bakalım neden bıraktım?

Ulaş: İşin içinde Tolga olunca mantıklı düşünemiyorum, kendime engel olamıyorum

Ulaş: Zaten deli gibi kıskanıyorum

Ulaş: Bir de Tolga tarafından daha önce kazıklandığım için düşüncelerime engel olamadım işte

Gürkan: Bunun basit bir kıskançlıktan öte olduğunu düşünüyorum

Gürkan: Tolga'nın sana attığı kazık büyüktü ama yine de tek kişilik bir hata değildi

Gürkan: Şule'yle birlikte yaptılar bu hatayı

Gürkan: İkisinden biri düzgün olsaydı bunların hiçbiri yaşanmazdı

Gürkan: Şule ve Duru bir mi?

Ulaş: Değil tabii

Ulaş: Duru sevgilim bile değil ki

Ulaş: Tolga'dan hoşlansa da beni ilgilendirmez, biliyorum

Gürkan: Duru sana sandığından daha fazla değer veriyor

Gürkan: Yani hadi diyelim ki hoşlandı, sana böyle hata eden biriyle olacağını ben sanmıyorum

Gürkan: Bunu sen de adın kadar iyi biliyorsun

Furkan: Eee söyle artık

Furkan: Ne var bu işin içinde?

Ulaş yazıyor...

Asena: Ulaş, hadi annem ya

Asena: Bu kızın canını yakmaya kıyamazsın sen

Asena: Onu görmeden duramazsın

Asena: Niye böyle oldu anlat bize

Ulaş: Sürekli yalan söylemek zorunda kalıyorum ona

Ulaş: Kandırıyorum onu

Ulaş: Sırf ben ondan kopamıyorum diye kıza ayaküstü binlerce yalan söylüyorum

Ulaş: Canım yanıyor, anlıyor musun?

Ulaş: Tolga'nın sürekli onun etrafında olacak olmasını yediremiyorum kendime

Ulaş: Evet, kıskançlıktan değil bu

Ulaş: Duru'nun beni bu konuda kazıklamayacağını biliyorum

Ulaş: Mecbur olmasa Tolga'yla görüşmez bile

Ulaş: Ama ben kendimi tutamıyorum

Ulaş: Gürkan ya da Furkan'ın sevgilimde gözü olduğunu ve ikisinin arkamdan görüştüklerini, sevgili olduklarını düşün

Ulaş: Benim için Tolga'nın bunu yapması da aynıydı işte

Ulaş: Atlatamadım, iyileşemedim

Ulaş: Henüz iyileşmemiş bir kalp birine sırılsıklam aşık olduğunda ne olur?

Asena: Haklısın ama tek yolu bu muydu cidden?

Asena: Kalbin kırık, biliyorum

Asena: Atlatması kolay bir durum değil, onun da farkındayım

Asena: Normal bir şekilde ayrılsan bile atlatmak için zaman gerekiyor

Asena: Ama sen en yakın arkadaşın tarafından kazıklandın

Ulaş: Abim gibiydi, anlıyor musun?

Ulaş: Birbirimizin arkasını kollardık biz

Ulaş: İlk öğrendiğimde inanmamıştım, yapmaz demiştim

Ulaş: Ne salakmışım...

Gürkan: Bu senin ayıbın olan bir şey değil

Ulaş: Evet ama en çok yaralanan bendim

Ulaş: Tolga işin içine girince benim beynime kan sıçrıyor, mantıklı hareket edemiyorum

Ulaş: Saldırganlaşıyorum, etrafıma zarar veriyorum

Ulaş: İşin içine bir de Duru girince gel de mantıklı ol

Furkan: Ee, ne olacak şimdi?

Furkan: Hiç konuşmayacak mısınız?

Ulaş: Bilmiyorum

Ulaş: Benim için çok zor ondan uzak kalmak

Ulaş: Ama iyi değilim oğlum ya

Ulaş: Hiç iyi değilim ben

Gürkan: Neredesin?

Asena: Hakikaten neredesin sen?

Asena: Evdeysen gelelim

Asena: Azcık moralini düzeltiriz

Asena: Yıkılan güvenini yerine getiririz

Asena: Kırık kalbini iyileştirmeye çalışırız

Asena: Hem bakarsın böylesi daha iyi olur ikiniz açısından

Ulaş: Nasıl daha iyi olacak ki?

Ulaş: Onu da üzdüm zaten

Ulaş: Bok gibi hissediyorum şimdi

Ulaş: Ama yapmak zorundaydım

Gürkan: Ben anlıyorum seni

Gürkan: Hislerin çok yoğun, kontrol edemiyorsun

Gürkan: Bir de işin içine Tolga girince...

Gürkan: İyice kontrolden çıkmasından korkuyorsun, değil mi?

Furkan: Oğlum aşkı zaten kontrol edemezsin ki

Furkan: Yani bu dünya üzerinde bunu yapabilecek biri varsa o da Gürkan'dır

Furkan: Senle ben nasıl yapalım bunu?

Asena: Ay ağlayacağım ama ya

Asena: Kimse mutlu değil mi bu grupta?

Furkan, "Pis Ulaş" olan konuyu "Mutsuz fareler" olarak değiştirdi.

Gürkan: Mutsuz fareler ne lan?

Gürkan: Ben gayet mutluyum

Furkan, "Mutsuz fareler" olan konuyu "Mutsuzlar ve fare Gürkan" olarak değiştirdi.

Gürkan: Peki

Ulaş: Konuyu nasıl buraya getirdiniz cidden hayret ediyorum size

Ulaş: Ağlıyordum gülmeye başladım şimdi

Ulaş: Mallar ya

Asena: Boş yapma da yerini söyle

Asena: Psikolojik destek vermeye geleceğiz

Ulaş: Kanka sen Duru'nun yanında dur, olur mu?

Ulaş: Ben hallederim bir şekilde

Furkan: Duru'nun numarasını atsanıza bana

Furkan: Erkek kanka açığını kapatacağım

Furkan: Böylece Asena en yakın arkadaşını kaptırmanın acısını anlar

Asena: Pislik ya

Asena: Bu yüzden istiyorsan vermem numarasını bak

Furkan: Şaka yapıyorum la

Furkan: Konuşayım biraz, iyi gelirim

Furkan: Hem belki erkek kankası ben olursam Ulaş'a yan gözle bakar, mesafeler kapanır, evlenirler ve mutlu son

Asena: HARİKASIN HARİKA

Asena: Atıyorum dur

Ulaş: Siz harbi salaksınız

***

Furkan: Selamlar 

Furkan: Sana bir teklifle geldim Duru Deniz Hanım

Duru: Evet, dinliyorum

Furkan: Oha, ne kadar gönüllüymüşsün arkadan iş çevirmeye

Furkan: Neyse, işte teklifim şu

Furkan: Biz en yakın arkadaş olalım, Asena da kudursun

Furkan: En yakın arkadaşımın en yakın arkadaşıyla en yakın arkadaş olursam en yakın arkadaşım en yakın arkadaşsız kalır

(Görüldü.)

Duru yazıyor...

Duru: Ne?

Furkan: Pardon ya, bazen üst level bir insan olduğumu unutuyorum

Furkan: Dur senin anlayacağın dilden anlatayım

Furkan: Biz kanka olalım diyorum

Furkan: Asena da bana yaşattığını anlatsın

Duru: Onun hâlâ en yakın arkadaşı sensin

Furkan: Ama olmaz ki böyle

Furkan: Hani Asena savaşları?

Furkan: Dişli bir rakip olarak görmüştüm seni

Duru: Zaten Asena konusunda çok güçlü bir rakibin var

Duru: Ve senin farkında olmadığın her saniye daha da güçleniyor

Furkan: NE

Furkan: Kim kim kim?

Furkan: Allah'ına kurban olayım söyle

Duru: Ben bombayı attım

Duru: Şimdi kaçıyorum

Duru: Asena arıyor

Furkan: Sen yok musun sen

Furkan: Çok hain çok fena bir şeysin de masum kız ayağına yatıyorsun

Furkan: Ama bekle sen

Furkan: Göstereceğim ben senin gerçek yüzünü

***

Asena

"Ders nasıldı?" Kantincinin uzattığı çayı gülümseyerek aldım ve Duru'ya doğru döndüm. Sorduğum basit sorunun cevabını haddinden fazla düşündüğünde kafasının bende olmadığını anlamıştım. Gözlerimi etrafta gezdirdiğimde Ulaş, Furkan ve Gürkan'ı ileride takılırken görmüştüm. Ulaş, önündeki bir kızla konuşuyordu. Gözlerimi devirip bakışlarımı Duru'ya çevirdim.

"Kız kesin yay burcu."

Sonunda dikkatini bana verdiğinde kaşları çatılmıştı. "Ne?" diye sorduğunda hafifçe güldüm. "Ulaş yay burcu kızlarını çekiyor hep. Eski sevgilisi de öyleydi."

"Güzel, yeni sevgilisi de öyle olur o zaman."

Umursamazca mırıldanıp bakışlarını kaçırdı. Dudaklarımı birbirine bastırıp gülmemeye çalışırken bir anda elimdeki sıcak çayımın koluma dökülmesiyle kalakalmıştım.

Dudaklarım aralanırken cırlamamak için dişlerimi birbirine bastırdım ve kolumu sallamaya başladım. Yapışan okul formamı çekerken birinin sesini duyduğumda kafamı kaldırıp kimin konuştuğuna baktım.

"Çok, çok özür dilerim. Gerçekten istemeden oldu. Çok yandın mı?"

Ebru. 

"Yok." diye homurdandığımda canımın acısından ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. Duru, sağlam olan koluma girip beni hızlıca kızlar tuvaletine götürdü ve yanan kolumu suyun altına soktu. Kendimi sıktığım için soğuk terler döküyordum. Duru, önüme gelen saçları yüzümden çekip sırtımı sıvazlarken şefkatli sesiyle konuşmuştu.

"Çok acıyor mu?"

"Biraz."

"Yakınlarda eczane vardır, yanık kremi alıp sürelim. İlk birkaç saat çok sızlayacak ama yarına hiçbir şeyin kalmaz."

Sonunda musluğu kapatıp hırkamın cebindeki peçeteyle ıslak kolumu kuruladım. Duru da okul formamın kolunu özenle katlıyordu. Kıpkırmızı olmuş koluma bakarken "Gerek yok." demiştim. Duru, kafasını iki yana sallayıp konuştu. "Saçmalama, yanık kremi sürmemiz lazım buraya. Ben şimdi gider alırım, sen de kantinden buz iste." 

"Zahmet etme o kadar."

"Aynı cümleleri kurdurma bana. Hadi, sınıfa geç otur sen. Ben buzunu yollarım senin."

"Peki." diye mırıldandım, karşı koyacak halim yoktu. Duru, bana sınıfa kadar eşlik ettiğinde kendimi bebek gibi hissetmiştim. Normalde bu kadar çok ilgilenen taraf ben olurdum. Bir kereliğine de olsa yer değiştirmek hoşuma gitmişti. 

Yanmış kolumu sıranın üzerine koyup diğer elimle yelpaze yaparken sınıfın kapısı açılmıştı. Gürkan, elinde buzla içeriye girip elini sırama yasladı ve üzerime doğru eğildi. Yanıma oturmamıştı. Buzu kolumun üzerine koyup konuştu.

"Çok acıyor mu? Kantinde gördüm, yanık kremi almaya gidecektim ama Duru buz alıp yanına gelmemi söyledi."

"Sağ ol." diye mırıldandım. Kendimi öyle sıkmıştım ki sesim zar zor çıkıyordu. "Olayı gördün, değil mi? Resmen bilerek çayı üstüme döktü."

"Öyle olduğunu sanmıyorum, Ebru cidden üzgündü. Bana anlattı."

"Tabii ki sana anlatır." dedikten sonra sinirle güldüm. "Ne kadar temiz kalpli bir kız olduğunu sana kanıtlamak zorunda çünkü. Sen de onun iyi niyetine kanarsın ve gerçeği göremezsin, ne güzel olay ya."

Gürkan, buzu kolumdan çekip yüzüme düz bakışlarıyla baktı. "Ne alakası var şimdi Asena? Tamam, kız arkandan konuşmuş ama pişman işte. Geldi senden özür diledi. Niye üzerine çay döksün?"

"Peki senin tüm bunlardan nasıl haberin var? Ben anlatmadım. Ya o anlattı ya da ona özür dilettiren sendin. Dolayısıyla yine aynı kapıya çıkıyor. Senin gözünü boyamak için yaptığını görmeyecek kadar kör müsün?"

"Diyelim ki öyle, sana ne oluyor?"

Kaşlarımı kaldırıp suratına bir süre boş boş baktım. Ardından yanan kolumu kaldırıp başımla işaret etmiştim. "Al, bana bu oluyor."

Gürkan, içine derince bir nefes çekip sabırla konuştu. "Bilerek yakmadı diyorum. Cani değil ya bu kız, abartıyorsun."

Gözlerimin tam da şu anda dolduğuna inanamıyordum. Sinirlendiğimde hep ağlardım ama bu kadar sinir olacak ne olmuştu gerçekten algılayamıyordum. Tek elimi sırama bastırıp ayaklandığımda yüzlerimiz hizalanmıştı. Bir karışlık mesafeden Gürkan'ın suratına baktım.

"Tamam, bir şey demedik Ebru'na." diye homurdandım ve sıramdan çıkıp sınıfın kapısına doğru ilerledim. Yarı yolda aklıma gelenlerle duraksamış, yeniden Gürkan'a dönmüştüm. 

"Ver şu buzu, kolum acıyor zaten."

Homurdanarak elindeki buzu aldığımda bir adım ancak atmıştım ki Gürkan, arkadan kolunu belime sararak beni geriye çekti. Sırtım göğsüne yapışırken elini hemen karnımın üzerinden çekmişti ancak kaçmayayım diye hırkamın kapüşonundan tuttuğunu hissediyordum.

"Kusura bakma, yanmış kolunu tutmak istemedim."

Beni kendisine çevirip elimdeki buzu aldı ve koluma değdirdi. Hem soğuk olduğu için ürpermiş, hem de canım yandığı için yüzümü buruşturmuştum. Benimle birlikte o da yüzünü buruşturdu.

"Kendimi düzgün ifade edemedim, bunun için üzgünüm. Ebru'nun o çayı bilerek üzerine dökmediğini biliyorum. Nasıl diye sorma, biliyorum işte. En azından buna inanmak istiyorum."

"Neden?"

Gürkan, buzu kolumdan çekip yanmış koluma bakarken ben hâlâ sorumun cevabını bekliyordum. Sonunda gözleri gözlerimi bulduğunda konuşmuştu.

"Çünkü birinin sana zarar verme ihtimalinin olmasını düşünmek bile istemiyorum."

F E E L S.

İyi günler, 'gü'lerim. ♥

Continue Reading

You'll Also Like

257K 6.2K 4
Derin Gökser, 17 yaşında babasının işleri nedeniyle doğup büyüdüğü ilçeden, evinden ve okulundan ayrılmak zorunda kalır. Duygusal sancıların içinde...
784K 25.8K 51
"Abiler ya da arkadaşlar bu tür yaklaşımlar yapmaz sarışın." (! Reklam yapmak yasaktır.)
373K 8.6K 11
İlk bölümler tamamen düzenlenmeye alındı. Okumaya başlayabilirsiniz. Keyifli okumalar. Hiç hatırlamak ya da unutmak gibi bir derdim olmadı bu zamana...
377K 25.2K 34
Sokak dövüşü isimli kitabın devam kitabıdır.