ASKER'E EMANET KALBİM

By Rvusale

6.3K 98 2

Asker sevmek her kadının harcı değildir. Her kadın ölüme nefesi kadar yakın adamı sevmeye cesaret edemez..! :) More

" Aşk "
" Hasret "
" Kavga "
" Teklif "
" Çaresiz Aşk "
" Zoraki kural "
" Sahte mutluluk "
" Yemin "
" Gerçekler zamanı "
MUTLU SON 😍

" Biz Varız "

425 7 0
By Rvusale

Gizlice kapıdan dışarı çıktık.
Allahtan Sevgi teyze odasına geçti de yoksa çıkmak biraz zor olurdu.

Bizim evin yanına kadar eli elimde yürüdük.
" İyi geceler sevdiğim "

" İyi geceler sevdiğim kadın "

Tüy gibi hafif bir öpücük bıraktım dudağına. Gülümsedi!

İçeri geçtim.

" Kızım nerdesin kaç saattir?"

" Bakkala kalem almaya gitmiştim anne onda olmuyunca aşağı bakkala gittim "

" Ha iyi "

" Sevgi teyzeler çokmu oldu gideli?'

" Az önce gittiler"

" Tamam anne uyumaya gidiyorum.
İyi geceler "

" İyi geceler yavrum "

Annemi öpüp odama çıktım.
Eşofman ve tişört giyip yatağa bıraktım kendimi. Telefonumu alıp yazdım

" Şapşik uyudun mu?"

" Doğru düzgün yaz şunu "

" Tamam pardon KOCAM uydunmu evimin direği?"

" Bak şöyle aferin!
Yok uyumadım hâlâ,! gözüme uyku girmez benim olanlardan sonra "

" Sen bide evlendikten sonra gör.
Her gün kavga edicez"

" Evet ama sonunda yatakta bulucaz kendimizi ;) normal oluyor öyle "

" Biliyormusun Han? Sen yararlandığın zaman çok korkmuştum sanki kendi canımı kaybediyorum sandım. "

" Biliyorum"

" Nerden bileceksin kendinde değildin ki sen.."

" Ben yoğun bakımda olarken sen girmeden biraz önce uyanmıştım ama seni görünce gözlerimi kapadım.
Tüm dediklerini duydum o an zor durdum sana sarılmamak için..."

" Çok taş kalplisin neler yaşadım ben.
Biliyormusun?  Ölüyordum "

" Hatta benim için adak koyduğun yere bile giderken yanınaydım sen fark etmedin"

" Yalan söyleme hiç kimse yoktu orda"

" Vardı güzelim ağacın arkasında seni gözetliyordum diyelim"

" Şimdi seninle güzel bir kavga etmek vardı ya neyse yini barıştık. Sonra"

" Ben seni hep görüyordum uzaktan olsa bile ama sen ?"

" Sen Masal'la hastaneye bilerek geldin değil mi ?"

" Senin o şehirde yaşadığını biliyordum ama o hastanede çalıştığını bilmiyordum güzel sürpriz oldu bana"

" Hayret! Nasıl onu atladın hayretler içindeyim şu an "

" Beni çok özledin mi o zamanlar?"

" Yok be ne özlemesi? İşim gücüm vardı benim bide arkadaşlarım"

" Kesin öyledir evet. Hangi arkadaş o sarışın adam mı ismini bile unuttum?

" Yusuf! Çok değerli benim için "

" Ne değeri kızım? Adam sana aşık"

" Eskidendi o şimdi arkadaşız"

" Hadi ordan!
aşk çabuk biten bi şey değil ki?
Kesin yine seviyor seni"

" Of Han! Neyse ne! Çok sıkıcı oluyor bu konuşma. Kıskançlığa gerek yok."

" Tamam o zaman bende eski sevgilimi arkadaş belleyim ve hep yanımda tutayım. Olurmu?'

" Delimisin sen?
Yusuf benim sevgilim olmadı ki?
Ayrıca ne demek istiyorsun?
Kalbin acıkmış görüyorum yada özledin eskileri?"

" Bak görüyor musun konuşmam bile seni gerdi. Bide beni düşün. Hep yanında göz göze bakarken görüyordum sizi. Anladın mı?"

" Empati yapma şekline bittim gerçekten. Neyse Han çok kıskanç olmuşsun zaman içinde. Hadi yat uyu yarın konuşuruz"

" Konuşucaz elbette hatta uzun uzun konuşucaz "

" Daraldım valla"

" Bana lazımsın güzelim sakın"

" Iyi geceler Han"

" Han değil kocam"

" Offff"

" İyi geceler gönlümün çiçeği "

" Sinirlendirme ve kalp çalma konusunda üstüne yok "

" Ehh aşk bu ne demeli ".

" Tatlı rüyalar kocacım"

" Sana da karıcım"

☘ saat 13:07

" Asel yavrum akşama misafirlerimiz olacak hazırlık yaparsın"

" Yine kim anne?"

" Kızım korkma eskisi gibi yapmıyorum hakketen bu sefer önemli insanlar sende sevineceksin"

" Tamam dediğin olsun sana inanıyorum "

Hazırlık yapmaya başladım.
Sevim abla da sonradan yardıma geldi. Birlikte börek, baklava, sarma, kısır gibi bi çok şey yaptık.
Masayı donatık diyelim..
Hava kararmıştı ki bende üzerimi giymeye çıktım odama..
Annem çok israr etti ki güzel bir elbise giy. Kırmamak adına dolabımdan pudra rengli dantel işlemeli dizlerimin üzerinde biten bi elbise giydim. Saçlarımı su dalgası yaparken sade ve soft makyaj tercihi yaptım. Son olarak parfüm sıkıp aşağı indim.

" Kızım çok güzel olmuşsun! Allah nazardan saklasın "

" Anne sen istedin diye giydim yoksa "

" Asel valla bak ay gibisin Maşallah sana. Kıskanacaklar seni"

" Kim?"

" Şey....Yok Kızım o öylesine dedi"

" Ha evet öylesine lafın gelişi "

" Bi şeyler dönüyor ama hadi hayırlısı

Kapı zili çalınca ben gidecektim ama Sevim abla ben açarım diyip koştu.
İçeri geçenleri görünce beynim error verdi desem yalan olmaz. Hiç ama hiç beklemediğim adamlardı gelen.

Yanlarına gidip
" Hoş geldiniz "  dedim

Ama hâlâ şaşkındım..

" Hoş bulduk güzel kızım. Maşallah sana pekte güzel gözüküyorsun "

" Sağolun Sevgi teyzem "

Minik prensesimi de kocaman sarılıp öptüm..
Hepsi içeri salona geçerken Han elinde ki çiçeği bana uzattı
" Senin yanında sönerler ama yinede"

" Teşekür ederim "
Girişte ikimiz kalınca yanına yaklaşıp sakince fısıldadım
" Neler oluyor Han? "

" Seni Aydın yapmaya geldik"

" Ama araya ya da mesaj ata bilirdin"

" Sürpriz karıcım"

" Göstericem sana"

" Bekliyorum"

O pişkince sırıtırken ben sinirliydim
Annem razı olmazdı ki?
Aynı şeyleri tekrar mı yaşayacam?
Neydi bu olanlar?

Elimdeki çiçeği vazoya koydum.
Içeride bi kenara sandalye çekip oturdum. İzliyordum onları ki neler dönüyor burda hepsi gülüyordu.
Ani yaranan bu mutluluğun sonu hüzün olmazdı umarım.

" Han oğlum nasılsın?"

" İyiyim Nazmiye teyze sağlığınıza duacıyım "

" Eksik olma da teyze ne?
Anne diye bilirsin"

Ne?  Annemi? 
Allah'ım neler diyordu annem? Tansiyon hafıza kaybı mı yarattı acaba?
O değilmiydi bana hakkını helal etmeyen eğer Han'a kaçarsam?
Şakamı yapıyor bunlar.
Sakince dinliyordum onları...

" Nasıl isterseniz Nazmiye anne"

" Hah şimdi iyi oldu bak"

Gözlerim gittikçe açılıyordu şaşkınlıktan.
Adama bak ya nasıl da sırıtıyor..
Gıcık herif nolucak!
Sevinmek yerine olup biteni anlamaya çalışıyordum. Hangi ara oluştu bu samimiyetler?

" Kızım git kahve yap "

" Tamam"

Ben mutfağa geçtim. Bardakları tepsiye koydum ve kahve yapmaya koyuldum. Çok geçmedi ki içeri daldı

" Ambulans çağırayım mı?"

" Sana lazım olacak evet"

" Yok onu kast etmedim yani kahve insanları zehirler falan?"

" Han şu tepsiyi kafana yersin sus!
Anlat bakayım nerden çıktı bu Nazmiye annenle sevgin?"

" Benim ne kadar hoş ve saygılı çocuk olduğumu fark etti ne var burda ?"

" Çocuk muş? Küçül de cebime gir!
Doğru dürüst anlat geriliyorum bak?"

" Sonra güzelim hele yüzüğüm parmağına geçsin anlatırım "

" İstemiyorum diyecem! Bakalım o zaman ne yapacaksın?"

" Zorla takarım!"

Dedi ve kolları belimi kavrarken beni kendisine çekti. Elim göğsüne değince kalbinin ne kadar hızlı vurduğunu hiss ettim. Benimki de ondan geri kalmıyordu. Yaklaşıyordu nefesi!

" Biri görecek Han "

" Görsünler nolucak ki? resmen sözlüm olacaksın bir kaç dakikaya"

" Belli olmaz"

" Neymiş belli olmayan?"

" Sözlün olmam!"

" Pekâlâ direk karım olursun"

" Han git lütfen "

" Gidemiyorum "

" Gitmelisin ama"

" İstemiyorum desem?"

" Annemi kızdırmak istemezsin değil mi? "

Dinlemiyordu beni. Sıkıca tutuyordu belimi. Dudağı dudağıma değmeye ramak kala,
" Öhö öhö "
Hilal kapıda durup gülümsüyordu.
Han geri durup sinirli bir şekilde

" Sana konuşan insanları rahatsız etmemen gerektiğini öğretmediler mi

" Abi yer ve mekana göre değişiyor
Neyse Asel abla Nazmiye teyze sana bakmamı söyledi "

" Geliyorum kuzum "
Abi kardeş gidince bende bardaklara kahve doldurup içeri götürdüm.
Hepsine sunup tekrar oturdum.

" Çok güzel olmuş kızım eline sağlık "

" Afiyet olsun hepinize"

" Fazla uzatmadan direk konuya girecem Nazmiye çünkü çok sabırsızlanıyorum "

" Buyur dinliyoruz"

" Bizi biliyorsun tanıyorsun. Sana Han'ı antamaya gerek yok bence. Gözünün önünde büyümüş sayılır"

" Evet öyle oldu"

" Bende Asel kızımı biliyorum hemde çok seviyorum. Hilal ne o da benim için aynı yerde. O yüzden bundan sonra bizim ailemize dahil olsun istoyoruz.
Tabii çocuklar bizden önce hall etmiş olsalarda büyükleri olarak önemli olanı biz yapmalıyız "

" Bence geç bile kaldık "

" O zaman Allahın izni peyğamberin emri ile kızınız Asel'i oğlumuz Han'a istiyoruz?"

" Bilmem ki kızıma sormam lazım"

Kalbim güm güm atıyordu. Yanaklarım kıp kırmızı olmuştu..
Her kes bana bakıyordu.

" Kızım ne diyorsun?"

Hepsinin yüzüne tek tek bakıyordum
Aynı ifade: Merak, heyecan.
Han bence korkuyordu çünkü mutfakta ona dediğim söz aklında olmalıydı. Yüzüme dikmişti siyahlarını.
Düşünüyordum sadece sessizce!

" Kızım hadi cevap bekliyoruz?"

Ama kendimi hiç mutlu hiss etmiyordum. İçimde bi şeyler eksikdi sanki. Huzursuz gibiydim!

" Anne Sevgi teyzem benimle mutfağa gelirmisiniz bir dakika?"

Tamam dediler

Onun yüzündeki ifade çok kötüydü.
Üçümüz de mutfağa geçtik.

" Noldu kızım?"

" Şimdi anne rica ediyorum dediğimi yap olur mu?
Sevgi teyzem senden özür dilerim ama yapmam gerekiyor."

" Söyle Asel "  dedi annem

O sırada telefonuma bildirim geldi.
Açıp okudum
" Sakın ha!  Aklından geçirme!
Yoksa kötü olur sonu"

Cevap yazmadım..
Anneme ne yapacağını izah ettim. İlk önce karşı çıksada sonradan kararıma saygı duydu ve razı oldu..
Sevgi teyze de olumlu karşıladı..
Kesin kararımdı benim!
Geri dönüşü olmayan bi karar!
Annem içeri geçince mesajına cevap verdim

" Sana söylemiştim!"

" Asel yapma. Tekrar yıkılmayı kaldıramaya bilir aşkımız "

" Çok geç!"

Telefonu elimde tutup içeri girdim
Ben oturarken annem başladı
" Şimdi Sevgi Asel bana ne istediğini söyledi. Ben farklı olacağını düşünmüştüm o başka bir şey istiyor"

Han kaşları çatılmış bir ifade ele bana bakıyordu. Bende sakince ona..
Öyle korkmuş gözüküyordu ki!
Ama yapacak bi şey yoktu!
Hep o yarı yolda bırakası değildi ki!
Telefonda bi şeyler yazdı. Bir saniye geçmedi ki telefonuma bildirim geldi ama bakmadım.
Başıyla bakmamı işaret etsede yine bakmadım. Eliyle burun kemiğini sıktı. Baya bi öfkeliydi onu deyim!

" Bakın ben sizin ailenizi çok seviyorum. Evet ilk başta karşı çıktım ama sonradan Han'ın kızıma iyi bakacağını anlayıp razı geldim.
Böyle olacağını düşünmüyordum inanın. Asel hangi ara bu kararı verdi anlamadım. Benim için önemli kızımın isteği ve mutluluğu "

" Ne oldu ki?"

" Çok üzgünüm Sevgi. Elimden geleni yaptım. Hayat Asel'in hayatı o yüzden mutlu olacağı kararı o vermeliydi.
Üzgünüm!"

Hepsinin yüzü kireç gibiydi.
Şaşırmıştılar! Ve tabi sinirli!
Han uzun zamandır görmediğim o karanlık ve korkutucu bakışlarını yüzüme salmıştı. Sadece bakıyordum!
Buraya kadar dı! Gerisi........?!

" Bir yalnış ımız mı oldu?
Han üzdümü seni kızım? Çocuk gibi o nolur sen ona fikir verme"

" Asel nedenini açıkla lütfen. İnsanlara ben mahçup oldum zaten"

Kendimi toplayıp beni dinleyenlere bakıp konuştum

" Öncelikle hepinizden özür diliyorum
İstemezdim böyle olsun"

" İstedin ki oluyor.
Bence daha fazla durmamıza gerek yok gidelim anne"

Ayağa kalkıp tam gidecekti ki annem
" Han oğlum dinleyin bi benim hatrıma?"

Tekrar mecbur kalıp oturdu.

" Zamanında kalbim çok kırıldı.
Yarı yolda bırakıldım! Yarım kaldım!
Bu evde kurduğum hayaller çöp oldu

" Bitir Asel "

" Dinlemeye sabrın olmadığını o akşam bizi terk ettiğinde anlatmıştım

" Bak?"

" Neyse!
Sevgi teyzem ben yıllar önce hep Aydın soyadını ismimle yan yana olmasının hayalini kurdum..
O umutla, o aşkla bekledim Han'ı..
Ama şimdi farklı bir hayatın içindeyim. Kendi dünyam var. Zorluklara kurduğum, büyüttüğüm.
Bu dünyanın tekrar yıkılmasına izin veremem vermem de"

" Kızım Han seni işinden asla ayırmaz
Çalışırsın yine nerde istersen orda yaşarsınız. Yeter ki mutlu olun"

" Sevgi teyzem benim derdim yalnız yaşamak değil. "

" Ne peki kızım ?"

Yerinde duramıyordu..
Çok sinirliydi...
Artık bitirmem lazımdı!

" Benim babam vatan için şehit oldu. Ben her kesten çok onu seviyorum.
Beni tanıyanlar bilir!
Onun bana emanet bıraktığı Korkmaz
soyadı benim için her şeyden kıymetli
Ben farkındayım ne kadar şanslı biri olduğumun. Niye derseniz? çünkü
vatana büyük aşkla bağlı olan iki insan var hayatımda ve onların sevgisine sahibim."

Sinirli adam başını yerden kaldırıp yüzüme baktı.

" Biliyorum Han benim mutlu olmam için her şeyi yapar.
Mesleğime bile müdahale etmez.
Ara sıra erkek hekimlerden kıskanmasa iyi olacak ama neyse.
Aşkının göstergesi öyle "

Hepsinin yüzünde gülümseme oluşuyordu. Rahatlamıştılar baya!

" Öyle kabul edip öyle dünyamın baş köşesinde yer verdim ona. Bu hep böyle oldu böylede devam edecek. Yarım kalanlarımıza yiniden başlamak için ben onunla soğuk topraklarda yürümeye varım"

Şükürler olsun diyorlardı.

" Ama bir şartla Han?"

" Neymiş?"

" Asel Korkmaz Aydın olarak devam edicem "

" Kabul!"

Buda benim ona bi oyunum oldu.
Sonunda mutluluk olan bi oyun..
Ben ve Han büyüklerin elinden öpüp hayır duasını aldık.
Her kes sarılıp bir birilerini tebrik ettiler. Anneler mutluluktan ağıyordular. Daha sonra söz yüzüklerimiz takıldı ve resimler çekindik. Çikolata dağıttı Hilal her kese. Ben ve Han aynı yerde oturmuştuk. Gizlice elimi tutup sakin bir tonda dedi
" Bu oyunun bedeli ağır olacak Hazırlıklı olsan iyi olur"

" Ben seninle gelen her şeye razıyım"

İkimizinde yüzünde mutluluk ifadesi vardı. İçim kıpır kıpırdı.
Bir saat sonra gittiler. Annem tekrardan bana sarılıp hep mutlu olmamı diledi. Duygulandım..

Her yeri toplayıp temizledim.
Geç olduğu için odama çıktım.
Duş aldıktan sonra baya bir rahatladığımı anladım. Yorgunluk uçup gitmişti üzerimden!
Üzerime rahat bi şeyler geçirdim ve yatağa bıraktım kendimi.

Gözlerimi tavana dikip düşünüyordum. Elimi yüzüğümün üzerinde gezdiriyordum.
Ne gündü ama!
Sıradan bi isteme değildi bence.
Baya bir dizi gibi oldu benimki...
Deli gibi gülmeye başladım içimde kelebekler uçuyordu bende mutluluktan. Muazzam duyguydu!
Sevdiğine kavuşmak paha biçilmez!

Saat 12:56..

Hastaneyi aradım ve baş hekimden bir hafta daha izin istedim..
Annemin sağlığı için....
Oda sağolsun verdi. Bu bir hafta içinde burdaki tüm işlerimi hall etmem gerekiyordu.

Şimdi Han'la buluşmak için yakındaki kafeye gidicem..
Anneme söyleyip evden çıktım..
Beş dakikaya orda oldum. Beni bekliyordu. Yaklaştım ona. Ayağa kalkıp yanıma geldi ve sarıldık..
Akşam yanımdaydı ama çok özlemiştim...

Masaya geçip oturduk. Pasta ve çay söyledi ikimize de.

" Dünün hesabını vereceksin unutma"

" Senden gelen tüm hesabı öderim sıkıntı değil sevdiğim "

" Sana aşığım kadınım!"

" Han seninle konuşmamız gereken konular var"

" Neymiş kalbimin çiçeği?"

" Hayatım bu gün hastaneden bir hafta ek izin aldım. Biz ne yapıcaz?'

" Şimdi Asel? Sen zaten bir yıl orda kalmaya mecbursun. Bende yakın yerdeyim. Orda ev tutarız. Sonrasına da bakarız. Önemli senin işinin yolunda gitmesi. "

" Ailelerimiz karşı çıkmaz ki?"

" Sanmam. Biz mutlu olunca onlar da mutlu olacaklardır. Endişe etme sen"

" Öyle mi diyorsun?"

" Evet diyorum. Güven bana "

" Kendimden bile fazla "

Siparişlerimiz gelince afiyetle yemeye başladık. Esas unuttuğum konunu sordum.

" Bence gidip gün alalım. "

" Ne günü?"

" Evlenmeden aynı evde yaşamam seninle. '

" Anladım tamam burdan çıkınca alırız "

" Sade bir törenle helalin ve helalim ol yeter bana"

" Yaza düğün yaparız  ne dersin?"

" Aynı fikir süpər"

" Bi bakarsın aramıza birileri katılır?"

" Birileri?"

" Kızımız '

" Nasip kısmet o işler"

" Ehh birazda bizde bitiyor konu"

" Of Han!"

" Tamam tamam susstum"

Yüzündeki gülüşe hasta oluyorum.
Sevdiğim adam seni çok seviyorum!

İki gün sonraya tarih aldık..
Evleniyoruz artık. Yıllardır kurduğumuz bazen de unutmak istediğimiz hayalimiz gerçek uluyor..

Sevinçle evlerimize geçip ailelere anlattık. İlk başta şaşırsalar da sonradan mutlu oldular tabii. Daha sonra bir birimize sorduk kararımızı nasıl karşıladıklarını?
Sonuçtan Memnunduk.
Mutluydum! Mutluydu!

Kına gecesi falan istemedim..
Belki düğün yaparsak o zaman!
Nikahtan önce bizim evde aile yemeği yedik. Çok güzel akşam olmuştu.
Kendini evlendiğin adamın ailesine ait hiss etmen, sevilmen müthiş bir şeydi. Bende onları seviyordum.

O gece Han beni cama çağırdı sonra balonlara bağlanmış minik hediyye paketi gönderdi bana.
Açtığımda gül yaprakları içinde tek taş yüzük vardı. Ve not
' Bana aşkı tatdıran kadın, seni ömrüm boyunca, aşkına aşık olan kalbimde taşımaya talibim...

Sana aşığım hemşire hanım '

Bu notu okuyup ona bi kez daha aşık olmamak elde değildi.
Hayran oluyordum sevme biçimine..
Çok şanslıydım ona ait olduğum için.

Nikah günüydü....
Beyaz şifon sade bir elbise giydim..
Az biraz makyaj yaptım.
Annem duygulanınca bende ağlamak istedim ama Sevim abla kızınca toparladım kendimi. Anemden hayır duamı aldım. Az sonra kapı çaldı.
Beni almaya gelmişti adamım.
Annem koluma girip ona götürdü beni.
'Kızım benim gören gözüm.
İşığıma iyi bak Han yoksa dünyaya kör olurum. Sana emanet ediyorum'
Dedi annem..
Han elini öpüp duasını aldı.

Kırmızı elbise giyen Masal'ım elindeki gelin çiçeğini bana verdi
" Asel abla sonra bana verirsin değil mi?"

" Tabi veririm prensesim"
Minnoş yanaklarında öptüm.
Masum gülüşü dünyaya nur du sanki.
Hilal'ın elinden tutup bakıyordu bana

Evden çıkarken düz fön çektiğim saçlarıma Han beyaz papatyalardan oluşan taç takmıştı. Çok tatlıydı!

Han smoking içinde çok yakışıklı gözüküyordu. Karizmatik sevdiğim!
Biz ikimiz aynı arabada gidiyorduk aileler de arkadaki arabalarla..
Han elimi tuttuğu andan itibaren bırakmıyordu Defalarca öptü elimden

Az sonra gelmiştik..
Nikah salonuna geçtik ve yerimizde oturduk beş dakika sonra nikah memuru geldi. Bizden selamlaştı ve oturdu. Senetlere inceleyip dedi

" Evlenmek için belediyemize baş vurdunuz. Araşdırma sonucu evlenmenizde bir sakınca bulunamadı..

Siz Cesur kızı Asel Korkmaz kendi tür iradeniz ve isteğinizle Ahmet oğlu Han Aydın'ı eş olarak kabul ediyormusun?"

" EVETTT" diye bağırarak cevap verdim. Her kes alkışladı...

" Siz Ahmet oğlu Han Aydın, Cesur kızı Asel Korkmaz'ı eş olarak kabul ediyormusun?"

" EEEVVETTT"

" Bende belediyenin bana verdiği yetkiye dayanarak sizleri karı koca ilan ediyorum"

Gösterilen yere imza attık..
Evliydik! Mutluluktan uçuyordum!
Nikah cüzdanını elime aldıktan sonra Han eğilip anlımdan öptü..
Nikah memuru bizi tebrik edip gitti.

Bizde hep beraber restorana gidip kutlama yemeği yedik...
Eğlenceli bir akşam sonrası evimize dağıldık. Annem giderken yine duygulandı ama sonra geçti..

Yini evimize adım attığımdan bu yana heyecandan titriyorum..
Hiç gelemediğim ev değildi sanki?
Şimdi noldu bana. Sakince geçip koltukta oturdum Hilal da yanımda.

Masal yaklaşıp dedi
" Bu çiçeği hep saklıycam Asel abla"

" Olur sakla prensesim "

Koşarak yukarı odasına gitti..

" Kızım artık burası senin evin. Utanıp çekinme rahat ol ne gerekiyorsa de Hilal yardım eder"

" Evet abla ne istesen "

" Çok sağolun Sevgi teyze "

" Bak küserim. Han çoktan anne dedi Nazmiye'ye. Sende dersen mutlu edersin beni"

" Nasıl istersen Sevgi annem "

" Bak şimdi tam oldu.
Hadi git odana dinlen "

Çok utanıyordum yinede iyi geceler dileyip yukarı kalktım..
Derin nefes alıp verdikden sonra kapını açtım içerde yoktu.
Ama duştan sesler geliyor du.

Onu deyim ki odanı çok güzel bezemişti. Her tarafta kırmızı beyaz balonlar, kokulu mumlar. Odanın havasına hoş enerji vermişti..
Hayran kaldım resmen!

Valizimi açıp içinden tişört ve şort aldım. O çıkınca ben gidip duş alicam.
Gözüm çerçevede ki resime gitti.
Asker geyiminde elinde koca silah..
Baya iyi bir resimdi...
Elimi resmin üzerinde hayran bakışlarla gezdirirken

" Canlı karşındayım ya?" dedi.

Başımı çevirip baktığımda belinden aşağıya havlu dolamış üstü açık...
Onun yerine ben utandım..
Resmi yerine bırakıp, ayırdığım giyimleri elime aldım..

" Ben duşa giriyorum" dedim

" Bende eşlik etsem?"

" Han utanman olsun azacık "

O sırıtırken ben hızla duşa kabine girdim. Kokulu sabunla güzelce duş aldım ve üzerimi giyip avluyla saçlarımın suyunu alıyordum..

Han yine üzerine bi şey giymeden sırt üstü yatıyordu. Yaklaştım.
Üzerini örtmek istiyordum ki elim kontrolsüz şekilde sırtına dokunmaya başladı. İçim titriyordu.
Fark ettim ki saçlarımın suyu adamın sırtında deniz olmuş. Avluyla sildim.
Tam dönüp gidiyordum ki belimden tuttuğu gibi yatağa attı beni....

Kalbim deli gibi çarpıyordu...
Saçları hala ıslak ve dağınık tı.
Ayrı bir hava katıyordu ona..

" Uyuyormuydun sen?"

" Seni yıllarca bekleyip de kavuştuğum gün uyurmuyum sence?"

" Han üstünü giy hasta olursun"

" Hemşire değilmisin bakarsın"

" Bakmam belkide?'

" Ne yapalım bakmazsan bakacak birini buluruz olmaz mı?"

" Olur neden olmasın "

Çıkmak istiyordum ama kollarımı her iki tarafta tutunca kıpırdamaz oldum.

" Odada ne kokusu var?"

" Mumların kokusu bence"

" Hayır romantizim kokusu bu.. ya da
Aşk, tutku, ihtiras kokusuda olur"

Diyip dudaklarını gerdanlığıma koyup hafif öpücükler bırakmaya başladı...
Heyecandan ölücekmişim sanki...

" Han yapma öyle "

" Nasıl?"

" Öyle işte!'

" Açık konuş lütfen?'

" Kollarımı bırak "

Kollarım serbest kalınca sırtından tutdum. Bedeni bedenime yapışmıştı.
Gözlerime bakıp dedi
" Sana hastayım ilacım olurmusun?"

" Sonsuza dek!"

Dudaklarımızı buruşturunca tüm dünyayla bağlantımı kestim o an..
Sadece o ve ben vardık. Biz vardık!
Aşkla yanıp tutuşan iki aşık...
Kalpleri hayatları bir olunca bedenleri de bir oluyordu.

Hayat bana onunla anlamlı gelmişti.
Onunla yaşadım tüm ilklerimi.
Onunla var oldum!
Onunla bi dünya kurdum!
Han ve Asel sonunda kavuştular!

☘ ( Bir hafta sonra )

Kıbrıs'a geleli iki gündü...
Ev tutmuştuk burda. Masal'ı ilk okula yazdırdık çok mutlu ve heyecanlıydı.
Suna başlarda düğünü ona demediğim için kızdı ama sonra anlamıştı durumu.
Onlarda yakında evlenecektiler.

Han'la ikimizde her gün işe gidiyor akşam masa başında ailecek yemek yiyorduk. Üçümüzde mutluyduk!
Çok çektik ama değdi.  Şimdi daha çok anlıyoruz sahip olduklarımızın kıymetini. Sevgiyle bağlıydık ailemize.






Continue Reading

You'll Also Like

3K 140 21
"Askerler de ihanet eder mi?" "Her erkek ihanet eder. Kimi sevene kimi sevmeyene." ... İlk bölümler "Bune amk" Diğecek kadar sıkıcı veya saçma gele...
149K 6.7K 47
Saplantılı bir aşkın yorgun bir kalbe uğramasıyla korkunun ve bağımlılığın iki kişilik deliliğe dönüşümü. +18 ‼‼‼‼🔞Ağır cinsellik, toxic ilişki, şid...
19.5K 887 8
Burada kendinizi bulacaksınız tam size göre sizi anlatan bir hikaye size benzeyen bir kızın yaşadıkları intikamı bir solukta bitireceksiniz.
78.9K 3.2K 49
Mal Yelloz: yanlış numara diyorum sabrımı zorlama istersen Siz: inanmam için bir neden söyle, kimsin sen Mal Yelloz: komutan Siz: bende kraliçe El...