Vişne | Texting

By okyanusun_begi

596K 48.7K 15.5K

Gülşah: Hayırlı Günler. Gülşah: Ben Medine ipeği gri şalınızı almak istiyordum ve sitede sizin numaranız var... More

🍒1🍒
🍒2🍒
🍒3🍒
🍒4🍒
🍒5🍒
🍒6🍒
🍒7🍒
🍒8🍒
🍒9🍒
🍒10🍒
🍒11🍒
🍒12🍒
🍒13🍒
🍒14🍒
🍒15🍒
🍒16🍒
🍒18🍒
🍒19🍒
🍒20🍒
🍒21🍒
🍒22🍒
🍒23🍒
🍒24🍒
🍒25🍒
🍒26🍒
🍒27🍒
🍒28🍒
🍒29🍒
🍒30🍒
🍒31🍒
🍒32🍒
🍒33🍒
🍒34🍒
🍒35🍒
🍒36🍒
🍒37🍒
🍒38🍒
🍒39🍒
🍒40🍒
🍒41🍒
🍒42🍒
🍒43🍒
🍒44🍒
🍒45🍒
🍒46🍒
🍒47🍒
🍒48🍒
🍒49🍒
🍒50🍒
🍒51🍒
🍒52🍒
🍒53🍒
🍒54🍒
🍒55🍒
🍒56🍒
🍒57🍒
🍒58🍒
🍒59🍒
🍒60 - Final🍒
🍒Final - 2🍒
🍒Özel Bölüm - 1🍒
🍒Özel Bölüm - 2🍒
🍒Özel Bölüm - 3🍒
🍒Özel Bölüm - 4🍒
🍒Özel Bölüm - 5🍒
🍒Özel Bölüm - 6🍒

🍒17🍒

12.5K 1K 314
By okyanusun_begi

Elimdeki telefonu sanki hiç bulunmamış bir şeymiş gibi ya da bir virüsmüş gibi uzağa fırlatmıştım.

Yatağıma tabi. Duvara atarsam sonra pişman olacağımı biliyorum çünkü.

Beni gördüğünü söylüyordu.

Namazım bittiğinde mesaj gelmişti. Baktığım zaman perde açıktı. Hemen kalkıp kapadım.

Başım kapalı dolaşırdım evde de. Bu yüzden beni izlemiş olması herhangi bir tehlike içermiyordu. Ama bu demek değildi ki aynı zamanda rahattım da. İzlenmiş olmak canımı sıkmıştı.

Komşu mu olmuştuk biz şimdi?

Daha fazla düşünürsem daha fazla sinirlenirdim. Bu yüzden mutfaktaki annemin yanına gittim.

***

Akşam yemeğinden sonra abimin odasına gitmiştim. Yine çalışıyordu. Ben de onun yatağında uzanırken onu izliyordum.

Çok fazla çalışıyordu. Yorulmuştu.

"Abi?"

"Efendim?"

"Çok fazla çalışmıyor musun?"

"Bilmem. Bana az bile geldiği oluyor."

"Çok çalışıyorsun. Anlıyorum birikim ve eve yardım ama bu kadar da yorma kendini. Valla ileriye bir abim kalmayacak diye korkuyorum. Çalışa çalışa işlere karışacaksın."

Bana bakıp güldü. Bu minik ara işine yaramıştı. Gözlerini sıkıca birbirine bastırdığında uykusunu açmaya çalışmıştı.

"Hadi gel yat artık. Kalkıyorum ben şimdi."

Başını sallayıp oturduğu yerden kalktı. Küçük adımları ile ağır ağır gelip yatağa bıraktı kendini. Ben ayağa kalkmıştım ama kalkmasam da yere düşerdim yatak o derece hopladı.

"Abi düzgün yatar mısın?"

Ses gelmedi.

"Abi?"

Yine ses gelmedi.

"Ohoo uçmuş bu."

Üstünü örtüp saçlarını karıştırdım ve odasından çıktım. Salona girdiğimde annemlerin de abimden bir farkı yoktu.

Babam televizyonun karşısındaki koltukta annem de hemen yanındaki koltukta uyuyakalmıştı.

Yataklarına gitmeleri için kaldırırken annem bir an uykuya dalsa da odasına gitmişti. Babam da bir bardak suyunu içip yatmıştı. Odama geri döndüğümde yatağıma girdim ve düşünmeye başladım.

Önceki davranışlarımı. Anonimle olan konuşmalarım.

Haramdı. Evet. Kısa kısa cevaplar verip engelliyordum. Ama abimin konuşmasında önceki bir konuşmada engeli kaldırınca gördüklerim sonucunda onu dinlememiştim.

Bu bende büyük bir vicdan azabı oluşturuyordu. Her insan dinlenilmeyi hakederdi.

İyi de olsa.

Kötü de olsa.

Kötülüğe mecbur bırakılsa da.

Kötü biri, diye bir kavram yoktu aslında bende. İyi insanlar. Ve kötülüğe girmek zorunda kalmış insanlar.

Her insanın içinde zerre de olsa iyilik vardı bence. Onu yok etmek en uç noktayken üstünü kötülük ile kapatıp kendini kötü göstermek bambaşkaydı.

Kötülüğe mecbur kalan insan en masum insandı bana göre. Zorunda kalıp, savaşlar verip, sonunda elinden kılıcı düşen birisi masumdu. Yaptığı kötü şeyler olsa da en başında ne olduğu önemliydi benim için.

Anonim.

Bunların birine giriyormuydu?

Bilmiyorum. Neden bu kadar takıldığım ile aynı cevaba sahip olan bu soruya tek cevabım; bilmiyorum.

Ama bildiğim tek bir şey varsa o da bu dünyada kimsenin kalbini kırmak istemediğimdi. Benim kalbimi kırabilirlerdi. İçime atardım. Rabbime açardım. Ama bir insanın kalbini kırmaktan çok korkardım.

Ve sanırım ben anonimin kalbini kırmıştım.

Kafamın dağılması için çalışma masama geçtim. Lambayı yaktım.

Kurbağa Prens'e başlamam gerekiyordu artık.

Biraz da kaçmak için çözümü bunda bulmuştum.

Kurbağa Prens'in dönüşümünden, insan halini aldıktan sonra ilerleyişine göre ismini değiştiririm diyerekten yazmaya başladım.
_______________________________________

Bir varmış, bir yokmuş, çok çok eski zamanlarda bir prenses varmış. Havanın güzel olduğu günlerde gölün kenarında altın topuyla oynamayı çok severmiş. Yine günlerden bir gün altın topuyla göl kenarında oynarken birden top göle düşmüş. Prenses:

"Topum!" diyerek eğilip göldeki topuna bakmaya başlamış. Tam o sırada göl kenarındaki küçük bir kurbağa prensese:

-" Benimle arkadaş olursan sana topunu veririm." diyince Prenses:

"Olmaz" demiş.

Şalının kenarlarını düzeltip konuşmuş.

"Çünkü sen bir kurbağasın ve ortalığı kirletirsin"

Kurbağa:

"O zaman her gün benimle oyna." demiş.

Prenses bunu onaylamış, kurbağa topu prensese verir vermez prenses hızla oradan koşarak saraya dönmüş. Akşam olduğunda kral ve ailesi sofraya oturmuşlar. Tam o sırada kapıdan bir vraklama sesi duyulmuş. Kral:

"Kim o?" diye sorunca Prenses babasına olanları anlatıp kurbağaya verdiği sözü söylemiş. Kral:

"Söz, sözdür kızım" diyerek Prensesin 'ama ben onunla gündüzleri oynarım diye düşünmüştüm.' demesine kalmadan kurbağayı içeri aldırmış Kral. Sofrada yer verilmiş. Yemek bittikten sonra Prenses yatmak üzere odasına gitmek için yerinden kalktığında kurbağa:

-" Ben ne olacağım" diye vraklamış. Kral kızına :

"Kızım verilen sözlerle ilgili söylediklerimi umarım unutmamışsındır." diye hatırlatınca Prenses kurbağayı alıp mescit olarak ayarladıkları odaya götürmüş ve aralık olan kapının dışında bırakıp içeri girmiş namaz kılmak için. Kurbağa, prensese:

"Ne yapıyorsun?" demiş. Prenses o sırada abdest almış seccadesini yere seriyormuş.

"Namaz kılacağım." diyen Prensese dönüp 'namaz ne?' diye sormuş.

Prenses:

"Bizi Yaratan'a yani Allah'a teşekkür etmek için yapılan bir ibadet." deyince kurbağa lavaboya zıplayarak gitmiş. Geri döndüğünde çok yakışıklı bir prens görmüş prenses ama anında gözlerini yere indirmiş.

Prenses, o kurbağayı kız zannederek oyun teklifini kabul etmişti ama şimdi görüyordu ki bu kurbağa erkekti.

Prens, prensesi taklit edip gözlerini yerdeki halıya sabitlemiş. Ama hâlâ içeri girmiş değilmiş. Odanın içi sadece duvardan duvara halı ile kaplı olup ekte de seccade ve rahleler varmış.

Prens başını hafifçe kaldırıp konuşmuş.

"Ben de kılmak istiyorum. Ne yapmam gerek?"

Prenses tebessüm ile cevap vermiş.

"Abdest alman gerekiyor."

O sırada kral gelmiş. Prensle birlikte gidip abdest almışlar. Geri döndüklerinde kraliçe de gelmiş. Ve birlikte cemaatle namaza durmuşlar.

Aradan geçen uzun bir sürenin ardından prens artık İslam'ı yaşayan birine dönmüş. Saraya gelip prensese evlenmek istediğini söylemiş. Prenses de kabul edince, kral olan ama aynı zamanda da imam olan baba da, anne de onaylayınca imam nikahını kıymışlar. Dağda bayırda nikah salonu olmadığı için de kral saraya bir memur çağırıp devlet önünde de nikahlarını kıydırmış.

O günden sonra da hem prens hem prenses çok mutlu yaşamaya devam etmişler.

~Son
_______________________________________

Bir oturuşta yazdığım uyarlama sayıları çok azdı ama bir tane daha eklenmişti artık.

Güzel olduğunu düşündüm ve onu da diğer hikayelerin yanına ekledim.

Yatağıma geri geldiğimde kafamın biraz da olsa dağıldığını farketmiştim.

Bu şekilde daha fazla düşünmeden gözlerimi kapadım.

...

Sabah namazına kalkıp abdestimi aldığımda annemleri de kaldırdım. Sonra da abimi. Birlikte namazımızı kıldıktan sonra annemler yattı ben de kahvaltıyı hazırladım. Annemin gidişi bir tık zor olmuştu çünkü ben hazırlarım sen git yat diye diretmişti.

2 saat sonra kahvaltı masasındaydık. Annem ikinci bardağını bitirirken babam birinci bardağının sonlarındaydı.

Bir yudum alıp konuştu annem.

"Karşı apartmana birileri taşınmış herhalde. Sevim söylemişti."

"Kimlermiş?"

Şey ya.

Benim anonim yok mu? O işte.

Abim ağzındaki lokmayı yuttuğunda konuştu.

"Ben tanıyorum."

Tanırsın tabi.

"Arkadaşım ve kardeşi taşınıyor."

"Anne babaları?"

"Yokmuş anne. Sadece ikisi var."

"Ayy Allah rahmet eylesin."

"Amin."

Abimin açıklaması bittiğinde babam çayını bitirip masadan kalktı ve konuştu.

"O zaman bugün akşam yemeğine çağır arkadaşını. Kardeşi ile gelsin. Yalnız hissetmesinler."

Bir dakika.

Ne?
_______________________________________

-bölüm sonu

Selamunaleyküüm

Nasılsınız bakalım?

Düşündüm de artık bölümlerin bir şarkısı olsun. Bu bölümün şarkısı: Cem Çınar - Sen Olmayınca

Uyarlama hakkında ne düşünüyorsunuz? Güzel oldu mu sizce?

Bugün de prense düştük çok şükür 🙃

Eee Onurlar yemeğe geliyormuş.

Biraz. Hatta birazdan daha fazla rutin bir şey çıktı sanki ama nasıldı?

Allah'a emanet olun Vişnelerim 🍒♥️

~vişnesevenlerinyanaklarınımıncırın

Continue Reading

You'll Also Like

ŞAHİT By e

Spiritual

151K 6.7K 47
Sezen ertelediği gerçeklerle yüzleştiğinde bu gerçekler sadece yüzleşmekle kalmaz hayatının merkezine oturur. "Ne bakıyorsun?" dedim dik dik. Bakışl...
175K 12.3K 44
Hayatım tam olarak Azerbaycan'lı annemin tatil için geldiği Türkiye de bin de bir olan ihtimal ile babama aşık olup evlenmesi ile başlamıştı. Sonra b...
39.9K 2.7K 23
Siz| Cigerim Siz| Yeni hat aldığından yeni haberim oluyor Siz| Bayram tatilinde bi şehir dışına çıktım ne yaptınız siz Siz| Aycan verdi tilifon numar...
425K 33.5K 74
-Bana bak peçeli... -Gelirsem oraya çok fena olur. Ne olur? -Aşk olur.