Stendhal Syndrome |Kookmin| ✔...

By JikookShipperB

14.6K 1.5K 1.3K

Jeon Jungkook, en yakın arkadaşının ısrarları üzerine ünlü ressam Park Jimin'in sergisine gider. Jeon, Park'ı... More

𝑈𝑛𝑒
𝐷𝑒𝑢𝑥
𝑇𝑟𝑜𝑖𝑠
𝑄𝑢𝑎𝑡𝑟𝑒
𝐶𝑖𝑛𝑞
𝑆𝑖𝑥
𝐹𝑖𝑛𝑎𝑙𝑒

𝑆𝑒𝑝𝑡 -𝑀-

1.6K 165 226
By JikookShipperB


Smut.

Dudaklarımız öyle büyük bir tutkuyla buluşmuştu ki, o an tüm irademi kaybetmiştim. Ne düşünmem veya nasıl hareket etmem gerektiğini bilmiyordum.

Jimin'in elleri saçlarımda dolanıp ara ara sıkıca tutarken, benim ellerim kontrolsüzce bedeninde dolanıyordu. Belinde, kalçasında, her yerinde...

Bir anda dizlerinin üstüne yükselip beni yatağa itti, sırtım yatakla buluşmadan saliseler önce üzerimdeki ince kazaktan kurtulup yere atmıştı. Ben nefes nefese onu izlerken, o bana bakmayıp kendi kazağından kurtulmuştu. Ardından yeniden üzerime eğilip birkaç saniye gözlerime bakmış, çok beklemeden yine birleştirmişti dudaklarımızı.

Dudakları dudaklarımda sertçe hareket ederken, ara ara inliyorduk dudaklarımıza. Jimin rahat durmayıp kasıklarını kasıklarıma sürtmeye başlayınca onu daha da bastırdım kendime. Bir elimi ensesine koyup dudaklarını daha da bastırdım dudaklarıma.

Bir anda, bana sertçe sürtünüp seslice inlediğinde kendimi tutamayıp onu altıma aldım. Kısa bir anlığına dudaklarımız ayrıldığında burunlarımız birbirine değerken fısıldadım,

"Peki ya ben sana bağımlı olursam?"

Bana cevap vermeyip dudaklarını yeniden dudaklarıma bastırdığında bu sefer ben sertçe sürtündüm ona. Öyle güzel inlemişti ki, o an bayılabilirdim.

Dudaklarımızı ayırıp boynuma yöneldiğinde elim ensesine gitti istemsizce, çıldıracaktım...

Beni derin derin koklayıp boynumu daha da burnuna bastırıyordu, diğer eli ise sırtımı sertçe tutuyor, tırnaklarını geçiriyordu. Bundan dolayı hissettiğim zevki bile tarif edemezdim.

Üstün olmaya çabalıyordu, fakat o ne kadar çabalarsa ben de o kadar çabalayacaktım. Aramızdaki cinsel çekim, rekabet ile birleşince daha da güçleniyordu. Kendimi kaybetmeme çok az kalmıştı.

Dudaklarımız yeniden birleşirken kesik bir nefes aldım, Jimin her şeyiyle nefesimi kesmeyi başarıyordu.

Bir anda yerlerimiz yeniden değiştiğinde istemeden güldüm hafifçe, o kadar rekabetçiydi ki...

"Bu rekabet seni daha da istememe sebep oluyor Jimin."

Jimin, mırıldanarak güldüğünde tek kolumu başımın altına koyup alt dudağımı ısırarak izledim onu. Kasıklarımda oturmuş, elleri karnımdan aşağıya inerken hafifçe gülümseyip kışkırtıcı bakışlar bırakıyordu bana.

Sırıtmaya devam ederken, elleri kemerimi bulduğunda kalbimin hızlandığını hissettim. Nefesim düzensizleşmişti.

Pantolonumu ve iç çamaşırımı çıkarmadan erkekliğimi çıkarıp sıvazlamaya başladığında dudağımı daha sert ısırdım, kesik bir nefes alıp gözlerimi yumdum.

"Bu daha hiçbir şey Jeon."

Dudakları erkekliğimle buluştuğunda derince inledim. Beklemeyip tamamen ağzına aldığında ise gözlerimi açıp ona baktım baygın bakışlarımla. Bir anda tüm gücümü çekmişti sanki.

"Jimin, yeter."

Dudaklarını çekip sıkıca tuttu bu sefer, "Bana dayanamıyor musun?"

Övülmek istiyordu, ona istediğini vermeliydim.

"Dayanılmazsın." Yerimde doğrulup burun buruna gelmemizi sağladım, "O kadar kusursuzsun ki."

Gülümseyerek alt dudağını ısırdığında, hafifçe gülümseyip dudaklarını dudaklarıma hapsettim. Mıknatıs misali çekiyorduk birbirimizi.

Onu yeniden altıma aldığımda sızlandı biraz, kesinlikle üstte olmak istiyordu.

Bedeninde aşağıya kayıp hoş pijamasının lastiğinden tuttum, o kadar indeydi ki beli; pijama ona bol gelmişti. Biraz pijamayı ve aynı zamanda iç çamaşırını indirip karnına küçük öpücüklerimi bıraktım. Pürüzsüz, ılık teni dudaklarıma her değdiğinde karıncalanıyordu dudaklarım.

Pijamasını iç çamaşırıyla beraber tamamen çıkarıp kasıklarına geldim. Erkeklüğünü elime aldığımda beni durdurdu.

"Dur bakalım orada, daha zamanı değil."

iki parmağıyla çenemi tutup yüzüne yaklaşmamı sağladı, gözlerini yumup beni dudaklarına çektiğinde nazikçe öptüm onu. Dudaklarımdaki dudakları o kadar güzeldi ki asla sıkılmıyordum.

"Lube çekmecede, becer beni."

Burunlarımız birbirine değerken, nefes nefese fısıldadı Jimin. Baygın bakışlarımız birleşikken dudağımı ısırdım hafifçe, o kadar kışkırtıcıydı ki...

"Sen nasıl istersen."

Sertçe dudaklarımızı birleştirdiğimde yine saçlarımdan sıkıca tuttu. Beni kendine bastırıyor, öptükçe öpüyordu. Zor da olsa dudaklarımızı ayırıp çekmeceye uzandım. Kayganlaştırıcıyı elime alıp Jimin'e baktım. Dominant olmayı seviyordu sonuç olarak.

"Genişleteyim mi?"

"Tabii."

Dizlerini kırıp iki yana açtığında elime biraz kayganlaştırıcı aldım. Tek parmağımı yavaşça içine ittiğimde sessizce inledi, o inleyince daha da ittim parmağımı.

"Ellerinin güzel olduğunu biliyordum ama bu kadar güzel hissettireceğini hiç düşünmemiştim."

Gülümseyip yüzüne bakarken ikinci parmağımı da ittim içine. Her bir mimiğini görmek o kadar güzeldi ki...

"Jungkook, bu kadar yeter."

Parmaklarımı içinden çıkarıp dizlerimin üstünde doğruldum. Tam ona yaklaşacakken bir anda yatakta doğrulduğunda afalladım.

"Yatağa uzan Jungkook, her şey benim kontrolümde olacak."

O kesinlikle dominanttı, yönetilmekten nefret ediyordu. Sözüne uyup yatağa uzandım. Beni içine alarak kasıklarıma oturduğuna, derin inlemelerimiz birbirine karıştı.

"İşte bu bağımlı olabileceğim bir şey. Aynı dudakların gibi."

Gülümseyip ellerimi beline yerleştirdim, nazikçe tutup ona yardımcı olmaya çalıştım. O, o kadar iyiydi ki her an her şeyi bırakıp ağlayabilirdim. Gözlerimi aralayıp ona bakacakken hemen arkasında olan duvardaki tablo takıldı gözüme. Karmakarışık, dopdolu, mükemmel bir tabloydu.

İçimi heyecan basarken, kucağımda bağırarak inleyen Jimin'e kaydı gözlerim, İçimdeki o rahatsız edici heyecan kendini hoş bir hazza bıraktığında afalladım. Jimin tüm tablolardan daha güzeldi.

Kendimi tutamayıp ensesinden nazikçe tuttum, kendime çekip öpüşmemizi sağladığımda gülümseyerek çekti dudaklarını.

"Bir şey mi oldu? Garip bakıyorsun."

"Arkandaki tablo beni rahatsız etmiyor, sen ondan daha güzelsin."

"Birbirimizi iyileştirecek olan, yine biz miyiz yani? Sen beni, ben de seni mi iyileştireceğim?"

Gülerek başımı olumlu anlamda salladım, "Evet... Evet Jimin."

Hareketlerini durdurup ellerini karnıma koydu. Gözlerimin tam içine bakıyordu.

"Jungkook, böyle konuşma. Hislerime engel olamıyorum."

Çenesinden tutup kendime çektim yeniden, dominant olmak istediği kadar hassastı da.

"Olma, ben de olmayacağım."

Jimin gülümseyip dudaklarımızı birleştirdi yeniden. Kalbim yanıyordu sanki.

Hızla yerlerimizi değiştirip sertçe içine ittim kendimi. Bana uyup ellerini sırtıma yerleştirdiğinde hareketlerimi hızlandırdım. Gelmek üzereydim ve Jimin o kadar da tatmin olmuş gibi görünmüyordu.

"Jimin ben geleceğim."

"O halde sıra bende."

Yerlerimiz yine değişirken kucağımdan kalktı, patlayacak gibiydim. Kayganlaştırıcıyı alıp eline döktü, tek parmağını içime ittiğinde gözlerimi yumup inledim. Tam olarak düşündüğüm şey oluyordu.

"Tek taraflı olacağını düşünmedin herhalde."

"Sadece tek bir şey söyleyeceğim, mükemmelsin."

Beni yeterince genişletip içime girmeye başladığında sertçe dudağımı ısırdım. Çok iyi hissettiriyordu.

"İlkin öyle değil mi?"

"Her anlamda ilkim."

"Çok şanslısın."

Hareketlerini hızlandırdığında sertçe yutkundum, dedikleri aklımı kurcalasa da şu an asla düşünemiyordum.

Üzerime eğilip dudaklarımızı birleştirdi, daha da hızlandı. O hızlandıkça bayılacak gibi oluyordum, her seferinde dahasını istiyordum.

Erkekliğimi hızla çekmeye başladığında başımı geriye attım, gerçekten bayılacak gibiydim.

"Rahatla Jungkook, kendini bana bırak."

Daha da hızlı çekmeye başladığında vücuduma yayılan hazzı tarif edemezdim. Kendimi bırakıp geldiğimde Jimin de içimden çıkıp kendini çekmeye başlamıştı. Çok geçmeden o da kenini üstüme bıraktığında yatakta doğruldum. Dudaklarımızı yeniden birleştirip geceyi noktalayacak olan o öpücüğü bıraktım dudaklarına.

"Küvet?"

"Zevkle."

Kalkıp iç çamaşırımı bana uzattı, kendi de giyip odasındaki banyoya ilerledi. İç çamaşırımı giyip peşinden gittim ben de.

Çoktan küvete ılık su doldurmaya başlamıştı. Su dolarken içine vücut jelinden de döküp köpürttü.

"Bayılıyorum küvette yatmaya, senden çok olmasın; aşırı rahatlatıyor beni."

Gülerek bedenine yaklaştım, "Sen şöyle konuştukça daha da kontrolü kaybediyor hislerim."

Bana dönüp dudağıma minik bir öpücük bıraktığında daha da gülümsedim. Beraber küveti doldurduk, o bir kenara; ben bir kenara oturduğumuzda bacaklarımız birbirine karışmıştı. Bu his bile çok güzeldi.

"Burada seninle olmak daha da rahatlatıcı, bunu en az haftada bir kere yapabilir miyiz?"

"Tabii ki yaparız."

Jimin derin bir nefes verip gözlerini yumduğunda ona bakmaya başladım. Gerçekten, o kadar güzeldi ki... Bunu söylemekten asla bıkmayacaktım.

Ama, aklıma takılan bir şey vardı.

"Jimin, bir şey sorabilir miyim?"

"Tabii ki."

"Neden ilkim olduğunu söylediğimde bana şanslı olduğumu söyledin?"

Gözlerini açıp bana baktı, keyfi kaçmıştı.

"İlkin benimle olduğu için şanslısın dedim."

"Bana hiç öyle dermişsin gibi gelmedi ama, aklındakini bana anlatmak ister misin?"

"Beni nasıl bu kadar analiz edebilirsin? Ben duygularımı hep saklayan biriyimdir."

"Seni anlamayanlar gözlerine hiç bakmamışlardır Jimin. Hislerini gözlerinden okuyabiliyorum."

Jimin gülümsediğinde ben de gülümsedim istemsizce. Ardından gülümsemesi yavaş yavaş solduğunda kaşlarımı çattım.

"Uyuşturucu berbat bir şey Jungkook. Ortamı, kafası... Hepsi berbat."

Derin bir nefes verdi ve devam etti,

"Kendi kendime başlamadım bu illete, gece alır, sabah kim kimin koynunda uyanır belli olmazdı. Bu yüzden şanslısın dedim."

Tam ben konuşacakken, beni susturdu.

"Yirmi yaşındaydım ilk başladığımda, tabii ilk zamanlar az alır, ardından çok pisleşmeden evime dönerdim. Arada gündüzleri kendim de almaya başladığımda mutlu hissediyordum. Bir yıl doz arta arta ilerledi. Yirmi bir yaşımın ortalarında çok pisleşmeye başladı, ama kurtaramadım kendimi. Yirmi iki yaşında Yoongi ve Hoseok hyung'a gittim. Çok uzun bir tedavinin ardından kurtardılar beni. Ama ben sözümde duramadım, bir çıkmaza girdiğim an yine başladım. Bu yüzden çok kızdı o gün bana, haklı."

Ona elimi uzattım, biraz afallasa da tuttuğunda kendime çektim. Arkasını dönüp sırtını göğüsüme yaslamasını sağladım. Başı da omzuma düştüğünde eğilip omzundan öptüm.

"Artık ben yanında olacağım, söz veriyorum."



❥❥❥❥❥❥❥❥❥❥❥❥❥❥❥❥❥❥❥❥❥❥❥❥❥❥❥❥

Selam.

Umarım olmuştur...

Sonraki bölüm yüksek ihtimal final.

Sizi çok seviyorum, kendinize iyi bakın.

Sonraki bölümde görüşmek üzeree.

~JikookShipperB

Continue Reading

You'll Also Like

213K 16.1K 23
━ ❝jungkook, jimin'i tavlamak için bir şeyler deniyordu.❞ ━ texting,tamamlandı. (2016 senesinde yazılmıştır.)
427K 26.5K 50
abaza jungkook ve çoğu şeyden haberi olmayan jimin. yan çift; taegi ↬troll fictir, açık fotoğraflar ve ince espiriler içerir, rahatsız olacaklar lütf...
139K 12.3K 20
tamamlandı ✔️ Kızıl güneş doğdu dünyaya, dökülen kanların imgesi. Ve bir bebek düştü dünyaya, ihanetin son bekçisi. jjk+pjm
60.8K 6.7K 17
jungkook için marketten bir şeyler çalmak jimin işe alınmadan önce daha kolaydı. sigaralar jimin işe alınmadan önce bu kadar pahalı da değildi! her...