ASKER'E EMANET KALBİM

By Rvusale

5.8K 78 2

Asker sevmek her kadının harcı değildir. Her kadın ölüme nefesi kadar yakın adamı sevmeye cesaret edemez..! :) More

" Aşk "
" Hasret "
" Kavga "
" Teklif "
" Zoraki kural "
" Sahte mutluluk "
" Yemin "
" Gerçekler zamanı "
" Biz Varız "
MUTLU SON 😍

" Çaresiz Aşk "

297 4 0
By Rvusale


" Anne ben birine aşık oldum"

" Ne?"  diyerken şaşırmışdı

" Evet anne iki yıldı seviyoruz bir birimizi. Şimdi sizin rızanız lazım mutlu yuva kurmamız için"

" Güzel bi şey de. Kim o şanslı çocuk?"

" Han!"

" Komşu oğlu Han?"

" Evet"

Lokma boğazına kaçınca öksürmeye başladı. Su verip sırtını sıvazladım.
Bi kaç dakika geçmişti ki normala döndü.

" İyimisin şimdi?"

" Umrunda mı?"

" Niye öyle dedin anne?"

" Kızım sen aptalmısın, safmısın nesin. Asker o çocuk biliyonmu? "

" Evet. Bilip sevdim anne ne var burda?"

" Asker karısı dul olur diye bir laf var duymadın mı hiç?"

" Anne ama?"

" Ben senin yaşlarında kucağımda bi bebekle dul kaldım. Baban şehit olmuştu. Sende mi öyle olmak istiyorsun. Gençliğine yazık aklını başına getir kızım."

" Biliyorum anne. Şehit kızıyım ben.
Ama o asker karısı olmamı engellemiyor"

" Asel son kez diyorum bu konu burda bitiyor"

" Bitmez anne bitemez. Kalp bu unut diyince unutmuyor ki. Ben onu seviyorum."

" Zaman unutturacak diyorum anla"

" Öl diyorsun sen"

" Dul kalıp öleceyine böyle öl Asel"

" Anne senin rızan olmadan olmaz dedim ama...."

" Ama ne?  Kaçarmısın? "

" Mecbur bırakırsan"

"O zaman hakkımı helal etmem bil"

Bağırışmalarımız evi esir alırken, ağlayarak yukarı odama çıkıp kapını kilitledim ve çöktüm yere.
Elimi ağzıma bastırıp hönkür-hönkür ağlamaya devam ettim.

Bazen birini anlaman için onunla aynı şeyi yaşaman gerekiyordu..
Annem beni anlayamazdı.
O sadece kendi korkusunu bende yaşamaktan çekiniyordu.
Anlamak istemiyordu ki kaderde ne yazılmışsa oda olacak. Kaçış yok!

Ne kadar öyle kaldım bilmiyorum.
Telefon zil sesine yattığım soğuk yerden kalktım.
Cebimden çıkarıp cevap verdim.

" Asel?"

" Efendim!"

" İyimisin sesin kötü geliyor?"

O öyle diyince kendimi bırakıp ağlamaya başladım.

" Söyle noldu? Göz yaşına kurban olurum ağlama yeter"

Göz yaşlarıma söz geçirmek ne mümkün...

" Asel geliyorum bekle"

" Hayır hayır Han lütfen. Annem zaten kızgın akşam olunca gelirsin odama istersen?"

" Öğrendi değil mi?"

" Evet"

" Tamam gelince konuşuruz şimdi kalk elini yüzünü yıka seni rimeli akmış görmek istemem"

" Of Han kötüsün"

" Seni seviyorum kainat güzelim"

" Bende"

Kapattıktan sonra dediyni yapıp lavobaya geçtim.
Elimi yüzümü yıkayıp biraz sakinleşmeye çalıştım.

Yatağıma uzanıp gözlerimi kapadım.
Ama hala akıyordu damlalar.
Çaresizlik içinde kaybolup gidiyordum. Öylece uykuya dalmışım.

Uyandığımda hava kararmıştı..
Göz kapaklarım ağrıyordu.
Şişmiştiler sanırım.
Yatakta biraz doğrulup saate baktım.
Yediyye on geçiyordu.
Çok susamıştım.

Odadan çıkıp aşağı mutfağa gittim.
Gizlice salona baktığımda annem komşumuz Asiye ablayla söhbet ediyordu. Sessizce su ve yiyecek bi şeyler alıp odama döndüm.
Arkadan kilitledim..
Tamda yatakta oturup yiyecektim ki, pencere dövüldü.
Arkaya baktığımda adamımı gördüm.
Hızla yürüyüp açtım ve içeri geçti.
Pencereni kapayıp, gözlerime baktı ve sarıldı.

" İyimisin sevdiğim?"

" Şimdi evet"

Yatakta oturduk.

" Han anneme anlattım ama?"

" İstemedi. Çünkü asker dedi, gençliğine yazık, asker karısı dul olur dedi değil mi?"

" Evet de nerden biliyon? Kameramı taktırdın evimize?"

" Keşke öyle yapsaydım.
Aynı şeyleri senin için annem söyledi.
Beni bi tarafa bırakıp senin için endişe ediyor"

" Yaa öylemi? Canım Sevgi teyzeciğim
Ama benim annem beni hiç düşünmüyor"

" Zaman be güzelim. Sabr edek olucak

" Ne kadar bi zaman Han?"

" Kısmet sevdiğim"

" Umudumu hiç kaybetmiyorum. Annem razı gelecektir"

" Acıktınmı sen?"

" Evet biraz"

" Hadi gel ellerimle yedireyim sana"

Tabaktaki sarmalardan teker teker yedirtti bana. Bende ona tabii ki.
İkimizde tüm yiyecekleri bitirip, uzandık yatağa ve hayaller kurmaya başladık.

" Güzel bi evimiz olsun bahçesi olan"

" Sen çiçekler sularken bende spor yaparım orda."

" İçinde huzur ve mutluluk olan hayatımıza biraz sana biraz bana benzeyen kızımız taç olsun.
İsmini ne koyarız?"

" Bilmem ki! İsimlerimizin uygun harflerini birleştirsek?"

" Olur o zaman "

" Misal' Asen koysak?"

" Olurmu ki?"

" Neden olmasın çokta güzel olur "

" Kızımız Asen'imiz"

" Belkide oğlan olur"

" Yok sonra olur o ilk önce kızımız olsun"

" Dört tane çocuk istiyorum üç erkek bir kız."

" Başka emrin paşam. Makinemiyim ben? İki tane yeter "

" Dün akşam olanlardan sonra emin değilim. Dört tane az dedim ben"

" Sinir bozucusun Han. Hatırlatıp duruyorsun bi şey yaptık."

" Hoşuma gidiyor güzelim seni kızdırmak. Ayrıca öyle hırçın olman beni benden alıyor kaybediyorum kendimi"

" O bi kerelik bi şeydi unut"

" Ne mümkün"

Onunla olmak...
Aynı hayalleri paylaşmak muhteşem bir duyguydu..
Kokusunda, koynunda uyumak tarifsiz bi olay..
Gözlerinde kaybolmak sonsuzluğa kaçmak çılgınca şeydi...

" Han olurda kavuşmamız mümkünsüz olursa?"

" Hayır öyle bir şey olmuyacak. Evlenicez. Evimiz olucak boy boy çocuklar yapıcaz. Hayalini kurduğumuz her şey gerçek olacak. Sen bana güven"

" Güveniyorum Han. Kendimden bile fazla inanıyorum sana"

" O zaman üzülme sen nasıl gelinlik giyeceksin ona karar ver"

" Biliyormusun nasıl istiyorum?
Böyle sine ve sırt dekoltesi olan be....?"

" Evlenmeden boşarım seni. Kaç kez deyim Asel? delimi etmek niyettin beni? Ya da asker değil mapus yollarına dikmek istiyorsun gözlerini?
Ha?"

Deyip ayağa kalktı.. sinirli bakışlarını yüzüme salıp işaret parmağını bana doğrultup konuşuyordu..
Kıskanç sevgilim benim..

Yatakta kalkıp onunla aynı boyda olurken boynuna sardım kollarımı.
Geri durmak istedi ama daha da sıkı sardım. Boncuk gözlerine bakarak:

" Ben yaparmıyım?"

" Bilmem?"

" Ne demek bilmem? Başkasımı bilecek?"

" Başkası derken?"

" Öylesine söyledim hayatım"

" Öyle ya da böyle söyleme. Sinirlendirdin beni. Bırak gidiyorum"

" Offf Han şurada romantizim yaratmak istiyordum izin vermedin.
Git nereye gidersen."

Kollarımı boynundan çekip, geri durup yataktan indim. Maksat lavobaya gitmekti ama yine de konuşuyordum
" Asel kimin umrunda ki? Hepiniz gidin tek başıma kalırım ben!"

" Asel gelirmisin?"

" Gördüğün gibi lavobadayım.
Sende zaman kaybetme burda git.
Gidecek yerin olmasa gidiyorum demezdin. Bıraktım artık azatsın."

Kapıya yaslanıp konuşuyordum.
Gitsin sonra çıkarım diye düşündüm.
Her konuşmamız kavgaya bağlanıyor ya hayret ediyorum. Han'ın yersiz kıskançlığı yüzünden. Ben onu öylesine demiştim bu kadar büyütmeye gerek yoktu. Aptal adam!

Sessizlik çökmüştü..
Gitti diye rahatlamıştım. Lavobaya girmişken duş alıp sonra uyurum diye duşa kabine girdim. Kokulu sabunla güzelce paklanıp çıktım. Bornozumu üzerime geçirip islak saçlarımı havluyla kurutarak içeri geçtim.

Ben onu gitti sanarken o yatağıma yatmış yastığıma sarılıp uyuyordu.
Nasıl bi adamdı bu? Beni her defansında alt etmeyi başarıyordu.
Onu öyle masumca uyur gördüm ya tüm öfkem uçup gitti.

Yanına oturup eğilerek yüzünden öptüm. Kızgınken bile gidemiyorduk bir birimizden. Aşkın etkisi bu bence.
" Kıskançlığına bile hastayım adamım"
diye yavaştan mırıldandım

" Öylemi?"
Diyince ben şaşırmış bakışlarla ona bakarken o kollarıyla belimden tutup yatağa çevirdi ani hareketle.
Kendisi de yanıma yattı. Başını boynuma sokup öptü. O öptükçe ürperir gibi oluyordum. Ama hoşuma da gitmiyor değildi açıkçası.

" Ne yapıyorsun Han?"

" Sence?"

" Uyuyordun ya sen düzenbaz"

" Arada oluyor böyle tilkilik"

Elimle göğsünden itip, geri yatmasını sağladım ve üzerine durdum.
İslak saçlarım yüzüne dökülmüştü.
Elimle geri alıp, gözüne baktım.

" Senin bu ani hareketlerin beni deli ediyor biliyorsun değil mi?"

" Yapma ya? Senin yaptıkların nolacak?"

" Bir birimizi büyülüyoruz diyelim"

" Diyelim mi?"

" Ama düşündüm de senin hareketin o kadar da etkileyici değil"

" Ne?"

" Duyduğun gibi"

O sözleri çıtır çıtır yedirtecektim ona.
Benim adım da Asel'se yalvartıcam.

Saçlarımın hepsini yana atıp, nefesimiz bir birine değerken gömleğini açmaya başladım. Elimi teninde gezdirerken, dudağına hafif bi öpücük bıraktım. Bi tane daha,
bi tane daha....
Kalbi deli gibi atıyordu.
Kulağına eğilip
" Sana bitiyorum" dedim ve tutku dolu bir öpüşme başladı..

" Beni bitiriyorsun böyle yapıp" dedi heyecanlı sesle ve belimden sıkıca tuttu...
Fark ettim ki elleri farklı yöne gidiyor gibi elinden çıkıp yataktan kalktım.

" Eee Han efendi söyle bakalım etkim nasıl?"

" Bitirici.
Ama devamı gelmedi."
Pişkince gülümsüyordu

" Ders olsun bi daha beni hor görme"

" Asla!"

Bizim romantizim saatımız annemin kapıda beni seslemesiyle sona erdi.
Han duyduğu gibi yerinden sıçrayıp ne yapacağını şaşırdı.
" Asel annen beni görürse yüzünü göstermez bana"

" Çabuk git Han. Ben biraz oyalarım annemi "

" Seni seviyorum güzelim"  diyip yüzümden öptü

" Han?"

" Gittim tamam"

O pencereden inerken benim ağzım kulaklarımdaydı. Annemin israrlı sesini daha fazla kızdırmadan kapını açtım.

" İki saattir sesleniyorum sağır mı oldun?"

" Anne duştaydım duymamışım"

" Bu aralar fazla duymaz oldun?"

" Anne lütfen. Akşam akşam başlama. Bi şeymi istedin? "

" Öylesine gelmiştim uyuyormusun diye bakmaya"

" Uyuyucam şimdi"

" Bir dakika boynuna ne oldu?"
eliyle boynumdaki çiziğe bakıyordu.

Hangi ara olmuştu o bilmiyordum.
Hiç haberim yoktu.
Bi behane bulup annemi göndermem lazımdı.

" Şey..... anne duşta tırnağım deydi. Önemli değil "

" Sana güveniyorum Asel. Saçma sapan şeyler yapmazsın biliyorum"

" Anne rica ediyorum"

" Tamam tamam gidiyorum, uyu sende iyi geceler"

" Sanada anne"

Kapıyı kapatıp derin bi oh çektim.
Facianın eşiğinden döndüm demek olur. Üzerime eşofman takımımı geçirip yatağa bıraktım kendimi.

Sanki annem anlamıştı Han'ın burda olduğunu. Bir emin olsa?
Beni ne yapardı Allah bilir!
Kötü bir şey yapmıyordum ki, sadece sevdiğim adamlaydım.

Elimi boynuma aparıp çiziğe dokundum. Ne ara olmuştu ve nasıl?
Hiç acısı bile yoktu. Hayret ediyordum. Bu çiziğ bizi ele veriyordu az kala. Telefonumu alıp Han'a yazdım.

" Han ne yaptın bana böyle?"

" Seni kendime aşık ettim, başka ne?"

" Annem az kala anlamıştı"

" Ama neyi sevdiğim?"

" Boynumda çiziğ olmuş"

" Haa? Öylemi?"

" Hangi ara oldu?"

" Valla benim suçum yok. Ne yaptıysam sen beni delirtdikten sonra olmuş. Yani mağdurum sayın savcım"

" Han bizim birge uyuduğmuz zamanlar gelecek mi?"

" Yakında sevdiğim"

" Ne zaman gideceksin sen ?"

" Bi kaç gün daha burdayım"

" Evlendikten sonra sen nereye, ben oraya"

" Zaten öyle olucak "

" Dünyamsın biliyorsun değil mi?"

" O dünyanın güneşisin sende biliyormusun bunu?"

" İyi geceler sevdiğim adam"

" İyi geceler sevdiğim kadın "

Continue Reading

You'll Also Like

99.4K 4.3K 35
Urfa'nın dar sokakları üstüne, üstüne gelirken savaşmak hiç bu kadar zor olmamıştı... Liya Dağdeviren Hazar Harzemşah @! Tüm haklar şahsıma aittir...
156K 6.9K 26
Damdandüşemeyenkedi:Askersin falan dedik saygı gösterdik ama her adam olarak gördüğümüze saygıyla yaklaşmayız evelAllah!Şimdi!Siz yolunuza ben yoluma...
398K 10.6K 43
soğuk ve acımasız mafyanın bir kıza aşık olup onu takıntı haline getirmesi ve piskopatlaşması ama bunu kıza yansıtmamaya çalışarak unutulmaz bir aşk...
183K 12.7K 63
(Küfür bulunur!) (Acemi bir dille yazılmıştır!) Adel ailesi tarafından hiç sevilmemiş bir kızdı en yakın arkadaşı ablası ve abisi gibi gördüğü kişile...