inci kolye

Per roenvia

629K 43.6K 27.4K

Kır beni ama sonra sarıl bana, hiçbir şey yapmamış gibi. Ben yine affederim seni. ©2021 | İrem Aydın Més

0.0
0.1
0.2
0.3
0.4
0.5
0.6
0.7
0.8
0.9
1.0
1.1
1.2
1.3
1.4
1.5
1.6
1.7
1.8
1.9
2.0
2.1
2.2
2.3
2.4
2.5
2.6
2.7
2.8
2.9
3.0
3.1
3.3
3.4
3.5
3.6
3.7
3.8
3.9
4.0
4.1
4.2
4.3
4.4
4.5
4.6
4.7
final
VEDA
özel
🤍

3.2

10.5K 829 345
Per roenvia

Aden'den.

Küçüklüğümden beri düzenli bir ailenin içinde yaşamak için hayaller kurardım. Evlatlık verildiğim andan itibaren her şey benim için fazlasıyla değişmişti. Manevi ailem, oldukça iyi olsa da anneme duyduğum özlemi kelimelere dökemiyordum. Hangi sevgi içerikli kelimeyi kullanırsam kullanayım sönük kalacağından hiç şüphem yoktu. Annemle birlikte geçirdiğimiz son gecede bana sımsıkı sarılmış, kokusuna doymamı amaçlamıştı lâkin başarısız olmuştu. Hangi çocuk annesine doyardı ki? Annem için doyum noktam yoktu. Ona karşı öfkeliydim. Babamı aldatmıştı, babam anneme olan âşkı yüzünden ölmüştü. Annem bana bakabilecekken, beni yalnızlığa terk etmişti. Şimdi ise yeni kocasıyla gününü gün ediyordu. Yeni çocukları vardı. Pekâlâ beni hiç mi merak etmiyordu? Hiç mi düşünmüyordu?

Annem beni evlatlık verdikten sonra manevi ailemin oturduğu yere taşınmak zorunda kalmıştım. Denisa'ya hasret kalmıştım. Annem ve babam da bir anda ortadan kaybolduğu için muhtemelen bana ulaşamamıştı. O an nasıl hissettiğini öylesine merak ediyordum ki...

Sevgilim, bizim kaderimiz birleşti. Sen babanı kaybettin ben senin için üzülüp ağlarken, aynı acıyla sınandım lâkin sen yanımda yoktun. Bu çocuk kendini iyileştirdi ama kanatları hep kırık, kalbi hep buruk kaldı. Hep yalnız kaldı, kendine sarıldı. Geceleri seni hayal etti, kokunu hayal etti. Yastığa sarıldı ama seni hissetmeye çalıştı. Saçlarının kokusu burnunda tüterken bir anda unuttu. Özür dilerim sevgilim. Zaman kavramı ikimizin arasına duvar ördü. Her gün seni düşünüyordum, unutmamak için. Anılarımızı zihnimde tekrar ediyorum, sadece unutmamak için.

Gör beni sevgilim, kır beni ama sonra sarıl bana. Hiçbir şey yapamamış gibi. Ben yine affederim seni.

Ama sen beni hiç hatırlamadın güzelim...

Belki de müdürün oğlu olduğum için konduramıyordu çünkü küçükken öz babamın müdür olmadığını biliyordu. Öz babam, mühendisti ve Denisa babamın mesleğini mühendis olarak biliyordu.

Sanırım hasret kalmak benim kaderimdi. Anneme, babama, sevdiğim kıza... Ben herkese hasrettim. Özellikle eski Aden'e. Güçlü, ayakları yere sağlam basan Aden'e. Şimdilerde öylesine güçsüzdüm ki en ufak bir darbede yere yığılıyordum. Örneğini uzakta aramamak gerekiyordu. Denisa... Tek bir kelimesiyle beni yerden yere vuracak güce sahip olağanüstü bir kızdı. Ona olan âşkım çocukluk yıllarımdan geliyordu lâkin o beni hatırlamıyordu. Bana söz vermişti, 'Unutmayacağım.' demişti. Sözünde durmamıştı. Ben müdürün oğlu Aden değildim, daha fazlasıydım. Bu tür sıfatlar canımı yakmaktan başka bir şeye yaramıyordu.

"Ya Denisa hep mızıkçılık yapıyorsun ama." dedim kaşlarımı çatarak. "Sayarken gözünün altından bakıyorsun. Nereye gittiğimi anlıyorsun."

Denisa eliyle ağzını kapatarak, "Hayır Aden." diyerek inkâr etmeye çalıştı ancak baktığını biliyordum.

"Pekâlâ, ben oynamayı bırakıyorum." diyerek banka oturdum ve kollarımı birbirine bağladım. Denisa iki kulak yaptığı turuncu saçlarıyla yanıma doğru gelerek dudaklarını büzdü. Karşımda öylesine tatlı duruyordu ki gülmemek için kendimi zor tutuyordum. Yanıma oturarak arkasına yaslandı ve ayaklarını öne doğru uzatarak, "Bana küstün mü Aden?" diye sordu. Sesindeki masum ifadeye katlanamıyordum. Denisa'ya küs kalmakta zorlanıyordum. Kalbim göğüs kafesimi baskı kurarak nefesimi kesiyor, heyecan duygusunu zirvede yaşamama neden oluyordu.

"Küsmedim Denisa." dedim gülümseyerek yüzüne bakarken. Denisa'nın gözleri ışık hızıyla dolmuştu. "Bana hiç küsme olur mu? Babamı kaybettikten sonra insanlara küsemiyorum. Ya biz küsken sana bir şey olursa?"

Kaşlarımı çatarak, "Saçmalama." dedim ve yaklaşıp Denisa'ya sarıldım. Denisa ağlamamak için kendisini sıktığından dolayı titriyordu. Karakterini çözmüştüm. Güçlü durmak istiyordu lâkin yaşadıkları benim bile canımı yakıyordu. Babasızlığın ne demek olduğunu hayal ettiğimde boğazım düğümleniyordu. Denisa babasına âşık bir kız olduğundan dolayı dünyası başına yıkılmıştı ve o küçük kızın bünyesi enkazın altında ezilmişti.

"Seni hiç bırakmayacağım Denisa. Hep hafızamda en önemlisi kalbimde olacaksın."

"Sen de Aden. Söz veriyorum." dedi titreyen sesiyle. Turuncu saçlarını okşayarak, "Saçlarına, sesine hatta varlığına şarkılar yazarım. Lütfen üzülme, sesin titremesin." dedim.

Ve o gün son kez saçlarını okşamıştım, son kez kokusunu içime çekmiştim. Şimdi ise ona sarılmanın hayali içindeydim. Her gün kokusunu unuttuğum için kendime küfürler yağdırıyordum ama unutmuştum işte. Saçlarına çok düşkündüm, annemle aynı renk saçlara sahipti. Koklamayı öpmeyi o kadar çok istiyordum ki içimde yara olmuştu. Saçları başka bir adamın dudaklarının arasındaydı, kalbini başka bir adama vermek istiyordu. Söylesene Denisa, sence ben bunu kaldıracak kadar güçlü biri miyim?

Çardakta oturmuş düşüncelere daldığımda aynı zamanda elimdeki nazar boncuklarıyla dolu olan bileklikle oynuyordum. Bu bilekliği gözlerim yeşil olduğundan dolayı annem nazar değmemesi için bileğime takardı. Küçükken bir an olsun bileğimden çıkarmazdım lâkin şimdilerde takmayı reddediyordum. Bana nazar değmesin diye bileklik yapan kadın, beni terk etmişti. Yanımda taşıyordum, bana uğur getireceğine inanıyordum ama bileğime takmıyordum. Bu bileklik benim için büyük anlamlar ifade ediyordu.

"N'aber?" diye bir ses duyduğumda başımı kaldırmamla çift ela göze tutsak olmam bir olmuştu. Denisa karşımdaydı, anonimin ben olduğunu bilerek ilk kez karşımdaydı. Nazar boncuklu bilekliğimi fark etmeden cebime attığımda karşıma oturdu. Turuncu saçlarını at kuyruğu yapmıştı. Yüzünde hiç makyaj yoktu ancak hâlâ çok güzeldi. Hayatımda gördüğüm en güzel kızdı. Ellerini masaya koyduğunda gözlerimin içine bakıyordu. "Nasılsın? Sabah bıraktığın hamburgeri yedim şimdi."

Hafifçe gülümsediğimde, o da gülümsemişti. Gülümsemeye devam ederek, "Takıntılı bir manyak olduğumu düşünüyorsun değil mi?" diye sordum. Yüzümdeki gülümsemeyi silemiyordum çünkü o karşımda oturuyordu. Tüm her şeyim karşımdaydı, gülümsemem kadar normal bir şey yoktu.

Hafifçe gülümsedi ve başını salladı. "Yani kısmen. Yalancı bir tospiksin."

Gülümseyerek bakışlarımı kaçırdığımda, kuruyan dudaklarımı ıslattım. "Suçlu olan Niloya. Her zaman söylerim."

Denisa kaşlarını çattı. "Ya Tospik kendine arkadaş bulup Niloyayı unuttu. Tospik suçlu."

"Pekâlâ öyle olsun," dedim gülümseyerek. "Sen nasıl istersen ama hâlâ niloya suçlu."

Denisa gözlerini devirdiğinde tekrardan gülümsedi. Tam o an fark ettim. Yıllar geçmişti ancak gülümsemesi aynıydı. Gözleri kısılıyor, bembeyaz dişlerini ortaya seriyordu. Denisa aynıydı, sadece ben yokken tüm şerefsizler hayatına girdiği için duygusuzlaşmıştı. Ona duygularını kazandırmayı istiyordum lâkin kendini başka bir erkeğe itmişti.

Hayır Aden, şu an gözlerin dolamaz...

Birdenbire ciddileşerek ellerini masaya koydu ve "Uzay'la senin gözünün önünde çıkmak istemiyorum ama yapacak bir şeyim yok. Emin ol, seni üzmek istemiyorum Aden." dedi mahcup bir sesle.

Yutkundum. "Üzülme, o seni mutlu edebilecekse onunla ol. Ona karşı hislerin var mı şu an?"

Kendini bilerek mahvediyorsun Aden. Vereceği cevap seni yerle bir edebilir...

Denisa hafifçe başını sallayarak, "Biraz." dediğinde boğazıma dizilen yumruların haddi hesabı yoktu. Yeşillerimi elalarından çekemeden öylece baktım. Ruhumun katili, karşımda oturuyordu ancak ben bu katile deli gibi âşıktım.

Denisa nahif bir kızdı. Beni kırdığını fark ederek, "Aden üzül diye söylemedim. Özür dilerim ama..." Sözünü keserek, "Hayır, senin suçun yok. Suçlu olan benim. Sana geç geldim."  dedim.

İlk ben gelmiştim oysaki...

"Mükemmel bir çocuksun." dedi Denisa hafifçe gülümseyerek. "Biraz gıcıksın ama düşüncelisin."

Gülümsedim, hissediyordu, kendi unutmuştu ancak kalbi dudaklarına fısıldıyordu. Küçükken de böyle söylerdi. Hafıza silinir, yüz unutulur, isim unutulur ancak yürek unutulmazdı. Denisa'm yüreğinin en derinlerine in güzelim. İsmim kalbine altın harflerle kazınmış ancak görmemekte ısrarcısın.

"Sen güzel ama çok güzelsin." dediğimde gülümsedi ve gözlerimin içine baktı. "Beni nasıl bu kadar sıkı takip edebiliyorsun çok merak ettim. Yıllardır hiç mi yorulmadın?"

Yutkunarak, "Aşkta yorulmak olmaz, aşk emek ister." dediğimde gözlerim dolmasın diye bacaklarımı titretiyordum. "Ama bazen ne kadar emek verirsen ver olmaz, sıradan biri gelip kazanır."

Denisa aniden ciddileştiğinde gözlerim boynundaki inci kolyeye takılmıştı. Aynısını bulmak için canla başla çalışmıştım. Kaybettiğinde hüngür hüngür ağlıyordu. Onunla birlikte ben de kahroluyordum. 18. Yaşımda kapısına bıraktığımda hayatımın en güzel günlerinden birini yaşamıştım çünkü onu mutlu etmiştim. Yüzünü güldürmüştüm, babasını geri getirir gibi olmuştum.

"Denisa?" diye seslendi sert bir ses. Uzay'dan başkası değildi. Öfkeli bakışları üzerimde gezerken, kaşlarımı çatarak karşılık verdim. İyi biri olduğunu düşünmüyordum ancak tatsızlık çıkarmak da istemiyordum. Fazla hırslı ve patavatsız biriydi. Denisa'yı haketmiyordu. Bakışlarını Denisa'ya doğru çevirerek, "Biraz gelir misin?" diye sordu.

Denisa hafifçe gülümseyerek ayağa kalktı. "Gelirim." Aynı zamanda bana bakıyordu. "Görüşürüz Aden."

Elimi hafifçe yukarıya kaldırdım ve kendimi zorlayarak gülümsedim. "Görüşürüz beşyüz otuza selam söyle."

Denisa başını olumlu anlamda salladığında, Uzay öfkeyle soluk alıp veriyordu. Bana sinirlendiği ortadaydı. Aklınca Denisa'yı kıskanıyordu. Beraber yan yana yürümeye başladıklarında arkalarından öylece bakıyordum. Attıkları her adımda kalbim yerinden kopacak gibi oluyordu. İkisini yan yana görmek bile yüreğimi sızlatıyordu.

Gözümden akan bir damla yaş yanaklarıma düşerken, "Sen beni anlat, soranlara sevmemiş gibi yaparsın." diyerek şarkıyı mırıldandım.  

📌

Merhaba, hâlâ beni takip etmediyseniz takip edip diğer kitaplarıma göz atmayı unutmayın. ^^

Lütfen bölümlere vote vermeyi ihmal etmeyin. eğer diğer bölümlere vermediyseniz, verin çok memnun olurum...

instagram: purpledevias

Geceniz güzel geçsin. 🥀

İrem Aydın.

Continua llegint

You'll Also Like

119K 8.6K 46
Gözlerim, arabanın camından biraz ileride ki çifti seyrederken, onun mutluluğu için kendimi kendi acımla boğmayı seçtim. Kalbimin parçaları beni içt...
198K 13.4K 21
17 Yıl sonra gerçekleri öğrenen Bade, yıllardır onu arayan abilerine giderse. Azıcık dram. Bolca eğlence. Bolca aksiyon. Bir tutam da kaos. Daha...
748K 23.5K 54
alev:OĞUZ BEN ASIK OLDUM!!! oğuz:YİNE KİME AMK????!! alev:acar'a oğuz: siktir!
İNCİ Per misa

Chick-lit

2.8M 130K 56
Polis Bey Ahmet Emir'cim: Nasıl görmedim seni İnci: İşinin başında olduğundan görmemiş olabilirsin İnci: Vurmuşsun adama ters kelepçeyi İnci: Kaşları...