Silent° [ MinSung ]

Av lovescaiy

194K 20.2K 19.4K

Yaklaşık yirmi dakikanın ardından okulun önündeki durakta inmiş, büyük binaya girmeden önce kısa bir bakış at... Mer

Airpods ¹
Repeated Error ²
English School ³
Heart breaker ⁴
Secret Life ⁵
Son ⁶
Brownie Points ⁸
Question Machine ⁹
Bus Chaos ¹⁰
Breakfast ¹¹
Awkward Boy ¹²
Simple Machine ¹³
Dream or Reality ¹⁴
Happy B-Day ¹⁵
Bastard ¹⁶
Date ¹⁷
One or Two ¹⁸
Sleeping Beauty ¹⁹
Romantic ²⁰
Good Night ²¹
Good Old ²²
Basketball ²³
Start ²⁴
The Final Lap ²⁵

Curious Bug⁷

7.3K 828 717
Av lovescaiy

Jisung, oflayarak önündeki kapıda adını yazmış, kaleminin ucunu kağıdın köşesine hafifçe vurarak düşünüyordu.

Son konudan bir tane soru vardı ve onu çözebileceğinden emin değildi. Diğer soruları daha önce görmemişti bile, bu konular Malezya'daki okul müfredatında yoktu, üniversitede matemarik okuyanlar görüyordu zaten ki buna rağmen çalışmış yine de temel seviyede olduğu söylenen soruları bile çözememişti hafta sonu.

Kollarını masaya yaslayıp yüzünü kollarının arasına aldıktan sonra gözlerini kapattı. Kağıdı boş verirse disipline giderdi ama boş vermekten başka bir seçeneği de yoktu.

Doğrulup son konunun sorusunu çözmeye çalışırken diğerlerini çözemeyecek olması onu strese sokuyordu.

Hyunjin, dediği gibi kağıdını açsa da o da çok çözebiliyormuş gibi durmuyordu.

Jisung dizini sallayarak soruyla uğraşmaya devam ederken dizine bastırılan elle başını yanına çevirmişti.

"Üzgünüm." Mırıldanıp bacaklarını birbirine bastırırken gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı.

Minho elini çekip soruları çözmeye devam ederken dakikalar geçmişti. Namjoon hoca zil çaldığı gibi kağıtları bırakıp çıkmalarını, bitirseler bile zili beklemelerini söylemişti.

Yirmi beş dakikanın ardından hala zilin çalmasına on beş dakika vardı. Jisung, kağıdının ucuyla oynarken bir anda sıranın altından kağıdı çekilip yine dolu bir kağıt koyulunca kaşlarını çatarak Minho'ya dönmüş, hoca yakınlarda olduğu için konuşamamıştı.

Minho çözdüğü soruyu silip tekrar çözdükten sonra gerçekten basit olan birkaç soruyu çömüş, boş sorular bırakarak kendi kağıdından ezberlediği şeyleri yazmıştı.

Son sorunun cevabını yuvarlak içine aldığı gibi zil çaldığında kalemini bırakmış ve masadan kalkıp Jisung'a kalkmasını işaret ederek sınıfın çıkışına yürümüştü. Jisung hızla peşinden gidip, büyük olanı merdivenlere yönelmeden önce yakalamış ve camın oraya çekmişti.

"Neden yaptın?"

"Eğer bu dersten kalırsan mezun olamazsın, performans da olsa oldukça etkiliyor." Jisung kaşlarını çatarken kollarını çaprazladı, bu yardım etmesi için geçerli bir sebep değildi.

"Tamam da sen niye yaptın, kalırsam kalırım, neden umrunda?"

"Yardım etmek istedim. Sandığın kadar kalpsiz değilim, sadece soğuk biriyim." Jisung başıyla onayladı. "Teşekkür ederim, soğuk biri."

"Sana iyi davranmak da suç anasını satayım. Sabah sen dönemezsin diye boşu boşuna fazladan yol yürüdüm, sınıfta kalma siye quizine yardım ettim ama yine de yaranamıyorum. Üzgünüm, tamam mı? En başından beri sana sert davrandığım için üzgünüm ama özür dilemiyorum çünkü kasıtlı yaptım." Jisung, bir haftada toplamda kurduğu cümleyi tek seferde kurmasına mı yoksa üzgün olduğunu belirtmesine mi şaşırsa bilemezken Minho yanından geçmişti.

Jisung, dayanamayıp öğle arasında baktığı fotoğraf aklına gelirken gülümseyip seslenerek Minho'yu durdurdu.

"Ne var?"

"Sadece, oğlun çok şirin demek istemiştim." Minho kaşlarını çatarak onun dibine girip çocuğu arada sıkıştırdı.

"Oğlumu nerede gördün?"

"Hyunjin, resmini gösterdi onu sıkıştırdığım için. İki yaşında falan mı?" Jisung sorular sormaya devam ederken Minho çocuğun kolunu sıkıyordu.

"Onun varlığıyla alakalı birinden tek kelime duyarsam sorumluluğu üstlenirsin."

"Onunla tanışmak istiyorum."

"Rüyanda bile görme." Minho çocuğun kolunu bırakıp, sert adımlarla merdivenlere yönelirken Jisung bir anda bu kadar sinirlenmesine anlam verememişti. Yutkunup, kızaracağına emin olduğu kolunu ovalayarak sınıfa ilerlerken bir anda merdivenlere doğru çekilince ufak bir çığlık atmış, Hyunjin'i görünce rahatlamıştı.

"Üzgünüm, korkutmak istemedim ama seslenince duymadın."

"Önemli değil." Hala kolunu ovarken Hyunjin'in gözü oraya takılmıştı.

"Minho'ya oğlunu mu sordun?" Jisung başıyla onaylayıp kalçasını kalorifere yasladı.

"Hem sır gibi saklıyor hem de konusu açılınca tersliyor."

"Sana bilgi vermeyi gerçekten isterdim ama işler daha çok karışır. Sadece Minho'ya onu sorma. Sana kurcalamamanı söylemiştim." Hyunjin saçlarını karıştırırken Jisung ona umutla baktı.

"Merakım geçerse kurcalamam. Lütfen birazcık bilgi ver."

"Akşam mesaj atayım, olur mu?" Jisung başıyla onaylarken Jeongin yanlarına gelince konu dağılmıştı.

Okul çıkışına kadar Minho sözel dersler olduğu için toparlanıp giderken Jisung en arkada tek başına ders dinliyormuş gibi yapmıştı. Gözünün önünden Minho ve kucağındaki bebek gitmezken kalemini bastırdığını bile fark etmemişti.

Kurulan ucu sekip Hyunjin'in yanağına çarpınca Hyunjin arkasına dönmüştü. "Rahat dursana velet."

"Üzgünüm, dalmışım." Hyunjin onaylayarak önüne dönerken Jisung bir an önce akşam oldun istediği için uyumaya karar vermiş ama uyuyamayınca bir şeyler karalayıp durmuştu.

Saatler sonra eve ulaştığı gibi odasına kapanmış, Hyunjin'e birçok mesaj atarken gelen bildirimle kaşlarını çatmıştı. Okulun dedikodu sitesindendi.

Kimsunny: Her hafta düzenli olarak kavga eden best kankalar yine kavga etmiş ama bu kez sebebi sır gibi saklanıyor.

Hhjin: Bir şeyi de duyma amk kızı

Kseungm: Gazete kulübünün başkanı o, tabii ki duyacak. Neden kavga ettiniz paçozlar?

Yangjngn: Bu kez ben değilim kavga sebebi.

Leeknow: Bu sizi neden ilgilendiriyor yine?

Aeri00: Senin Jisung'ı sıkıştırdığını gördüm, 11lerin koridorunda.

Yangjngn: Pardon?

Hhjin: Daha fazla burnunuzu sokmayın.

Kimsunny: Minho zorbalık yapmaya mı başladı? Hwang Hyunjin de buna ortak sanırım.

Jisung gözlerini devirip siteye üyelik açtıktan sonra son paylaşılan postun altındaki yorumları açtı ve parmaklarını klavyede gezdirdi.

Hanjsung: Haddimi aştım ve haddimi bildirdi, abartılacak bir şey değildi. Ama Hyunjin'le kavgasını bilmiyorum.

LeeKnow: Oysaki sebep sendin. Sana milletin işine burnunu sokma demekten bıktım.

Hanjsung: Özür dilerim, daha fazla işine burnumu sokmayacağım.

Leeknow: İsabet olur. Bana bildirim gelmesine sebep olan her kullanıcıyı yarın Hyunjin'den daha beter benzetirim.

Jisung yatağına oturduğunda telefonuna gelen mesaja tıklayıp, Hyunjin'le olan konuşmasını açtı.

Hyunjin: Anlatıyorum?

Jisung: Gerçekten kavga mı ettiniz?

Hyunjin: Evet ama Sun'ın dediği gibi her hafta ediyoruz. Önemli olan sana anlatmama izin vermiş olması, sus da anlatayım.

Jisung: Aslında izin vermedi değil mi?

Hyunjin: O kadar dayak yedim, tabii ki izin verdi. Neyse, Bebeğin adı Lee Yuki. Şu an üç yaşında ve Minho'yla pazartesi, çarşamba ve cuma günleri görüşebiliyorlar.

Jisung: Neden?

Hyunjin: Yetimhanede görüş günü diye bir zımbırtı olmamasına rağmen Minho bebeği evlat edindiği için izni var ve ancak bu kadar oluyor.

Jisung: Bebeği neden yanına almıyor?

Hyunjin: Minho çok soru sorduğunu söylerken haklıymış. Almıyor değil, alamıyor. Öğrenci ve düzenli geliri yok. Yetimhaneden onu postaladıklarında daha lise iki yeni bitmişti. Bir sene kadar ne yapacağını bilmez halde rüzgarda savrulurken aile kayıtlarından kendisine yüklü miktarda bir mülkiyet kalınca yetimhanede sürekli ilgilendiği çocuğu evlat edindi. Maddi olarak her şeyini karşılıyor ve üniversiteyi bitirdiğinde onu oradan alıp düzenli hayatına dahil edecek.

Jisung: Onu insanlardan koruyor çünkü yetimhaneye gelen herkes ona umut vermesine rağmen hiçbiri öylesine ziyaretten öteye geçmedi.

Hyunjin: Aynen. Merakın geçtiyse konuyu bir daha açmamak üzere kapatıyorum.

Jisung: Kavga etmenize sebep olduğum için özür dilerim. Kek sever misin?

Hyunjin: Severim de ne alaka?

Jisung: Özür keki. Neyli kek seversin?

Hyunjin: Kakaolu

Jisung: Küsüştük mü?

Hyunjin: Ne alaka amk? Küsüşmedik, kakaolu kekimi getirmezsen küsüşürüz ama. Şimdi kendimi Jeongin'e sevdirmeye gidiyorum. Sabah bizi sevgili ilan etmenin karşılığı sayarsın Lee Yuki'yi.

Jisung: Hehe... Kek yapmaya gidiyorum! Bekle, Minho da sever mi?

Hyunjin: Minho seni öldürmek istiyor sen kek sever mi diyorsun... Garip bir çocuksun. Sever, kakaolu keke bayılır.

Jisung: Güzel. İyi akşamlar Hyunjin!

Hyunjin: İyi akşamlar meraklı böcek...

Fortsätt läs

Du kommer också att gilla

3.7K 652 9
1860'larda bir gemide kölelik yapan Han Jisung, işini yapamaması sonucuyla ceza olarak kaptanı tarafından soğuk ve derin sulara atılır fakat Lee Minh...
185K 18.8K 31
Ülkesine dönen delta ve kendi halinde takılan sessiz bir omega bir gece birlikte olur.
9.5K 714 16
Birileri ile uğraşmayı seven genç adam... O akşam gözüne kestirdiği kişinin yanından gözlerinin rengini gösterecek ve parfümünü hissettirecek kadar y...
4.2K 570 15
Lee Minho ve Han Jisung ikilisi herkesin parmakla gösterdiği diğer çiftleri kıskandıracak derece tatlı ve sevgi dolu bir çifttir. Her yaz yaptıkları...