I Would Like And Buy • Taekook

By dizzy-dream

593K 43.8K 67.5K

"İsterim ve alırım, anlıyorsun değil mi Jeon? İsterim ve alırım." Omegaverse Jigguk+taekook (Not: ficin ismi... More

tanıtım
Önemli duyuru lütfen bakın
"seni istiyorum ve alacağım."
"7.yaş günü ve esmer oğlan"
"Farklı hayatlar, farklı sonuçlar, farklı çocuklar ve farklı kalp kırıklıkları"
"Çünkü sen bu dünyada ki en değerli hazinesin."
"Bir öpücük alacaktım sadece."
"Hani koruyacaktın beni? Çok korkuyorum. Lütfen gel. Jeongguk! Taehyung!"
"Minik omegam benim"
"En iyisi bir süre konuşmayalım."
"Bana bir söz vermiştin."
"Tavşan avlandı"
"Sevmesende severim, gurur benim neyime?"
"Kokun sadece bana yaşadığımı hissettirsin."
"İstersen kucağıma çıkıp beni öpebilirsin."
"Kurdumu delirtecek kadar güzelsin"
"Ağlamandan nefret ediyorum"
"Geldim, hep geleceğim."
"Bu arada, bacakların çok güzelmiş."
"Deltadan uzak duracaksın."
"Bir daha gözüme gözükme."
"Canım acıyor Taehyung."
"Çok güzel bir kurtsun."
"Bu gece benimle uyur musun?"
"Ölmeyi göze alırım."
"Birbirimize sahip olduğumuz için mutluyum."
"Kim Taehyung ne de güzeldi böyle."
"Hamilesin şu an."
"Eğer birbirimize sahipsek ikimizde iyi olacağız."
"elini bir saniye bile olsa bırakmayacağım."
"Hayal olamayacak kadar güzelsin."
"Taehyung benimle evlenir misin?"
"yalnız bir noel babayım, ho ho ho"
"I'm in utopia"
"Her şeyi mahvettim."
seni seviyoru(M)mmM

"Belki ikimizide proje eşi yapmak isterler değil mi?"

17.2K 1.4K 1.9K
By dizzy-dream

BAŞLAMADAN ÖNCE ASKİM jeonjkliz İLE ORTAK FİC YAZIYORUZ LÜTFEN BAKİİNNN

***

Çok önemli not okuyun lütfen!!! Fic ile ilgili!!

Arkadaşlar bir kaç yorum ile karşılaştım, jungkook Taeyi neden unuttu gibisinden. Bunu yorumlarda onlara açıkladım ama belki aranızda merak edip yprum atmadığı için anlamayanlar vardır diye. buraya da yazmak istiyorum. Lütfen okuyun.

Şimdi şöyle düşünün aileniz sizi çok seviyor, siz ağladığınızda sizinle ağlayan bie aileye sahipsiniz. Onları çok fazla seviyorsunuz ama onlar hergün sizi omegalara karşı dolduruyorlar. Omega olan çocuklara ne olduğunu anlatıyorlar. Eğer siz omega olursanız sizi reddedeceğini vb... Kısacası sizi hergün böyle dolduruyorlar. Hâlâ 7 yaşınıza bile gelmemişsiniz ama psikolojik olarak baskıları var.

Sonra 7. Yaş doğum gününüz var. Sonunda türleriniz öğrenilecek. Bunu bilen aileniz sizin delta veya alfa olmanızdan o kadar emin ki en kötü beta olur düşüncesiyle tanıdığı tüm soylu kesimi davet ediyor. Normalde insanlar çocuklarının 7 yaşlarını tek başına kutlarlar. Türleri açıklanacağı için. Ama aileniz o kadar kibirliki bunu yapmıyor. Herkese benim oğullarım bu! Diyebilmek için türlerinizin açıklanacağı gün doğum günü partisinden bile çok büyük bir parti veriyor.

İlk başta sorun etmiyorsunuz çünkü çok güzel biriyle Karşılaşıyorsunuz. Parti boyunca onunla gezip eğleniyorsunuz. Sonra türlerinizin açıklanma vakti geliyor. Omega olduğunuz anlaşılıyor. O andan itibaren herkes size iğrenç bir yaratıkmış gibi bakıyor. Bu bakışları geçin, bir şeyleri yeni yeni kavramaya başladığınız andan beri ailenizin size omegalarla ilgili anlattığı şeyler doluşuyor aklınıza. Acaba bana ne yapacaklar gibisinden binbir düşünce geçiyor Jungkook'un aklından. Böyle olduğu için Taehyungun gidişini bile babasının 'Herkes dağılsın parti bitti' diyişini duyunca kafasını çevirip farkediyor.

Kısacası türü belli olduğu andan itibaren bir sürü insanın ona attığı iğrenç bakışlara, sesli sesli küfürlerine şahit oldu. Babası ve annesi onu bu yaşına gelene kadar gerek psikolojik gerekse fiziksel şiddet uyguladı. O, 7. Yaşından itibaren sevgiye aç bir çocuk. Bir tek ikizinden sevgi alıyordu. Her gün kendi odasında sabahlara kadar ağlayıp neden omega olarak doğduğunu sorguluyordu. Babası onu en ufak bir sebepte bile döven biriydi. Sonunda omegasına isyan etti. Onunla içinde kavga edip durdu.

Ailesi onun evden çıkmasını yasakladı. İlkokul ve ortaokulu bitirene kadar okula ailesinin adamları bırakıyordu jungkook ve jeongguku. Ki ortaokul zorunlu eğitim olduğu için okutuyorlardı onu. Yoksa okutmayacaklardı. Büyüdüğü zamanda ilk isteyen kişiye yaşı kaç olursa olsun vermeyi düşünen ve bu düşüncelerini her seferinde jungkookun yüzüne karşı söyleyen bir aileye sahip.

Neyse, işte liseye geçene kadar evinin bahçesine çıkabiliyordu sadece. Tek arkadaşı hâlâ türleri belli olmadan önce edindiği Namjoon ve Jimindi o zamanlar. Gerçi onlar jungkook'un türü belli olduğunda bile sevgiyle karşılayan kişiler. Her ne kadar bu yüzden sevinsede aileden beklediği sevginin yerini tutmuyor. Ona uygulanan fiziksel ve psikolojik şiddeti unutturacağı kadar değil.

Kısacası okula giderken arabayla gidip döndüklerini söyleyeceğim. Yani bu çocuk evinin ve okulun bahçesi dışında bir yerleri gezememiş. Ailesinin bizi dışarıda rezil eder diye sebeplendirdikleri iğrenç düşünceleri yüzünden. Çocuk bile olamamış küçük yaşta.

Şimdi siz söyleyin bana yaklaşık 12 yıl boyunca bu şekilde yaşayan biri, tüm anları böyle iğrenç şeylerle doluyken nasıl bieini hatırlayabilir ki?

Ki zaten sizler bile 7 yaşınızda ne yaptığınızı hatırlamazsınız. Bende hatırlamıyorum. Ama jungkookta ek olarak böyle bir geçmiş var. Her şeyin başlangıcı o parti. Biter bitmez bodruma kapatılıyor ve tüm her şey o andan başlıyor.

Böyle oluncada zaten direkt o geceye dair her şeyi siliyor beyninden. Hatırlamak istemiyor.

Partiler onun için artık travma olmuş. Ya da bodrumlar. Çünkü dedim ya her şey ilk kez orada başlıyor.

Bu sebeple Taehyung'a dair hatırladığı tek şey o gün ona türü belli olsada olmasada sevgiyle yaklaştığı. Birde esmer olduğu.

Taehyung'un delta olduğunu bile bilmiyordu. Tae o zaman 8 yaşındaydı yani delta olduğu belli olalı 1 yıl olmuştu. Buna rağmen jungkook nasıl anlamadı diye sorarsanız şöyle diyeyim türü belli olmadığı için. Kendi türü hâlâ belli olmadığından onun feremonlarından hangi tür olduğunu çıkartamıyor. Yani 7. Yaşınıza kadar ne kendi türünüzü biliyorsunuz ne de başkalarının. Kısaca karşınızda ki size kendi türünün söylemeden bilemezsiniz.

Ve son olarak zaten jungkook'un türü açıklandığı an Taenin ailesi orayı ilk terk eden kişilerden. Bu yüzden hani onun kokusunu tam olarak alamıyor, delta olduğunu bilmiyor.

Zaten türü yeni açıklandığı için tüm bahçe jungkook ve Jeonggukun feremonları ile dolu. Taehyungda yeni bir delta olduğundan hâlâ feremonlarını kontrol edemiyor. Bu sebeple feremonları çok azdı. Az oluncada bahçede jk ve jjg feremonu ile dolu olunca, taenin feremonları hissedilmiyordu.

Zaten sonradan Taehyung feremonlarını kontrol etmesini öğreniyor ama bilin bakalım kim evinden çıkamıyor;(

Bu sefer valla son, Onun isminin Taehyung olduğunu unutmuş. Ki hatırlasa bile türünü bilmiyor. Eee türünü bilemediğine göre nasıl bilecek onun kim olduğunu?

Sonuçta koredeki tek Taehyung delta olan Taehyung değil.

Şimdi yeni bölüme geçebilirsiniz. Okuduğunuz için teşekkürler❤️


***

Topladığım çantamı kenara koyarken aynanın karşısına geçtim. Okula geç gitmek istediğimden o kadar yavaş hareket ediyordum ki... Normalde akşamdan çantamı hazırlayıp kapının kenarına koyarken, dün sabaha bırakmıştım ve bugünse yapabileceğim en yavaş şekilde yapıyordum bunu.

Elime aldığım defteri önce üstünde ki desenlere kadar inceliyor sonra sayfaları karıştıra karıştıra koyuyordum çantama.

Bunu yapma sebebim ise kesinlikle Jeongguk'u atlatmaktı. Taehyung beni cuma günü öpmüştü. Araya haftasonu girmişti ve şimdi pazartesi de olduğumuzdan okula gitmemiz gerekiyordu. Utancımdan okula gitmek istemiyordum ve Jeongguksa olanları bilmediğinden zorluyordu beni. Derslerimi aksatmamam için. Aslında buna gülüyordum biraz çünkü dersleri normalde sikine takmayan oydu?

Neyse, dediğim gibi yavaş yavaş yapıyordum ki okula geç kalalım. En azından her iki şekilde de gidecektim okula. Zorla beni de peşinden sürükleyecekti ve bende madem gidecektim, bunu en geçe düşürmeye çalışıyordum. Ne kadar geç gitsem o kadar iyiydi nede olsa. Hem belki okula asla geç gelmediğimden ya da çok acil olmadığı sürece devamsızlık yapmadığımdan, bugünlük okula geç gidersem, Taehyung gelmediğimi sanıp okulu ekerdi. Bende okula vardığımda o olmazdı ve en azından bir günümü utanç olmadan geçirirdim.

Ama keşke tek sıkıntım bu olsaydı. İçimi kemiren bir diğer noktada okuldakilerdi. Kantinde, yanlışlıkla dudaklarımız değdiğinde bir kaç kişi bunu görmüştü. Adım kadar emindim ki bu konuyu bir sürü kişi çoktan öğrenmişti. Jeongguk öğrenmemişti hâlâ. Ya da bizimkiler. Eğer öğrenmiş olsalardı çoktan tepeme dikilerek hesap sorarlardı benden.

Haliyle hâlâ tepeme dikilip hesap sormadıklarına bakacak olursam, öğrenmemişlerdi.

Ama bu öğrenmeyecekleri anlamına da gelmezdi. Elbet öğreneceklerdi bundan hiç şüphem yoktu çünkü ağzını siktiğimin öğrencileri bir türlü sır tutmayı bilmezdi. Özellikle de konu delta ile ilgiliyse. Hal böyle oluncaysa korkudan ölecek gibiydim.

Kavga kesinlikle vardı işin ucunda, bu zaten kaçınılmazdı.

Tek isteğim Jeongguk'un Taehyung'a bulaşmamasıydı. Çok tehlikeliydi. Kim Taehyung feci tehlikeli bir herifti. Yapacakları sınırlı değildi. Sınır olsa bile o, onun çizdiği sınırlar olurdu ancak. Kendini başka insanların sınırlarına koymazdı. Ona göre ayarlamazdı. Kendi sınırlarını kendi oluştururdu ve bunu bozabilecek tek kişiyse oydu.

Sadece o.

Bu şekilde olması ise beni daha bir korkutuyordu. Deltaydı. Her ne kadar daha önce kendinden düşük bir ırkı eziklediğini görmesemde bu böyleydi. Deltaydı ve kurdunun bir egosu vardı. Kendini istesede istemesede ailesininde yetiştirme şekline bağlı olarak üstün görüyordu. Taehyung değilde, kurdu böyleydi en azından.

Kibirli ve egolu.

Bencil ve kötü

Sinirli ve edepsiz.

Jeongguk için endişelenmemde bundandı ya. Kendini ne kadar süre baskılayacaktı? Elbet bir gün dayanamayıp kontrolü kurduna verecekti ve işte o gün beni bile görmeden Jeongguku parçalara ayırabilirdi. En azından insan halindeyken beni görüyor ve bu yüzden kendini dizginleyebiliyordu. Ama işler kontrolü kurduna devretmeye gelince pekte yolunda değildi ya.

Sıkıntıyla iç çektim. Şuanlık yapabileceğim tek şey sanırım her ne kadar kaçmak istesem de Taehyung ile konuşmaktı. Onu karşıma alıp bu öpme mevzusunu diğer öğrencilerle konuşup Jeongguk ve benim arkadaşlarımdan saklamasıydı.

Tehtid mi ederdi, güzelce mi konuşurdu umrumda değil. O kısım beni pek bağlamıyordu. Benim ilgilendiğim kısım, bizimkilerin bundan haberinin asla olmaması yönündeydi.

Sonuçta her ne kadar ben olay yaşınır yaşanmaz kantini koşarak terketsem de, peşimden 'isteyerek olmadı' diyişlerini duymuştum. Madem isteyerek olmamıştı, o zaman bunu bu şekilde telafi edebilirdi bana kalırsa?

Bu olayı ne kadar öğrenen öğrenci varsa ağızlarını kapamalarını tembihleyebilirdi. Gerçeği açıklasın demiyordum. Kimsenin bana inanacağını da düşünmüyordum ki bu sebeple isteğim sadece çenelerini kapatmalarıydı. Çenelerini kapatacaklardı ki Jeongguk'a bir zarar gelmesin.

Aynanın önünde incelediğim yüzüme bakarken ellerimi ağır ağır saçlarıma attım. Ortadan ayırdığım saçlarımla bir süre inceledim kendimi. Aslında, uçlarını mavi ya da yeşile boyatsam bana yakışırdı?

Pekala sanırım bir gün Jeongguk uyurken saçlarının ucunu yeşile boyayıp yakışıp yakışmayacağına bakmak olacaktı. Eğer ona yakışırsa bende kendi üstümde deneyebilirdim. Yakışmazsa da, beni saçlarını gördüğü zaman feci haşlayacaktı. Gerçi bir sorsanıza, kimin umrundaydı ki bu?

O bana kıyamazdı. En fazla saçını tekrardan eski haline kavuşturana kadar konuşmazdı ki tekrar eskisi gibi olunca yanıma gelirdi.

Hem kötü mü olmuş olurdu, en azından geçmişte bana yaptığının intikamını almış olurdum? Sırf kısa saç ona yakışacak mı diye uzatmak için bin bir çaba harcadığım saçlarımı ben uyurken kesen oydu. Kendisine kısa saç yakışıp yakışmayacağını test etmek için benim güzelim saçlarımı utanmadan heba etmişti. Benim biricik ikizim, intikam vakti geldi de geçiyor bence, ha? Sabah uyandığında saçlarının uçlarını farklı bir renkte görürsen eğer, bana kızamazsın. Çünkü ne demişler, gün gelir hesap döner. Seninde bir hesap ödemen gereken vakit gelmedi mi?

Bardağın dolu tarafından bakarsakta, saçlarıma hangi rengin yakışacağını tespit etmiş olurduk senin sayende.

Ağzımdan küçük bir kıkırtı kaçarken birden bire arkamda beliren Jeongguk ile yerimden sıçrayarak öksürdüm.

"Gerizekalı! Ne sinsi sinsi yaklaşıyorsun?!" Korkudan tek nefeste söylediğim şeylerle kaşları havalandı. "Asıl sen aynaya bakarken kendi kendine ne gülüp duruyorsun?" Senin kuyunu kazıyorum ikizim.

"Hiç"

"Nasıl hiç? Jungkook iyi olduğuna emin misin? İki gündür tuhaf davranıyorsun. Farketmediğimi sanıyor olabilirsin ama ağzımdan laf almaya çalışıyorsun. Hayır, ne öğrenmek istiyorsan bana sorsan direkt söyleyeceğim zaten. Ayrıca, okulada ilk defa kendi isteğinle gelmek istemiyorsun. Zaten cuma günü de erkenden eve dönmüştün. Karnın ağrıyordu güya ama eve döndüğümde hiçbir sıkıntın yoktu. Şimdi anlat bakalım küçük fare, neler karıştırıyorsun?"

"Fare mi?" Şaşkınlıkla aynadan ona bakmayı bırakıp arkamı döndüm. Fare ne alaka be?

"Odaklanman gereken yere odaklan."

"Tamam işte 'fare mi' diye sordum ya?"

"Jungkook" ellerini göğsünde bağladığında bu duruşun ne olduğunu çok iyi biliyordum.

Sorguya çekiliyorum... Yardım... Edin...

"JEONGGUK, okula geç kalıyoruz." Yüksek çıkan sesimi birden incelterek konuşup kapının önündeki çantamı almaya yöneldiğim sırada hırkamın şapkasını tutan Jeongguk ile olduğum yere geri dönmek zorunda kaldım.

"Geç kaldığımız falan yok, ne boklar yiyorsun anlat şimdi."

"Aaaa nasıl geç kalmadık, en son baktığımda evden çıkmamız için on dakikamız tek vardı hayatım." Şirin olduğunu düşündüğüm bir şekilde gülümseyip arkamı döndüğümde ilk adımımda tekrardan şapkamdan tuttuğunca derin bir nefes alarak ona döndüm.

"Haftasonu boyunca pazartesi okula gelmesem olmaz mı diye sorup durduğundan bugün bilerek yavaş hazırlanacağını tahmin etmiştim. Bu yüzden telefonun saatini ileri almıştım. Yani okula geç kalmadık. Hâlâ daha bir saatimiz ve ve ne tesadüftür ki o bir saatide seni dinleyerek geçireceğim." Gözlerim şokla aralanırken ardından bir kaç kez kırpıştırdım.

"Ne yaptım dedin? Haha şaka yapıyorsun. Geç kaldık bence biz okula hadi gidelim." Bu sefer arkamı bile dönmeme izin vermeden omuzlarımdan tutunca sıkıntıyla kafamı aşağıya eğdim. Yalan söyleyemezdim çünkü fazla belli oluyordu. Beceremiyordum bir türlü.

"Jungkook, ne olduysa bana anlatabileceğini biliyorsun değil mi? Seni asla zorlamak istemiyorum. Senin hayatın bu. Yönlendirmesi sana kalmış ve her hareketinde özgürsün. İstediğini yapabilirsin karışmaya hiçbir şekilde hakkım yok. Abinim, senin için endişeleniyorum. Yanlış anlama beni, asla kötülüğünü istemiyorum ama karşımda bu şekilde oluşun da beni üzmüyor değil. Ne saklıyorsun bilmiyorum. Bu daha çok üzüyor beni. "

"Jeongguk ben,"

"Neyse okula geç kalmayalım değil mi? Aşağıda bekliyorum seni."

***

Okula gelmiştik, her ne kadar yarım saat erken olsada gelmiştik işte ve Taehyung'u görmediğim için çok fazla mutluydum. Ama birazda üzgündüm. Daha ne kadar kaçabilecektim ki? Bir süreden sonra bunu bırakıp, Taehyung ile gizlice konuşmam gerekirdi Jeongguk'un ya da bizimkilerin öğrenmemesi için.

Feci utanıyordum. Her ne kadar düzgün bir öpüşme diyemesekte yaşadığımız şeye, sonuçta dudaklarımız değmişti birbirine.

Derin bir nefes alarak sırama oturdum. Sınıfa gelene kadar üzerimde bir sürü göz gezinmişti ve bu her ne kadar beni rahatsız etsede yapabileceğim bir şey yoktu. Onlara bir şey diyemezdim sonuçta. Hem desem bile dinleyeceklerini pek sanmıyordum. Sanırım yine en iyisi bir şey demeden susmamdı. Yoksa kabak benim başıma patlardı.

Oturduğum sırada arkama yaslanarak etrafı süzdüm. Yarım saat erken gelmiştik ve sınıfta ki öğrencilerin sayısı bir elin parmağını geçmezdi. Jeongguk ve Namjoon lavaboya gitmişti, Jimin ise az önce sınıfa girip önümde ki sırasına oturmuştu. her zaman yaptığı gibi çantasını sıraya koyduktan sonra bana dönerek kocaman gülümsedi.

"Günaydın Jungkook." Sebepsiz mutluluğuna karşın bende onun gibi gülümserken konuştum. "Sana da günaydın da, bakıyorum bugün pek bir mutlu gibisin?"

"Jungkook dün tüm gün Jeongguk ile konuştum. O kadar güzeldi ki... Bak bence o da bana aşık ama farkında değil sadece." istemsizce üzülürken dudaklarımı ısırdım. Birde bu konu var dı ya... Jeonggukun Jimini sevmediğini biliyordum. Yani seviyordu ama o manada değildi işte. Jimin Jeongguk'un ona olan yakın tavırlarını çok fazla yanlış anlıyordu. Onu bu konuda uyarmalıydım. Her ne kadar bunun onu üzeceğini bilsemde demem şarttı. Sonuçta sonrasında daha fazla üzülürdü. Çok fazla umutlanmadan uyarmam gerekiyormuş gibi hissediyordum.

"Jimin aslında bu konu ile ilgili seninle konuşmak istiyordum."

"Jeonggukta beni seviyor değil mi? biliyordum, yes be!"

"Aslında durum pekte öyle değil." Dudakları onun kontrolü dışında öne doğru büzüldüğünde iç çekti. Dolan gözlerini bir süreliğine sınıfta dolaştırdı. Ardından kendini tuttuğuna emin olduğunda tekrardan bana döndü. Ben ise sadece yutkundum onun bu hareketlerine karşın.

Bir kaç kere burnunu çekti seslice. Yutkundu. "Sevmiyor değil mi? Asla sevmeyecek beni."

"Jimin, lütfen üzülme ama bak, Jeongguk seni ileride sevecek ben biliyorum. İnanıyorum buna."

"Nasıl olacak ki o?"

"Bak şuan Jeongguk aşk ile ilgili biri olmadığı için sana o gözle bakmıyor. Kimseye o gözle bakmıyor. Ben onunla konuşacağım ve seni onun aklına sokacağım. O da hani bu konuyla ilgili düşünür. Aklına sokarım. İster istemez düşünür sonrasında. Bu şekilde sende bu süre boyunca ona daha çok yakın durursun. Zaten senin Jeongguk'a çoktan abayı yaktığını aramızdan bir salak Jeongguk anlamadı. Namjoon ve Jisoo da farkında. Onlarlada konuşurum. Sizi sürekli baş başa bırakırız. Bu sayede daha fazla vakit geçirirsiniz. Bende her gün bunların imasını yaparım ona. İster istemez sürekli kendini bu konuda düşünürken bulur ve bum! Bir bakmışsın sana aşık olmuş ama farkında değil! O zamanda sen kendin itiraf edersin hislerini. O da reddedemez. Nasıl fikir ama?" Kaşlarımı havaya kaldırıp durduğumda kahkaha attı. Eliyle omzuma vurdu hafifçe.

"Süper bir fikir ama Jeongguk'un benimle yalnız kalacağını pek sanmıyorum."

"O neden ya?"

"Jungkook farkındaysan Jeongguk çok mecbur kalmadıkça senin yanından ayrılmıyor. Evdeyken bile sen bizimle dışarıya çıkmak istemediğinde o da evde kalıyor. Yani bu durumda plandaki yalnız kalacağımız kısım direkt eleniyor."

"Jimin şuan Jeongguk yanımda mı?"

"Değil."

"Bak gördün mü? Demek ki bu o kadarda imkansız değil. Tamam belki çok zorunlu olmadıkça yanımdan ayrılmıyor ama yalnız kaldığım zamanlarda var. Ama zaten o başıma bir şey gelmeyeceğinden emin olduğu zamanlar yalnız bırakıyor. Yanımda Jisoo ve Namjoon'unda olacağını hesaba katarsak, seninle baş başa kalması imkansız değil."

"Jungkook çok mantıklı konuşuyorsun." Dediğinde gülmeye başladım. O da benimle beraber gülmeye başladı.

Şimdi daha mutluydum. Eğer onu uyarmasaydım Jeongguk'un hareketlerini yanlış yorumlayacaktı. Bu şekilde eğer bir gün Jeongguk başkasını severse yam anlamıyla yıkılırdı. Ben bunun olmasını istemiyordum. Her ne kadar şimdi üzülmüş olsa da ileride belki mutlu olabilirdi.

İkimizinde hâlâ yüzünde gülücükler varken sınıfın kapısı açıldı. İçeriye sırasıyla Yoongi, Hoseok, Seokjin, Lisa ve Jennie girdi. Şaşırmıştım.

Yani, ne bileyim. Yanlarında Taehyung'un da olmasını beklerdim. Şuana kadar hep geliyordu, okulu asmıyordu.

Hayır dersleri düşündüğü için değildi. Ben olduğum için geliyordu. Zaten üniversiteye bile gideceğinden şüpheliydim. Büyük ihtimalle lise bittikten sonra babası çekilecek ve şirketin tüm işlerini Taehyung'un üstüne bırakacaktı. Hatta bir kaç kere istemsizce kulak misafiri olmuştum. Hafta sonları şirkette çalıştığına dair. Ve şirketin hisselerinin bir kısmı onun  üzerineydi.

Yani bu durumda lise bittikten sonra yarı babasının yarı kendisine ait olan şirketi yönetecekti. Bir nevi hayatı zaten kurtulmuştu. Hoş, kurtulmasa bile o ayakta kalırdı. Deltaydı sonuçta. Kimse ona hayır diyemezdi, her istediğini yapardı.

Görür, beğenir, ister ve alırdı.

Buna, bende dahil miyim?

Evet.

Hayır.

Yani kısmen?

Sanırım bilmiyorum.

Ağzımdan istemsiz oflamaya benzer bir ses kaçarken Taehyung'un arkadaşlarının gülerek sınıfa girişine baktım. Sırayla geçip yerlerine otururlarken çok mutlu gözüküyorlardı.

Gözüm Jennie'ye kaydığında istemsizce kaşlarımı çattım. Sınıfın ortasında durmuş bir şekilde en arka köşeye bakıyordu. Bu sefer onun baktığı yere kafamı çevirdiğimde gördüğüm şeylerle hemen Jimin'in omzunu çekiştirdim. Bana doğru döndüğü an konuşmasına izin vermeden Jennie'yi işaret ettiğimde o da ona baktı. Ardından gözleri benim yaptığım gibi onun baktığı yere, Jisoo'ya kaydı.

Tamam Jisoo ne zaman sınıfa geldi, ne zaman yerine yerleşti hiç farkına varmıştım. Ya da geldiyse neden bizim yanımıza gelmedi onu bile bilmiyordum. Asıl önemli olan nokta, burada ikisininde birden bire feremon salgılayıp tuhaf bir şekilde bakışmalarıydı.

Ne oluyordu böyle?

İyice belirginleşmeye başlayan feremonları ile sırada arkama yaslanarak nefes almaya çalıştım. Ama nafile.

Omega olduğumdan gittikçe arttırdıkları feremonlar benim dayanabileceğim kadar değildi. Ağırdı. Zaten ağır olan feremonları arttıkça ben daha çok boğulacakmışım gibi hissediyordum.

Öksürmeye başladığımda Jimin korkuyla bana döndü. Yüzümün kıpkırmızı olduğundan emindim.

"İyi misin? Jungkook!"  Sesi yüksek çıktığında üstüme dönen bakışları hissettim. Yerimde rahatsızca kıpırdandığımda benim gibi Jimin'inde hafiften etkilenmeye başladığı belli oluyordu. Ama bu kötü yönde bir etkilenmeydi. Nefes almamıza engel olacak derecede ağırdı benim için.

Jimin alfalardan bir düşük tür olan beta olduğundan biraz daha dayanıklıydı benden.

Birden bire Yoongi'nin "Jennie, Jisoo!" diye bağırışı yankılandı sınıfta. "Kesin şu siktiğim feremonlarınızı! Sınıfta sadece alfa yok! Kendinize gelin! Sizde camı açsanıza ne duruyorsunuz?!"  İçerideki bir kaç öğrenciye hitaben bağırdığı an, camları açtılar. Jiminde yerinden kalkarak benim yan tarafımda ki camı açtığında yanıma gelen Jisoo saçlarımı geriye itekledi.

"İyi misin? Özür dilerim gerçekten bir an ne olduğunu anlamadım. Engel olamadım kendime. Özür dilerim!"  Kafamı salladım onu onaylamak için. "İyiyim, iyiyim." Dediğimde "Jungkook!" Diyerek yanıma koşan Jeongguk ile kafamı kaldırarak ona baktım.

"Ne oldu? Kıpkırmızı olmuşsun! İyi misin?" Nefes almadan hızlı hızlı konuşması yüzünden istemsiz gülerek kafamı salladım. "İyiyim gerçekten. Bir şey olmadı."

"Özür dilerim Jungkook." Sessizce mırıldanan Jennie'yi duyduğumda her ne kadar ondan pek hoşlanmasam da gülümsedim. "Sorun değil dedim. Geçti gitti, iyiyim şuan." O da bana gülümseyerek yerine, Lalisa'nın yanına geçip oturduğunda Jisoo da son kez omzumu patpatlayıp kendi sırasına geçti.

Jimin, Jeongguk'un geçmesi için çekildiğinde o da yerine geçti.
Şimdi herkes sırasında yerlerini almıştı. Dersin başlamasına hala vakit vardı. Aslında biraz şaşkındım çünkü sınıf ilk defa bu kadar sessizce hocayı bekliyordu... Hemde hâlâ daha erkendi, buna rağmen sınıftaki çoğu kişinin gelmiş olup, yerlerinde oturması...

"Ne o, bizim maymun gelmedi mi bugün okula?" Birden sespenen Jeonggukla ona döndüm. Kaşlarıyla boş olan yanımı işaret ettiğinde onu onayladım. "Maymun mu?"

"Ay, sencede maymunu andırmıyor mu?"

"Saçmalama." Kaşları itiraz etmem ile çatılırken ben hala kızarık olduğunu düşündüğüm yüzüme rağmen gülümsedim.

"Şey yani maymun bile daha iyidir öyle demek istedim hyungcuğum."

"Aferin böyle işte." Gülümser gibi olup tekrardan normale dönen yüz ifadesi ile Jimin'in ona seslenmesiyle önüne döndü.

Onlar önüne döndüğünde bende çantamdan test kitabımı çıkardım.
Tam o anda cebimde titreyen telefonum ile elime yeni aldığım kalemi bıraktım.

Sanırım mesaj gelmişti ama kimden?
Şifreyi girip WhatsAppa girdiğimde kaşlarımı çattım.
Telefonumda kayıtlı olmayan bir numaraydı.

Kaydedilmeyen numara:
seni özledim.

Biriciğim:
  Yanlış numara sanırım.

Kaydedilmeyen numara:
Jungkook?

Biriciğim:
Evet benim.

Numaramı nereden aldın??

Kaydedilmeyen numara: 
Sınıf grubundan.

Biriciğim:
  Taehyung??

Kaydedilmeyen numara:
Nasılda bildin hemen :))

Biriciğim:
Sınıfta olmayan tek kişi sensin ve
çoğu yanındaki arkadaşı ile konuşuyor.
Elinde telefon yok.
Yani sensin işte.

Kaydedilmeyen numara:
Seni özledim

Biriciğim:
Ne yapabilirim???

Kaydedilmeyen numara:
Hiçç öylesine

Diyeyim dedim.

Biriciğim:
Tamam.

Kaydedilmeyen numara:
Ve şey diyecektim

Cuma günü için tekrardan özür dilerim.

Gerçekten isteyerek olmadı.

Sen aniden dönünce işte, anlamadım
Ne olduğunu.

Yani tamam, seni öpmek istiyordum
ama bu şekilde hayal etmiyordum :(

Biriciğim:
LQKWNWNSNDKKZMSKSKX

ya ne şekilde hayal ediyordun peki??

Kaydedilmeyen numara:

Bilmek istemezsin emin ol güzelim :d

Biriciğim:

Defol git

Kaydedilmeyen numara:
Utandın mı :)

Biriciğim:
Ne utanacağım be!

Hem seni sevmiyorum yazma bana.

Hoca gelecek zaten birazdan

Kaydedilmeyen numara:
Benim içinde not tutup
Belki evime getirmek istersin.

Biriciğim:
İstemiyorum?

Kaydedilmeyen numara:
İstiyorsun istiyorsun.

Biriciğim:
Korece sıfır.
İstemiyorum diyorum.

Kaydedilmeyen numara:
Seni özledim diyorum ama

Biriciğim:
Peki bunda beni ilgilendiren kısım
ne tam olarak??

Kaydedilmeyen numara:
Seni özlüyor oluşum

Biriciğim:
Taehyung,
Özleme beni.
Sevme.
Bana dair hiçbir şey yapma,
Hissetme.

Kaydedilmeyen numara:
Bunlar benim elimdeymiş
gibi konuşma.

Seveceğim kişiyi kendim seçmiyorum.
Ne kurduma, ne de kalbime söz geçirebiliyorum.

Olmuyor sensiz.

Biriciğim:

Jennie ve Lisayı da mı kalbine söz geçiremediğin için öpüyordun|

Taehyung sana inanmıyorum.

Olmuyor, kimseye güvenemiyorum|

Üzülmekten korkuyorum|

Kaydedilmeyen numara:
Neden?
Sadece nedenini söyle,
Söyleki kazanayım güvenini

Biriciğim:
İstemiyorum.

Kaydedilmeyen numara:
Neden ama?

Neden bana bir şans vermiyorsun?

Biriciğim:
Taehyung

İstemiyorum çünkü

Sen neden zorluyorsun?

Benden daha güzellerini bulabilirsin.

Daha iyilerini bulabilirsin.

Taehyung, seni seviyorum dediğin zaman şu okuldaki herkes kucağına atlar.

Kaydedilmeyen numara:
Jungkook ben herkesi değil

Seni istiyorum.

Ve pes etmeye asla niyetim yok.

Biriciğim:

Takıntılı manyak ruh hastasının tekisin

Kaydedilmeyen numara:
Pek bir dilin açılmış bakıyorum :d

Yüzüme karşı ağzını bıçak açmıyor ama gel gör ki mesajlaşırken...

Biriciğim:
Hahahah çok komik

Kaydedilmeyen numara:
Gülerken ses kaydı atsana

Biriciğim:
Ruh hastasısın derken şaka yapmıyodum.
Ne alaka?

Kaydedilmeyen numara:
Güzel gülüyorsun çünkü.
Uyurken dinlerim.

Biriciğiim:
Taehyung

Kaydedilmeyen numara:
Efendim güzelim

Biriciğim:
Bana şöyle seslenme.
Bana güzel şeyler söyleme.

Alışmak istemiyorum ki|

Kaydedilmeyen numara:
Neden?
Sana çok yakışıyor.

Biriciğim:
Hayır.
Yakışmıyor.

Kaydedilmeyen numara:
Hayır güzelim kelimesi en çok sana yakışıyor.
Ve daha bir sürü güzel kelime.
Benim için hepsinin tanımı Jungkook.

Biriciğim:
Seni anlamıyorum. Gerçekten

Başkasını severken neden hâlâ benimle uğraşıyorsun?

Kaydedilmeyen numara:
Senden başkasını sevmiyorum Jungkook.

Bunu daha kaç kere anlatmam lazım acaba

Biriciğim:
Beni sevseydin başkasıyla öpüşmezdin
Ona onunla sevgili olmak istediğini söylemezdin.

Kaydedilmeyen numara:
Jungkook bebeğim, rüya falan mı gördün amk
Kimseyi öpmedim.

Ay dur

Swni öptüm :)

Biriciğim:
Konuyu sapıtma.

Kaydedilmeyen numara:
Hayır senden başkasını öpmem asla
Bunu düşünmen bile saçmalık.

Ya da senden başkasına da açılmam.

Açılmam çünkü sevmiyorum.
Sadece sen varsın benim için.

Biriciğim:
Kendi gözlerimle gördüğüm şeylere inanmak
Tercihim

Delta.

Kaydedilmeyen numara:

Anlamıyorum...

Rüya falan mı gördün???

Biriciğim:

Hayır.

Yazma artık sahte aşkını.

Kaydedilmeyen numara:
Sahte aşk?

Gerçekten bir gün beni delirteceksin Kim Jungkook.

Pardon klavye düzeltmiş Jeon Jungkook* :D

Biriciğim:

Hayal dünyan çok geniş

Kaydedilmeyen numara:

İçinde seninle neler neler yapıyoruz

Mhmmmmm

Bir bilsen

Biriciğim:

İstemez

Kalsın.

Kaydedilmeyen numara:

Neden?

Mesela, seni kendi yatağımın arasında

Saten bir pijama üstündeyken,
dudakların şişene kadar öpmemi,
Sonra boynunda bana ait izler bırakmamı
Yavaş yavaş aşağıya kaymamı ve sonra

Kaydedilmeyen numara yazıyor

Biriciğim:
SUS

SUS TAEHYUNG SUS YAZMA

İSTEMİYOEUM TAMAMA Mİ

YAZMA SAPİK SPAİAK SEYELR

OFFF

Kaydedilmeyen numara:
Hmhm haklısın aşkım.
Bende altımda harika görüneceğini düşünüyorum.

Biriciğim:
Tsehyung

Sikturdt dgist

Kaydedilmeyen mumara Sapık delta olarak değiştirildi.

Sapık delta:
Neyse güzelim, ders vakti gelmek üzere
Hoca gelir şimdi.
Güzelce dinle dersi.

Bende işlerimi halledip şu proje konusunu konuşayım hocalarımızla.

Belki ikimizide proje eşi yapmak isterler değil mi? :D
[İletildi]

ARKADAŞTAN GECİKME İÇİN SORRY.

Yarin (teknik olarak suan yarina girmiş oluyoruz) tyt denemem var 😭 sabah 9-10 gibi gireceğim tabii uyanirsam... Olmazaa uyaninca gireceğim.

Sans dileyin bana nolur

Bir de takip edin. Bazen iwlab bölüm yazarken sevdiğim kısımları panomda paylaşıyorum. ❤️

DİĞER OMEGAVERSELERİME BAKMAK İSTERSENİZ KONULARINI KOYAYIM BURAYA

neysem bu kadardı

Sonraki bölümde (seneye) görüşürüz LAMSMXMXMXMXM

Continue Reading

You'll Also Like

830K 66.9K 13
arkadaşlarıyla birlikte orduya katılan jungkook, ilk görüşte etkilendiği komutan kim taehyung'a cinsel içerikli mesajlar atmaya başlar. taekook, tex...
1M 89.4K 35
Kayboldum, beni bilinmez bu yollardan, insanlardan kurtaracak tek bir kişi vardı.. ~Omegaverse~ 27.4.20
722K 65K 47
Delta Taehyung, başkasının ruh eşi olan omega Jungkook'u istiyordu. -TEXTİNG/ OMEGAVERSE/TAMAMLANDI-
252K 23.9K 25
Jeon Jungkook, 20 yaşına gelen herkesin dolunay gecesi kurt cinsiyetini ôğrenmesi şerefine düzenlenen baloda, kardeşinin kurt cinsiyetini kutlamaya g...