sweet hearted || vrosé ✔️

By swagyjungoo

8.9K 1K 315

"Artık yakışıklılara da mı zorbalık yapılıyor? Çıldırmış olmalılar." Alayla konuşup önüne düşen sarı tutamlar... More

o n e
t w o
t h r e e
f o u r
s i x
s e v e n
e i g h t
n i n e
t e n || F I N

f i v e

806 104 31
By swagyjungoo

Üç gün olmuştu. Hafta sonu da araya girince beş gün... Chaeyoung'un hayatında geçirdiği en zor beş gündü. Eve gelince ders çalışıyor, okulda ders çalışıyor, akademide ders çalışıyor...
Piyano hocası Min Yoongi'ye durumuyla alakalı sadece bir mesaj atabildiğinden biraz suçlu ve utanmış hissediyordu. Üstelik Taehyung'u da o gün ve sonrasında hiç görememişti.

Pazartesi okul çıkışına kadar bekledi. Şöföründen kaçmanın yollarını aradı. Kaçarsa annesi kesin öğrenirdi. İkna kabiliyetini mi kullanmalıydı?
Okul kapısının önünde bekleyen siyah arabanın içine atladı. Şöför Kim, her zamanki istikamete dönerken beklenmedik bir şey yaşanmıştı. Chaeyoung ağlıyordu.
"Efendim bir sorun mu var?"

"B-bugün okulda...
Sürekli paramdan faydalandığımla alakalı dalga geçtiler."
Dedi sadece. Okulda hiçbir şey yaşadığı yoktu. İnsanlar arkasından konuşmanın ilerisine gidemezdi.

"Bayan Park'a haber-"

"Hayır! O zaman benimle daha çok uğraşırlar. Bay Kim, lütfen bugünlük bana izin verin. Bu halde akademiye gidersem alay konusu olurum."
Derken bir yandan göz yaşlarını peçetesine sildi. Yaşlı gözleriyle adamın tam göz bebeğinin içine doğru bakıyordu. Bay Kim'in onu anlayacağını düşündü.

Tahmin ettiği gibi de oldu. Bay Kim arabayı ilk sağ da durdurdu.
"Eğer Bayan Park fark ederse işimden olurum efendim."

"Çok çok çok teşekkür ederim. Asla işinden olmayacaksın merak etme!"
Aniden modu değişmiş yüzünde adete güller açar vaziyete gelmişti.

Arabadan atladığı gibi ara sokağa daldı. Eski parka uğrayıp Min Yoongi'den özür dileyecekti.
Koşarak eski parka gitti. Daha kimsecik yoktu.

"Erken mi geldim?"
Diyerek kolundaki saati kontrol etti.
Koşarak geldiğinden daha zamanı vardı.

Akademiye de yetişmesi için ayırdığı yarım saatlik dilimde ilk önce Min Yoongi'nin yanına gitmeyi seçmişti.
Boyası sökülmüş ve paslanmış demirlikleri olan apartmana girdi. Min Yoongi en üst katta stüdyo dairede yaşıyordu. Kapı ziline uzunca basılı tuttu. Tekrar parka dönmek için oldukça sabırsızdı.

"Kim o?"
Genç adam kapının arkasında bağırdı.

"Roseanne Park Chae-"

"Adın çok uzun."
Alayla konuşan adam giydiği siyah tişörtü aşağıya indirmekle meşguldü. Sarıya çalan saçlarını düzeltip kollarını önünde bağladı. Chaeyoung bakışlarını ayak ucuna indirdi.

Min Yoongi, yirmi altı yaşında işsiz bir piyanistti. Tek yapabildiği piyona çalmayı da Chaeyoung ve dersleri dışında artık yapmıyordu.

"Özür dilerim seonsaeng-nim!"
Diye bağırmış doksan derece eğilmişti. Mahcuptu. Min Yoongi'yi ders vermesi için ikna eden oydu. Şimdi kendisi gelemiyordu.

Genç adam, hızlıca kızı kolundan yakaladığı gibi daireye soktu.
"Ya, tüm apartmana duyurma istersen."
Dedi Yoongi ve kızın kolunu bıraktı.

"Özür dilerim seonsaeng-mim!"

"Tamam tamam, özür dileme artık."
Demiş kendini tutamayarak gülmüştü.
"Empati duygusundan yoksun değilim Chaeyoung. Seni anlayabiliyorum."
Diyerek genç kızı rahatlatmaya çalıştı. Fakat dalga geçip ortamı yumuşatması gerektiğine kadar vermişti. Çünkü kızcağız gerçekten üzgün görünüyordu.
"Haklısın, ne de olsa iyi bir piyanist değilim. Benim yerime başkasını bul-"

"Hayır hayır! Asla!
Sebebim bu değil, yemin ederim."
Chaeyoung'un endişeli irisleri Yoongi'ye döndüğünde uzatmamaya karar verdi.

Konuşmadan önce elini kızın kafasına götürüp saçlarını karıştırdı.
"Sadece şaka yapıyorum küçük kız."
Dedi. Sarı ve yumuşak tutamlar nasır dolu avuç içine tuhaf hissettirmişti.

"Tekrardan özür dilerim."
Genç kız tekrar mahçup bir biçimde konuştu.
Kafasını tekrar selam vermek amacıyla eğdi ve çıkış kapısına ilerledi.
"İyi günler seonsaeng-mim. Tekrar geleceğim!"
Demiş kapıyı arkasından kapatmıştı.

Yoongi, kızın gözlerimde gördüğü hırsına hayran kalmıştı. Asla pes etmeyen yönünü de aynı şekilde...
Chaeyoung'un arkasında yüzünü avuç içlerinin arasına alıp yere çömeldi.

Kalbi neden aniden çarpmaya başlamıştı?

Chaeyoung, eski apartman basamaklarını en hızlı şekilde indi. Çok az zamanı kalmıştı. Bugün Taehyung için hiçbir şey getiremediği için biraz boş hissediyordu.

Ağaçların arkasında kalan parka doğru koştu. Direkt banka bakan gözleri gördüğü boşlukla ani bir duraksama yaşamıştı. Çoktan orada olması gerekiyordu. Etrafa bakındı. Oğlan yoktu.

"Bana küsmüş olmaz değil mi?
Tanrım, berbat bir insanım!"
Diye bağırdı kendi kendine.

Ne bekliyordu ki? Oğlana verdiği sözü tutamamıştı. Chaeyoung'u da diğerleri gibi olduğunu düşünüyor olmalıydı. Genç kız ben olsam böyle düşünürdüm, diye yaptığı varsayımlar derin ve hırıltılı bir sesle kesildi.

"Küsmedim."
Ses tam arkasından gelmişti. Chaeyoung hızla o tarafa döndü. Oğlanın tek gözü şişmişti ve burnundan şelale misali kan akıyordu.

Chaeyoung eliyle açık kalan ağzını kapadı. Jisung her geçen gün daha çok ileri gidiyordu. Acımasız piç kurusu, diye sövdü içinden.

"Benimle gel."
Deyip oğlanın bileğine yapıştı lakin ufak bir dokunuş bile acıyla inlemesine sebep olmuştu.
"Üzgünüm... Gel hadi."
Onu güvendiği birinin eline bırakmazsa aklı kalacaktı.

Az önce çıktığı apartmana doğru adımlarken içinde daha çok tutamadan konuştu.
"Beni bekledin mi?"
Taehyung ani soruyla ne cevap vereceğini bilemedi. Sessizce kıza bakmayı sürdürdü.

Genç kız merakla ona bakıyordu.

"Sessizliğini hayır olarak mı algılamalıyım?"

Apartmanın merdivenlerine geldiklerinde ona bir basamak üstten bakmaya devam etti Chae. Taehyung sustu. Çünkü hissettiği bu şeyin ne olduğunu bilmiyordu.

"Üzgünüm, bencilce davrandım. Şu an önemli olan bu değil."
Demiş basamakları çıkmayı sürdürmüştü. Ağlayacak gibi hissediyordu fakat tutmak dışında başka bir çaresi yoktu.
Taehyung benim hakkımda yanlış düşüncelere kapılmış çoktan, dedi.

En üst kata ulaşana kadar kimse konuşmadı.
"Kim o?"

"Chaeyoung."
Sonra kapı hızlıca açıldı. Min Yoongi kızın geri dönmesini beklemiyordu.

Genç kızın ağlamaklı suratını görünce istemsizce bir adım attı öne doğru lakin sonradan arkasındaki genci fark edebilmişti.

"Yaralarının sarılması lazım."

İki oğlanında kafası karışmıştı. Yoongi arkadaki esmer çocuğun kim olduğunu merak ediyordu. Chaeyoung ona getirdiyse gerçekten önemli biri olmalıydı.

Chaeyoung, Taehyung'u içeri sokup kapı eşiğinde bekledi.
"Arkadaşım Kim Taehyung. Yaralarının tedavi edilmesi lazım fakat burada kalırsam bir daha sokağa çıkma şansımı kaybedeceğim. Lütfen, ona yardım et."
Yoongi kızın sesindeki çaresizliği hissetmişti.
Chaeyoung'un böyle biriyle nasıl arkadaş olduğunu anlayamadı.

"Pekala, arkadaşına yardım edeceğim. Sen geç kalma daha çok. Akşam durum bildirisi atarım."
Tekrar kızı rahatlatmak adına sakince konuştu.

Taehyung ortamdan çok alakasız hissediyordu. Ama bunun üzerine düşünemedi çünkü midesi felaket bulanıyordu. Üstelik soğuk soğuk terlediğinin de farkındaydı.

Chaeyoung son kez Taehyung'a bakıp orayı terk etti.

Genç adam, Taehyung'u piyanosunun karşısındaki üçlü kanepeye oturttu.
Taehyung çok halsiz gözüküyordu. Eliyle karnını tuturken aniden boğazı düğümlendi ve midesi kasıldı.

Kendi tutamadan kusan Taehyung, eski parke zemini tamamen kırmızıya bulamıştı.

Continue Reading

You'll Also Like

2.2K 806 27
İlginç bir roman konusu ise yaşlanan inanılmaz güçlü bir dövüşçünün kendine varis araması ile başlar Kapak GalibaKitaplarla108 aittir buradan teşekkü...
12.2M 590K 87
18 yaşında genç bir kızın yolu çıkmaz bir sokakta hiç kesişmemesi gereken bir adamla kesişti. Adam hayata ve mavi renge küskündü. Genç kızla beraber...
11.2K 1K 30
Nishimura riki yeni bir dili öğrenmenin en iyi yolunun flörtleşmek olduğunu duymuştu. ⤵ nishimura riki x girl (Texting+düz yazı)
111K 8.7K 38
sadece erkeklerin olduğu bir üniversitede gay yönelimin odağı ve tüm dikkati üzerine çeken Jungkook, bu durumdan sıkılan ve onu bu rahatsızlıktan ko...