Got7 - One Shot

By aydakun

161K 2.8K 1.7K

Got7 ve sen. More

Mark
Jinyoung
Jaebum
Youngjae
Bambam
Yugyeom
Jackson
0.1
0.2
1
0.4
0.5
2
0.6
3
Jaebum
Mark
Jackson
Jinyoung
Youngjae
BamBam
Yugyeom
4
Jaebum
Mark
Jackson
5
6
Jinyoung
7
Youngjae
BamBam
Yugyeom
8
0.7
9
0.8
0.9
0.10
10
0.11
0.12
0.13
11
0.14
12
13
14
15
0.15
16
17
0.16
18
19
0.17
20
21
22
23
24
25
0.18
26
27
0.19
0.20
28
29
30
31
32
33

0.3

2.6K 34 45
By aydakun


Yandere /  mafya Got7 ile partnerinin ilk karşılaşması.



JB

*Bir kahve dükkanı*

*Sipariş vermek için yanındaki simsiyah giyinimli adam ile aynı anda sıraya girdiniz, sen çilekli milkshake isterken yanındaki adam çok sert olduğunu bildiğin bir kahve sipariş etti.*

*Ortam çok kalabalık olduğu için birbirinize yapışık gibi duruyordunuz.*

*Kaçamak bakışlarla ona bakarken seni yakaladı ve küçük bir gülümseme sundu. Utançla başını çevirdiğinde gelen siparişini alıp önünde eğilerek kafeden çıktın.*

*O ise arkandan gülümseyerek bakıp ardından siparişini alarak o da kafeden çıktı.

*Sen ilk karşılaşmanız olduğunu düşünüyordun ancak bu ne ilkti ne de son.*



Mark

*Kütüphanede.*

*Klasik öğrenci sen finallerinin başlamasıyla her gün kütüphaneye gider olmuştun.*

*Aynı zamanda da geleceğin doktorları, mimarlarıyla da tanışmak için. Bir şey olamazsam zengin koca bulurum mantığıyla.*

*Seni temin ederim zengin bir kocaya gideceksin ama o ne doktor ne de mimar.*

*Mark zaten sürekli olarak peşinde olduğu için bunu karşına çıkmak için bir fırsat olarak kullanırdı.*

*Rafların arasında sana lazım olan kitabı bulmak için dolaşırken o da dikkatli bir avcı gibi avının uygun bir anını kolluyordu.*

*Kitabını bulduğunda sitemle iç çektin.*

"Bu kitapları neden hep en yüksek raflara koyuyorlarsa."

*Parmak uçlarında kitaba uzanırken arkandan güzel, beyaz bir el istediğin kitabı aldı.*

*Önüne döndüğünde karşındakini melek sandın, güzel gülümsemesi ve süt beyazı teniyle öyle gözüküyordu zaten.*

-Bunu mu istedin?

*Büyülenmiş bir şekilde kafanı salladın.*

-Öyleyse bunu almak için benimle kahve içmelisin.

*Tekrar kafanı salladın. Aklın başından gitmişti sanki.*

*Oysa içinden sinsice kahkahalar atıyordu. Avı eline düşmüştü işte.*




Jackson

*Sokakta.*

*Geç saatlerde dershaneden çıkmış evine gidiyorken kestirme olsun diye girdiğin ara sokaktan hızlı adımlarla çıkmaya çalışıyordun.*

*İçinden kendine kızarken ileriden boğuşma sesleri geldi, başta ne olduğunu anlamadığın ve merakına yenik düştüğün için biraz daha ilerledin.*

*Gördüklerinle çığlık atmamak için elinle ağzını sıkıca kapattın.*

*Biri onlarca kez karşısındaki adama bıçağını saplarken miden bulanıyor gözlerine yaşlar doluyordu.*

*Sessiz olmaya çalışırken geri geri adımlamaya başladın, bir taşa takılıp düşene kadar. Sertçe yeri boylarken ağzından daha fazla tutamadığın hıçkırıklar kaçmış ve katilin sana dönmesine sebep olmuştun.*

*O sana doğru adımlarken yerde sürünerek geri gidiyor ve yalvarıyordun.*

"Lütfen, yemin ederim polise gitmem. Bırak beni lütfen, kimseye bir şey anlatmam gördüklerimi unuturum."

*Söylediklerinle kan sıçramış yakışıklı yüzünde bir gülümseme oluştu. Eğilip elini saçlarına götürüp okşamadan önce konuştu.*

-Endişelenme sana bir şey yapmayacağım.

*Aklındakiler düşündüğünden farklıydı.*




Jinyoung

*Markette.*

*Kendine pasta yapmak istiyordun ancak yarım saattir aradığın pasta kremasını bulamamıştın. Çalışanlara soramayacak kadar utangaçtın.*

*Raflara boş bir şekilde bakınırken birisi gelip elindeki sepete tam da aradığın kremayı koydu. Arkana döndün kim olduğuna bakmak için.*

*Taktığı maskesinin ardından gülümsediğini kısılan gözlerinden anlıyordun. Sessizce teşekkür ettin.*

-İhtiyacın olan şey bu. Çalışanlara sormaman akıllıcaydı bu senin için sorun olabilirdi.

*Ne dediğini anlamamış bir şekilde ona bakarken sana göz kırpıp marketten çıktı.*


[Yine Jinyoung'a düşüyoruz.]


Youngjae

*Alışveriş merkezi.*

*Bir mağazada ihtiyacın olan kıyafetleri bulmak için dolaşırken çarpışırdınız.*

*Eğilip özür dilerken güzel yüzüne gereğinden uzun bakmış olduğun için utançla hemen ondan uzaklaştın ve kıyafetlere bakmaya başladın.*

*Dikkatini çeken saten kumaştan biçilmiş, uzun, sade kırmızı elbiseyi gördün. Bedenini bulup elbiseyi denemek için kabine girdin.*

*Üstüne tam oturmuş elbise ile aynaya bakmak için kabinden çıktığında karşında onu görürdün.*

-Kırmızı kesinlikle senin rengin.

*Teşekkür ederken arkasındaki aynadan kendine baktın. Geri kabine girip fiyatına baktığında dudaklarını büzerek elbiseyi üstünden çıkarıp ihtiyacın olanları alıp kasaya gittin.*

*Aklın hala o elbisedeyken eve geldin ve kapının önündeki kırmızı kurdeleli siyah kutuyu gördün. Merakla kutuyu alıp içeri girdin ve içine baktın.*

*Bugün denediğin kırmızı elbise ve bir de not vardı.*

-Kırmızı kesinlikle senin rengin. Bu elbiseyi sadece benimleyken giymen şartıyla sana hediye ediyorum.




BamBam

*Evin.*

*Bir süredir takip edildiğini düşünüyordun.*

*Sürekli peşinde siyah maskeli ve uzun bir adam görüyordun. Gece yatmadan önce camı kapatmak için kalkmanla fark etmiştin her şeyi.*

*Yolun karşısında durmuş sana bakıyor olurdu. Korkuyla geri çekilip ne yapacağını düşünürken aklına polisi aramak geldi.*

*Çokta iyi bir fikir değil aslında.*

*Telefonunu salonda unuttuğun aklına gelince hızla odanın kapısına yöneldin. Salonda telefonunu nereye koyduğunu bulmak için aranırken arkandan gelen sesle oraya döndün.*

*Karşında maskesini indirmiş, elinde telefonun ile sana bakıyordu. Korkuyla çığlık atıp kaçmaya çalıştığında bir kaç adımla seni yakalamış ve koltuğa yatırmıştır.*

*Üstüne ağırlığını vermeden oturup ellerini başının üstüne kenetler.*

"Lütfen beni bırak. Benden ne istiyorsun?" 

*Hala sessizliğini korurken cebinden bir şırınga çıkarıp boynuna bastırır. Bilincin giderken duyduğun son kelimeler şunlardı.*

-Artık evimize gitme vakti bebeğim.



Yugyeom

*Hastane.*

*Hastanenin acil bölümünde çalışan başarılı bir doktorsun. Hastaların dahil hastanedeki herkes seni çok severdi.*

*Yine yoğun bir günde acil 7 numaralı odaya bakman söylendi. Hızla oraya gittiğinde yarası derin olmasada fazla kanaması olan ama hiç mimiksiz uzanmış olan dehşet uzun birini gördün.*

*Yanına yaklaşıp gülümseyerek kendini tanıttığında dikkatle tişörtünü çıkarıp yarasına baktın.* 

*Dikiş atıp, pansuman yapana kadar gıkını çıkarmadan dikkatle seni izler. Gözünü kırpmadan seni izlemesinden dolayı yanakların kızarırdı.*

*İşin tamamen bittiğinde tişörtünü giydirip yazdığın ilaç reçetesini ona uzattığında 2 günde bir pansumana gelmesi gerektiğini söyledin.*

-Pansumanımı sen mi yapacaksın?

"Eğer talep ederseniz evet."

*Ayağa kalkarken konuşur.*

-Öyleyse görüşmek üzere doktor hanım.










































































































Ayda

Continue Reading

You'll Also Like

26.9K 1.3K 22
Almanya'da yaşayan genç bir kız, 15 yaşındayken, abisinin aşiretin kızını kaçırması nedeniyle, berdel töresi gereği 33 yaşındaki bir adamla evlenmek...
5.6K 603 12
Küçük yaşta annesini kaybeden Baskın Omega Ares Bera'nın, babası ile yaşadığı sakin hayatı, bir gün çalan telefonu ile son bulmuştu. Hiç tanımadığı i...
59.8K 1.4K 26
"Git! Çok gitmek istiyordun! Git ama kızım bende kalacak!" Söyledikleri ile elim ne zaman havaya kalkıp onun suratına geçdi anlamamıştım. Pamirin yü...
83.5K 1.6K 9
Kara hareleri beyaz tenimde gezerken gerilen vücudumu ondan gizlemeye çalışıyordum.Pek başarılı olduğum söylenemezdi.Acımasız ve sertti,bu beni korku...