Fotoğrafta Duru, Ulaş, Gürkan ve Asena var.
Pera - Günaydın
İyi okumalar...
Gürkan: Ulaş
Gürkan: SENİN AĞZINA EDEYİM BOK HERİF
Gürkan: Gel lan şuraya
Gürkan: Telefonları da açmıyorsun
Gürkan: Korkak tavuk
Gürkan: Ne yaptın lan sen?
Ulaş: Ne yapmışım kanka?
Gürkan: Hiç aptalı oynama, ne yaptığını gayet iyi biliyorsun
Ulaş: Evet, biliyorum
Ulaş: Aferin bana, çok iyi yapmışım
Gürkan: Asena'ya kanka dedim senin yüzünden
Ulaş: Hadi lan oradan, onu da dememişsindir
Gürkan: Dedim, senin yüzünden dedim
Gürkan: Sakın karşıma çıkma, selanı okurlar haberin olsun
Ulaş: Sanki yaptığım şeyin sonucu iyi bitmemiş gibi atarlanma hiç
Gürkan: Nasıl bittiğini nereden biliyorsun?
Ulaş: Bakalım nereden biliyorum...
Ulaş: Hah, ikinizin de ciğerini bildiğim için biliyorum canım kardeşim
Ulaş: Yeter artık bu kadar platoniklik
Ulaş: Kız kendi dedi seyirlik sevilmek istemiyorum, benim için savaşsın istiyorum diye
Ulaş: Neyi bekliyorsun?
Ulaş: Evlenip çoluk çocuğa karışmasını mı?
Ulaş: Önünde engel yok bir şey yok
Ulaş: Korkaklık etme
Gürkan: Oğlum deme lan öyle
Gürkan: Evlenmek falan
Gürkan: Ağzını hayra aç
Ulaş: Sen de harekete geç o zaman
Gürkan: Ne yapayım Ulaş?
Gürkan: Benden hoşlanmayan bir kıza mı yavşayayım?
Gürkan: O zaman rahatsız olur
Ulaş: İşte bu yüzden yaptım
Ulaş: Senin sırf o utanmasın diye neler yaptığını görmesi lazımdı
Ulaş: Asena böyle şeylere düşer
Gürkan: Bana düşmez kanka
Gürkan: Başka bir erkek yapsa eyvallah ama sana, bana ve Furkan'a düşmez
Ulaş: HAHAHAYT
Ulaş: Sen kendini ben ve Furkan'la bir mi tutuyorsun?
Ulaş: Seni dövmüyor bile, ezik
Ulaş: Seni oğluşu gibi görmüyor
Ulaş: Yani babişimiz olabilirsin
Gürkan: Ya Ulaş yürü git ya
Ulaş: Bana yazan sensin be
Ulaş: Böyle davranmaya devam edersen bana ulaşamayacaksın
Ulaş: Ne kadar ağır olduğunu sen düşün
Ulaş: İsmi Ulaş olan birine ulaşamamak...
Gürkan: Heh, soğuk espri de geldi tam oldu
Ulaş: Bu espriyi yapamayacaksam adımın Ulaş olmasının bir anlamı yok
Ulaş: Ayrıca, yaptıklarımın ve söylediklerimin sonuna kadar arkasındayım
Ulaş: Aranızda bir engel var mı?
Ulaş: Yok
Ulaş: Seni kankası olarak görüyor mu?
Ulaş: Hayır, Furkan'ı ve beni kankası olarak görüyor
Ulaş: İstediği erkeğin özelliklerini sıralarken hepsi sende var mıydı?
Ulaş: Evet, vardı
Gürkan: Esmer değilim ama
Ulaş: Kafana bir sıçarım, esmerin dibi olursun
Ulaş: Hasta etme adamı
Gürkan: Geri zekalı
Ulaş: Oğlum adım at lan
Ulaş: Savaş kız için
Ulaş: Savaşmana imkan varken savaş
Ulaş: Dürüst ol
Ulaş: Bari siz kavuşun kurban olayım
Gürkan: Başka kim kavuşamıyor?
Ulaş: Ben ve huzur
Ulaş: Aslında seviyoruz birbirimizi ama benden kaçıyor devamlı
Ulaş: Onu hak etmiyorum sanırım :(
Gürkan: Valla çevirmeye çalışmanı takdir ediyorum
Gürkan: Ama yemedim
Gürkan: Sende bir şeyler var
Gürkan yazıyor...
Ulaş çevrimdışı
Gürkan: Ama şimdi sorsam kesin kaçarsın
Gürkan: Ve kaçtın
Gürkan: Harika
Gürkan: Eh, tanıyorum malımı
Gürkan: Okulda nasıl kaçacaksın onu merak ediyorum ben
Gürkan: Nasılsa yakında anlarım neyin olduğunu
***
Asena: Ay selam
Asena: Sonunda kıskanç Ulaş'tan numaranı aldım
Duru: Yuh, bunca zaman vermedi mi numaramı?
Asena: Yok, vermedi haspam
Asena: İkimizin ilk buluşmada birden yakınlaşması gözünü korkutmuş
Asena: Kıskanç hergele işte
Asena: Neyse, sen nasılsın?
Asena: Ulaş'tan haberleri aldım, çok geçmiş olsun
Duru: Teşekkür ederim
Duru: İyiyim ben, ablam da iyi
Duru: İlk anda çok korktuk ama neyse ki ciddi bir yaralanma değildi
Duru: Sen nasılsın?
Asena: Nasıl olayım, Allah'ın beni kurtarıcı olarak başlarına gönderdiği iki ergenle uğraşıyorum
Asena: Allah'tan Gürkan var, o biraz kolaylaştırıyor işimi
Duru: Siz karı koca mı oldunuz yerim sizi
●Gönderilmedi
Duru: Ulaş ve Furkan'dan bahsediyorsun, değil mi?
Duru: Anlatsana, nasıl uğraştırıyorlar seni?
Asena: Ne sen sor ne de ben anlatayım
Asena: Zaten ikisini yakından tanıyınca anlayacaksın sen de ne mal olduklarını
Duru: Ulaş o kadar bela oluyor mu başına?
Duru: Aslında bana çok olgun geliyor
Asena: Olgun bak, yiğidi öldür hakkını ver demişler
Asena: Ama eğer samimiyseniz çekeceğin var
Asena: Ki samimisiniz siz
Asena: Şu an olmasa da ileride Ulaş gerçek yüzünü göstermeye başlar
Duru: Sümkürürken ses kaydı atmak gibi bir gerçek yüzse onu çoktan gördüm
Asena: Çok utandım şu an
Asena: Vardır öyle ruh hastalıkları
Asena: Allah'tan çok az hasta oluyor
Asena: Azcık nazlanmak onun da hakkı, annesi kurban olsun ona
Duru: Siz Ulaş'la nasıl tanıştınız?
Asena: Lisede tanıştım
Asena: Senin de bildiğin üzere kızlar bana biraz düşman
Asena: Anlaşamıyoruz, beni pek sevmiyorlar o yüzden pek arkadaşım yok
Asena: Furkan ve Gürkan'la 5. sınıftan beri tanışıyoruz zaten
Asena: Ulaş'la da Furkan aracılığıyla tanıştık
Asena: O zamandan beri hiç ayrılmayız
Asena: Genelde bizimkilerden hoşlanan kızlar da hiç sevmez beni, kötü kötü bakarlar
Asena: Bunun zaten farkındaydım ama onlarda gözümün olduğunu düşündüklerini bilmiyordum
Duru: Anlamak isteyen için senin onlara yaklaşım tarzından öyle bir niyetinin olmadığı belli oluyor
Asena: Cidden mi?
Duru: Evet
Asena: Belki hiçbirinden hoşlanmadığın için öyle düşünüyorsundur
Duru: Alakası yok
Duru: Erkeklerle takılman illa onlarda gözünün olduğu anlamına gelmez
Duru: Sırf bu düşüncelerden nefret ettiğim için Ulaş'a okulda suratıma bakmamasını tembihledim
Duru: Aslında erkek arkadaş cidden harika bir şey
Duru: Benim de çok yakın kız arkadaşlarım olmadı
Duru: Daha çok onlar benimle konuştuğu için ben onlarla konuştum
Duru: Biraz asosyalim
Asena: Ciddi misin?
Asena: Hiç o izlenimi almadım senden
Asena: Yani ne bileyim, ilk kez konuşmamıza rağmen oldukça rahattın
Duru: Gerçekten mi?
Asena: Evet
Asena: Merak ediyorum, sana asosyal olduğunu kim söyledi?
Duru: Yalnız takıldığım için bunu duyduğum çok oldu
Asena: Ay gözlerimi devirdim
Asena: Yalnızlığın da kimi zaman tercih olabileceğini ne zaman anlayacaklar?
Asena: Yalnız takılıyor olman yalnız olduğun anlamına gelmez
Asena: Belki okulda o kadar çok mankafa vardır ki kendine uygun birini bulamamışsındır?
Asena: Ama yok, kusuru illa karşı tarafta arayacaklar
Asena: Bana sorarsan oldukça tatlı ve muhabbeti saran birisin
Asena: O yüzden geçen Ulaş, Furkan ve Gürkan bize geldiğinde senin de gelmeni çok istedim
Asena: Sen sadece üzerine yapıştırılan asosyal yaftasını benimsemiş ve kendini asosyal zanneden birisin
Duru: Oha, aydınlanma yaşıyorum
Duru: Düşündüm de haklısın cidden
Duru: Yalnız takıldığımda kendimi yalnız hissetmiyordum aslında
Duru: Ama o kadar çok duydum ki en sonunda asosyal olduğumu düşünmeye başladım
Asena: İşte biz buna hakkında hiçbir halt bilmeden her şeyi biliyormuş gibi yorum yapmayı seven insan terörü diyoruz
Asena: Tanıdığım en tatlı kızsın
Asena: Hatta tanıdığım tek tatlı kızsın
Asena: Çünkü ailemden olmayıp da benden nefret etmeyen tek kız sensin... :")
Duru: Senden nefret edenler utansın
Asena: Bunun sonu gün muhabbetine gidiyor
Duru: Bir sakınca görmüyorum
Asena: Ben de görmüyorum
Asena: Yakında kısır yiyip gıybet yaptığımız günler de gelecek
Asena: Ama benim şimdi çıkmam lazım
Asena: Yarın okulda görüşürüz
Duru: Görüşürüz
***
Duru
Öğlen teneffüsünün zilini duyduğumda elime kitabımı almış, sıramdan kalkmıştım. Ebru ile artık konuşmuyorduk, Asena'yla konuştuğum konuyu ona anlatmıştım. Aramıza mesafe girmişti, aslında o mesafe hep vardı ancak şimdi hiç konuşmuyorduk. Sırasını değiştirmişti, benim için sorun yoktu. Zaten derslerde konuşmayı sevmiyordum.
Sınıftan çıktığımda Asena, sınıfımın önünde bekliyordu. Beni gördüğünde gülümseyip koluma girdi ve kitabıma baktı. "Ne okuyorsun?"
Kitabımı ona uzattığımda eline alıp arkasını çevirdi ve dikkatle okudu. Bana uzattığı sırada Ebru'nun arkamızdan seslenmesiyle bakışlarımızı ona çevirmiştik. Asena'nın yüzünün düştüğünü görürken Ebru'yu inceledim. Adımlarını önümüzde durdurup konuştu.
"Müsait miydiniz?"
"Ne oldu?" diye sordu Asena yalnızca. Tavrı soğuktu, böyle davranmaya da hakkı vardı. Ebru'nun Gürkan'dan hoşlanması Asena'ya iğrenç yakıştırmalar yapması için bir neden olamazdı.
"Özür dilemek istiyordum."
Asena, kaşlarını kaldırıp şaşkınca Ebru'nun suratına baktığında Ebru, bakışlarını kaçırdı. Çekingendi. Boğazını temizleyip konuşmaya devam etti.
"Senin için söylediklerim hoş şeyler değildi, kendimi bu kadar kaybettiğim için üzgünüm. Gerçekten özür dilerim, bundan sonra hiçbir hem cinsim hakkında böyle bir yorum yapmayacağım. Hatta gözümle görsem bile insanları yargılamayacağım. Sonuçta bana ne, değil mi?"
"Evet, sana ne?" diyerek cevapladı onu Asena. Ardından yüz ifadesi biraz yumuşamıştı. "En azından hatanın farkındasın, özür dilediğin için teşekkür ederim. Bana da seni affetmek düşer."
Ebru, hafifçe gülümseyip başını ağır ağır salladı ve yanımızdan geçti. Asena'yla arkasından bakakalırken içimden bir ses bunu ona Gürkan'ın yaptırdığını söylüyordu. Ve sanırım Asena da benimle aynı şeyleri düşünüyordu.
"Bunun arkasında kimin olduğu çok belli ama neyse, en azından gerçekten üzgündü."
"Belki biri gözünü açmasına yardım etmiştir, yaptığının ne kadar kötü olduğunu anlamıştır." diyerek Asena'nın söylediklerine arka çıktığımda gözlerini gözlerime çevirdi. Dudaklarında ufak bir gülüş belirir gibi olurken konuyu biraz irdelemeye karar vermiştim.
"Dün ikizlerle ortaokulda tanıştığını söylemiştin, nasıl oldu?"
"Ortaokulda çok yalnızdım, hiç arkadaşım yoktu. O yüzden teneffüslerde hep dışarıya çıkar, bahçeyi turlardım. Sınıftayken çok sıkılırdım. Bir gün yine bahçede gezerken bir yere takılıp düştüm. Ama öyle bir düşüş ki... Dizlerim kanadı, kolum incindi."
'Kan' kelimesini duyunca yüzümü ekşittim ve o anı düşünmemeye çalıştım. Neyse ki Asena, düşünmeme fırsat bırakmadan konuşmaya devam etmişti. "Sonra Furkan ve Gürkan geldi yanıma. Ben hüngür hüngür ağlıyorum tabii. Elini uzatıp kaldıran muhtemelen Gürkan'dı, Furkan da bana kızlar tuvaletine kadar eşlik etti. Gürkan öğretmenler odasına gidip düştüğümü söylemiş. Öyle annem geldi aldı beni okuldan. Sonra ikisiyle arkadaş olduk."
"Çok tatlı." diye mırıldandım. Ulaş'la da buna benzer bir şekilde tanışmıştık. Evet, yere düşüp bir yerlerimi incitmemiştim ancak psikolojik olarak oldukça zor bir zamandan geçerken ona yazmaya karar vermiştim.
Kendimi hep yalnız hissetmiştim. Çünkü insanlar yalnız olduğumu söylemişti ve ben bu düşüncelerine direnebildiğim kadar direnmiş, bir süre sonra onlara inanmıştım. Okulda Ulaş'ı ve onun harika arkadaş grubunu izlediğim çok olurdu. Dostluklarına özeniyordum. Birlikteyken sürekli gülmelerine, hep birlikte gezmelerine...
Bir kez daha 'iyi ki Ulaş'a yazdım' diye düşünürken Asena'yla birinci kata gelmiştik. Koridordaki pencerenin önü boştu. Oraya gidip kalorifer peteğine yaslanırken Asena, tuvalete gideceğini söyleyerek yanımdan ayrılmıştı.
Yanımdaki kitabı hatırlayarak kaldığım sayfayı açtım ve okumaya başladım. Henüz birkaç cümle okumuştum ki yanımda bir beden hissetmiştim. Göz ucuyla baktığımda Ulaş olduğunu görmüştüm. Pencereyi açıp dışarıya bakar gibi yapıyordu, sadece benim duyabileceğim bir sesle konuştu.
"Asena tuvaletten çıkınca birlikte bilgisayar odasına gelin."
Pencereyi kapatıp gözlerini bana çevirdi ve onaylayan bir tepki vermemi bekledi. Gözlerimi kırpıştırıp onu onayladığımda hafifçe gülümsemiş, yanımdan ayrılmıştı. Elimdeki kitabın kapağını kapatıp Asena'nın tuvaletten çıkmasını bekledim.
Bilgisayar odasında bizi ne bekliyordu?
Sınav haftam yaklaşıyor dostlar, bölümler aksarsa -ki aksatmamaya çalışacağım- anlayın ki kafamı kaldıracak zamanım yok.
İyi günler 'gü'lerim! ♥