ASKER'E EMANET KALBİM

By Rvusale

5.8K 78 2

Asker sevmek her kadının harcı değildir. Her kadın ölüme nefesi kadar yakın adamı sevmeye cesaret edemez..! :) More

" Aşk "
" Hasret "
" Kavga "
" Çaresiz Aşk "
" Zoraki kural "
" Sahte mutluluk "
" Yemin "
" Gerçekler zamanı "
" Biz Varız "
MUTLU SON 😍

" Teklif "

420 6 1
By Rvusale


Annemin kapıda beni seslemesi ile dik atıldım. Korkudan ağzımda atan kalbimi bi yana koyup

" Efendim anne?"  dedim

" Kızım sabahtan sesleniyorum ne kadar da ağır uyuyorsun?"

" Annem duşta duymamışım " yalandan güya

" Hadi gel kahvaltı yapalım"

" Tamam giyinip geliyorum"

Annemin gittiğinden emin olup toparlanmaya başladım.
Han öyle masumca uyuyordu ki, ama kıymam lazımdı çünkü uyanmasa annem bize kıyardı.
Baya bi ağır uyuyor. Bu kadar sese kalkmadı. Yaklaşıp elimi yüzünde gezdirerek uyandırmaya çalışıyordum.

" Han uyan"

" Uykum var hadi sarılalım uyuyalım."   uykulu bi halde mızmızlanıyordu.

" Ne uykusu be annem kapıda"

" Ne?"  diyerek gözlerini açtı

" Kalk ve git hadi. Sizinkilerde bize gelmeden"

" Gelecekler ama elçi olarak "

" Üfff Han! tamam gelirsiniz. Ama şimdi git"

Pencereye doğru gidip ayaklarını merdivene koydu ve beni çağırdı

" Asel çabuk gel bi ?"

Korkarak yanına koştum, eliyle yaklaş diyince öne eğildim.
Yanağımdan öpüp gülerek indi aşağı.
Bende camı kapatıp ağzım kulaklarımda üzerimi giydim.
Seviçten uçuyordum resmen.

Ayna kırıklarını yerden toplayıb aşağı çöp kutusuna bıraktım. Anneme de' bilmeden olduğunu' dedim. Esas sen iyi ol gerisi önemli değil ama bi daha olmasın dedi. Kızın aşk sarhoşu olmuş annem bir bilsen..!

Annemle güzel bir kahvaltı yaptık.
Daha sonra hazırlanıp üniversiteye gitmek için evden çıktım.

Durakta otobüse binip yola koyuldum.
Yarım saat süren yolculuğun ardından inip üniversiteye kadar on beş dakikalık yolu yürüdüm.

💙

Son dersimiz boş olduğu için erken çıktık. Kızlarla deye güle yürüyorduk otobüs durağına taraf.

Benim bu şehirde Han'dan başka bitanecik arkadaşım vardı Suna.
Her şeyimi konuştuğum tek kişiydi.
Ama o başka yerde okuyordu o yüzden pek fazla görüşemiyorduk.
Sınıfımdaki kızlarda iyiydi ama onlarla pek içli dışlı değildik.

Kızlarla sağollaşıp otobüse bindim, onlar farklı yöne gidecekleri için bi sonraki otobüsü beklediler.

Telefonuma bildirim geldi, elime alıp baktığımda kayıtsız numaradan dı.

" Asel sana gönderdiğim konuma gel.
Han'la ilgili! Önemli!"

Derhâl geri aradım ama ulaşamadım.
Bu sabah güler yüzle evine gönderdiğim adam başına bela mı aldı ki?
Yoksa ona bi şeymi oldu?
Han'ı yığıdım..... Ulaşılamıyordu.
Kafam yanacak gibiydi.
Korkudan elim titrerken otobüsten müsait bir yerde inip, taksiye geçtim.

Kötü düşünemeye çabalıyordum ama çok zordu. Korkudan elim ayağıma dolanmıştı.
Kırk bilemedin kırk beş dakikalık yolun sonuydu.
Gönderilen konuma gelmiştim.

Meşe gibi bi yerdi, etrafta çam ağaçları vardı yalnız. İnsan yaşardımı burda bilmiyorum. Biraz yürüdüm ve durdum.
Yana baktığımda kurulu kamp gördüm.
Derin nefes alıp verdikten sora o tarafa yürüdüm. Sevdindim ki birileri var. Ama?
Hiç kimse yoktu etrafta.

" Kimse varmı?" diye seslendim
Ama yalnızdım orda. O an bildirim geldi telefonuma
" Yalnız değilsin korkma! Şimdi durduğun yerden dümdüz irelle. "

Seslimi düşünüyordum acaba? Nerden bildi ki öyle düşündüğümü.
İrelide ne vardı ki?
Hem korku hem sorular beni yoruyordu. Ama kamp çok güzeldi. Burda günlerle kala bilirdim.
Akşama doğru gidiyordu. Birazda geç kalsaydım eve gitmekte, Annem merak ederdi. O yüzden anneme mesaj çektim. Arkadaşlarımla ders çalıştığımı geç kalırsam beni merak etmemesi gerektiğini yazdım.

Ben yürüyordum ama hava karalıyordu. Hayvan sesleri gelmeye başlamıştı. Ürküyordum duydukça yinede dik durmağa çabalıyordum.
Ne tür yırtıcılar vardı kim bilir buralarda. Gittiğim yol taş, kırık odunlarla doluydu. Yıkılmamak için önüme çıkan ağaçlara tutunuyordum.

Han bile aramamıştı beni. İnsan sevdiğini hiç merak etmezmi? Onun cezasını sonra veririm zaten önemli Han'la ilgili olan şeyin ne olduğuydu.

Kollu koslu yoldan geçip düz yola girdim. Çokta uzaklaşmamıştım kamptan. Etrafa baka baka korkarak yürüyordum ki bir anda başımın üstünden lambalar yanmaya başladı.
Şaşkın ve korku dolu bakışlarla bakıyordum. Ama bi yandan da ürkütücü hayvan sesleri geliyordu.

" Hoş geldin sevdiğim!"

Karanlığım aydınlığa kavuştu sesini duyunca. Han'ım.!  Sevgilim!
Uzakta asker giyiminde duruyordu yüzünde huzur verici gülümsemesi ile

Ona koşuyordum....

Boynuna atladığım gibi sım sıkı sardım kollarımla...
Aynı şekilde o da beni.....
Korkum yok olmuş casına, huzura kavuşmuş casına sarıldık bir birimize

" Korktun mu?"

" Benim sevdiğim kim? Korku bana yakışmaz" ama kormuştum da cesur olmağa direnmiştim doğru bu..

Geri durup alnımdan öptü.
" Seni bana yazan Rabbime şükürler olsun".

" Bana bi mesaj geldi seninle ilgili bi şey olduğunu yazıyordu ve bu konuma gelmemi söyledi. Kimdi o?"

Güldü
" Özür dilerim sevgilim ama surpriz buydu. Sana söyleyemezdim!"

" Gıcıksın Han!  Desen bi şey olmazdı ki ben bilmiyormuş gibi davranırdım"

" Tadı bu güzelim"

" Bu kaçıncı kez? Beni korkutuyorsun

" Affetdirmem için ne yapmam lazım
Hazırım ben söyle!"

" Affın yok!"

" Bence var hattâ fazlası.."

Kollarıyla belimi sıkıca kavrarken, nefesi nefesime deyecek bi mesafedeydi. Yaklaşıyordu!
Çok utanmıştım çünkü ne yapmak istediğini biliyordum.

" Han! Önce söyle bakalım neden burdayız?"

" Söyleyicem de önden bana bi cesaret öğücüğü versen diyorum?
Hı?"

" Başka emriniz paşam? Sebep sonra cesaret!"

" İnatçı keçisin biliyorsun değil mi?"

" Bende seni seviyorum aşkım"

Onu anlatmaya mecbur bırakmıştım.
Ama yine de bırakmıyordu belimi.
Gözleri gözüme kilitlenmişti.
Boğazını temizleyip konuşmaya başladı..

" Biliyorsun Asel ben hep görevlerde gah orda gah burda oluyorum. Olur ki senin için önemli anlarda yanında olmaya bilirim. Benim yerim toprağın üstü, dağ, taş dı! Kendimi unutup anca Vatan'a odaklanıyorum.
Seni sevmek değil benimki! Sanki aldığım nefes, gördüyüm göz, atan kalbimsin benim. Sen ben olmuşsun benden bile habersiz. "

Sonunu neye bağlayacak çok merak ediyordum. Yoksa ayrılalım mı diyecekti yine?  Ama onu bi kez yaptı pişman da olmuştu şimdi yapmazdı.
Gözlerinin içinde kocaman bi mutluluktan işıltı vardı...

" Senin de sevgin benimki gibi biliyorum.
Sana soruyorum Asel?
Benimle bu hayatı yaşamak ve paylaşmak istiyormusun? Bazen bensiz kalmaya, yolumu gözlemeye, özlem dolu bir hayat sürmeye razımısın?"

Dizi üstə çöküp elindeki yüzüyü bana doğrulttu. Kalbim heyecandan deli gibi çarparken duygulanmadan geçemedim. Çok şaşırmıştım hiç beklemiyordum aslında.

" Bu yüzüyü kurşundan yaptım. Sadece senin için ve aşkımızın ilk simgesi olsun diye"

" Han?"

" Bitanem?"

" Ben seninle gelen her şeye kalbimle kucak açarım. Sana aid aşk, sana aid hayat zaten benim. Bizim hayatımız aynı. Farklı olan tek şey mesleğimiz.
Sen benim ilk ve son aşkımsın. Seninle birge soğuk topraklarda yürümeye varım sonsuza dek."

" Evetmi oluyor bu?"

" SENİN SOYADINI TAŞIMAYA VARIM "

" Bir an korktum güzelim hayır diğeceksin diye. Beni ne kadar mutlu ettin sözler yetmez anlatmaya"

Ayağa kalktı.
Yüzüyü elime takıp sımsıkı sarıldık. Tabii ben ağlamadan olurmuyum hiç.
Elimi tutup gözlerime baktı.

" Ailelerimize dememiz lazım ve yakın zamana evlenmek için gün almalıyız"

" Tamam müstakbel kocacım"

" Seni seviyorum karıcım"

" Bende"

" Bu yüzüyün maddi değil de manavi değeri var. Ne gerekirse yapıcam yeter ki sen mutlu ol"

" Ellerinle yaptığın bu alyansı, bana dünyanın tüm pırlantalarını serseler bile değişmem "

Hava karanlık olmasına rağmen yukardaki ampuller muazzam bir görüntü veriyordu ve unutulmaz anımıza eşlik ediyordu.

Az sonra ellerimiz bir birine kilitli olurken, az önce gördüğüm kampa geldik. Oda bize aitmiş meğerse.
Han önceden hazırladığı odunları yaktı. Alevin işığı etrafı bürümüştü.

" Üşüdünmü?"

" Evet az"

" Isıda bilirim istersen ne dersin?"

" Han utanmıyorsun değil mi?"

" Neden sevgilim? Sarılmaktan mı?'

" Onumu diyordun? "

" Evet de sen ne anladın?"

" Hiçbi şey aynı"

" Ha sen şey diyorsun.....
Bak oda olur ısınalım mı?"

" Han lütfen çocuk gibi davranma"

" Tamam tamam sen sinirlenince tatlı oluyorsun o yüzden yaptım"

" Gıcık!"

Kampımızda oturup, bataniyeye sarılıp ateşi izledik..
Onun kolu belimi kavrarken ben de başımı omuzuna koymuştum.

Sıcak kofeye kimi düşünmüştü....
Yiyecekler falan harika bi zaman dı..

" Hırçınca değil mi?"

" Ne?"

" Ateşin yanması"

" Belkide isyan ifade biçimi bu"

" Aşkamı?"

" Aşka da ola bilir, bi çok şeye de"

" Evlenince de böyle kaçamaklar yaparız tamam mı Han?"

" Her zaman olmasına söz veremem ama ara sıra olur"

" Benim aksiyonsuz hayatım vardı sen gelince değişti"

" Pişmanmısın?"

" Hayır delimisin! Sen olmasan bomboş hayatım olardı"

" Öylemi? Nedense inanasım gelmiyor?"

Başımı kaldırıp, gözlerine diktim sinirli bakışlarımı.

" Neden öyle konuştun ki şimdi?"

" Bilmem"

" Han açık konuşsan diyorum!"

" Yarım bıraktığımız şeyler var diyorum?"

" Neymiş o yarım kalan?"

Anlamamıştım ta ki, elini saçlarıma geçirip beni kendisine doğru yaklaştırana kadar.

" Han?"

" Aradığınız kişiye şu an ulaşılamıyor"

Gülmemek için zor dursamda başarılı olamadım ve gülümsedim.

" Karşıkoyulmaz bi büyün var kapılmamak elde değil"

Ben hayranlıkla onu izlerken, o dudaklarıma bastırdı dudağını.
Şaşırmış olsamda sonradan o hazza bıraktım kendimi. Ellerimle boynundan tutup daha da bastırdım yüzüme.

Öyle bir an ki, sanki dünya nüfusunda yalnızca o ve sen varmışsn gibi. Sanki gök yüzünden süzülüyormuşsun gibi....
Anlatılmaz!
Yaşanılır.
Tarifsiz bi duygu...
Ayrıca sevdiğin adamla yaşanınca alıyorsun o muazzam tadı.

Bir bilemedin iki dakikalık tutkulu öpüşmemizin durmasıyla nefes nefese kalmıştık...
Tekrar tekrar yapasım vardı ama rahat dur diye uyarıyordum kendimi.

" Senden doyamıyorum "

" Doyarsan aşkımız biter"

" Öylemi?"

" Öyle!"

" O zaman doymamak adına tekrarlayalım mı?"

" Neyi?"

" Öpüşmemizi!"

" İtiraz etmezdim ama sonucu fena olur be sevgilim"

" Olmaz ki böyle seni doya doya öpemiyorsam ben başkasını bulayım"

" Zevkler içinmi seviyorsun beni?
Bul o zaman yapacak bi şey yok"

Geri durup üzgün bi şekilde hazırlanıp gitmeye ayaklandım.

" Ne yapıyorsun?"

" Körmü oldun!"

" Küstünmü bana?"

" Yok be ne küsücem bi takım işler için beni seven adam için ne üzülücem"

Arkadan kucaklayıp başını boynuma sokup öptü ve
" Senin kıskanan sevgine kurban olurum"

Bu adamda şeytan tüyümü var acaba?
Karşı koyamıyorum. Ne kadar sinirlensemde yinede boş kalıyor aşkı yanında.

" Valla kalp krıp tekrar almanda üstüne yok"

" Aşkın verdiği özellik güzelim"

Ona taraf çevrilip
" Şaka yapma Han. Korkuyorum bir gün gerçekten üzülürüz"

" Öyle bir şey olmuyacak senin elini tutuyorsam, sen benim kalbime kilitlemişsen kalbini hiç bi şeyden korkma"

" Kabul olmuş duamsın"

" Değerli çiçeğim"

" Han gidelim mi?"

" Kalsak burda sarılıp uyusak?"

" Ama annem?"

" Valideyi kızdırmak hiçde hayırımıza olmaz değil mi? Gidelim peki "

Ocağı söndürdük.
Kamp eşyalarını toplamak istedim ama Han bi şey olmaz diyince bıraktım. Yarın kendisi gelip toparlarmış. Ellerimiz bir birini bırakmazken, arabaya doğru yürüdük.
Az sonra arabaya ulaşıp bindik...

Yol boyunca romantik şarkılar dinledik....
Güzel sohbet ediyorduk..

" Konuşuyormuyuz?"

" Evet "

" Yakında evleniyoruz ha?"

" İnşallah diyelim Han"

Yine sokağın başında durdu, aslında ben istedim önceki gibi...

" Han tarif olunmaz bi gün yaşattın.
Teşekür ederim"

" Sevdiğim seninle geçen her saniye benim için tarifsiz. Seni çok seviyorum"

" Bende seni daha çok"

" Benden fazla olmaz"

" olur Han tartışmayalım"

" Tamam pekala yakında öğreniriz"

" Ne yani?"

" Çocuğumuz olunca diyorum, kime daha çok benzerse o demek fazla seviyormuş"

" Han nerden buluyon böyle lafları?"

" Sözlüğüm geniş"

" Allah bilir kaç kızı tavlamış o sözlerle"

" Hepsinde avcı oldum ama bi tanesine av oldum"

" Bitiriyorsun beni. Umarım evlendikten sonra bitmez bu romantizm?"

" O zaman başka romantizm faslına geçicez zaten merak etme"

" Üff Han delisin valla bak"

" Seninim yeter bana"

Gözlerindeki işıltıya kapılıp başımı boynuna soktum. Kokusunu içime çekip, boynuna öpücükler bırakmaya başladım. Huylanıyordu biliyordum o yüzden yapıyordum hoşuma gidiyordu. Çocuk gibi oluyordu...
Huysuz ve tatlı..!

Anlamıyordum kendimi bile durdurmakta zorluk çekiyordum.
Ona teslim olmağa can atıyordu benliğim, ruhum, bedenim...
Elim yüzünde dudaklarım boynunda gezerken, onda istek uyandırdığımın farkındaydım...

" Asel?"

" Sevdiğim?"

"  Teşvik ediyorsun beni?"

" Nolucak ki?"

" Çok hırçınsın"

" Sana ait o"

Yüzümü ellerinin içine alıp dudaklarıma yapıştı...

İstediğim buydumu?
Tutku...
İhtiras..
İstek...
Hepsinin de sebebi Aşk.!
Esir tutuyordu bizi..

Dudaklarımdan kopup gerdanlığıma indi dudakları...
İstemsizce başımı geri attım...

İkimizde sonun nereye gittiğini biliyorduk ama duramıyorduk..
Tutku bedenimize hükm ediyordu..

" Han?"  zorla çıkan sesle konuştum

" Meşgül"
diyip tekrar dudaklarıma çöktü.

Adama bak ya? Ne var diye sormuyor bile. Ama tekrar konuştum.

" Durmamız lazım"

Geri durup gülen yüzle nefes nefese kalmıştı ama yinede

" Cesaretine hayranım Asel"

" Neden ki?"

" Ben sakince duruyordum hem beni teşvik edip bu raddeye getiriyorsun hemde duralım diyorsun. "

" Korkuyorum anla"

" Tamam güzelim. Ama evlenince böyle yapamazsın unutma"

" Emrin olur komutan"

" Delimsin"

" Sende benim"

💑

Alarım sesine uyandım...
Dün akşam yaşadıklarım aklıma gelince aptal gülümseme ve utançla yatakta öylece düşündüm.

" Günaydın sevdiğim"

" Günaydın askerim"

" Nasılsın iyi uyudunmu?"

" Evet yini uyandım ve dünü düşünüyordum. Sen nasılsın?"

" Ben uyuyamadım gece?"

" Neden ki?"

" Tatlım yarım kaldı da o yüzden"

" Yapma Han utanıyorum dün yaptıklarım sadece bir anlık istekti. Yoksa öyle haraket yapmam biliyorsun"

" Kocan olucam utanma. Hoşuma gitti hep yap ama evlendikten sonra şimdi durması zor. Anlata bildimmi?"

" Bu kadar iyi anlatamazdın Han"

" Konuş bu gün annenle bende bizimkilerle konuşucam"

" Tamam adamım. Şimdi kalkıyorum konuşuruz yine. Seni seviyorum ve öpüyorum çok"

" Bende sevdiğim"

Duşumu aldıktan sonra üzerimi giyip aşağı indim annem hala uyuyordu.
Hızla kahvaltı hazırlamaya başladım.
Krep annemin en sevdiği şeydi.
Mutlu olursa söyleyiceğim konuya da hoş yaklaşır.

Yaklaşık bi saat sonra..

Güzel bi masa kurdum ve annem uyanıp aşağı indi.
Beni öpüp teşekür etdi.
Yemeye başladık. Biraz havadan sudan konuştuk.
Mutluydu.. Fırsat bu fırsat diyip lafa başladım.

" Annem sana bi şey söyliycem"

" Söyle yavrum"

Derin bir mefes alıp verdikten sonra boğazımı temizleyip devam ettim.

Bilmiyordum ki, bu mutluluk son olacaktı. Ben ne hayaller kurarken, kader bana tokat gibi çarpacaktı..

Göz yaşı dolu günlerimin ilk sabahı..

Continue Reading

You'll Also Like

5.1K 577 16
Hafız olan kızın aşkı
242K 9.6K 35
Yağmur: Her kimsin bilmiyorum ama sadece şunu söyleyeceğim. Yağmur: Canım çok yanıyor. Yağmur: Hemde öyle bir yanıyor ki Yağmur: Ne oldu biliyor mu...
99.7K 4.3K 35
Urfa'nın dar sokakları üstüne, üstüne gelirken savaşmak hiç bu kadar zor olmamıştı... Liya Dağdeviren Hazar Harzemşah @! Tüm haklar şahsıma aittir...
401K 29.4K 67
-Düzenlenmiştir- 05*********/ Faruk hadi aç kapıyı 05*********/ Ellerim dolu hadi Ders videosunu durdurup gelen mesajlara baktım. Faruk mu? Bilinmeye...