Selam nasılsınız bakalım.
Ben biraz kötüyüm tam yb atacağım da taslağın silindiğini fark ettim. Yeniden yazdım ama umarım beğenirsiniz benim pek içime sinmedi.
İyi okumalar. Bol bol oy ve yorum yapmayı ihmal etmeyin.
Seungwan ile her yeri dolaştıktan sonra tek bir yere girmediğimizi fark ettim. Elimle kostüm ve maske satılan yeri gösterip Seungwanı kolundan tutup dürttüm
"Hadi içeri girelim"
"İyi de prenses girince ne yapacağız içerisi sıkıcı ve işimize yarayacak birşey yok ki;"
Seungwan bazen çok konuşuyor ve eğlencenin tadını çıkarmıyor. Kolundan tutup küçük dükkana girdik Etrafa göz gezdirdikten sonra erkeklerin giydiği kıyafetleri bulup üzerimizi değiştirip birbirmize sırıttık
Hep bunları giymek istemiştim galiba o gün bugün. Parasını ödedikten sonra yüzümüze ejderha maskesi takıp prens Taehyunggilin olduğu tarafa ilerledik
Taehyung ve yoongi peşimizde dolaşmaktan yorgun düştüğü için ağacın altına oturmuş kız gibi dedikodumuzu yapıyorlardı.
Nerden mi biliyorum tam ağacın arkasına saklanmış onu dinliyoruz çünkü.
"Prenses maskeyi anladım da kıyafet niye"
Omuz silktim
"Hep denemek istemiştim Seungwan, o yüzden bir nedeni yok"
Seungwan gülümseyip kafasını salladı. Yüzümü Seungwandan ayırıp büyük ağaca daha çok yanaştım resmen ağaçla bir bütün hale geldim. Prens ve yoongi tam daldığı sırada maskeyi takıp arkalarından bağırarak çıkacağız
İkisi bizi çekiştirken karınlarını tutarak gülmeye başladılar. Kafamı Seungwana çevirip sessizce
"Şimdi"
deyip yüzümüze maskeyi taktık arkalarından sarılıp avazımız çıktığı kadar bağırdık. Biz ne kadar komik olacağını düşünsekte Seungwan yoongiye sarıldığı an yoongi onun kolundan tutup hemen yere serip kılıcını çıkardı. Ben anın şokunu bile atlatamadan yoongi kızı öldürecek resmen
Kollarımı Taehyungdan çekip yoongi ye bağırdım
"Yapma dur!"
"Prenses siz misiniz?"
"Yok azrail tanıştığma memnun oldum"
Yoongi hemen kılıcını geri yerine koyup Seungwanın kolundan tutup ayağa kaldırdı
"Özür dilerim Seungwan"
Seungwan yoonginin yüzüne bakmayıp ağacın altında oturdu. kollarım hala Taehyungun boynuna sarılı şekilde şoktan çıkmaya çalışıyordum ki Taehyung daha çok şoka girmeme neden oldu.
Bileğimden tutup kucağına oturtturdu. Gözlerimi kocaman açıp Taehyunga şaşırmış bir o kadar da utanmış şekilde baktım. Prensin böyle olduğunu bilmiyordum.
Utandığım için ve etrafıta insanlar olduğu için Taehyung un kucağından kalkacağım sırada belimden daha sıkı tuttu
"Bence böyle daha iyi prenses"
Yanaklarının al al kızardığını bildiğim için yüzümü Taehyungun göğsüne gömdüm. Prens Taehyung yoongiye gitmesi için kaş göz işareti yapıp başımı göğsünden kaldırdı.
"Utandın mı sen?"
Alayla güldüğü sorusundan dolayı birazcık gaza gelip yürek yemiş olabilirim
"Güldürmeyin beni prensim ben utanmam"
Prens yüzünden hiç indirmediği o güzel gülümsemesini tekrar sundu bana
"Emin misin Joohyun"
Olumlu anlamda kafamı salladım.
"O zaman şöyle yapalım bir iddiaya var mısın?"
Tek kaşımı kaldırıp prense baktım
"N-ne iddiası?"
"Burda herkesin içinde tam kalabalığın ortasında beni öpeceksin"
"Nasıl herkes, olmaz prensim evde öpeyim herkes bize bakar"
Yokta Joohyun gaza gelmek senin neyine be kızım sen daha kucağındayken utanıyorsun şimdi herkesin içinde öpeceksin of bu işten de sıyıramam ki
"Ama prensim"
Uzun parmağını susmam için dudağımın üzerine koydu
"Utanmadığını kanıtla Joohyun. Yaparsan istediğin birşeyi yapacam ama yapamazsan sen benim istediğimi yapacaksın anlaştık mı?"
Hayır anlaşmadık resmen sahtekarlık bu yaa. Aslında kimse birşey diyemez o benim kocam hadi onuda geçtim prens zaten biri birşey dese kellesini aldırır.
Evet kendimi içten içe gazladıktan sonra ellerimi Taehyungun yüzüne yerleştirip gözlerimi gözlerine odakladım.
"Yapabilecek misin Joohyun"
"Sus da odaklanayım zaten zor gaza geldim"
Taehyung dediğim den sonra kahkaha attı " demek ondan kendi kendine konuşuyordun"
"Nasıl ya içimden demedim mi ben onları"
"Hayır güzelim ve boş yere kimsenin canına alamam"
Dudağımı büzüp suratımı astım
"Ben hepsini içimden dedim öyle avuttum kendimi ya"
Taehyung belimde ki ellerini daha çok sıkılaştırıp bana baktı
"Bekliyorum prenses"
Dersin nefes aldım yüzlerimizi birbirine yaklaştırıp gözlerim dudakları ve gözlerinde mekik dokumaya başladı. En sonunda kendime gelip gözlerimi kapatıp dudaklarımı Taehyungun dudaklarıyla buluşturdum.
Asla yapmayacağım şeyleri bana yaptıran güzel ama sinsi insan iyi ki varsın. Dudaklarımızı hareket ettirmeden sadece öyle durduk bir müddet geri çekileceğim sırada Taehyung dudaklarımızı birleştirip birleştirip geri çekildi
"Seni seviyorum Joohyun"
"Bende seni seviyorum Taehyung"
......
Taehyung ile öpüştükten sonra birbirimize gülümsemiş ve saraya geri dönmüştük. Taehyung devlet işleriyle ilgilenmek için odasına çekildiğinde bende fırsattan istifade abimin yanına gitmiştim malum geldiğinden beri hiç vakit geçirme fırsatı bulamamıştım.
Uzun uğraşları sonucunda abimin ikna edip bahçede dolanmaya başladık. Kollarımı birbirine kenetleyip dudaklarımı büzdüm
"Prens jin'i bulduktan sonra beni unuttun"
Abim bükülmüş dudaklarımı sıkıp birbirine kenetli olan kollarımı ayırdı
"Asla seni unuturmuyum ben, sadece senden güzel oyun oynuyor kardeşim bunuda inkar etme"
ellerimden tutup yürümeye başladı. Haklı olabilir berbat bir oyuncuyumdur ama sadece dama gibi sabır isteyen oyunlarda. Beklemekten asla hoşlanmam ve sabrımın son demlerini yaşarım.
Biraz daha dolaştıktan sonra küçük kayaların üzerine oturup sohbetimize kaldığımız yerden devam ettik
"Joohyun Prens Taehyungla nasıl gidiyor"
"Sanki bunları ilk geldiğin zaman sorman gerekmizmiydi abicim."
Başlarda prensle ne kadar zor zaman yaşadığımı bir bilse eminim saray kapısına Taehyungu baş üstü saklandırıp çan görevi üstlenmesini sağlardı. Hafifçe tebessüm ederek omuzlarını indirip kaldırdı
"Ne derler bilirsin Joohyun, geç olsun da güç olmasın"
Abime bu konuda katılıyorum geç olsun da güç olmasın. Sonuçta bende Taehyunu uzun süreç sonunda kazandım.
"İyim abi Taehyung çok iyi kalpli biri"
tek kaşını kaldırıp koyu kahve gözleriniyle yüzüme baktı. Sanki yalan söylemişim de yalanı arar gibi bir hali vardı. Tamam belki ilk zaman kötü olabirdik ama şimdi çok iyiyiz.
"Joohyun emin misin peki"
Anında kafamı sallayıp yüzümü gökyüzüne doğru çevirdim. Biliyorum abim bana böyle bakmaya devam ederse olan biteni bir anda anlatma olasığım artacaktı.
"Sence annem benimle gurur duyuyor mudur?"
"Nereden çıktı şimdi bu konu"
Anilaf değiştirme çabam işe yaramış olacak ki abim sinirli ama bir o kadar da şaşkın gözlerle bakmaya başladı. Omuzlarımı indirip kaldırdım
"Bilmem"
"Eğer yaşasaydı"
Cümleler abimin boğazına düğüm olmuşçasına ağzından tekrar tekrar dökülmeye başladı. Abim anne konusunu çok açmamam gerektiğini savunur hep, beni korumak için. Ama bazen oda başaramaz.
"Seninle gurur duyardı Joohyun eminim. Hem zekan hem güzelliğin ile büyülenirdi."
Abime gülümsemekle yetindim. Haklıydı gurur duyar ama ben kendimle gurur duyar mıydım orası muamma. Ben de çok isterdim diğerleri gibi saçımın taranmasını, annemin dizlerin de uyumayı ama işte bazen insanın kaderinde böyle acımasızlıklar olabiliyor.
"Hadi geç oldu prensin bekler"
Abimin seslenmesi ile yüzümü saran gülücüklerin oluşmasına engel olamayıp abimi onaylayıp odamın yolunu tuttum.Odaya girdiğimde prens çoktan gelmiş yatakta kitap okuyordu.
"Joohyun gelmişsin?"
Yatağın boş tarafına gidip kollarımı prensin beline sarıp başımı kalbinin üzerine koydum
"Ne okuyor sun?"
Taehyung kitabı göreceğim açığa getirdi.
"Mitoloji"
Sessizce kafamla onayladım
"Taehyung iddiayı ben kazandım ya senden istediğimi yapacaksın değil mi?"
"Hım" şeklinde mırıltılar çıkardı
"Yılın ilk karında benimle olmanı istiyorum"