Babası bozuk plak gibi aynı şeyleri tekrar ederken Ata çıldırmış gibi onun omuzlarından tutup sarsmıştı.

"Kendimden yaşça büyük kadına bakacak biri miyim özellikle bu kadın senin eşinken? Ben senin kadar şerefsiz miyim lan?"

En sonunda ağzından kaçan kelimelerle  üçüncü bir yumruk gelecekken bileğinden tutmuştu.

"Eğer bu elin bir kez daha bana inseydi Allah şahidim olsun seni yaşatmazdım."

Babasının elinden itekleyip odasından dışarı çıktığında babasının bağırtısı bütün evde yankılanmıştı.

"Nereye gidiyorsun? Dönüp geleceğin yer burası, sen üç gün bile dayanamazsın geri dönersin."

Ata o akşam yaralarını kendi sarmıştı. Bir sokak ışığının altında cebinde olan iki peçete ile bir arabanın aynasında kendi başına temizlemişti. Yüzünde ki yaralar bir peçete ile silinirken ruhunda ki yaralar kapanmayacak kadar çoktu.

*****
Ata o gecenin sabahına tekrar eve dönmüştü.Babası ile hiç bir şekilde görüşmüyor hatta odasından çıkmıyordu. Ama Feride'nın Ata'ya karşı ilgisi hiç bitmemiş bir şekilde devam ediyordu.

Eşinden bir uyarı almıştı ama kimin umurunda onun olmadığı vakitler Ata'nın yanına geliyordu. Ata her seferinde odadan kovuyordu en sonunda gündüzleri dahi kapısını kilitler olmuştu.

Zaten bu ülkeden gitmesine az bir vakit kalmıştı. O zamana kadar dayanması gerekiyordu.

Odasından çıkıp mutfaktan su aldığı bir gece kapısını kilitlemeyi unutmuştu bunu farkedip fırsata çeviren kadın bir süre oyalanmıştı.
O gününü ful dışarda geçiren Ata deliksiz uyurken Feride sessizce odasına girmişti.
Yavaşça yatağa ilerleyip Ata'nın üstünden sürünerek yanına yatmıştı.

Ata vucüdün da dolaşan eller ve öpücükler yüzünden huylanarak uyandığında ilk saniyeler bir şey anlayamazken hızla geri çekildi.

"Ne yapıyorsun sen?"

"Ne güzel eğleniyorduk Ata'cım."

"Ne iğrenç kadınsın sen, kalk şuradan." derken bile kendisi  yataktan kalkmıştı. Genzine kadar gelen öğürme isteğini yutkunarak gidermeye çalıştığında kadınında yataktan kalktığını gördü.

"Ama bu kadar naz olmaz ki?"

"Ne nazı yaa?Sen farkındasın değil mi babamın eşisin?"

"Tek sorun babanın eşi olmamsa o iş kolay."

Ata başını yana çevirdiğinde sakinleşmeye çalışıyordu, sakinleşmek yerine sinirleri daha da alevlendiğinde kadının kolundan tutup çekerek kapıya ilerletti.

"Sen ruh hastasısın."

Kapıyı açıp hiç bir kadına yapmayacağı bir şeyi yapıp ileri doğru fırlattı onu. Kadının yalpalayıp düşerken ayaklarının dibine düştüğü kocasına kaydı bakışları.

"Al bak lan karına senin koynundan çıkıp gelmiş yanıma hala şerefsiz olan ben miyim?"

Ata artık ağzını tutamayacak vaziyete gelmişken Yusuf Bey iki kişi arasında gözlerini gezdirdi. Ve oğlunun yanına hızla ilerleyip bir eliyle yakasından tutup savurdu.

"Senin bu ev de yerin yok, git ve bir daha girme bu eve."

Ata böyle bir muamele beklemediği için babasından gelen sarsıntıyı hissedemedi, ileri doğru savrulduğunda kendine gelmişti.

GÖKKUŞAĞIDonde viven las historias. Descúbrelo ahora