Tanışma

3K 112 7
                                    

Bell küçük yaşta babasının Azkaban'a gittiğini öğrenmişti, öğrenmemesi mucize olurdu zaten. Annesi de o 5 yaşındayken Bellatrix tarafından öldürülünce dedesiyle yaşamaya başladı. Küçük Black sürekli dedesinin evine gelip giden ,onunla ilgilenen misafirleri olurdu örneğin Slughorn Snape ya da Minerva hepsi ona bir şeyler öğretirdi, hatta masallar dinleyerek uyumak yerine iksir formülleri dinleyerek uydurdu küçük kız. Dedesi o 7 yaşındayken bir programa başlatmıştı. Çok zorlu bir programdı dedesi onun Hogwarts'a gitmeden çok şey öğrenmesini istiyordu ya da geleceğin ona getireceği zorlukları öngörerek onu hazırlamaya çalışıyordu. Programında her gün Slughorn ile iksir Snape ile zihnibend Minerva ile de kendi isteği animagusluk dersleri alırdı geri kalan her şeyi dedesinden öğrenirdi küçük cadı. O zamanlarda bir kit çıkmıştı ismi toxcisdi. Bu kit seharbazları denemek için üretilmişti. Bell büyük ısrarlar sonucu o kite sahip olmuştu. Yetenekli seharbazlar bu kiti eğitimlerinde kullanırlardı. Bell büyük bir hevesle kullanmıştı hep, cihazını çok eğlenirdi o kitle, bunun dışında fazlaca okurdu. 

Çok severdi okumayı çok hırslı ve cesurdu, bazen gizlice dedesinin kitaplarını okur kendini daha büyük hissederdi Dumbuldore bunu bilir sesini çıkarmazdı mutlu olurdu içten içe.Babası Black ailesinden reddedilmiş olsa bile Walburga onu çoğunlukla ziyarete gelirdi onunla konuşmaya çalışırdı, tek varisiydi sonuçta. Onunla çok ilgilenirdi. Black ailesinden en çok Narcissa'yı severdi. Narcissa onunla bir anne edasıyla ilgilenirdi. Narcissa gençken Sirius'u oldukça severdi zaten. Draco ile kardeş gibi büyümüşlerdi.Dumbledore küçük kızın Black ailesiyle olan münasebetine karışmazdı, hatta bağını koparmaması için öğütlerdi onu. Küçük cadı yedinci ayın yedisinde doğduğu için uğurlu rakamı yediydi, kırmızı ..en sevdiği renk kırmızıydı. Bayılırdı kırmızıya. Yeri geldiğinde adeta asil bir Black ,yeri geldiğinde dedesi gibi gözlemci araştırmacı zaman zamanda babasının munzurlukları yansırdı küçük cadının suratına. Küçük cadı istediğini yaptırmasını iyi bilirdi yani manipülasyonda oldukça iyiydi,Dumbelore tarafından büyütülmüs olsa da  Black soyundan geliyordu...

Sonunda yıllardır beklediği o gün gelmişti Hogwarts'a gidecekti çok mutluydu. Dumbledore usulca Bell'in odasına gitti.Küçük cadıyı uyurken bulmayı beklerken ayakta neşeyle bavulunu hazırlarken buldu.

-"Günaydın Bell." dedi neşeyle yaşlı adam.

-"Günaydın dede."dedi kız sevecen sesiyle

-"Yaptıklarına dikkat et Bell çünkü "Yaptıklarımızın sonuçları her zaman öyle karmaşık öyle değişkendir ki,geleceği ve bize getireceği şeyleri tahmin etmek çok zordur."Kendini asla baskı altında hissetme seni ne olursa olsun ne yaparsan yap çok seveceğimi bil."dedi sakinleştirici sesiyle.

-"Bende seni çok seviyorum dede ve evet yaptıklarıma dikkat edeceğime söz veriyorum."

Birlikte yemek yedikten sonra dedesiyle cisimlenerek Hogwarts'a geldiler. Bell dedesine sarılıp birinci sınıfların arasına karıştı bina seçimi için.O sırada gözüne zümrüt yeşili gözlü bir çocuk takıldı ama Minerva geldiği için onu dinlemeye koyuldu. Minerva binaları tanıttıktan sonra onları ortak salona çağırdı ve tek tek isimleri okumaya başladı.  

Hermione Granger

Seçmen şapka bekledi ve kısa bir süre sonra

"Gryffindor"diye bağırdı.

Draco Malfoy

"Slytherin" dedi seçmen şapka hiç düşünmeden.


 Minervanın yüzünde sıcak bir gülümseme oluşmuştu yeni ismi okurken mutlulukla

 Elizabeth Bell Black dedi.
 

Ve seçmen şapka düşünmeye başladı ...

"İlk hikayem yeni bir başlangıç çok heyecanlıyım fikir, düşünce ve isteklerinizi yorumlarda belirtin lütfen. "

Elizabeth Bell BlackWhere stories live. Discover now