2

923 92 36
                                    

"Bugün biraz yorgunum erken kalksak sorun olur mu?"

"Benim kalmam lazım ama sen istersen eve dönebilirsin. Ben taksiyle dönerim." adam sessiz kalsada onaylamayan bakışlarını gönderdi. Louis başını dışarı çevirip yaklaştıkları mekana baktı. Bu akşam için çok yorulmuşlardı.

Araba durunca kocası önce inip kendisine elini uzattı. Louis'de onun yanındaki yerini aldığında birlikte içeri girdiler. "Bay Tomlinson, hoşgeldiniz." diyerek kendisini karşılayan daha önce tanıştığı güvenlik görevlisine gülümseyerek karşılık verdi.

"Kolay gelsin." diyerek kabalığa doğru ilerledi.

"Kendini Tomlinson olarak mı tanıtıyorsun insanlara?"

"Tomlinson olduğuma göre." adam tek kaşını kaldırarak baktı.

"En son Ray olduğunu hatırlıyorum."

"Ne fark eder Brad? İkisini de kullandığımı biliyorsun." bazen saçmalıyordu işte. Böyle saçmaladığı zaman defolup gitmesini söylemek istiyordu Louis.

"Louis, n'aber?"

"İyiyim Bay Styles, siz?"

"Bende öyle. Çok şık olmuşsun." Louis gülümseyerek karşılık verdi. İltifat aldığında konuşmakta zorlanıyordu. Elinin daha çok sıkılmasıyla dişlerini birbirine bastırıp kocasına baktı. Sonrasında boğazını temizleyip "Eşim Brad Ray, patronum Harry Styles." diye takdim etti.

"Memnun oldum, bu kadar harika bir eşe sahip şanslı adamı merak ediyordum açıkçası."

"Bende memnun oldum." yüzündeki gülümsemenin sahte olduğunu anlamamak için aptal olmak gerekirdi.

"Şimdi gitmem gerek, seni sonra bulurum Louis." deyip yanlarından uzaklaşan adamın arkasından baktı Louis.

"Adam resmen sana sulanıyor."

"Ne?" dedi şaşkınca.

"Herif sana asılıyor ve sende buna izin veriyorsun. Her zaman mı böyle?"

"Saçmalama." deyip bir adım atmışken kolundan sertçe tutulup geriye çekildi.

"Bana arkanı dönüp gitme." Louis etrafına bakınıp kolunu kurtarmaya çalıştı. Kendisine bakan patronunu görünce yutkundu. Adamın kendisine doğru bir adım attığını görünce kaşlarını kaldırdı.

"Sakin ol Brad, düşündüğün gibi bir şey yok. Şimdi kendime kokteyl alacağım, sende ister misin?" adam başını salladığında uzun masaya doğru ilerledi Louis. Eline geçen iki kokteyli alıp kocasının yanına geri döndü.

"Bay Tomlinson bir dakika bakabilir misiniz?" kocasına kısa bir bakış atıp elindeki kokteyli en yakındaki masaya bırakarak görevliyle birlikte ilerledi.

"Bir sorun mu var?"

"Gelin lütfen." mutfak tarafına doğru ilerlerken önden ilerleyen görevli durunca kendisi de durmak zorunda kaldı.

"Evet?" yanlarında kalan kapı açıldığında bir anda içeri çekildi. Korkuyla irileşen gözleri patronunu görünce normal haline döndü. "Bay Styles, beni korkuttunuz."

"Üzgünüm, amacım korkutmak değildi. Sadece iyi olup olmadığını merak ettim."

"Ben- iyiyim." Harry ona kaşlarını çatarak baktı.

"Buna neden izin veriyorsun? Seni resmen otoritesiyle eziyor. Bu birkaç günde hiç düşündün mü?"

"Neyi?"

"Boşanmayı tabii ki. Bak bizimle çalışan Clara Johnson ne kadar mutlu. Onu da psikolojik olarak ezilmemesi konusunda teşvik ettim ve o artık daha iyi. Sende öyle olabilirsin." Louis titrek bir nefes aldı.

Chance | Larry Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin