''Söz veriyorum sevgilim. Sen yanımda değilken bir damla gözyaşı bile akıtmayacağım. Söz veriyorum.''

Ellerinden destek alarak ayağa kalkmış, üstündeki ufalanmış yaprak kırıntılarına aldırmadan yürümeye başlamıştı tekrardan.

''Ne olursa olsun seni kurtarmak için herşeyi yapacağım Yibo. Herşeyimi kaybetsem de seni asla ama asla kaybedemem.''

Yolun kenarına durduğunda hemen elini kaldırmış, sıra halinde ilerleyen arabaların içinden geçen taksiyi durdurmuştu.

''Pekin Adliyesi''

Adama gideceği yeri söylemiş ardından hemen başını koltuğa yaslamış,gözlerini kapatmıştı. Düşünceleri sadece Yibo'dan ibaretti. Üniversitede tanışıp sevgili olduktan bir yıl sonra aynı eve çıkmışlar, bir dakika görmese bile özlediği adamı bir saniye dahi yanından ayırmamıştı. Kokusu, gülüşü, dokunuşu,teni Zhan'ın hayatıydı. Şimdi hayatından bir parça kopmuş gibi hissetsede ona tekrar kavuşacağı günü sabırsızlıkla bekliyordu.

****

Odanın önüne geldiğinde kapıyı tıklatmış,ardından hemen içeri girmişti. Baş savcı yine o heybetli koltuğunda oturuken alaycı bir tavırla, dudak kenarlarındaki ufacık bir kıvrılmayla Xiao Zhan'a bakıyordu.

''Efendim telefonda dedikleriniz?''

Cümlesinin sonunu beklemeden hemen atılmıştı kendinden emin görünen adam.

''Evet doğru'' dedi. Biraz duraksasada devam etti alaycı konuşmasına.

''Suçu kesinleşti.İnceleme yapıldı,parmak izi sonuçları ve otopsi raporu bir kaç saat önce elime ulaştı. ''

Daha konuşmasına devam edecekken tekrardan kapının çalınmasıyla susmuştu Baş savcı.

''Efendim''

Xiao Zhan'ın yanında durduktan sonra eğilerek selamını vermiş, Baş Savcının konuşmasına devam etmesi için daha fazla konuşmamıştı.

Gelen adam savcılık ofisinin en iyi ama bir o kadar da en ukala savcısıydı. Sırf adına leke gelmesin diye suçsuz  insanları suçlamış, olayla alakası bile olmayan insanları hapise yollamıştı. Ukala tavırları bina içerisinde sevilmezken, yaptığı haksız suçlamalarla adı pekte iyi anılmıyordu.

''Bay Chen...''

Oturduğu yerde daha da gerinerek iyice yerleşmiş,sırtını dayadığı sandalyesinde sinir bozucu tavırlarla konuşmasına devam etmişti.

''Bundan sonra bu davayla Bay Chen ilgilenecek. Bu davadan alındınız Bay Xiao. Wang Yibo'yla olan yakınlığınızı herkes biliyor. O yüzden daha fazla bu dava içinde bulunamazsınız.''

Hemen öne doğru atılarak konuşmaya çalışsada laflarının arka arkasına kesilmesi daha da fazla sinirini bozmaya başlamıştı.

''Ama efendim...''

''Daha fazla konuşmaya gerek yok dimi Bay Xiao. Bu zamana kadar yaptığınız incelemeleri dosyaya ekleyip Bay Chen'e devredin. Şimdi çıkabilirsiniz.''

Sinirden deliye dönmüş bir şekilde kapıdan çıkmış, hemen odanın önünde ukala adamı beklemeye başlamıştı.

''Bay Chen..''

''Evet efendim.''

''Ne yapman gerektiğini biliyorsun değil mi?''

''Elbette efendim. Siz hiç merak etmeyin.''

ARE YOU KILLER [YIZHAN]✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin