Hele bir de kışın insanlar evlerine erkenden çekilince attığın adımın sesinden korkardın burada. Saçlarımı bir güzel yıkadım ve suyun altına girip sıcak suyla rahatladım. Küvetten dışarı bir bacağımı çıkardım ve havluya uzanmaya çalıştım.

Havluyu alarak vücuduma sardım ve sıcak banyonun, boğucu buharından kaçmak için kapıyı açtım. Ferahlatıcı soğuk havayı tenimde hissettim. Banyodan dışarı adımımı attığım an bacağım içe doğru döndü ve yere düştüm. Sanki kırılma sesi çıkmıştı dizimden. Çığlık atmamak için ağzımı, elimle kapattım ve acının dinmesini bekledim.

Bacağımı yavaşça uzattım ve yere yattım. Daha önce de olan bir şeydi. Sakinleşince ağrının hafifleyeceğini biliyordum. Bir süre o şekilde bekledim. Bacağıma yayılan ağrının yerini hafif karıncalanma hissi almıştı. Duvardan destek aldım ve ayağa kalktım. Bacağımın üstüne bastıkça canım yanıyordu.

Sabaha kadar geçmesi tek temennimdi. Yoksa akşamki daveti, bu bacakla asla idare edemezdim. Pijamalarımı giyindim ve saçımı tarayıp yatağa girdim. Saat oldukça geçti ve ben çok yorgundum.

________________________________

Sessiz sedasız geçen bir gündü. Fırsat buldukça oturup dinleniyordum. Bacağımda kalıcı bir ağrı oluşmuştu. Dizimde büyük bir morluk vardı. Saat neredeyse akşam sekiz olmak üzereydi. Murat, depodan masaları taşıyarak birleştirmiş ve büyük bir yemek masası haline getirmişti.

"Ayza... Masaları birleştirdim. Yavaş yavaş kuralım hadi!" ayağı kalktığım an Fuat bey içeri girdi "Ayza... Önce bana sunulacak yemekleri say sonra başla." Temel amca ve bugün için özel olarak gelen şefin verdiği listeyi önlüğümün cebinden çıkardım "Fuat bey, neden bu kadar telaşlısınız?"

Ellerini sıkıyordu "Baybars bey ve ailesi geliyor çünkü. Ayrıca yanlarında da iki büyük iş adamı." o Mezarcının ailesi için miydi bu kadar telaş? Katlı olan listeyi açtım "Avgolemono Çorbası, Borş Çorbası, zencefilli mercimek çorbası ve köfteli yoğurt çorbası. Trüf mantarlı makarna, cevizli tavuk, safranlı tavuk filetolar, ızgarada kekikli ve soslu biftek, palamut köftesi, Göçmen köftesi, kremalı mantarlı tortellini, Rum böreği, su böreği ve Temel amcanın özel böreği. Salata olarak kaşık salata, ızgara sebzeli salata, patlıcan salatası, maydanoz piyazı, peynir ve ceviz dolgulu kırmızı biber Baybars beyin özel istekleri üzerine hazırlandı. Ayrıca sipariş edecekleri, yemek listesinde bulunan diğer tüm yemekler şu an mutfakta hazır bekliyor."

Fuat beyin gözlerinde bir ışık belirdi "harika... Her şey mükemmel olmalı. Baybars beyin seçimleri arasında neden mantı yok acaba? O genelde Türk mutfağını daha çok tercih eder." yemek meselesi konuşurken acıkmıştım.

Aşağı indim ve Muratla birlikte sofra için malzemeleri taşıdık. Tabakaları kucağıma bırakırken yüzüme baktı "Ayza, sen iyi misin? Rengin çok solgun?" tabakları dikkatlice kucağıma aldım "dizim ağrıyor biraz ama iyim. Şu geceyi atlatayım da sonra dinlenirim. Bu gece sanırım Fuat bey için çok önemli."

Çatal bıçak takımlarını masaya dizmiştim. Meze ve salataları özenle yerleştirdi. O sırada keman ve çello çalacak olan müzisyenler gelmiş ve yerlerini almıştı "gören de kraliyet ailesi teşrif edecek diye düşünür." Murat söylediğim şeye gülümsedi.

Şu anda yaşadığım telaş bana tanıdık gelmişti.
Bir keresinde yetimhanede çalışan Yasemin teyze beni evinde misafir etmişti. Altın günü varmış meğerse. O hazırlık yaparken yardım etmiştim. O güne kaymıştı aklım. Yaptığı zeytinyağlı sarmalar, börekler, kekler ve çeşit çeşit yiyecekler tabii en önemlisi kısır... Hiç aklımdan çıkmıyordu o kısırın kokusu ve tadı.

ESİR RUHLAR ALEMİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin