"Evet"

"Öyle değil, bana aşık mısın?"

Yeonjun başını hafifçe öne eğdi. Böyle bir durumda bile Soobin'den bu şekilde utandığına inanamıyordu. Soobin de gülümseyip kafasını biraz eğip Yeonjun'un gözlerinin içine baktı.

"Hâlâ bir cevap bekliyorum..?"

"E-evet"

"O hâlde endişe etmene gerek yok, beraber her şeyin üs-"

"Soobin bu bir K-drama değil, nasıl beraber her şeyin üstünden geleceğiz?"

"Hmm, sen değil miydin geçende 'Sibin sin hiç Ki-dirimi izlimidin mi, bini diviri yipiştirmin girikiyir' diyen?"

"Ya ben öyle konuşmuyorum!"

"Hmhm, konuyu değiştirme."

"Konu neydi ki?"

"Konu beraber her şeyin üstünden gelebileceğimizdi. Moralini bozma, bugünleri de atlatacağız Yeonjunie~"

Yeonjun bilmem kaçıncı kez "Yeonjunie" lafını duyunca gözlerini devirip Soobin'i taklit etti. "Bogonloro do otlotocoğoz yonconoo" Soobin Yeonjun'un dudaklarını eliyle sıkıştırdı. "Sakın dışarıda böyle konuşma, milletin ortasında öperim seni." Yeonjun da eline yavaşça vurdu.

"Soobin?"

"Efendim?"

Yeonjun kıkırdadı. Soobin ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.

"Neye gülüyorsun?"

"Efendim dedin ya..."

"Eee? Ha, bir dakika anladım sanırım ama umarım düşündüğüm şey değildir."

"Off ne saçma bir konu bu, değişelim konuyu."

"Bence de bu konulara girmeyelim. Sonu kötü biter sonra." Soobin göz kırpınca Yeonjun koluna vurdu.

"Ee, sen bana aşık mısın peki?"

"Yeonjun ne saçma bir soru bu. Yok sana aşık değilim, o yüzden öpüyorum sürekli."

"Ama sen de bana sordun aynısını!"

"Doğru, evet aşığım."

Yeonjun kafasını yastığa gömüp tepinmeye başlayınca Soobin dehşete düşmüş bir şekilde ona baktı. Bir kaç saniye sonra aklına gelen düşünceyle hemen Yeonjun'u durdurdu.

"Yeonjun odada sadece ikimiz varız ve sen yatakta tepiniyorsun. Birisi duysa-"

"Tamam sus sus! Senin aklın da ne kadar çok çalışıyor böyle konularda!"

Soobin gülümseyince Yeonjun da gülümsedi.

"Beraber uyuyalım mı tavşancık?"

"Uyuyalım kedicik."

"NE?!"

"NE BAĞIRIYORSUN ÖDÜM PATLADI!"

"SEN BANA KEDİCİK Mİ DEDİN? KEDİCİK, HANİ ŞU FANTEZİLERDE KULLANILAN TAKMA AD?"

"Oha Yeonjun, bir de bana diyorsun. Asıl fesat sensin."

"Evet evet her neyse... Çok konuştuk, hadi uyuyalım."

Yeonjun yatağa girip sırt üstü yattı. Soobin de ışığı kapatıp onun yanına yattı. Vücudunu Yeonjun'un tarafına doğru çevirdi. Bir kaç dakika öyle durduktan sonra Yeonjun da soluna doğru dönünce yüzüne çarpan nefeslerle gözlerini açtı. Yüzü Soobin'in suratına çok yakındı. Neredeyse burunları değiyordu. Soobin'in uyuduğunu düşünerek fotoğrafını çekti, sonra da yüzünü incelemeye başladı. Gözleri, kirpikleri, burnu, saçları ve tabii ki Yeonjun'un hayran olduğu dudakları...

Yeonjun, dudaklarına o kadar odaklandı ki Soobin'in gözlerini açıp ona baktığını bile fark etmedi. "Yeonjun hyung... Dudaklarıma yiyecekmiş gibi bakıyorsun." Yeonjun gözlerini Soobin'in gözlerine çıkardı. Dudağını kışkırtıcı bir şekilde ısırarak Soobin'in oraya odaklanmasını sağladı. "Yoncon hoyong... Dodokloromo yoyocokmoş-"

Soobin daha fazla dayanamayıp Yeonjun'un dudağını öpmeye başladı. Arada bir de sertçe ısırıyordu. Yeonjun kolunu sıkınca dudaklarını ayırdı. "Sana böyle konuşursan öperim demiştim."

"Bu nasıl öpmek! Neredeyse dudağım kanayacaktı. Dudaklarımın şiştiğine eminim."

"Yeonjun sürekli seni öpesim geliyor. Az önce öpmeme rağmen yine öpmek istiyorum. Ne oluyor?"

"Yeonderella cazibesi~"

Soobin Yeonjun'un üstüne çıkıp öpmeye başladı. Az öncekinden daha sert bir şekilde öpüyordu. Yeonjun kolunu sıkıp mırıldanarak bırakmasını istiyordu ama Soobin bırakmıyordu. Yeonjun gücünü toplayıp Soobin'i yana devirdi ve üstüne çıktı. Soobin'in ellerini elleriyle sabitleyip dudaklarını ayırdı. "Soobin ne oluyor sana?"

"Bilmiyorum Yeonjun, gözüm döndü resmen. Ne yapayım sürekli öpesim geliyor. Sen de beni kışkırtacak şeyler yapıyorsun."

"Bir şey demeye korkuyorum artık..."

"Eğer oturduğun yerden kalkmazsan bir şey demene gerek kalmayacak hyung."

Yeonjun Soobin'in saçını çekip hemen kendini yana attı.

"Soobin ben uyuyacağım, beni öpme uykum kaçıyor."

"Hmm..."

Yeonjun bundan yaklaşık 5 dakika sonra uyudu. Soobin de uyumadan önce Yeonjun'un fotoğrafını çekti ve hayaller kurarak uyudu.


- - -


Soobin gözlerini açınca karşılaştığı manzarayla gülümsedi. Yeonjun Soobin'in göğsüne doğru kıvrılmış, uyuyordu. Yeonjun'un, onun yanında küçücük durması çok hoşuna gidiyordu. Kokusunu içine çekip kolunu okşadı. Şu an kendini çok huzurlu hissediyordu.

Kapının çalınmasıyla yavaşça yataktan kalkıp kapıya gitti. Kai, Taehyun ve Beomgyu kapının önündeydi.

"Sessiz olun Yeonjun hyung uyuyor."

"Ooo beraber mi uyudunuz?"

"Şşt! Beomgyu sessiz olsana!"

"Öff tamam."

Hepsi içeri girerken Yeonjun yeni yeni uyanıyordu. Hyuka'yı görünce yüzü düştü.

"Neden geldiniz?"

"Yeonjun hyung, Kai sizinle konuşacak." dedi Taehyun.

"Taehyun, hayır. Konuşmak istemiyorum." dedi Yeonjun.

"Hyung önyargılı davranma!"

"Taehyun sana 'istemiyorum' dedim, değil mi? Ayrıca verdiğim sırrı koşa koşa menajere yetiştiren birine karşı önyargılı olmam kadar doğal bir şey yok bence."

"Önce bir dinle ondan sonra konuş."

"Taehyun bak sana bağırmak istemiyorum, uzatma. Bunun için ne gibi bir bahanesi olabilir cidden?!"

"SANA DİNLEMEDEN YARGILAMA DİYORUM!"

"Taehyun bağırma!"

"Beomgyu sen karışma!" Beomgyu suratını asıp yere baktı.

"Taehyun yeter." Soobin sonunda konuşunca herkes sustu. "Kai seninle şimdi konuşamayız, hâlâ sinirimiz geçmedi. Ayrıca Taehyun, hyunglarına bu şekilde bağırman hiç hoşuma gitmedi."

Taehyun bir şey demeden odadan çıktıktan sonra Kai de özür dileyip odadan çıktı. Beomgyu, Yeonjun ve Soobin odada tek başlarına kalmıştı.

İlk defa böyle tartışmışlardı ve Soobin bu tartışmalar devam ederse ne olacağını çok iyi biliyordu...



Oh be bitti sonunda ne bitmez bir bölümdü ya

D/C + yeonbinWhere stories live. Discover now