Jeongguk öylece duruyordu orda. Görmediği hâlde Taehyung dan nefret etmeye başlamıştı. Seokjin prensinin elini çekip pansuman yapmaya başladı. Pansuman yaparken sordu "Ne oldu prensim? Ne olduda bu kadar sinirlendiniz" Jeongguk derin bir nefes alıp anlattı her şeyi. Seokjin şaşırmıştı çünkü tanıyordu Taehyung'u ve çok güzel ve kibar biri olduğunu biliyordu. Prensini rahatlatmak adına Taehyung hakkında bildiği her şeyi berrak bir şekilde anlatmıştı. "Onun iyi biri olması onu seveceğim anlamına gelmiyor Seokjin. O bana itaat etsin yeter"

Seokjin "Sen bilirsin prensim, ama emin olun onu seveceksiniz o size huzur verecektir"

Jeongguk derin bir nefes daha aldıktan sonra elini sarmayı bitiren Seokjin'e son bir defa bakıp odasına inmişti. Odasının eski halini görünce kapıyı kapatıp yatağına uzanmıştı. Kıyafetlerini çıkarmadan uyumuştu.

Kraliçe ve Kral bir mektup yazıp Kim ailesine haber yollamıştı. İkiside mutluydu kral daha Taehyung'u görmemesine rağmen içi sebepsiz bir şekilde rahattı.

...

Bay kim ve Bayan kim birlikte otururlarken hizmetçi gelmiş ve Jeon Krallığından bir mektup olduğunu söylemişti. Bay Kim şaşırmış ve mektubu açıp Bayan Kim ile okumaya başlamışlardı. Mektubun sonuna geldiklerine hem şaşkın hem sevinçlilerdi. Taehyung için diğer belalı alfalardan kaçış olacaktı bu. Rahat bir şekilde yaşayabilecekti Taehyung. Birde Kraliyet ailesinin soyuna geçecekti. Onun için çok büyük bir fırsattı bu. Önce abileri olan Yoongi ve Namjoon'u çağırıp konuşmuşlar ve hepsi olumlu bakmıştı bu izdivaca. Sıra Taehyung'da idi. Yoongi kendinin çağıracağımız söyleyip Taehyung'un odasına girip babasının onu çağırdığını söyleyerek Taehyung'u alıp aşağıya inmişlerdi.

Bay Kim Taehyung'u karşısına oturtmuş ve Taehyung'u daha çok meraklandırmıştı. Sessizliği Taehyung bozdu "Bir şey mi yaptım Baba?" Babası Taehyung'un bu hâline tebessüm edip "Hayır oğlum. Ama senin için bir haberimiz var."

Taehyung merak ile ailesini dinlerken sonlara doğru şaşkınlıktan ağzı resmen açılmıştı. Babası annesi ve abileri olumlu düşündüklerini söyleyince istesede reddedemezdi artık. Çok istedi reddetmeyi ama nafile. Ailesini hayal kırıklığına uğratıp mahçup edemezdi. Taehyung "Siz nasıl uygun gördüyseniz öyle olsun babacım, annecim" Babası ve Ailesi tebessüm ile ayağa kalkıp Taehyung'a sarılıp hayırlı olsun dileklerini dile getirdiler. Taehyung bir Omegaydı ve çok narindi ağlamak istiyordu ama ailesinin önünde yapmazdı bunu.

Sonunda izin isteyip odasına çıktı Taehyung ve yatağa attı hafif bedenini. Evleneceği kişiyi tanımıyordu bile ne yapacaktı şimdi. Ya bana iyi davranmazsa? Taehyung narindi fazlasıyla narin. Kaldıramazdı sevgisizliği, kötülüğü. Taehyung'un sanki içine doğmuştu başına gelecekler...

...

Sabah annesi tarafından uyandırılmıştı. Biliyordu neden uyandırıldığını o yüzden içine sıkıntı düşmüştü yeniden. Annesi oğlunun uyandığını görünce hizmetlilere seslendi, içeriye yaklaşık 15 tane hizmetli girmişti. Birinin elinde şatafatlı kıyafetler birinin elinde makyajlar ve daha neler neler. Taehyung'u aynanın karşısına oturtmuşlardı, ve makyajına başlamışlardı çok narin dokunuşları vardı hizmetlilerin, belliydi Annesinin onları sert bir şekilde uyardığı. Sonunda Taehyung kıyafetlerinide giymişti annesi ise aşağıya inip Kraliyet ailesi geleceği için kapıda beklemeye başlamışlardı ailecek. Taehyung sonradan inecekti. Taehyung yatağın ortasında oturmuş düşünüyordu. Gülmeliydi, gülümsemeliydi onlara karşı. Beklemeye başlamıştı.

...

Prens Jeongguk sabah uyandığından beridir sinirliydi hizmetlileri bi öldürmediği kalmıştı. Sonunda hazırlanıp aşağıda onu bekleyen ailesinin yanına gidip at arabalarına binip yola koyuldular. Sarayın bahçesine giriş yaptıklarında onları bekleyen aileye bakıp gülümsemişlerdi tabi aralarında sahte Gülen tek kişi Jeongguk tu. Selamlaşmadan sonra Kral ve Kraliçe hediyeleri verip içeriye geçmişlerdi. Herkes oturduktan sonra Jeongguk abisi olduğunu düşündüğü kişi Taehyung'u getirmeye gitmişti. Biraz bekledikten sonra merdivenden ayak sesleri gelince herkes kafasını oraya çevirmişti Jeongguk hariç.

Jeongguk duymamıştı herkes oraya dönüp büyülenir gibi bakınca oda dönüp bakmıştı ki bakış o bakış. Geri dönememişti Jeongguk. İçeriye giren Taehyung kafasını kaldırıp herkese baktıktan sonra en son Köşede duran sert adama bakmıştı göz göze gelince hemen gözlerini çekmişti Taehyung. Jeongguk gözünün içine bakınca kurdunun yerinde duramadığını anlamıştı. Ve kendine verdiği söz ile gözlerini o melekten çekmişti. Bakmayacaktı, sevmeyecekti onu, sadece güzeldi. Ama ne olursa olsun şu an kendini kandırdığını bilmiyordu. Çoktan sevmişti bile.

Taehyung saygı ile selam verip Kral ve Kraliçenin yanına gidip sarılmıştı. Sonra onun için boş olan Jeongguk'un yanına ne kadar gitmek istemesede mecburdu. Jeongguk kurduna söz geçiremeyip Taehyung'a kaçamak bakışlar atıyordu. Ellerinin içi terlemişti. Taehyung onun yakışıklı olduğunu görmüştü ancak pek umursamamıştı. Belliydi oda zorla getirilmişti buraya. Hayal kırıklığı yaşamıştı Taehyung. Onun kendini sevebileceğini düşünmüştü ama belliydi zorunlu evlilik olacaktı bu.

Aileler konuşmuştu. Çoğunlukla birbirlerine ne kadar yakışacaklarını konuşuyorlardı. Prens Jeongguk biraz daha Taehyung denen meleğin yanında oturursa salgıladığı gül kokusuna dayanamayıp aşık olacaktı. Ama Jeongguk'un nefreti aşkını ezebilecek düzeydeydi. Daha gelmeden önyargılı olmuştu Jeongguk.
Belkide çok pişman olacaktı. Ama geç kalacaktı kesin.

Taehyung Jeongguk'a karşı kötü duygular beslemiyordu ama iyi duygularda beslemiyordu. Kendine her zaman onunla kalınca alışacağını söylüyordu. Jeongguk yakışıklıydı evet ama onun için önemli olan kalbiydi. Kral yerinden doğrulup kalkınca odadaki herkes kalkmış ve Kral iki melek eş gibi görünen ikilinin yanına gidip birbirlerine ait olduklarını belli etmesi için isimlerinin yazdığı yüzükleri verdi. Taehyung kafasını yerden kaldırmadan birazcık utanmayla Jeongguk'un parmağına yüzüğü taktı. Jeongguk eline değen minik ve beyaz el ile titremişti. Jeongguk anlam veremediği bir şekilde heyecanlıydı nefes alıp verişleri düzensizdi ve kalp atışı... Ama Jeongguk ona ne kadar tutulduysa o kadar nefret ediyormuş gibi göründü. Taehyung'a yüzüğü takınca Taehyung sonunda ondan uzun olan prense kafasını kaldırıp baktı. Jeongguk göz göze gelince ilk başta o güzel ve masum gözlere takılı kalmış ama bunu fark edince kaşlarını çatıp kafasını çevirmişti, içinden onun artık kendisine ait olduğuna sevinsede dışarıya asla belli etmiyordu Jeongguk. Taehyung kırılmıştı birazcık. Belkide çok kırılmıştı.

Sonunda yüzükler takılınca ve düğünle ilgili her şey konuşulunca ikili çok gerilmişti ama bunu belli etmemeye çalışıyorlardı. Jeongguk Kralı bile dinleyemedi Taehyung'un kendine has Gül kokusunu içine çekmekten. Sonunda Kral ve Kraliçe ayaklanınca herkes kalkmıştı son konuşmalarla beraber 1 hafta sonra düğün tarihimizdi. Bu süreçte Taehyung Kral Jeon'un sarayında kalacaktı, çiftleri birbirlerini tanımaları için fırsat sunacaklardı. Jeongguk ne kadar gitmek istemesede dıştan sanki bu anı bekliyormuş gibi davranıp önden dışarıya çıkmıştı. Bu tavırları Taehyung'u kırıyordu ama Taehyung minik ve kırılgan kalbini sakinleştirmeyi başarıyordu. Kraliyet ailesini uğurladıktan sonra Taehyung'u babası yanına çağırmış ve onunla tek başına konuşmuştu. Konuşmanın sonuna gelince Taehyung izin alıp odasına gitmiş ve odasındaki balkona çıkıp derin nefesler alıp göz yaşlarını bırakmıştı. Daha fazla tutamazdı.

Jeongguk Seokjin ve yanında bir kaç dostu ile atını alıp dışarı çıkmışlardı. Seokjin'i bile susturmuştu bugün ile ilgili konuşmak istememişti. Prens Jeongguk bir yere gidiyordu ama kimse bilmiyordu kendide dahil. Jeongguk önden giderken o nereye gidiyorsa arkasındakilerde oraya gidiyorlardı. Sonra Prens Jeongguk aniden durdu ve bilinçsizce geldiği yere bakınca sinir küpüne döndü. Sağına dönünce Taehyung'un evini görmeyi hiç beklemiyordu. Arkasındakiler soru sorarken onları hiç duymamış ve sinirlenince hemen ordan ayrılacağı sırada son bir kez bakmış ve Taehyung'u görmüştü balkonda. Melek gibi bembeyaz bir şey giymişti ve ağlıyordu.

Jeongguk onunda istemediğini anlamıştı sevdiği kişinin onu istemediğini öğrenince bu sefer tamamen aşkını ezip geçmişti. Bu geceden sonra hiç bir şeyin içinde merhamet olmamasını istiyordu ama karşısında Tutulduğu adam olduğunu hatırladığında içinden lanetler yağdırmıştı.

Lavinia ~ Taekook Where stories live. Discover now