13• homeless -pt1

Start from the beginning
                                        

"Jaehyun, gel üstünü değiştirelim." Taeyong daha önce çok fazla ekip arkadaşlarına bu şekilde yardımcı olmuştu ama bu sefer kapısını çalan adam daha farklıydı.

Taeyong da bir şeylerin farkındaydı....

Taeyong, Jaehyun'un elinden tutup onu banyoya götürdü. Üstünü çıkarmasında yardımcı oluyordu. İlk başta tişörtünü çıkardı. Taeyong ne kadar Jaehyun'un vücuduna bakmamaya çalışsa da pek engel olamıyordu. Sol göğsünün orda bir dövme vardı. Kafede kendisine verdiği origaminin şeklindeydi. Turna kuşu...

Turna kuşunun hemen altında ise kasıklarından yukarı doğru yükselen yılan deseni vardı. Yine aynı şekilde sağ tarafında da kasıklarından karın kaslarına doğru çıkan gül deseni vardı.

Taeyong, parmaklarını hafif ıslak dövmeler üzerinde gezdirdi. Kendisi de dövme yaptırmak istiyordu ama anlamlı bir şey olması gerekiyordu.

En azından Taeyong, kendine o koşulu koymuştu.

"Altını da çıkaralım. Yani, sen çıkar. Yardım istersen söyle." Taeyong bunları dediği gibi arkasını döndü ve Jaehyun'un altını çıkarmasını bekledi.

Jaehyun ise üstünü giyinir giyinmez, arkası dönük Taeyong'a sarıldı.

Taeyong ise Jaehyun'a şüpheyle yaklaştı çünkü tanışalı fazla olmamıştı.

"Özür dilerim. Bu gece için. Hiç gelmemeliydim."

"Evimi nerden biliyorsun?"

"Dedektif, senin için güven çok önemli değil mi? Bana güvenmeni istiyorum."

"Jaehyun, daha yeni tanıştığım ve her şeyden üstü kapalı bir biçimde konuşan birine nası güvenmemi bekliyorsun?"

"Tamam, uzun zamandır bu anı bekliyordum yani beklemek değil, bu an gelirse ne ya- dedektif, bana ne yaptığına bak. Ben yıllardır her konuda nokta atışı yapan biriydim. Cümlelerim bile kendinden emin bir şekilde çıkar. Ve direkt sonuca vararım. Uzatmam. Ama şu an resmen kelimeler ağzımın için yuvarlanıyor."

Taeyong ve Jaehyun bir süre birbirlerine baktılar.

"Saçlarını kurutalım gel buraya." kurutma makinesinin fişini taktı ve Jaehyun'un saçlarını kurutmaya başladı dedektif. Sağ eliyle makineyi tutuyor, sol eliyle ise saç tutamlarının yanmasını engellemek için hafifçe karıştırıyordu.

İşleri bitince ikisi de koltuğa oturdu. Birkaç dakika ortamdaki tek ses, plaktan gelen müzikti.

• Still With You

하루를 그 순간을
(Her gün, o anda)

이렇게 될 걸 알았다면
(Eğer böyle olacağını bilseydim)

더 담아뒀을 텐데
(Daha çok biriktirirdim [anılarımızı])

언제쯤일까
(Ne zaman olacak?)

다시 그댈 마주한다면
(Yüzünü tekrar görebilirsem)

눈을 보고 말할래요
(Gözlerinin içine baktığım zaman)

보고 싶었어요
(Seni özledim diyeceğim)

황홀했던 기억 속에
(Mest edici anılarda)

나 홀로 춤을 춰도 비가 내리잖아
(Yalnız başıma dans ederken, yağmur yağıyor)

이 안개가 걷힐 때쯤
(Zaman geçtikçe sis kayboluyor)

Triggerman † JaeyongWhere stories live. Discover now