The Mountain Between Us, Changlix

Çünkü sana dokunmak istiyorum bebeğim. Seni de hissetmek istiyorum.

"Bir şeyler anlat bana."

"Ne anlatayım?"

"Düğününü anlat."

"Sen anlamadın galiba. Kaçırdım."

"... Adı neydi mesela.. Evleneceğin kişinin? Nasıl veya nerede olacaktı?"

"Hwang Kkami. Söyledim de tanıyacaksın sanki. Of neyse, konuşacak halim yok. Sen anlat. Mesela... Ne doktorusun?" Felix soruyu anlasa da aklı cümlenin ilk kısmında kalmıştı. Hwang Kkami... Erkek?

"Felix?"

"Ah... Şey... Beyin cerrahıyım."

"Demek öyle. Beyin... Neden beyin?"

"Bir insanın kafasına neşter dayamak büyük sorumluluk. Algının olduğu yer. Zekanın... Ve duyguların."

"Peki ya kalp?"

Felix küçük bir kahkaha attı ve cevap verdi. "Kalp sadece kastan ibaret." Changbin'in aldığı cevaptan pek memnun olmadığı açıktı. Yine de çok sorgulamadı ve yürümeye devam ettiler. Karanlık çökmek üzereydi. Zor ve yorucu olsa ağaçların olduğu yere gelmişlerdi. Şimdi sıra uyuyacak bir yer bulmaya gelmişti. Hiçbir yer bulamazlarsa birbirlerine sarılıp uyurlar, köpek de üstlerine çıkardı artık.

Güneş gitmişken hafif yokuş bir yerde kenarda bir mağara buldular. Felix, Changbin'e beklemesini söyleyerek içeri girdi ve mağarayı kontrol etti. Dışarı çıktığında Changbin'in merak veya soru dolu bakışlarını kafasını sallayarak onayladı. Changbin, Felix'in elinden tuttu ve içeri girdiler. Changbin sırtındaki çantayı yere fırlatırcasına bıraktı ve bulduğu düz bir yere çöktü. Bacağı çok ağrıyordu.

"İyi misin?"

Changbin kafasını sallayarak yanıt verse de mimikleri aynısını söylemiyordu. "Bakmamı ister misin? Temizleyip yeniden sararım." Elini sinek kovalar gibi salladı Changbin. "Gerek yok."

"Bakacağım. Acısa bile iltihaplanmasından ve daha çok acımasından iyidir. Ateşi yakayım geliyorum yanına." Changbin göz devirdi.

"Madem illa bakacaksın ne demeye soruyorsun o zaman?"

Felix ters ters baktı. "O güzel götünü görmeye pek de meraklı değilim. Acı çekmek istiyorsan söyleyebilirsin sadece."

Changbin kaşlarını çatarak bir şeyler mırıldandı ama Felix anlamamıştı ne dediğini. Büyük ihtimalle küfür falan etmişti.

Felix bulduğu birkaç kuru dal parçasını ve kardan dolayı nemli ama kuru sayılabilecek büyük odun parçalarını mağaranın ortasına koydu. Bulduğu en kuru dalı çantadaki kibritlerden biriyle yaktı. Ateş sönmeyecek hale geldiğinde biraz üfledi ve büyümesini sağladı. Ateş yavaş yavaş yanar ve büyürken Felix, çantadan ilk yardım kitini çıkardı. metal kaseye biraz şu koyup ateşin üstünde ısıttı. Changbin, Felix'i izlerken, Felix ona döndü. "Davetiye mi bekliyorsun?" Changbin silkinerek kendine geldi ve kafasını belli belirsiz salladı.

Biraz utanarak pantolonunu aşağıya sıyırdı ve sarılmış bacağını Felix'e doğru uzattı. Felix sargıyı çıkardı, ısıttığı suda bez parçasını ıslattı ve yarayı temizledi. Çantadan çıkardığı kremi sürdü ve yeniden sardı. Felix, Changbin'in ayağa kalkmasına yardım etti. Changbin üstünü toparladı ve geri oturdu.

Felix, Changbin'in yanına oturduğunda ellerini ovuşturuyordu. "Eldivenlerin nerede senin? Tanrım, buz gibi olmuşsun!" diyerek Felix'in ellerini tutup montunun içine soktu Changbin. "Daha iyi mi?" Felix kafa sallayarak yanıt verdi.

Biraz daha oturdular ateşin karşısında. "Ben yatıyorum." diyerek ayaklandı Changbin. Ateşin diğer tarafına geçti, yere kıvrıldı. Bir süre sonra uykuya daldığında, Felix onu izliyordu. Yüzünü. Saçlarını. Karanlıkta belli belirsiz oynayan mimiklerini. Nefes alışını. "B-Be—... Kka—" Changbin uykusunda sayıklıyordu. "Changbin!"
Changbin aniden uyandı. "Uykunda sayıklıyorsun."

"Seni seviyorum demedim!"

"Kime?"

"Kkami'ye seni seviyorum demedim! Havaalanındaki konuşmamızda.. Ben her konuşmamızın sonunda 'Seni seviyorum.' derim."

"Bunu biliyorum." Felix'e yanıt vermeyen Changbin ellerini battaniyenin içine soktu. Çok üşüyordu. Felix ayaklandı ve giymiş olduğu, pilotun ceketini, üstünden çıkartıp Changbin'e örttü. "Ah.. Teşekkür ederim."

Hiçbir şey demeden Changbin'in arkasına geçip yanına kıvrıldı. Felix'in nefes sesini duyabiliyordu. Gözlerini kapattı ve bir kere daha uykuya daldı.

—

kısa bölüm yazmakta üstüme yoktur 😗✌🏻 efsaertuna