S.4 Ep.8 "Kalbimi bir tek sana açıyorum"

Start from the beginning
                                    

"Hadi kahvaltıya gidelim o zaman."

"Gidelim sevgilim."

Elini öpüp yürüdüm mutfağa. Şu iş bir an önce açıklığa kavuşsa da, Bahar da kurtulsa şu kafasındaki şüpheden. Umarım sonunda Bahar'ı üzecek bir şey çıkmaz.




Bahar'dan

Tabura girip yavaş adımlara yürüdüm. O sırada Sinan dinlenme odasından çıkıp telefonla bir arama yaptı.

"Sinan."

Sinan başını kaldırıp beni görünce telefonu kapatıp cebine koydu.

"Ben de seni arayacaktım."

Yürüyüp gittim yanına.

"Hayırdır?"

"Yeni gelişmeler var Bahar."

"Neymiş?"

Sinan derin bir nefes alıp konuştu.

"Şu dünkü adam. Derman'ın adamını öldüren. Kimliğini tesbit ettik."

Derin bir nefes alıp yutkundum. Kalbim hızlı hızlı atmaya başladı. Benden ses çıkmayınca Sinan devam etti.

"Kendisi büyük bir terör yapılanmasının en tepesindeki adamın sağ kolu gibi bir şey."

"Adı neymiş?"

"Agah."

Dudaklarımı büzüp kafa salladım. Sinan da cebinden bir fotoğraf çıkarıp gösterdi. Kaşlarımı çatıp aldım fotoğrafı.

"Bu mu?"

"Evet."

Yutkunup dikkatle baktım fotoğrafa. Orta yaşlı, kır saçlı, kumral bir adam. Dikkatle baktım fotoğrafa. Aradan o kadar yıl geçti ki, babam olsa bile tanımam bu fotoğraftan. Başımı kaldırıp Sinan'a baktım.

"Sence babam mı?"

Sinan dudaklarını birbirine bastırıp kaşlarını kaldırdı.

"Bilmiyorum. Aradan yirmi küsür yıl geçmiş. Ben zaten hiç görmedim babanı. Sen de tanıyamazsın haliyle."

Sıkıntıyla nefes alıp kafa salladım. Sinan elini omzuma getirip şefkatle konuştu.

"Bahar, ben öyle dün baban olabilir dedim ama yanılıyor da olabilirim. Yani içgüdüsel bir şeydi sadece. Elimizde bu adamın baban olabileceğine dair hiçbir şey yok."

"Bilmiyorum Sinan. Senin içgüdülerin çok sağlamdır. Yanılmazsın kolay kolay."

"Evet ama, bu sefer yanılıyor olabilirim. Hadi takma sen de kafana artık. Üzülüyorsun boş yere. Ben de öyle dan dun konuşup sıktım canını."

Dudaklarımı birbirine bastırıp baktım Sinan'a.

"Babam teröristse ben bunu kaldıramam Sinan."

Sinan derin bir nefes alıp kollarımı tuttu.

"Saçmalama Bahar. Baban falan değil o adam. Unut dediklerimi. Ayrıca öyle bile olsa sen niye utanacakmışsın? Hepimiz tanıyoruz seni. Ömrünü vatanına adamış bir Türk askerisin sen. Hiçbir şey senin şerefine leke düşüremez. Asla böyle şeyler getirme aklına. Sakın."

Yutkunup eğdim başımı. Sinan kollarımı hafifçe sıkınca başımı kaldırıp ona baktım. O da kaşlarını kaldırıp baktı. Tebessüm edip kafa salladım. Sinan da gülümseyip salladı kafasını.

"İşte böyle. Kötü şeyler de düşünme sakın. Sen bana bakma, saçmaladım ben."

Dudaklarımı birbirine bastırıp gülümsedim. Sinan da gülümseyip sarıldı bana. Ben de sarılıp başımı omzuna yasladım. Derin bir nefes alıp içimdeki sıkıntının geçmesini diledim. Sinan'dan ayrılıp yüzüne baktım. Ardından gülümseyip konuştum.

YansımaWhere stories live. Discover now