Sıcacık Kolları

40 5 0
                                    

Yatağıma uzanmış tavanı seyrediyordum.Bu ilk değildi pencereden içeriye giren taze hava ruhumu pır pır ediyor, kalbim daha hızlı atıyordu.Kendimi huzurlu hissediyor kafamın içinde tepişen düşünceleri sakinleştiriyordu.Komşumuzun mutfağı tam alt katımda olduğundan sıcacık olduğunu tahmin ettiğim çikolata kokusu burnuma kadar gelmiş bu beni geçmişime götürmüştü..

Yeni biçilmiş çimen kokusu,pencereden içeriye giren soğuk hava bu bana onu hatırlatıyordu.
Güneş gibi gülümseyişini, onun iyilik dolu kalbini hatırlatıyordu.
...
''Zaman bize şifa olur,kötü şeyleri unutturur'' demişti bir arkadaşım.
Unutmuştum her şeyi iyi hissediyor yeniden başlamak istiyordum.
Kokusunu,sesini ve her saniye aklımdan silinen yüzünü unutmuş,silmiştim güzel anıları.
Pişman değildim aksine mutlu hissediyordum.
Acı çekmekten yorulmuş mutlu olmak istiyordum.Onsuz yaşamak, nefes almak,huzurlu hissetmek istiyordum.
O olmadan hayatın anlamlı olduğunu kanıtlamak istiyordum.
Oysa anlamıştım..
kendimi kandırıyor acı çekmeye devam ediyordum.
Yinede deniyor yaşamaya devam ediyordum, mutlu olmaya çalışıyor, her gün bir önceki günden daha iyi hissetmek için çaba sarf ediyordum.
...
Zamanın şifa değilde geçen her günün daha acılı oluşunu seyrediyor ,zamanın bana akıttığı zehri içiyor,kalbimden içeriye akmasına izin veriyordum.
Son bir şans istiyordum, son kez onu görmek son kez onla konuşmak son kez sadece son defa onunla beraber yan yana gelmek ona sarılmak istiyordum.
Onunlayken yaşadığım,hissettiğim gibi bir daha olmayacak duygular içinde kaybolmuş olmaktan bıkmıştım.Ondan nefret ediyordum.
Fakat ondan vazgeçemiyordum...

Yinede onu tam karşımda görmek kokusunu hayal etmek hoşuma gidiyordu. Her şeye rağmen ona bakmak beni mutlu ediyordu. Dokunamasamda onu seyretmek ruhumu hafifletiyordu. Kokusunu unutmuş olsam da onu hatırlamak iyi hissettiriyordu. İnsanların ne düşündüğü umurumda değildi...

bembeyaz çitlerin olduğu,
Yemyeşil çimenlere uzanmıştık..
rüzgar son defa esmiş,
İçinde kuşların yüzdüğü masmavi gökyüzüne bakmıştık,

her renk çiçeğin olduğu cenneti  düşünmeye başlamış.
inanmayı bırakmış,
ruhumun paramparça oluşunu seyrediyorduk...

gözleri dolmuş,
güneş bir anda daha sıcak hale gelmiş,
teni yanmaya ,
gözlerinden kanlar akmaya,
dikeni olan tüm çiçekler eline batmaya
Üstüne bastığı taze çimenler onu kaşındırmaya başlamıştı..

okyanus onu her görüşünde daha da hırçın hale geliyor,
Bulutlar onun için ağlıyor,
yağmur sadece onun üstüne yağıyordu...
gezegenler kötü şans getirmesi için hizaya girmiş,
Kudurmuş şeytanlar, izlemeye gelmiş,
Cehennemin kapıları birkez daha aralanmış,
Yavaşça kendi kanıyla boğulmaya başlamıştı...

yüzünün her santimini ezberliyor,
unutmaktan korkuyordu...
onun tanrıyı bile mest eden gülüşünü ezberlemiş,
aklına hiç çıkmayacak şekilde kazımıştı...
yanaklarından süzülen göz yaşları toprağı kurutmuş,
her adım atışında çiçekler solmuş,
Her nefesinde bir serçe daha ölmüş,
İçinde sevgi ve acının olduğu cennetinde uyanmıştı...

elmas gibi parlayan yüreği ağrımış,
sakladığı anılarında kaybolmuş,
Her adımda tükenen ruhuna son defa bakmıştı...

İçinde kalbinin olduğu hayallerini bir kibritle yakmış,
Yanan ateşin içinde onunla beraber yanmıştı..

Birkaç saniyede yıllar geçmiş,
içi ısınmış.
onunla konuşmuş,
ona bakmıştı..
Nefesini hissetmiş,
ona sımsıkı sarılmış,
elini saçlarına dolamış,
kafasını omzuna yaslamıştı...

içinde cennetin olduğu,
minik melekleri görmüş..

Şöyle söylemişti:

''Cehennemi bilmem fakat cennetin ne olduğunu çok iyi biliyorum.''

daha iyi anlamıştı,
onunla olmak,
                         daima onun cenneti olacaktı..

İTİRAFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin