3•don't know who are you

Magsimula sa umpisa
                                        

°Yorucu bir gündü. Kesinlikle evin sensiz bir farkı yok. Yine sessiz. Daha sık konuşmalısın bence ve şey, yazdığın o not da neydi?°

°Gayet açık olduğumu düşünüyorum J.J. Buradan sana fotoğraf çekip atacağım. Ve şey demem gerek sanırım. Kendine dikkat et?°

°Beni düşünmen gözlerimi yaşarttı. Eğer böyle davranacaksan sürekli olarak Hong Kong'da kalabilirsin dostum.°

°Niyetim birkaç gün gezip Min Sun'un işine sonra halletmekti ama bulduğum adam para peşinde ve aceleci. Muhtemelen onu da aradan çıkartmam gerekecek ama küçük yaşlarda bir oğlu var. Bunu o adama yaparsam bile çocuk? Ah, bildiğin gibi merhametli bir insan değilim ancak bir çocuğun psikolojisini bozmaya hakkım yok.°

°Hele ki yaşananlardan sonra...°

°O konulara girersek çıkamayız J.J°

°Adam yüzünü görmezse sıkıntı yok. Zaten paraları da farklı hesaptan yatırıyorsun

°Ölü birinin hesabına nasıl ulaştın J.J. bazen bu durum ürkütücü olabiliyor.°

°Aslında o hesabın şifresi çalıştığım yerdekilerin hepsinde vardır. İşte bu yüzden senin için risk çok az xd°

°Uyuman lazım.°

°Pekii anne 😒°

°Sadece yat uyu J.J fazla uzatma°

°Herkese iyi geceler sana good night. Çünkü sen de yabancısın artık.°

°Büyükbaba esprileri bırakman gerek, acilen°

°Okuma yazma bilmiyorum bu yüzden yazdığını okuyamadım, iyi geceler°

Saat 5'i gösteriyordu. Min Sun'un onu satan adamı plana uyup Min Sun'u korumasız bırakmıştı. Jaehyun ise bunun verdiği rahatlıkla Min Sun'un kapısını çaldı.

"Geldim!"

Min Sun kapıyı açtı. Karşısında gördüğü kişiyi yabancılamadı.

"Hoşgeldin Il-Sik." diyerek Min Sun, Jaehyun'u kucakladı.

"Hoşbuldum. Müsait misin diye sormadan çat kapı geldim ama sıkıntı olur mu?"

"Dostum, bu tür şeylere takılan biri değilim. Zaten evde tekim. Ve çok güzel bir viski buldum depoda. İkimiz içeriz. Geç içeri."

Jaehyun samimiyetsiz bir gülüşle içeri geçti. Tam da hazırlandığı gibiydi. İçeri girdikten sonra uzun bir koridor vardı. Koridorun duvarları fıstık yeşili, üstündeki tablolar ise onlara zıt olarak turuncuydu. Evin içini yerleştiren kişinin çok değişik bir zevki olduğu kesindi.

Koridorun başında kalan odaya yani salona geçiş yaptılar.

Salon koridorun yeşilinden uzak, krem rengindeydi. Odalar gayet geniş sayılabilecek kadar büyüktü ve içindeki eşyalar gayet modern duruyordu.

"Hong Kong'a gelme sebebin ne? Yani yanlış anlama çok sevindim gelmene." dedi Min Sun. Bir yandan da mutfaktan getirdiği kristal bardaklara viski koyuyordu.

"Buz?"

"Hayır Min Sun. Teşekkürler ama buz, viskinin kalitesini düşürür."

"Ah tabi unuttum, Il-Sik ve onun muhteşem detayları. Detaycılık yüzünden adam bile öldürebilirsin."

Triggerman † JaeyongTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon