S.2 Ep.3 "Benim lanetim eninde sonunda gelip seni bulur"

Start from the beginning
                                    

"Bahar hanım iyi misiniz?"

Başımı çevirip Sema'ya baktım. O da kaşlarını kaldırmış bakıyordu.

"İyiyim iyiyim. Dalmışım birden. Neyse, ben gidiyorum. Size kolay gelsin."

Sema hemşire tebessüm edip kafa salladı.

"Sağolun Bahar hanım. Size de."

Kafa sallayıp devam ettim yürümeye. Niye böyle bir şey oldu şimdi? Resmen Yavuz'u öptüğümü hayal ettim. Hem de Aslı damarıma bastı diye. Niye sinirlendim ki ben Aslı'ya bu kadar? Sevdim işte Yavuz'u, niyesi var mı? Hastaneden çıkmış yürürken yüzüme bir gülümseme yayıldı. Gerçekten sevmişim ben Yavuz'u. Bunu farketmiştim aslında ama bu kadar net şekilde değil. Şimdi daha iyi anlıyorum. Yavuz resmen damarlarımda dolaşıyor. Bu kadar kısa sürede nasıl bu kadar sevmişim ki ben onu? Ozan'ı bile kaç ay sonra kabul etmiştim hayatıma. Aylar sonra anlamıştım onu sevdiğimi. Ama Yavuz'la tanışalı daha anca bir ay olmuştu ve o resmen içime işlemişti. Hem aşina olduğum hem de epeyi yabancı bir durum bu bana. Ben ne yapacağım bununla? Nasıl seveceğim Yavuz'u? Onu seversem, onun hayatına girersem tehlikeleri de beraberimde getireceğim. Buna hakkım yok ki. Ama o da beni seviyor. Beraber olmak istiyor. Bütün tehlikelerin farkında üstelik. Ozan da seni seviyordu Bahar. O da seninle beraber mutlu bir hayatı olsun istiyordu. Sonra ne oldu? Ama Ozan benim hayatımın zorluklarını Yavuz kadar bilmiyordu ki. Anlatmıyordum ona. Hiç Karabayır'a gelmemişti. Evlenince de İstanbul'da yaşayacaktı. Evet beni çok seviyordu ama hayatımın tehlikelerini yakından tanımıyordu. Hem zaten uzun yıllar yurtdışında yaşamıştı. Uzaktı bu konulara. Ben de anlatmıyordum. Farkında değildi hayatımın bu denli tehlikeli olduğunun. Ama Yavuz öyle değil. O bütün tehlikelerin farkında. Üstelik balıklama daldı Karabayır'daki hayata. Hatta benim yüzümden başına gelebileceklerle ilgili bir demo bile yaşadı bugün. Ama yine de seviyor beni. Hayatımda olmayı istiyor. Hem de çok istiyor. Beni de bunun için ikna etmeye çalışıyor. İstemsizce gülümsedim. Ozan'dan sonra kimseyi sevemem sanıyordum ben. Kalbim bir daha atmaz sanıyordum. Ama öyle olmadı. Hiç ummadığım anda geldi buldu beni aşk. Hiç ummadığım bir adama yeniden aşık oldum. Üstelik onun ilk aşkı oldum. Bize bir şans vermeli miyim gerçekten? Of, kafam da kalbim de çok karışık. Biraz durup düşünmeliyim sanırım.

Sinan'la birlikte girdik hastaneye. Başımı çevirip Sinan'a baltım. Heyecanlı bir hali vardı sanki. Gözlerimi kısıp baktım bu hallerine.

"Yavuz taburcu olmadan yetişmişizdir inşallah. Sabah sabah hazırlanman bir bitmedi."

Sinan dönüp bana baktı.

"Ne alakası var Bahar ya?"

"Ne demek ne alakası var ya? İki saat senin hazırlanmanı bekledim. Hayır bir de kadınlara geç hazırlanır derler."

Sinan bir şey demeden önüne döndü. Dur sen dur. Ben sana itiraf ettirmesini bilirim. Çaktırmadan gülüp ben de döndüm önüme. Yavuz'un odasına gelince kapıyı tıklatıp açtım yavaşça. Başımı uzatıp içeri baktım. Yavuz da beni görünce kocaman gülümsedi.

"Bahar."

Yavuz'un kısık sesle konuşmasına kaşlarımı çattım. Ama içeri girince sebebini anlayıp daha yavaş oldum ben de. Leyla kanepede uyuyordu. Sinan da gülümseyerek girdi içeri. Leyla'yı görünce bakakaldı. İfadesi gevşedi. Ben de bıyık altı gülerek bakıyordum. Kolunu hafifçe dürtünce toparlanıp Yavuz'a döndü.

"Günaydın Yavuz. Nasılsın?"

"Günaydın. Daha iyiyim Sinan sağol."

Sinan kafa sallayıp Leyla'ya döndü tekrar. Şaka yollu, gülerek konuştu.

YansımaWhere stories live. Discover now