S.1 Ep.8 "Gidenin arkasından bakmak ne berbat bir şey"

Start from the beginning
                                    

"Bak işte, bir de gücüm yok diyorsun. Biraz daha sıksan kangren olacakmışım üsteğmenim."

Heyecanla gülüp tekrar tuttum elini. Ardından yutkunup baktım.

"Ama canın yanmış olmalı. Özür dilerim. Ben iyi olayım diye uğraşıyorsun, üstelik canını yakma pahasına."

Yavuz hiçbir şey demeden baktı gülümseyerek. O böyle konuşmadan derin derin baktıkça, ben kaybolmaya başlıyorum derin mavilerinde. Kapılmaktan, o mavilerde boğulmaktan korkuyorum. Ama çekemiyorum kendimi maviliklerinden.

"Sen çıplak elle adam öldüren bir asker olabilirsin ama ben de zamanında çok spor yaptım küçük hanım. Salonda bench press'te 75, 80 basıyordum zamanında."

Kaşlarımı çatıp anlamadan baktım.

"Ne yapıyordun?"

Yavuz da gülüp konuştu.

"Yani senin ağırlığından çok daha fazla ağırlıkları kaldırıyordum diyorum ellerimle. Hanım evladı değiliz biz de."

Yavuz gülerken ben de güldüm. Ardından hala elini tuttuğumu farkedince yavaşça çektim elimi elinden. Yavuz da başını eğip ellerimize baktı. Ardından tekrar gözlerimi buldu bakışları. Gülümseyip minnetle konuştum.

"Her şey için çok teşekkür ederim Yavuz. Bir haftadır sürekli benimle ilgilendin. İyi olayım diye her şeyi yaptın. Çok teşekkür ederim."

Yavuz gülerek konuştu.

"Ne demek canım. Vazifemiz."

"Vazifeden çok daha öteydi yaptıkların. Farkındayım. Üstelik ben sana geldiğinden beri sadece kaba davranmışken sen yanımdan hiç ayrılmadın. Sadece doktor olarak değil, bir arkadaş olarak da destek oldun. Teşekkür ederim."

Yavuz kocaman gülümsedi. O gülümseyince benim de gülüşüm büyüdü. Öyle güzel gülüyor ki Yavuz, gülünce gökyüzü gözlerine güneş doğuyor adete. Neler diyorum ben ya? Kendine gel Bahar.

"Nihayet arkadaş olabildik seninle. Yani en azından artık 'buralar sana göre değil doktor' demeyeceksin gibi duruyor."

Gülüp kafa salladım.

"Artık böyle bir şey söyleyemem sana. Ama bu fikirlerimin değiştiği anlamına gelmez tabi doktor. Sadece artık seni kırmak istemiyorum."

"E, bu da bir gelişme."

Gülümseyip kafa salladım. Yavuz da aynısını yaptı. Bir süre bir şey demeden baktık birbirimize. O sırada odanın kapısı tıklatılınca Yavuz toparlanıp kalktı ayağa. Bana bakınca kafa salladım. Yavuz da gidip kapıyı açtı. Sinan gülerek içeri uzattı başını.

"Günaydın gençler. Ne habersiniz?"

"Günaydın Sinan. İyiyiz."

Sinan konuşan Yavuz'a bakıp sırıtarak kafa salladı. Ben de gözlerimi kısıp baktım. Ne oluyor buna?

"İyisiniz iyisiniz maşallah. Bahar hanım, siz de iyi görünüyorsunuz."

Ben de ona ayak uydurup gülerek konuştum.

"İyiyim Sinan bey."

Sinan da gülüp yanıma geldi. Elini yüzüme getirip saçlarımı öptü.

"Ee, artık çıkıyoruz hastaneden. Sen gerçekten iyisin di mi?"

"İyiyim Sinan. Artık tabura dönelim."

"Aşkolsun Bahar. Burda sıktık mı seni yani?"

Başımı çevirip Yavuz'a baktım. Yüzündeki yalandan bozulmuş ifadeye gülüp konuştum.

YansımaWhere stories live. Discover now