"temizlenmem gerekiyor. İzninizle." sandalyeden hızla kalktığım için gözlerim kararmıştı. Gözlerimi büyütüp etrafa baktım. Başım zonkluyordu.

"yarınki derslere girme Efsar. Sana izin yazacağım." müdire arkamdan seslenmiş sonra Kadir beyle konuşmaya başlamıştı. Zavallı kadın daha boncuğun acısını unutmadan okulunda işlenen üçüncü cinayetin şokunu yaşıyordu. Boncuk da cinayete kurban gitti sayılır çünkü o hayvan onu öldürmüştü.

Odama girdim ve kan olan elbiselerimi çöp poşetine koydum. İyi ki yedekleri vardı. Banyoya girip, güzelce yıkandım.

Telefonum çalmaya başladığında hızla banyodan çıktım "efendim Ahmet bey" bir alkış sesi yankılandı "aferin güzelim aferin..."
Bu adam yüzünden güzelim kelimesinden nefret ediyordum. İlerde sevdiğim adam bana güzelim dese ağzının üstüne çakardım herhalde.

"sağ olun efendim ama bunu neye borçluyum?" kahkaha attı "yıllarca sana öğrettim şeyleri kusursuzca uygulamaya başladığın için kendimle gurur duyuyorum. Mert polislere anlattıklarını dinledi ve anında kayıtları değiştirdi."

"peki neden böyle bir şey yaptınız?"

"sadakat güzelim... Bugün bana bağlılığını ve sadakatini gösterdin. Belki bu olaydan bir şey anlamadın ama ben bugün yaptıklarından çok şey çıkardım. Her an yeni bir test gelebilir o zamana kadar okuldaki araştırmalarını sakın aksatma. Haftasonuna az kaldı güzelim."

"tabii efendim." telefonu kapatmadan önce "tekrar aferin benim küçük yalancı şeytanım." dedi. Telefon kapandığında tiksinerek ekrana baktım.

Yatağa girdim ve gözlerimi sıkıca kapattım. Bana şeytan demişti. Sanırım bu da yeni iltifatıydı "o zaman cehennemde görüşürüz pislik!"

--------------------------------------------------

Olaylı geçen bir hafta ardından sonunda cuma günü son derse gelmiştik. İçimdeki korku beni kemiriyordu.

"insanlar sizi yargılarken ne hissettiğinizi anlatın lütfen!"
Sezen elini kaldırıp söz hakkı aldı "gerçekten haksızlık ettiklerini düşünüyorum. En basit bir örnekle boynumdaki yara izi görünmesin diye dövme yaptırdım fakat annem bile her gördüğünde soytarı diyiyor bana."

Herkesin hakkına kimse karışamaz!
Bacağımı sıktım "sus lütfen gülmek üzereyim. Kahkaha atarsam dersten atar bu lapacı beni. Çok sinirli bugün."

"hocam insanlar kendi ayıplarını kapatmak için senin hatalarını gün yüzüne çıkarır." başını salladı "çok doğru Selin." yarım saattir elim havadaydı.

Bu tarafa hiç bakmıyordu bile. Ben hariç herkesi dinleyince sinirlenmiştim. En sonunda patladım "neden kaale alınmadığımı sorabilir miyim?"

Başını yerden kaldırdı "kendi kendine yaptığın sohbeti bölmeyeyim dedim. Hem diğer derslerde yaptığın konuşmalar bu derse de yeter diye düşünüyordum Karahan!"

İşaret parmağımı ona uzattım "âhaa işte yargı!" ayağa kalktım "insanlar kendi kocaman günahlarını çuvala basar, senin küçük yanlışını duvara asar diye bir söz var efendim. Ben iyilik meleği gibiyim sen şeytansın pozları kesen insanların yalnız kaldıklarında neler yaptıklarını bir görseydiniz bu soruyu sormaya diliniz varmazdı."

Kaşlarını çattı "bunlar ustaca sözler." ne demeye çalıştığını anlamamıştım.
"peki biri seni incittiğinde sen ne yaparsın? İşte sana yeni bir soru."

"intikam almayı sevmem ama ödeşmek adettendir. Hayattaki tek felsefem: Diken atanı gül pahçesinde boğarım. Lakin bildiğim bir gerçek var insanlar hep beni incitir. Yapmam gereken tek şey beni incittiğinde acı çekmeye değer birini bulmak."

UYANIŞ Onde histórias criam vida. Descubra agora