►BİR -Geri Dönüs

51.4K 2K 61
                                    

Çok heyecanlıyım ilk bölümü paylaşırken. Ne gibi tepkiler alacağımı ve neler düşüneceğinizi gerçekten merak ediyorum. Hiç olmadığı kadar büyük bir umut sızıyor şimdileri kalbimden. Gerçekten bayılarak yazdığım özel bir kurgu benim için. Oldukça iddialıyım çünkü bu hikayede tüm benliğim yer alıyor. Üslubumu ve kendimi değiştirdim. Artık büyüdüğümü ve daha sağlam bir duygu aktarımı yapabileceğime inanıyorum. Bu yolda yanımda olup, bana destek olanlara çok teşekkür ederim. Umarım destekleriniz aynen devam eder hepinizi çok seviyorum. Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın. Çok öptüm xxx.

Bölüm CirkinOrdekcik için :) İyi okumalar :)

3 Yıl Sonra

"Rahşan, haydi ama gerçekten abartıyorsun." Diyen arkadaşıma bakıp yeniden cama döndüm. Bu şehre hiç dönmemem gerektiğini içten içe biliyordum. Uzun zaman olmuştu buranın sokaklarında dolaşmayalı, O'nu kaybedeli. Pişman mıydım? Yalnızca yanlış düşünmesine izin verdiğim için. Sustuğum ve haklı olduğumu haykırmadığım için pişmandım. Fakat biliyordum ki çekip giderek, üzerime yıkılan her suçu kabul etmiş gibi görünüyordum. Fakat ben O istediği için gittim, sırf beni görüp üzülmesin diye. Bir gün gelir, elbet anlatırdım gerçekleri ona, öyle umuyordum. Nefreti soğumuştur belki, belki suçsuz olduğumu anlamıştır. Ya da ben fazla iyi düşünüyordum.

Eski gülüşlerim kalmamıştı belki, içimde uçan kuşlardan da ses yoktu yıllardır. Belki unutturur demiştim zaman. Fakat o kadar kolay olmayacağını tahmin etmem gerekiyordu. İçimi yiyen soruları, özleyeceğimi tahmin etmeliydim. Her gün duyamadığım sesi, alamadığım kokusu için resmen kıvranmış ve büyük acılar çekmiştim. O da böyle acı çekmiş midir?

O günleri ve bizi özlemiştim. Fakat o kalbin sahibi kovmuştu beni. İsteyip istemediğimin bir önemi yoktu. O inanmış, istemiş ve kovmuştu. En acı kısmı da buydu, inanmıştı. Gerçekten ona ihanet edebileceğime inanmıştı. Hiç sorgulamamıştı, sormamıştı gerçek mi bu diye, kolumdan tutup kapı dışarı etmişti beni. Aylarca seviyorum dediği beni.

"İyi madem bu kadar ısrarlısın orada oturmaya. Oturmaya devam et o zaman inatçı arkadaşım benim. Alperler geldiği zaman ben ağzımı açıp hiçbir şekilde tek kelime etmeyeceğim." Tuğba sinirle odamdan çıkarken, üzerime çöken bu hüzne bir anlam vermeye çalışıyordum. Onu tamamen kaybettiğimi kabullenmek istemeyen sağlam bir yanım vardı. Ömrüm boyunca sevdiğim, güvendiğim, inandığım ve dokunduğun tek erkekti o. Dudağımın kıvrımlarını ilk kez o öpmüştü, güzel gülümsemesiyle içimi eritmişti. Babam yerine geçmişti bazen, sık sık en yakın arkadaşım olmuş dertlerimi dinlemişti. Çarem olmuştu. Hem derdim hem de dermanımdı. Ondan başka kimim vardı ki benim? Şimdiyse avuçlarımı açıp baktığımda bir hiç görüyordum. Aylarımı hatta yıllarımı sırf onun için feda edebileceğim adam, tek bir sözümü dahi dinlemeden hayatından çıkartmıştı beni. Demek oluyor ki, verdiğim değerin yarısına layık görülmemiştim.

Günler ayları kovalamıştı hakikaten de. Hakkını vermek gerekirdi, acım eskisi kadar yoğun hissedilmiyordu. Ha, halen aynı derinliklerde seyrediyordu fakat üzerine görünmeyen bir şeyler örtülmüştü ve artık o kadar canımı yakamıyordu. Yahut istemiyordum da artık usuma uğramasını. Kuytularıma sızıp, bertaraf olmuş halimi görmesini, enkazımı görmesini istemiyordum. Vefasız sevdiğim diyerek geçiştiriyordum. Kaybetmiştim ve lanet olsun ki inkâr edecek bir şey kalmamıştı elimde.

Havasına dahi âşık olduğum bu şehirde artık içimi kıpır kıpır eden yanı bulamıyordum. Belki de olgunlaşmıştım. Kim bilir daha neler yaşayacaktım bu şehirde? Hayatın benim için ne sürprizler hazırladığını öğrenmek için devam etmeliydim ve de öyle yapacaktım.

RahşanWhere stories live. Discover now