🌙Instagram Sayfamız: Mehsa Hikayeleri

🥀🌙 Kişisel Instagram Sayfam: _mehsaa_
🥀🌙 Twitter: mehsahikayeleri

🥀🌙Takip edebilirsiniz. Özellikle duyurular ve alıntılarımız için çiçeklerim.🌺

(SINIR : 4.2 K OY!)

🌌☀️🌌☀️🌌☀️

Kapı ardımdan kapatıldığında derin bir nefes aldım. Soğuk birden kesildi ama içim üşüyordu. Kendimden de tepkilerimden de korkuyordum.

Oturma odasına doğru ilerledim. Beni takip ettiklerini biliyordum. İkisinin de sarsak adımları beni takip ediyordu; yumuşak halının üzerindeki sert adım seslerini duyabiliyordum.

"Eylül'ü arayacağım." dedim arkama bakmadan. "Senin bu hale geldiğini biliyor mu?"

Bilerek onu görmezlikten geliyordum.

Onu.

Sevdiğim adamı.

Şu an sarhoş olan, beni yaralayan adamı.

Oturma odasının ışığını yaktığımda Demir'in kısık gülüşünü duydum. "Bilmiyor, yenge. Muhtemelen paralayacak beni. İçki içen erkeklerden nefret eder o."

Bu paralamayı umursamadığı gibi bir de üstüne keyifle bekliyordu. Derin bir nefes aldım. Benimde sevmediğim bir gerçekti. Yaşam tarzıma da hiç uymuyordu ama onunla ilk karşılaşmam bu şekilde olacaktı sanırım.

Arkamı dönerken ellerimi önümde birleştirdim. Yüzüne bakmak istemiyordum.

"Bunu bile bile yapman da ayrı bir ironi." dedim. Demir'e baktım. Hala gevrek bir gülümseme yüzünde hakimdi. "Onun görüşlerini önemsemiyorsan, ona hiç saygı göstermiyorsun demektir. Madem öyle, ne diye onunla evlendin ki?"

Sözlerim Demir'deydi ama bir başkasını da vurmuşum gibi hissettim. Nitekim Demir'in gülüşü solarken kendime kızdım. Dilim zehir gibiydi.

Vurduğumun acısını görmek için ona baktım. Göz göze geldiğimizde solgun yüzündeki yaralarla yüzleştim.

Nefesimi tuttum.

Kaşı patlamış, dudağında büyük bir yarık vardı. Usul usul kanıyordu her yarası. Gözünün altındaki morluğu gördüğümde tırnaklarım tenime battı. Canı yanarken canım yandı. Gözlerindeki sebep olduğum acıyı gördüğümde canını yakarken de canım yandı.

"Haklısın." dedi Demir yerine. "Çok haklısın."

Lacivertleri yüzümde dolandı. "İnsan terk edilmedikçe anlamıyormuş yaptığı aptallığın nelere mal olabileceğini."

Demir'e yaslanmadan olduğu yerde dikleşti. "Umarım o yaşamaz bu acıyı." Bunu öyle bir içtenlikle söyledi ki sanki cayır cayır yansa da tövbesi kabul olmayan bir günahkâr gibiydi.

Beyaz gömleğindeki kanı fark ettim. Yüzündeki acı, sanki tüm odayı kaplıyor gibiydi.

Bakışlarımı ondan kaçırdım. Şimdi bana yaptığının hata olduğunu söylüyordu da ne faydaydı; iş işten geçtikten sonra geriye yaktığı yangının külü kalmıştı.

Ben o külde hala sessizce ağıt yakıyordum.

Yanımdan getirdiğim telefonla Eylül'ü ararken, "Onu koltuğa oturt." dedim Demir'e. "Bende ilk yardım malzemelerini alıp geliyorum."

MIHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin