Finn-Kızım sen nasıl bir belasın ya?
Millir-Böyle bir belayım
Telefonum çaldı
Babamın söylediklerini şokla dinledim dedem hakikatten beni,torununu unutmuş ama yıllar öncesini ,onun hayatını kurtaran sonra şehit olan asker arkadaşını unutmamış.
Bu dedeme bir türlü anlam veremiyorum.Ne yapmaya çalışıyor?Keşke bazı şeyleri hepimiz aklımızdan kolayca silebilsek .Buna kendimiz karar verebilsek.Dedem buna karar veremiyordu.Dedem bana çocukken hep savaşı anlatırdı ben soruyordum çocuktum ve merak ediyordum ama savaşın kötü ve acı verici olduğunu bilmiyordum ki.
İşe bak ki tıpkı dedesine benzeyen bir figür gelip hayatımın orta yerine dalıyor ve dedem ona ev veriyor
Ağzım açık hikayenin tamamını dinledikten sonra
Mille-Deden adına özür dilerim
diye geveledim
Finn-Boşver dedemi tanımıyorum
Millie-Ama bu evin benim olduğu gerçeğini değiştirmez
Finn-Hala kendini düşünüyorsun ya
Eşyalarını toplamaya gidiyordu aslında tam olarak öyle değildiMillie-Öyle demek istemedim
Finn-Hadi ya(!)Ne demek istedin acaba?tek kaşını kaldırıyor.
Millie-Şey ev için savaşmamıza gerek yok senin burda ne işin var onu söyle,gerekirse sana yardımcı olacağım
F-Ailemi reddettim
M-Ama bu korkunç bir şey
Sırıtıyor
Finn-Öyle demek istemedim
Millie-Hadi ya(!) Ne demek istedin acaba?
Finn-Kendi başımın çaresine bakabilirim biraz daha para biriktirip yeni bir ev de bulabilirim istiyorsan. Ben yalnız yaşamak istiyorum
aynı benim gibi düşünüyordu
Millie-Ev arkadaşı olabiliriz
Finn-Bu aslında olabilir ama şartlar da olmalı en başta da birbirimizden etkilenmiycez
deyip kıkırdayınca gözlerimi devirdimMillie-Şarta ihtiyacım yok çünkü senden etkileneceğimi zaten düşünmüyorum
Finm-O zaman bir oyun oynayalım mı?
Millie-Ne kadar da kendine düşkünsün.Birbiriniz için yaratılmışsınız(!)
İlk günümü atlattıktan sonra bu gün ev arkadaşımla ikinci günüm başlamıştı biraz sinir bozucuydu ve çocukça davranıyordu. Zaten hangimizin normal ev arkadaşı olur ki
Finn-Günaydın Milliebon jellybon gibi
Millie-Ne kadar da şakacısın
Finn-Hoşuna gitmedi mi?
Mille-Yapabileceklerinin bu kadar kısıtlı olduğunu bilmiyordum üzüldüm doğrusu
arkamdan öyle bakarken duş almaya gittim halbuki gülümsemesi o kadar kötü değildiBen duştan çıkmıştım ve üzerimde bornoz vardı Finn'i görmezden gelerek kendime çay döküyordum
Finn-Sen de böyle mi oynayacaksın?
Millie-Anlamadım?Ha bu kadar iradesiz olamazsın
Finn-Etkilenmedim sadece ben oynuyorum diye düşünmüştüm ama sen de oyuna girmişsin daha çok eğlenicez hahaha
Üstümü değiştirmeye çıktım burdan daha kültürlü bir yere gitmem gerekiyor