can kırıklarını batır dudaklarıma, birlikte kanayalım

336 28 13
                                    

Calum Scott - If our love is wrong

Sevgilim, karlı bir çam ormanında nefes almanın bahtiyarlığına benzer seni sevmek...

...

Ne zamandır uyuyorum ne zaman gittin bilmiyorum. Yine yorgun hissediyorum, oda sen kokuyor ve ben gözlerimi açmak istemiyorum, boşluğunla karşılaşmak istemiyorum. Bu yüzden biraz daha kokuna sığınıp seninle dolu olan zihnimi boşaltmak istiyorum, beceremeyeceğimi bildiğim hâlde, bomboş bir çabada olduğumu bildiğim hâlde deniyorum.

Biliyorum ki yine maskeni takıp gittin. Mor göz altlarını kapattın, çatlak dudaklarına çilekli nemlendiricini sürdün, turuncu saçlarına şekil verdin, en sevdiğin yüzükleri taktın. Sağ eline iki, sol eline bir tane. Küpelerini taktın, güzel kıyafetler giyindin, yüzüne bir gülümseme astın, yorgunluğun omuzlarında gizli, maskeni aldın ve çarpmaya alışık olduğun kapıyı çarpıp çıktın. Güçsüz durmamak adına giydiğin masken bu çünkü biliyorum güçsüz gözükmekten nefret edersin.

Biliyor musun meleğim, seni bilmenin canımı yakacağını bilmezdim.

Sırt üstü uzanıyorum, gözlerimi araladığımda görüyorum ki bana bir armağan bırakmışsın. Yıldızlı geceler göz kapaklarına. Tavanın her tarafı parlayan yıldızlarla kaplı, kıpırdayamıyorum. Dilim tutuluyor, ne ara yaptın bunları? Büyüleniyorum meleğim. Öyle güzel olmuş ki nutkum tutuluyor, sana dair her şeye nutkum tutuluyor. Gitme dedim ama gitmişsin, sözünü tutup gitmişsin.

Çok güzel olmuş, sensiz gecelerimde boş tavana bakmak yerine sohbet edebileceğim senden birer parçalar yer etmiş. Yapmışsın, çok güzel döşemişsin hayallerimizi. Sen kapat gözlerini, ben hayallerimizi döşerim. Başardın, bu sabah da affettirdin kendini. Belki de ilk kez gülüşünü görmeden affettim ama sorun olmadığını biliyoruz ikimiz de. Sorun değil çünkü seni seviyorum.

Usulca ağlarken içim gidiyor sana. Takılı kaldım ufak bir tebessümde öylece izliyorum ellerinle süslediğin tavanımızı. Gözlerim yaşlı kırık kalbinin güzelliğine ağlıyorum. Ne çok ağlıyorum ben de değil mi? Sen kırınca ağlıyorum, mutlu edince ağlıyorum, geldiğinde ağlıyorum, gittiğinde ağlıyorum, hep sana ağlıyorum çünkü çaresizim. Ellerimi yüzüme kapatıp sessizce ağlarken bir mucize bekliyorum çünkü bulduğum tek çözüm ağlamak, gözlerimdeki ağırlığı taşıyamıyorum. Biliyorum ki gelmeyecek olan bir mucize bu, tek mucizem seni tanımak oldu bu hayatta.

Yıldızların büyüsüne kapılmışken, boş odada telefonumun zil sesi yankılanıyor. Yaşlarımı siliyorum yenilerinin akacağını bildiğim hâlde.

"Efendim Tae."

"Yoongi, uyandırdım mı?"

"Hayır, uyanmıştım zaten."

"Sen ağlıyor musun? Sesinin hâli ne böyle?" Tereddüt eden sesiyle ve bir anda kesilen hışırtılarla duraksadığını anlamıştım. "Hayır hayır yeni uyandım da o yüzden, sen ne diyecektin?"

"Bugün dersim öğleden sonra, seninki de öyle diye hatırlıyorum. Buluşsak mı?"

"Olur tamam, ben hazırlanayım."

"Yarım saate orada olurum, oyalanma sakın."

"Tamam bekliyorum, görüşürüz."

Derin bir nefes alıp banyoya doğru yürüdüğümde gözüme mesajların takılıyor, elbette yine karman çorman yazıların. Ellerim yettiği kadar döşedim hayallerimizi.

rainy eyelashes: yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin