Annemin birikimlerini kendimle birlikle getirmiştim. Beni bulmaması için yeni bir kimlik oluşturmuştum. Adım, soy ismim her şeyi sıfırdan yaptım. Yeni bir hayat, yeni insanlar, yeni yerler. Eskiye dair hiç bir iz yoktu. Anneme ait bir kaç fotoğraf bir kaç elbise ve birkaç takı kendimle getirmiştim.

Güzel bir kadındı. Tek kızı olduğum için şanslıydım bana verdiği değer çok başkaydı. Ağabey'im ve babama olan sevgisinin tam 5 katı diyebilirdim. Umarım güzel yerdesindir anne. Seni çok seviyorum.

Düşünmek istemiyordum ama elimde değildi. Güzel bir anım bile yoktu. Hızlıca üzerimi giyindim. Saçlarımı kurulayıp yatağıma girdim. Uykuyu seviyorum çünkü, orada istediğimiz gibi yaşayabiliyoruz.

Seni daha daha seviyorum anne iyi geceler.




...

Alarmın sesi ile gözlerimi yaşamak istemediğim başı boş bir hayata araladım. Avize ile kısa bir bakışma yaptıktan sonra üzerimdeki pikeyi kenara iterek ayaklarımı parkeye indirdim. Karşımdaki dolabımın aynasından kendime bir bakış atıp tuvalete geçtim.Bir kaç işimi hallettikten sonra üzerimi giydim. Hafif bir göz makyajı yapıp aşağıya indim. Ayakkabımı da giyip dışarı çıktım.

Görgün yine gelmişti. Araca doğru ilerleyip bindim.Görgün'ün uykusuz kalan gözleri dikkatimi çekmişti. Bilmek istiyordum ama, konuşmaya halim yoktu. Konuşmak istemiyordum. Sustum.

Arabamız durmuştu. Gelmiştik. Açılan kapıdan dışarı yöneldim. Sabahın ilk saatleri çalışmayı seviyordum. Görgün'e nazikçe bir teşekkür tebessümü gönderip girişe ilerledim. Asansöre binip ineceğim katın tuşuna basıp iki elim çantamda kafam öne eğik beklemeye başladım. Bir taraftan düşündüm. Dün olanlar için nasıl ona bakacaktım. Onu bildiğin reddetmiştim. Açılan asansörden inip odama doğru geçtim. Yerinde yoktu. Kokusunu alamıyordum. Gelmemişti. Merak ediyordum.

Telefonu elime alıp sekreteri aradım.

"Sarper Bey gelmedi mi?"

"Efendim kendisinden henüz haber alamadık." Dedi.

" Tamam." Deyip telefonu kapattım. Ellerim saçlarımı yoluyordu. Arasam mı? Aramasam mı? Arasam ne diyecektim ki? Bu düşünceler beni olumsuz sonuçlandıracaktı. Düşünmeyi bırakıp aradım. Telefon çalmadan geri kapattım. Kapatmam ile birlikte kapının açılması, onun içeri girmesi bir oldu. Gözlerim acılan kapıya döndü. Beni fark etmemişti. Belki de görmek istemiyordu.

"Hoş geldiniz." Dedim.

Cevap vermemişti. Şaşırtıcı bir durumdu. Neden vermedi. Yüzüme bile bakmamıştı. Onu arkamda bırakıp kendi odama yöneldim. Masamda duran 4 dosya incelenmesi gerektiğini belirtiyordu. Kafamı dağıtmak ve olanları bir süreliğine unutmak için dosyaları inceledim. Dosyaların başındaki kodları bilgisayara girip sonuçları çıkartıp temiz bir sayfaya geçirdim.

Bir dosya bitirmiş, iki dosya bitirmiş, üç dosya bitirmiş, şuan da sonuncu dosyayı bitirmek için açtım. Bu biraz uzun süreceğine benziyor.
Bir kaç sayfalık bir yazı değil gibi duruyordu. Hızlı hareket edip dosyanın sonuçlarını A4'e döktüm.

Telefondan saate baktığımda 3 saati geride bırakmıştım. Dosyaları alıp, onun masasına bıraktım.

Yoktu yerinde.

Yine nereye gitmişti.

Elimdeki dosyalar onun masasında mutlu gibi gülümsüyorlardı. Ona ait olan bir yerde durmak canlı olmayan bir şeyi mutlu etmişti. Çok güzel, kafayı sıyırmaya başladım.  Neler diyorum böyle.Koltuğuna oturup eşyalarına dokundum. Eşyalarına baktım. Ona ait olan her şeye dokundum. Masanın altındaki ilk çekmece dikkatimi çekmişti. Rengi diğerlerinden farklıydı. Gri renginde bir çekmece. En sevdiğim renk. Kilitlenmişti. Hemen onun altındaki çekmeceye baktım.

Açıktı.

İçine baktığımda bir mendil dikkatimi çekti. Parmaklarıma dolayıp onu defterin altından kurtardım. Mendilden saçılan kokusu beni şehvete getirdi. Kokusu oldukça yoğun geliyordu. Kafamı öne eğip onu iyice içime çektim. Sonra göğsüme yasladım. Bir süre böyle durdum.

Mendili tekrar yerine bırakmak için kafamı kaldırdım. Kaldırdım ki!
Umarım yanlış görüyorum. Sarper şuan karşımda beni dikizliyordu. Hareket edemiyordum. Elim ayağım kesilmiş gibiydi.Ne yapacağımı bilmiyordum. Gözlerimin içine bakıyordu. Ne yapmam gerekiyordu. Hızlıca olduğum yerden kalkıp öne doğru geçtim.

"Ş-şey ben do-dosyaları getirdim. Bitirdim onları." Diyebilmiştim.

Halasesi çıkmamıştı. Olduğu yerdeydi.
Gözlerimi ayaklarımdan çekip ona baktığımda elimdeki mendile bakıyordu.

Kaşları kalkmıştı.

Mendili heyecan ile masaya sürüp "Biraz toz vardı." Dedim.

Kesinlikle inanması gerekiyordu. Aksi takdirde tam anlamı ile rezil olmuştum.
Yanıma doğru geldi. Dosyaları masadan  alıp biraz inceleyip kafasını olumlu anlamda salladı. Sonra bana baktı.
Anlaşılan o ki dosya sonuçları hoşuna gitmişti. Temiz çalışmıştım. Yanıma bir kaç adım atarak yaklaştı.

Elimdeki mendili alıp " Bunun için çalışanlarımız var. Yapman gerekmiyor." Dedi.

Masasına geçip, kilitli olan çekmeceyi cebindeki anahtar ile açıp mendili içine atıp bana döndü. Hala ona bakıyordum. Cebinden krem rengi bir mendili çıkartıp bana uzattı. Şaşkınlık ile elindeki mendile bakıyordum. Bu ne?
Al der şeklinde kaşı ile elini işaret etti. Elindeki mendili alıp anlamsız gözler ile ona baktım.

"Masan için, masanı silersin belki."

Şaşkınlıkla kafamı evet anlamında sallayıp, rezil olmuş bir şekilde masama ilerledim. Koltuğuma oturup rezil olmanın tadını çıkartıyordum. Mendili dudaklarına götürüp bir öpücük kondurdum. Onun kokusu bu mendilde oldukça geliyordu. Bu mendil daha da güzel kokuyordu. Sıcacık ve taze bir erkeksi kokusu. Bir kokuya tahrik olan var mı? Ben adamın kokusuna tahrik olmaya başlıyordum. Mendili çantama attım. Onu burada unutmak veya kaybetmek istemezdim.
Telefonuma gelen bildirime batım.

Sarper yazmıştı.

Gönderen: Sarper Bey

"Dün olanlar için bir kez da özür dilerim. Sende istersen seni bu gece biriyle tanıştırmak istiyorum. "














Merhaba sevgili okuyucularım görüyorum ki hikayeme güzel bir ilgi hakim. Bu yazar daha güzel  yazsın daha güzel  kurgulasın ve sık sık bize bölümler yazsın istiyorsanız bu yazardan yorumlarınızı eksiltmeyin lütfen. Votelerinizi eksiltmeyin. Her voteyi "seni seviyoruz devam et yazarcım" olarak alıyorum. Hikaye nasıl gidiyor. Umarım beğeniyorsunuzdur. Sizleri memnun etmek ve mutlu etmek istiyorum vote ve yorumlarınızı eksiltmeyin sevgili okuyucularım. Hoşça kalın. Karantina nasıl gidiyor. Beni soracak olursanız gitmiyor. Sizi seviyorum. Sonraki bölümde görüşmek üzere...:)

YARDIMCIWhere stories live. Discover now