"Ya en sevdiğim yemek." Dedi.

"Afiyet olsun ye ye yarasın. " dedim gülerek.

Ağzındaki lokma ile, " ocoyop nofos olmoş. " deyince istemsiz sesli kahkaha atmama neden olmuştu. Ben pek aç olamadığım için bir şey yemedim. Yemeği yaparken kokusu yeterince doyurmuştu.

Yemeğimiz bitmiş koltukta uzanıp, korku filmi izliyorduk. Derin'in korku filmi sevdası burda da belliydi. Ben de onun sayesinde sevmeye başlamıştım.

Film yarım bittiği için Derin yönetmene saydıra saydıra odasına çıkmıştı.

Benden peşinden çıktım. Odasına gidip, "Seni seviyorum kanka iyi geceler bir şey olursa seslen." Dedim.

"Asıl sen olursa seslen hadi Allah rahatlık versin."

Kendi odama geçtiğimde yine uykum yoktu. Değişik hissediyordum. İlişkim yoktu ama sanki terk edilmiş gibiydim. Çekemecemden tek sigara alıp balkonda içmeye çıktım. Dışardan çok uzaklardan bir müzik sesi geliyordu. Sigaramı içmiş bitirmiştim. Şuan onu görmek için neler vermezdim. Bir fotoğrafı bile yoktu.

Bugün olanlar için kafamda pek çok soru işareti vardı.
Kafamdaki soru işaretleriyle birlikte içeriye geçtim. Üzerimi değiştirip dişlerimi fırçaladım. Elimi, ayağımı, yüzümü de yıkadıktan sonra yatağa geçebilirdim.

Yatağımdaydım.

Saat geç olmuştu. Yarın iş yoktu. Erken kalkmayacaktım. Telefona son kez bakıp yerine indirdim. Ne bir mesaj, ne bir arama. Daha fazla düşünmek istemiyordum. Bu merak başımı ağrıtmaya başlıyordu.

Gözlerimi kapattım. Düşüncelerle uykuya daldım.

...

Kalktığımda saat 10:14'tü. Yerimden doğrulup üzerimi değiştirdim. Saçlarımı da tepeden bağlayıp tuvalete gittim. Yüzümü her sabah aloe veralı sabunumla yıkıyordum. Cildine iyi geliyordu. Yüzümü yıkayıp, ayaklarıma ev terliğini geçirip aşağıya indim. Kahvaltı hazırlamak için mutfağa girdim.

"Derin"

"Derin".

"Derin".

Seslenmekten boğazım yırtılacaktı.
Masayı hazırlayıp ekmekleri de masaya kayıp yukarı çıktım. O kadar seslenmelerime rağmen Derin hala uyuyordu. Üzerindeki çarşafı ondan çekince, balık gibi çırpınmaya başladı.

"Kahvaltı hazırladım gel artık, öğlen olacak bak. Gelmiyorsan ben tek yemeğe giderim." Dedim.

Çırpınmayı bırakıp uykulu gözlerle bana bakıp, " Rüyamda abini gördüm. " demesi, bedenimden ruhumun çekilmesi ile eş değer haldeydi Bu cümleler suratımın asılmasına neden olmuştu. Dilim tutulmuş söyleyecek bir şey bulamamıştım. İştahım kaçmış. Derinin yatağının kenarına oturtmuştu. Boş boş dolabın yanında duran ayaklı askılığa öylece bakakaldım.

"Nasıl gördün."dedim.

Ellerimi tuttu. " Seni götürmek istiyordu." Dedi.

"Boş ve saçma bir rüyaydı. İyi misin?"dedi.

Hiçbir şey belli etmek istemedim. Üzülsün istemiyordum. Kısaca "iyiyim" deyip, kestirip attım. Yerinden doğrulup banyo ya doğru ilerledi.Ben hala dalmıştım. Beynim durmuştu. Düşünemiyordum. Bedenimi kaplayan korku, düşüncelerime engel oluyordu.

Yüzüme su serpmek için lavaboya gittim. Elimi yüzümü yıkayıp, aşağıya indim. Abimi tekrar görmekten korkuyordum. Bana yaşattığı şeyler kolay değildi. Ondan çok çekmiştim. Bana iyi abi olmayı seçmemişti. Hangi abi zorla kardeşini istemediği birine verirdi ki? Her aklıma geldiğinde ona olan nefretim daha da artıyordu.

YARDIMCIWhere stories live. Discover now