13. Bölüm

232 14 0
                                    

Özgür  Argun

Ya ne biçim haftalar geçiriyorum ben amına koyayım.  Kuzenim ve Şura düşman çıktı. Ve benim kuzenimin isteği üzerine evleniyorlar! Lan evleniyorlar. Güzel bir evlilik olmayacak ama inşallah Mardin'e duyulmaz. Hele ki Mehmet dedem hiç duymasın düşmanın bulunduğunu. Ya da biliyordu. Çünkü bu sessizlik hiç hayra alamet değildi.

Okulumda sıradan bir gün ve benim yanımda mavi göz Belocan var. Ne kadar güzel değil mi? Konuşmamız süper çünkü hiçbir konu üzerine konuşmuyoruz. Öyle boş boş etrafa bakınıyoruz. Bu konuşmamamazlığı benim bozmam lazım değil mi?

 "Nasılsın?" ona bakıp konuştum. 

"İyiyim sen" dedi mavi göz Belocan. Yani evet mavi gözü kuzencağızım Asrın diyordu. Sonuçta mavi gözlüydü ne olacak kim demiş kim dememiş

 "Demek ki Umutları sende tanıyorsun"

 "Aynen canım  can kardeşlerimdir onlar . Sen gibi mahalleden değil  lise 1'den beri tanıyorum ben onları" peki bu tanışıklıklarda biz niye hiç karşılaşmamıştık? 

"Hım tamam be  hemen celallenme"

 "Celallenmiyorum sadece söylüyorum" dedi kollarını önünde birleştirip.

"Neyse ben..."sözünü kesen can kuzenim Asrın'a baktım. "Haftaya Mardin'e gidiyoruz kuzen dedem çağırdı"  deyip yanımızdan ayrıldı. Fazla açıkladın yarısını alda git. "Yapma be dedemin haberi oldu mu?" dedim. Ya da biliyordu ve herkes öğrenmişti. "Neyden?" dedi Belinay. Aa sen buradaydın değil mi?  "Düşman kızından, Şura Sakman'dan, bizim şizofrenden" 

"Tamam tamam uzattıkça uzatma anladım. Neyse gidiyorum ben hadi görüşürüz" deyip yanımdan ayrıldı. Doğru tekrar bir araya gelecektik. Can kardeşlerim gelecek be benim.

Belinay Keskin
 

Kafam çok karıştı ya neler yaşadım. Hatta neler yaşandı. Şura istemediği evliliğe zorlanıyordu. Ben istemediğim limana doğru yelken açıyordum sanırım. Ama emin olmadığım bir işti. Neden ne ara nasıl böyle oldu hiçbir fikrim yoktu.  Kardeşlerim geliyordu. Umut, Meva ,Uğur özlemiştim be pislikleri.

Gine bir okul günü ve süper değil mi?Yanımda kıvırcık Özgür var. Ağzımızı bıçak dahi açmayan bir konuşmamız vardı. Ve bu sessizliği Özgür bozdu.

 "Nasılsın?" Bu mu yani sabahtan beri buradayım. Nasıl gözüküyorum. Kızlarında zaten biri Meriç'in biri Yağız mı Yuğuz mu onun yanında ben ben niye buradayım ya? "İyiyim sen" dedim. 

"Demek Umutları sende tanıyorsun" 

 "Aynen canım can kardeşlerimdir.  Onlarla sen gibi mahalleden değil lise birden tanıyorum ben onları" dedim. 

"Hm tamam be hemen celallenme" 

"Celallenmiyorum sadece söylüyorum. Neyse ben ...." sözümü tamamlayamadan Asrın şahsiyeti kesti. " Haftaya Mardin'e gidiyoruz kuzen dedem çağırdı" deyip yanımızdan ayrıldı. "Yapma be dedemin haberi oldu mu?" dedi Özgür. Merak ettim yani şimdi. "Neyden?" dedim. "Düşman kızından, Şura Sakman'dan, şizofrenden" aa uzattıkça uzatıyor "Tamam uzattıkça uzatma anladım. Neyse gidiyorum ben hadi görüşürüz" deyip yanından ayrıldım.

İlayda Bensu Seren
  

Akıl karışıklığı yaratan çok güzel haftalar geçirdim. Ama canımcımla hiç ilgilenemedim. Okulda görüşemiyoruz, dışarda görüşemiyoruz. Özledim şapşalı ya acaba o beni özlemiş midir ya özlemediyse ya beni unuttuysa ya benle daha ayrılmadan başkalarıyla konuşmaya başladıysa ya o konuştuğu benden daha güzelse of iyice paranoyaklaştım. 

En iyisi aramak.

 Ama o beni aramıyor. O aramıyorsa ben niye arayayım ki değil mi? 

Of ya o benim sevgilim sonuçta ben ararım. 

Ama ya ayrılmışsak ya ayrılırsak benimde haberim olurdu değil mi?  En iyisi kafamdan bu düşünceleri atmak. 

Rehbere girip Meriç'e tıkladım. Aradım... çalıyor...çalıyor... '

Aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor. Lütfen daha sonra tekrar deneyiniz'

"He amına koyayım dakika sıçıyorum zaten" Bu kişi sevgilim de olsa bunu demek zorundayım. İçimde kalırdı. Uyuyamazdım.

  Okula gidince bankta tek oturuyordu. Kara kara düşünüyordu çocuğum. Bizimkilerden ve oluşan olaylardan pek göremiyordum. En son Mevolar geldiğinde görüşmüştük. Gidip yanına oturdum. "Günaydın!" dedim. Bir anda sarılmasıyla sarsılsam da bende sarıldım. Sonra bu ayrı kaldığımız zamanların  acısını çıkarır gibi göğsünden başımı hiç kaldırmadım.

Meriç Aydın

Asrın'ın olayları söyledikleri ve bunları  yaşarken ki rahatlığı için tekrar tekrar şaşırsam da yıllardır alışıktım. Ve benim şu halime gelirsek....

Ya ben turuncumu özledim ya. Kalbim onsuz boşlukta can yakıyor. Çok aramak istedim ama arayamadım. Nedeni bilmiyordum oda beni aramıyordu. Bu çok canımı sıkıyordu.  Ya biriyle konuşuyorsa cinnet geçirirdim ya da getirirdim o adamı öldürürdüm. Yapardım cidden yapardım. Delirirsem her şeyi yapardım. O kız benim ya bana ne bana ait benim.  Benim onun sevgilisi.  Of olmayan şeyleri oluyormuş olmuş gibi düşünüyorum iyice kafayı yedi paranoyaklaştım. 

Tabi okul vardı. Gene kalkıp hazırlanıp okula doğru yol aldım. Okula giriş yaptığımda İlayda hariç Şura ile Belinay vardı. Şura 11/D'den Yağız'la oturuyordu. Ve Allah Allah Özgür'le Belinay hayırdır inşallah. Bende bir banka oturdum ve turuncumu düşünmeye başladım. Tam aklımdan keşke gelse demiştim. Ve yanımda hareketlilik oldu. O ses "Günaydın!" Kafamı kaldırıp yüzüne baktım. Hayal değildi. İlayda'm karşımdaydı. Hemen sarıldım sımsıkı ayrı kaldığımız günleri düşünerek sonra ondan ayrılıp hemen kollarımın arasına aldım. Ve cevap verdim. "Günaydın Turuncum!"

İki Düşman Çocuklarıजहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें