Sen benim her şeyimsin.

Začít od začátku
                                    

"Gözüm hiçbir zaman açılmayacaktı. Hayatım berbat bir şekilde devam edecekti. Ben... kadere inanıyorum Alec. Bizim birlikte olmamız gerekiyordu ve kader böyle işledi."

"Bu mu yani benim kaderim?" Dedi gözünden akan yaşı silerek. "Ailesini kaybeden 8 yaşında bir çocuk olmak mı? Can yakıcı deneylere katlanıp 50 yıl uyutulmak ve katil olmak mı? Ben bunu istememiştim. Önüme seçenek sunulsa tercih edeceğim son şey bu olurdu. Seninle tanışıp aşık olacağımı bilsem bile bu seçeneği seçmezdim. Üzgünüm ama seçmezdim."

"Biliyorum Alec, ben de bunu seçmezdim. Seçmeni de istemezdim."

Bana sarılıp ağlamaya devam ederken hiçbir şey diyememiştim.

"Berbattı." Dedi iç çekerek. "Her adımı berbattı. Bunları sana anlatırken zorluk çekiyorum. Beni güçsüz görmeni istemiyordum ama bazen... dayanamıyor gibi oluyorum. Sen olmasan kendimi öldürmeyi düşünürdüm."

"O zaman onlar kazanmış olurlar." Deyip ona daha sıkı sarıldım. "Ama bunu biz kazanacağız."

"Neyi kazanacağız? Beni o deneye alanların çoğu ya ölmüştür ya da yaşlanmıştır. Onlardan nasıl intikam alacağım?"

"Onların yaptığı ve yapacağı her şeyi yıkarak intikam alacağız. Orada acı çeken onlarca kişi var Alec. Hayatları çalınan birçok insan var. Onları kurtaracağız."

"Hepsini öldüreceğim." Dedi Alec titrerken. "Ve bana engel olmayacaksın."

"Alec..."

"Olmayacaksın dedim! Bana acı çektirmekten başka bir şey yapmadılar ve onlar da acı çekecekler."

Sessizce ağlamaya devam ederken ona hiçbir şey diyemediğimi fark ettim.

"Bu doğum gününü kutlasak? Benim için. Birlikte pasta yaparız sonra birazcık dışarıda gezeriz. Simon ve Raphael de burada. Hep beraber bir şeyler yaparız eğer istersen."

"İstemiyorum Magnus." Deyip benden uzaklaştı ve gözünden akan yaşları sildi. "Ağlamamam lazımdı ama... şu an bile sahip olduğum şeyleri elimden almaya çalışıyorlar. Seni benden almaya çalışıyorlar. Hayatımı benden aldılar, bir de seni de benden almak istiyorlar. İzin vermem, seni almalarına asla izin vermem."

Elini yüzüme koyup bana yaklaştı ve dudaklarıma küçük ama anlamlı bir öpücük bıraktı.

"Sen benim her şeyimsin ve sen de benden gidersen... yaşamak için bir sebebim kalmaz. Onları öldürmemek için de bir sebebim kalmaz. Orayı yakarım, içinde kimler olduğunu önemsemem."

"Orada masum insanlar da var." Dedim ellerimi onun iki yanağına yerleştirerek. "Ben olmasam bile mantıklı düşünecek ve öyle hareket edeceksin. Bana söz ver."

"Sen cidden buna inanıyor musun?" Deyip yanağında duran elimi tuttu ve öptü. "Benden gitme, nasıl bir boşlukta olurum bilmiyorsun. Ölmem belki ama yaşıyor da olmam Magnus."

Bana yaklaşıp omzuma başını gömdü ve derin bir nefes aldı.

"Hayatıma giren tek ve en güzel şey sensin. Beni mutlu etmek için her şeyi yapıyorsun, beni seviyorsun, bana değer veriyorsun, canını hiçe sayıyorsun, beni koruyorsun. Tanrı beni sevmez, bana merhamet etmez sanırdım, senle tanışana dek böyleydi her şey. Sen... sevdiğim, seviştiğim, aşık olduğum her şeysin. Seni bana gönderdiği için Tanrı'ya minnet etmediğim bir gün bile yok biliyor musun? Senden sonra uyuyorum, sana bakıp sana sahip olduğum için Tanrı'ya dua ediyorum. Senden önce uyanıp seni izliyorum, güzelliğini izliyorum. Bana ait olmanı seviyorum Magnus, beni sevmeni seviyorum. Ve seni seviyorum, her zaman her şekilde sevmeye devam edeceğim."

Boynuma birkaç öpücük bırakıp öylece bana sarılmaya devam etmişti.

Bu konuşma belki de Alec'in şu ana kadar yaptığı en uzun konuşmaydı. Büyük ihtimalle bir daha asla bu kadar uzun bir konuşma yapmayacaktı.

Ona sarıldım. Her şeyden korumak istercesine sarıldım ona. Yatağa uzandık, hiçbir şey konuşmadan sadece sarıldık.

O an için sessizliğimizle konuştuk birbirimizle. Bedenim ile destek oldum ona. Her duygusunu hissettim, her soluğu boynuma çarptı.

Ona sarılmak her şeydi benim için. Onun soluğunu hissetmek çok değerliydi.

Alec'in sarılmaz yaraları vardı, ne yaparsam yapayım ilacını asla bulamayacaktım. Sadece... onun acısını az da olsa hafifletecektim işte.

Birkaç ay öncesine kadar bu hayatta sahip olduğum hiçbir şey yoktu. Bomboş bir insandım.

Ama Tanrı bana bir amaç vermişti. Alec'i korumam gerekiyordu.

Ve ben bu amaca sonuna kadar sadık kalacaktım.

...

Sen ne güzel bir bölümsün öyle

Kod: 18 Deney BaşarısızKde žijí příběhy. Začni objevovat