✨3.Bölüm - Pandus'un Filizleri✨

En başından başla
                                    

''Eğer doğruyu arayan kalpler içinse bu yolculuk Ervel'in ışığı kutsayacak tüm Alrulalis'i Azanod'un Muhteşem Köprüleriyle. Fakat arayışınız karanlıksa lanetim yükselsin tüm Alrulalis'li bedenlerde. Pusula sen olacaksın Noris'ten doğma Kral Azanod. Eğer sana bahşettiğim hediyenin asıl amacını bir gün unutursan işte o zaman bunun cezasını seninle birlikte herkes çekecek. Tamahkarlığıyla yükselenler ışığımdan vazgeçecek.. ve birer Horikalara dönüşecekler. ''

Tanrıça Ervel'in kehanetinden sonra, Azanod'un Muhteşem Köprüleri'nin yükseldiği söylenir. Fakat hikaye maalesef iyi bitmedi. Kral Azanod Ervel'in bahşettiği köprüleri amacının dışında kullanmaya çalıştı.''

Ellon'ın anlattıklarından tüğlerim diken diken olmuştu. Meraklı bir ifadeyle,

''Sonra ne oldu?''

dedim

Ellon ise,

'' Azanod'un Köprüleri ne amaçla kullandığını kimse bilmiyor. Amacının dışında kullanması sebebiyle Ervel'in kehaneti gerçekleşti. Alrulalis'li olan yada Alrulalis'te doğan her kişi birer horikaya dönüştü. Lanetten dolayı köprülerin asıl sihri ve gizeminin hafızalardan silindiği söylenir. Bir zamanlar ışık ve güzellik saçtığı söylenen Azanod'un Muhteşem Köprüleri şimdiyse Yıkılmış Köprüleri olarak nam salmış durumda.. ben ve benim gibi halk ise Azanod yüzünden Horika'ya dönüşmüş durumdayız. ''

Duyduklarımdan sonra şaşırmıştım. Eğer bu yaratığın söyledikleri doğruysa koca bir halk bir kral yüzünden istemediği bir şeye dönüşmüştü. Merakla tekrar söze girdim ve,

''Kral Azanod'a ne oldu peki?''

dedim.

Ellon ise,

''Kimse bilmiyor.. bir çok söylenti var kimisi Ervel'in lanetinin onu bambaşka bir yaratığa çevirdiğini ve insani özelliklerini yitirdiğini söylüyor. Kimisiyse Reveland kalesinde hapis ve tutsak kaldığını söyler. Azanod'a ne oldu bilemem ama Reveland'ın surlarından bile öyle oluk oluk bir kötülük saçılıyor ki kimse oraya yaklaşmaya dahi cesaret edemiyor. "

Duyduklarımdan sonra ürkek bir ifadeyle,

"Senin ve halkın adına üzüldüm peki bu laneti kaldırmanın bir yolu var mı?"

dedim

Ellon ise artık umutsuz bir tavırla,

"Senelerce bir çok yol denendi. Halk tanrılara dualar etti. Hatta kimisi Tanrıça Ervel'in lanetini kaldırması için kurban bile verdi. Fakat yıllar geçtikçe arayışın yerini karanlık aldı. Alrulalis'li olan halk artık horika olmayı özümsedi. Başka ne yapabilirlerdi ki ? Sürekli başarısızlığa uğramak insanı kırar Alester."

Ellon sessizleşmişti. Anlattıklarından yüz ifadesine baktığımda umutsuzluğu görebiliyordum. Şüphesiz burada korkunç bir şey yaşanmıştı. Bencil davranmak istemiyordum ama peki ya ben? Ben burada ne olacaktım? Akenor neden beni bu lanetli topraklara bırakıvermişti? Aklım ve kalbim karışmıştı düzgün düşünemiyordum. Ellon Astavya'nın bu bölümünden çıkış olmadığından bahsetmişti.. bu tam olarak ne demekti? Yutkundum ve söze girdim,

"Senin ve halkın adına gerçekten üzgünüm Ellon. Peki Astavya'nın bu bölümünden çıkış yok demiştin. Ben Alrulalis'te mahsur mu kaldım? Neden çıkamıyorum?"

dedim

Ellon kuyruğunu dikleştirerek gerindi ve,

"Yazıtlarda geçen kehanet oldukça net bu yüzden;

Pandus ağacı kadar zarif bir rüzgar esecek Astavya topraklarında,

Oryus Mürekkebi'nin çiçeği son tomurcuğunu açtığında Akenor şahlanacak kanatlarıyla,

Ervel'in Masumluğu , Hakimis'in Dürüstlüğü ,Girgo'nun Cesareti , Rinos'un Doyumluluğu bulunduğunda,

Seçim yapılacak kaybedilen algılarda ki savaş için sonsuzluğa.

Alrulalis sadece bir bitiş değil aynı zamanda başlangıç. Tanrıça Ervel öyle bir lanetle topraklarımızı mühürledi ki Alrulalis yeniden aklanmadan burada hayat devam edemez yada dışarıya bir hayat çıkamaz. Büyük tanrılar Alrulalis'te ki laneti biz onu yaşamadan evvel biliyorlardı. Yazıtlara işlenen kehanetler asıl Astavya'nın yeni kurtarıcısına hizmet ediyor. Saçmalık yada gerçek bilemem.. ama Alrulalis'in bir rolü var Alester belkide bu yüzden lanetlenmişizdir."

Ellon'ın söyledikleri üzerine donup kalmıştım. Eğer haklıysa Akenor beni buraya boşuna getirmemişti. Yazıtlarda geçenler.. bunları Akenor'da söylemişti. Belki belkide.. yapmam gereken Alrulalis'e yardım etmekti. Ben düşünceler içerisinde savaş veriyorken. Etrafımızdaki ormanlık alandan bir çığlık koptu ve yer sallandı. Korku ve endişeyle Ellon'a,

"Bu da neydi şimdi?"

dedim

Ellon ise aşırı şaşırmış ve gözleri büyümüştü. Az ilerideki açık alanda bulunan ve yerdeki bir deliği işaret ederek,

"Umarım bu düşündüğüm şey değildir koş dedi."

Ellon büyük bir korkuyla, uçarak deliğe doğru ilerlemeye başladı.

Neler olduğunu anlamadan koşmaya başladım, arkamdan gelen sesler ve sallantılar giderek artmaya başlıyordu görünürde kimse yoktu fakat çıkan sesler büyük bir şeyin habercisi gibiydi.

Ellon deliğe yakınlaşır yakınlaşmaz aşağı doğru alçaldı, ben ise onu yakalamaya çalışıyordum gerçekten çok hızlı uçuyordu. Arkamdan gelen sesler iyice yükseliyor yerin sallantısı ise dahada şiddetlenmişti, Ellon yere inmiş yüzgeçsi elleriyle çabuk ol işareti yapıyor ve dehşet içinde bana bakıyordu.

Yerin altında bir şey hissetmeye başlamıştım. Sanki bana doğru gelen bir şeydi ve hemen arkamdaydı. Korku ve panikle Ellon'ın yanına varınca üzerine doğru kapaklandım. Üst üste düşmüş Ellon altımda kalmıştı. Toparlanmaya çalışıp ayağa kalkarken Ellon'ın elektrik akımları yayan o kuyruğuna elim çarptı. Ondan sonra olanlar ise neredeyse kalbimin durmasını sağlayacaktı. Ben kuyruğa dokunur dokunmaz ikimizin arasında bir bağ oluştu. Ellon' dan gelen bir güç bana geçti. Sanırım güç benim üzerinden aktı kanal gibi bir şey olmuştum saniyelikte olsa. Vücudum ışık saçtı ve gücü geride kalan arkamızdan gelen şeye doğru istemsizce ittirmiştim.

Deniz dalgası gibi yüksek bir ışık gelen şeye doğru ilerledi ve çarpıştı. Çarpışmanın etkisinden bir dalga yayıldı ve Ellon ile tam kalkmışken tekrar yere düştük. Sonrasında duyduğum ses bir inildeme ve çığlık oldu. O gelen şey ne ise canı yanmış ve hızla uzaklaşmaya başlamıştı.

Ellon ile tekrar ayağa kalkmaya çalıştığımızda çarpışmanın olduğu alanda toprağın altından ışık şeklinde net görünmeyen filizler yukarıya doğru yükselmeye başlamıştı.

Ellon ile birlikte ışığın yükseldiği alana doğru koştuk. Yüz ifadesinden anladığım kadarıyla o da neler olduğu hakkında fikri yoktu.

Çarpışmanın olduğu yere vardığımızdaysa Ellon şaşkınlıktan deliye dönercesine gözleri parıldadı, ışık kümesinin içinden çıkmaya çalışan filizlerden birine yüzgecini götürdü ve,

"Bu..bu mümkün değil. Bu bu.. Pandus ağacı filizleri ."

dedi

Ben titrek bir ifadeyle Ellon'a bakakaldım. O ise cümlesine şöyle devam etti,

"Alec Alester sen kimsin? ve ne yaptın"

*Bütün hakları saklıdır, telif hakları alınmıştır.

Kitaba yönelik yorum ve oylarınızı eksik etmeyin ✌🏻görünmez okur olmayın :) Keyifli okumalar dilerim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 18, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ALEC ALESTERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin