"Tabiki de böyle bir durum olsa söylerdim. Ama yok. Gerçekten kusura bakmayın."

Mehmet Bey, Martin'i  bıraktığında söylenerek gitti.

"Bu kadarını yapacağını bilmiyordum. Bravo sana."

"Sen kaşındın demiştim."

"Seninle uğraşamıcam."

"Bunu öğrendiğin iyi oldu."

Dediğim anda Mars'ı tekrardan arka koltuğa oturtup kemerini bağladım ve şoför koltuğuna geçtim.

"Sen gerçekten oyunculukta iyisin." demişti yanıma oturduğun da.

"Tiyatro kulübündeyim demiştim."

"Keşke pastacı olmak yerine oyuncu olsaydın."

"İşimde mutluyum sayın ressam Ata Martin."

"Ata deme."

"Deme diyorsun ama resimin imzasında kullanıyorsun ve  hayranların sana Ata diyor. Ben deyince ne oluyor?"

"Ata ismini sevmem. Ve Martin ismini de İtalya'ya taşındıktan 2 yıl sonra yeni bir kimlik çıkartarak ekledim. Ne önceki benden ödün verdim ne de sonraki benden."
Hiç bir şey anlamasam da ilgimi çeken İtalya olmuştu.

"İtalya'dan mı geldin?"

"Evet. Kafene geldiğim gün."

"İtalya müthiş bir ülke değil mi? Orada yaşamakta çok güzeldir. Kaç yıldır oradasın?"

"Bakıyorum da İtalya deyince yelkenlerin suya indi."

"İtalya deyince kendinden geçmeyen yoktur bence."

"Olabilir. 7 yıldır oradayım ve çok güzel bir yer."

"Her yerini gezdin mi?"

"Çoğunluğunu evet. Resim yaparken farklı mekanlar ilham veriyor.Daha önce gittin mi?"

"Üniversitedeyken gitmiştim ama sadece 5 günlüğüne çok tadını çıkaramadım."

"Belki bir gün götürürüm seni."

"Senle mi? O zaman iptal et bu düşünceni."

"O kadar diyorsun yani." sadece omuzumu silktim. Aslında hiç bir kötülüğünü görmemiştim ama onunla uğraşmak hoşuma gidiyordu.

"Bir gün bana karşı çok iyi olacaksın ve belki de söylediklerin de pişman olcaksın ."

"Ben pişmam olmam."

"Bak yine büyük konuşuyorsun. Bu laflarını sana hatırlatacağım."

Son söylediği sözlerden sonra bir daha konuşmadık. Ve kısa sürede restorana geldik.

"Biz 2 tane köfte tabağı alalım. Birde yanına ayran lütfen." diyerek başımızda dikilen garsona baktım.

"Bende aynısından." dedi Martin garson başımızdan hızla uzaklaştığın da Mars'a baktım.

"İstediğin başka bir şey var mı birtanem."

"Bol fındıklı kurabiye ve süt. Ama seninkilerden."

"Olmuş bil güzellik." diyerek yanağından öptüm.

Başka bir garson kız servisleri yaptığında Martin'e baktı ve bir şey söyleyecekmiş gibi duraksadı. Servisleri yapıp geri çekildi ve arkasını döndü. Bir kaç saniye geçmeden bize döndü.

"Siz ressam Ata Martin Aras değil misiniz?"

"Evet benim."

"Bir gün sizinle çalıştığım yerde karşılaştığımı söyleseler gülerdim. Ama şuan gerçek oldu."

GÖKKUŞAĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin