İç sesimi umursamayarak Rosalinda'ya döndüm. "Bak canım, böyle yaparak ablanı da çok üzüyorsun. Biz senin iyiliğini istiyoruz." Ofladı.

"Beni anlamıyorsun!" Sıkıca bileğimi tuttuğunda afalladım. Birkaç saniye sonra bileğime baktı ve hızla çekti. "A-anna ben özür dilerim." Kızaran bileğimi sıvazladım.

"Sorun değil."

"Bak, hastaneye yatmadan önce ben de iyi olduğumu düşünmüyordum. Ama burada uzun vakit geçirdim. Sahteyle gerçeği ayırabiliyorum. Kriz geçirme sebebim bu melek-şeytan olayı değildi. Geleceklerini en başından biliyordum zaten." Derince nefes aldı. "Burada, gördüğün bu hoş beyaz odada kalmıyorum. Zaten ziyaretler haftada bir oluyor. O günler dışında eski, harabe bir yere götürülüyoruz." Şaşkınlıkla gözlerimi büyüttüm.

"Rosalinda.. bu, bu gerçekten büyük bir suç. Belki kabuslarınla karıştı-" sözümü kesti.

"Bana inanmalısın. Orada yasal olmayan bir sürü tedavileri üzerimizde deniyorlar. Orada herkes aklını yitirmiş durumda. Bir tek ben varım sağlam. Ama Ruth bana inanmıyor." Dudaklarımı birbirine bastırdım. Ona inanmamı istiyordu. Ama bunlar çok uçuk şeylerdi!

Konuşmama izin vermeden devam etti. "Ben artık kurtarılmayı beklemiyorum, hayatım çoktan mahvoldu. Her gün o yaratıkların yüzü gözümde canlanıyor. Ama bana inanman gerekiyor. A-ablama söylediğimde daha çok üzülüyor, durumumun kötüye gittiğini düşünüyor. Bana ancak sen yardım edebilirsin!"

Duraksadım. Ne yapacaktım? Rosalinda karşımda öyle çaresiz duruyordu ki. "Onlar... nasıl gözüküyorlar?" dedim istemsizce. Rosalinda gözlerini sıkıca yumdu. "Eğer rahatsız oluyorsan anlatmak zorunda değilsin."

Gözlerini açtı. "O.. o şeytanın açık kahve ve insanı büyüleyen bakışları var. A-ama bir şey yapacağı zaman simsiyah oluyor. Ve yüzü..." gözünden bir damla yaş süzüldü. "Korkunç, Anna. Anlatamayacağım kadar korkunç. Ne olduğunu bilmiyorum ama bir sebepten dolayı buradalar ve işin içinde sen de varsın." Lucifer'den bahsediyordu. Ama onu hiçbir zaman görmemişti. Nasıl bilebilirdi? Demek ki siyah gözleri tek gören ben değildim! Bu.. bu onun şeytan olduğu anlamına mı geliyordu? Eğer şeytansa neden bana yardım etmişti?

Bakışlarımın ardındaki korkuyu fark etmişti. "V-var değil mi? Öyle biri var. Sana tarif ettiğim gibi biri var!" Derince nefes aldım.

"Bak Roz, sen şimdi sakin ol." Bu anlattıkları doğruysa eğer, onları bir yere götürüp yaptıkları şeyler de doğruydu. "Gerçekten sizi götürüyorlar mı?" Umutsuz bir şekilde kafasını salladı.

"En son gittiğimde elektro şok yedim, normal şartların çok çok fazla üstünde. Bir de üzerine şeytanı tekrardan gördüm. Bu yüzden kriz geçirdim. Beni apar topar geri getirip babamlara haber verdiler." Yaşadıkları gerçekten berbattı. Güven vermek istercesine elini sıktım.

"Bunu.. bunu halledeceğim. Bu hastaneden çıkacaksın."

"Bunu istemiyorum Anna. Sadece.. sadece seni uyarmak istemiştim. Gerçek hayata dönemem, onların hayalini görmek bile berbatken gerçek hayatta göremem." Kafasını geriye doğru yatırdı. "Ama doktorumu değiştirmeniz beni kurtarır. Bana ancak böyle yardım edebilirsin." Kafamı salladım.

"Ruth ile konuşacağım. Sen merak etme." Gülümsedi.

"Çok teşekkür ederim Anna. Bu iyiliğini asla unutmayacağım." Kolunu sıvazladıktan sonra ayağı kalktım.

Kapıdan çıktığım anda Ruth başıma dikildi. "Neden bu kadar uzun kaldın? Bir şey dedi mi? Ne konuştunuz?" Kısa bir kahkaha attım. Bu kahkahanın tek sebebi gerginliğimi atmak istememdi.

"Bunları konuşacağız Ruth. Ama önce Rosalinda'nın doktorunu değiştirmemiz gerekiyor. Bir an önce." Kaşları çatıldı.

"Roz neler söyledi Anna? Doktordan memnun değil mi? Bana neden söylemedi ki?" Sesi sonlara doğru güçsüzleşmişti. Onu rahatlatmak için sıkıca sarıldım.

"Şu doktor işini halledelim. Rosalinda iyi olacak, güven bana."

Ruth'a destek olma amacıyla işlemler bitene kadar beklemiştim. Bu işlemler sırasında Rosalinda'nın doktorundaki öfkeyi görmemek için kör olmak gerekirdi. Kızcağız bu kadar zaman nasıl dayanmıştı? Sadece Rosalinda da değil, bu adamın bir sürü hastası vardı. O insanlar neler yaşıyordu kim bilir? Buna müdahale etmeliydim.

Ruth'un babası Şerif idi. Bana yardımcı olacağına emindim. Ama önce Lexi'nin uyanması gerekiyordu. Ruth'un yanından ayrıldıktan sonra Lexi'nin yanına gelmiştim. Annem halsiz ve yorgundu, dinlenmesi için ona eve yollamıştım. Tabii öncesinde Lexi uyandığında haber vereceğime dair bir sür söz verdirmişti.

Saat geceyarısına yaklaştığında gözlerim istemsizce kapanıyordu. Sandalye başında uyukluyordum. Bugün o kadar çok şey yaşamıştım ki, yorgun düşmem normaldi. Kapı hafifçe aralandığında gözlerimi açık tutmaya çalışarak kapıya baktım. "Kızıl?"

Lucifer gelmişti. Dudaklarımı birbirine bastırarak sakinleşmeye çalıştım. Karşımda duran bir şeytandı. Gerçek bir şeytan. Bunu düşünmemeye çalışıyordum ama kalp atışlarım tam tersini gösteriyordu. "S-sen neden geldin?" Yanıma doğru geldiğinde sandalyeden kalktım.

"Nasıl olduğuna bakmak için." Yutkundum. Böyle söylerken bakışlarından tehlike akması normal miydi? Belki de bana öyle geliyordu.

"İyiyim ben, Lexi'nin uyanmasını bekliyorum işte." Bana doğru bir adım daha attı.

"Kalbin neden bu kadar hızlı atıyor?" Kalp atışlarımı duyabiliyor muydu? İnsan olmadığı için bu normal olmalıydı. Tanrım! Bu nasıl mümkün olabilirdi? Karşımda bir şeytan dikiliyordu!

"H-hiç, yorgun olduğum içindir." Aramızdaki mesafe azalmıştı. Şu an gerginlikten bayılabilirdim. Başım ağrımaya başlamıştı.

"Yarın bizimlesin." Kaşlarımı kaldırdım.

"Ne?"

"İşlerimiz var." Şaşkınlıkla ona baktım.

"Lexi'nin yanında olmam gerekiyor. Ne işimiz var?" Dudağı alayla kıvrıldı.

"Buraya gelmemize sebep olan iş tabii." Afalladım. Kulağıma doğru eğildi. "Her şeyi bildiğini ama inanmak istemediğini biliyorum Kızıl." Nefesi yüzüme çarpıyordu. Sıkıca gözlerimi yumdum.

"B-benden uzak dur," elini saçlarımda dolaştırmaya başladı. "Lütfen." Yaşadığım korkunun haddi hesabı yoktu.

"Kardeşini kurtarmamın bedeli olacağını biliyordun herhalde." Kesik bir şekilde nefes aldım. Bu sırada gözümden bir damla yaş süzüldü. Nasıl bir şeye bulaşmıştım ben böyle? Hafifçe sırıtarak bileğimi duvara yasladı.

"Şeytanla anlaşma yaptın güzelim. Ve buna uymak zorundasın."




Ne yapıyorsun Lucifer...

Rosalinda'nın derdini de öğrenmiş olduk. Bundan sonra neler olacak acaba?

Lucifer'in bahsettiği iş ne acaba?

Bölüm günleri Salı, Perşembe ve Cumartesi. Haftada 3 bölüm geldiği için bölüm uzunluğu bu şekilde, anlayışlı olursanız sevinirim^^

MÜHÜROpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz